Çevrimdışı

Shadow Nickli Üyeden Alıntı Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Kesinlikle doğru bir konuya değinmişsiniz. Gerçekten 2001 ile 2011 arasında dağlar kadar fark var mali konularda. Fakat önemli bir noktayı atlamamak lazım. Başbakan'ın yerinde kim olsa, o da Türkiyede isim yapmış firmaları veya yerleri satsa, ülke yine çok para kazanırdı. Buna rağmen 80 yılda 148 milyar dolar borcu olan Türkiye'nin, AKP iktidarı boyunca (sadece 7 yıl) 285 milyar dolar borcu olmuş. Faize karşı olan AKP, 225 milyar dolar faiz ödemiş. AKP başa geçtiğinden beri işsizlik oranı %3 artmış. (Belgeleri görmedim o yüzden görülen yerine duyulan geçmiş zaman ekleri kullandım. Dileyen Resmi Belgeleri araştırabilir. Hurriyet gazetesi yardımcı olur bu konuda.) Ben şahsen araştırmaya gerek duymuyorum, partinin başındaki zat-i muhteremden ötürü. Ayrıca yiğidi öldürüp hakkını vermeyi bilin tarzı bir cümle yazmışsınız. Yiğit, kişiler için kullanılan bir yakıştırmadır. Dolayısıyla siz bu lafı iktidar parti için değil, başındaki kişi için söylemiş oluyorsunuz. Gerçekten çok espirili bir yakıştırma olmuş.

Degindigin noktada önemli bir nokta ama Şuanki durum 2001'den kötü değil. Yaşın en azından 20-21 sanıyorum illaki 2000'li yılların başını hatırlarsın. Dakikada bir dükkanın kapandıgı dönemleri unutmak mümkün değil. Eger Kıyaslanacak dönemler 2001 ile 2011 dönemleri ise sadece 1 madde ile iki dönem arasındaki uçurumu rahatlıkla görebiliriz ;

Alıntı:

- Borsa yüzde 15 gibi tarihî bir düşüş yaşadı, 21 Şubat'ta gecelik faiz yüzde 7 bin 500'e fırladı

Bu madde aslında çok şeyi açıklıyor aslında. Ancak Kıyaslama kıstasımız 1923 ile 2011 ise AKP hükümeti yine en başarılı hükümettir. Bunu söylemek için kahin veya çok üst düzey ekonomist olmaya gerek yok. Annemin anlattıgı bir olayla durumu daha açık bir şekilde belirteyim ;

Alıntı:

- Biz bu ülkede 3 tane margarin için Tüm gün 1 kova su için 2 gün sokakta bekledigimiz günleride biliriz. Tüp konusuna değinmiyorum bile.

Evet o dönem darbeler ve iç karışıklıklar yaşanmış olabilir ama ekonomi bu denli zayıf olamaz. Yigidi Öldürüp hakkını vermek konusunda hala aynı fikirdeyim. Ne yapalım ? 3'lü koalisyon hükümetinimi savunayım ? Bu ülke o koalisyon yüzünden ne kadar gerilere gitti şuanki düzelmiş durumu görmemek için gözlerimiz ve kulaklarımızı tıkamamız lazım. Leyla Nickli arkadaşın dedigi gibi AKP kötünün iyisi bir parti. Şuan Hukumette CHP veya MHP olsaydı bu rakamların çok daha beteri karşımızda olabilirdi. Tekrar ederim eger kıyaslanacak dönem 2001 ile 2011 ise aşşagıdaki linkteki haberler konuya daha netlik kazandırır.

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Ama dedigin gibi bu zamana kadar bunca konu açıldı ancak hepsi sonuçsuz kaldı. Her iki tarafında savundugu fikirlerde dogruluk payı var. Açıkcası Türkiyenin genel borcu hakkında pek fikir sahibi değilim ancak işsizlik oranı hakkında daha önceden okudugum habere göre işsizlik oranı %11'e düşmüş. Buda sanırım 6 Milyona tekabül eder. Haber linki aşşagıda ;

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

 

Çevrimdışı

Shadow Nickli Üyeden Alıntı Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Kesinlikle doğru bir konuya değinmişsiniz. Gerçekten 2001 ile 2011 arasında dağlar kadar fark var mali konularda. Fakat önemli bir noktayı atlamamak lazım. Başbakan'ın yerinde kim olsa, o da Türkiyede isim yapmış firmaları veya yerleri satsa, ülke yine çok para kazanırdı. Buna rağmen 80 yılda 148 milyar dolar borcu olan Türkiye'nin, AKP iktidarı boyunca (sadece 7 yıl) 285 milyar dolar borcu olmuş. Faize karşı olan AKP, 225 milyar dolar faiz ödemiş. AKP başa geçtiğinden beri işsizlik oranı %3 artmış. (Belgeleri görmedim o yüzden görülen yerine duyulan geçmiş zaman ekleri kullandım. Dileyen Resmi Belgeleri araştırabilir. Hurriyet gazetesi yardımcı olur bu konuda.) Ben şahsen araştırmaya gerek duymuyorum, partinin başındaki zat-i muhteremden ötürü. Ayrıca yiğidi öldürüp hakkını vermeyi bilin tarzı bir cümle yazmışsınız. Yiğit, kişiler için kullanılan bir yakıştırmadır. Dolayısıyla siz bu lafı iktidar parti için değil, başındaki kişi için söylemiş oluyorsunuz. Gerçekten çok espirili bir yakıştırma olmuş.

Seninde Atladığın Bir Nokta Olabilir mi Acaba Kardeşim ?

Örn; 2001'de Hangi Şirketimiz Yurt Dışından Borç Para Alabiliyordu ?
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

2010 Yılında Şirketlerimize Verilen Borçlarda Bizim Ülkemizin Borcu Olarak Görüldüğünden Olabilir mi Acaba ?

Ayrıca Maliye Bakanı Şimşek'in Açıklamasıda Gayet Ayen Beyan Ortada ;

''Türkiye'nin iç ve dış borcu'' ile ilgili soruyu yanıtlayan Şimşek, Türkiye'nin toplam iç ve dış kamu borcunun 2002'de brüt 256,9 milyar TL olduğunu belirterek, bunun milli gelire oranına bakmak gerektiğini kaydetti.
ABD'nin 10 trilyon dolardan, İtalya'nın 2 trilyon dolardan fazla borcu olduğunu ifade eden Şimşek, ''Bir ülkenin mutlak borcuna bakılmaz, borcun milli gelire oranına bakılır. Kamunun toplam net dış borcu milli gelirin yüzde 1'i kadar bir düzeye düşmüştür. Toplam borç, 257 milyar dolardan ikinci çeyrek sonu itibarıyla 479 milyar liraya ulaştı. Milli gelir ise 350 milyar liradan 1,2 trilyon liraya çıkacaktır. Borç, bir kat dahi artmamış ama milli gelir 4 kattan daha fazla artmıştır. Hesap ortada'' dedi.


Aklı Fikri Olan İdrak Edecektir Rakamları Galiba, En Azından İMF'ye Artık Ne DErse He Deyip Ecevit Bahçeli Hükümeti Gibi Yüsek Faizlerle Para Almıyorlar Ülkemiz Adına.


Durmak Yok Yola Devam
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
% Kaç Olur Sizce Vatandaşımız Galiba Bilinçleniyor Bilinçsiz Oy Kullanmıyorlar Küçük Yalanlarla Kanmıyorlar.
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Ayrıca "Aysun KAYACI'yı sevgiyle anıyorum" dan anladığım taş gibi Aysun KAYACI'nın Oyunun Senin Oyunla Eşit Değerde Olmadığımı
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

__________________

Zambaklar en ıssız yerlerde açar Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir.

 

Çevrimdışı

glu Nickli Üyeden Alıntı Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Haber linki aşşagıda ; [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Konudaki ilk mesajda paylaşılan mesaj Cumhuriyet gazetesi yazarına ait bir mesaj ve gazeteyi muhalefet yanlısı veya direkt iktidar karşıtı gördüğünüz için "Cumhuriyet gazetesi yazarıymış ne beklenebilirki?" gibi bir cevap vermiştiniz. Şimdi bana AKP yanlısı bir gazeteden yazılar gösteriyorsunuz. Bakmaka bile gerek duymuyorum, zaman gazetesi işte ne beklenebilirki? AKP'yi mi kötüleyecek. (Yaşım 26 bu arada)

Asimavi Nickli Üyeden Alıntı Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Seninde Atladığın Bir Nokta Olabilir mi Acaba Kardeşim ? Örn; 2001'de Hangi Şirketimiz Yurt Dışından Borç Para Alabiliyordu ? :) 2010 Yılında Şirketlerimize Verilen Borçlarda Bizim Ülkemizin Borcu Olarak Görüldüğünden Olabilir mi Acaba ? Ayrıca Maliye Bakanı Şimşek'in Açıklamasıda Gayet Ayen Beyan Ortada ; ''Türkiye'nin iç ve dış borcu'' ile ilgili soruyu yanıtlayan Şimşek, Türkiye'nin toplam iç ve dış kamu borcunun 2002'de brüt 256,9 milyar TL olduğunu belirterek, bunun milli gelire oranına bakmak gerektiğini kaydetti. ABD'nin 10 trilyon dolardan, İtalya'nın 2 trilyon dolardan fazla borcu olduğunu ifade eden Şimşek, ''Bir ülkenin mutlak borcuna bakılmaz, borcun milli gelire oranına bakılır. Kamunun toplam net dış borcu milli gelirin yüzde 1'i kadar bir düzeye düşmüştür. Toplam borç, 257 milyar dolardan ikinci çeyrek sonu itibarıyla 479 milyar liraya ulaştı. Milli gelir ise 350 milyar liradan 1,2 trilyon liraya çıkacaktır. Borç, bir kat dahi artmamış ama milli gelir 4 kattan daha fazla artmıştır. Hesap ortada'' dedi. Aklı Fikri Olan İdrak Edecektir Rakamları Galiba, En Azından İMF'ye Artık Ne DErse He Deyip Ecevit Bahçeli Hükümeti Gibi Yüsek Faizlerle Para Almıyorlar Ülkemiz Adına. Durmak Yok Yola Devam :) % Kaç Olur Sizce Vatandaşımız Galiba Bilinçleniyor Bilinçsiz Oy Kullanmıyorlar Küçük Yalanlarla Kanmıyorlar. :) Ayrıca "Aysun KAYACI'yı sevgiyle anıyorum" dan anladığım taş gibi Aysun KAYACI'nın Oyunun Senin Oyunla Eşit Değerde Olmadığımı :)

Maliye Bakanıyla ilgili yazdığın yazıda da sen bir eksiklik bırakmış olabilir misin kardeşim?

"MHP Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan, 2009 yılı bütçesinin, o zaman dile getirdikleri gibi gerçekçi olmadığını, bu durumun 2009 yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı ile ortaya çıktığını savundu.

MHP Isparta Milletvekili Nevzat Korkmaz, dünyadaki en borçlu ülkelerdenbirisinin Türkiye olduğunu savunarak, AKP hükümeti borç toplamını ikiye, üçe katlarken bu paralar nereye harcanmıştır. Refah artışı sağlanamadığına göre hangi sektörlere ve kimlerin cebine yönlendirilmiştir? diye sordu."

Haberin devamı bu. Ayrıca;

"Milli gelir ise 350 milyar liradan 1,2 trilyon liraya çıkacaktır. Borç, bir kat dahi artmamış ama milli gelir 4 kattan daha fazla artmıştır."

Maliye bakanı bu cümle içerisende hem çıkacaktır diyip varsayımda bulunmuş hemde çıktığını düşünüp, varsayımına kesinlik katıp 4 kattan fazla artış olduğunu belirtmiştir. Bana göre bu göz boyamaktan başka bir şey değildir. Ki varsayım cümlesine kesinlik katarak, dış borç ile milli gelir oranının %1'e düştüğünü belirtmiştir. Kaldıki ortada böyle bir şey yok.

Okuduklarınızı idrak edemiyor musunuz? Ya hadi her şeyi geçtim, parti başkanının ve partinin yaptıkları ortada. Hala durmak yok yola devam diyorsanız, daha çok güdüleceksiniz. Şu an buraya bunları yazmamızı sağlayan internet servisi bile bizim değil, yabancıların (AKP sayesinde), özelleştirme yapıyoruz diyorlar ama kalksınlar baksınlar bakalım Japonya'ya, özelleştirme nasıl yapılırmış... (Özelleştirme kötü bir şey değildir ama özelleştirilen yerler satılmayıp kiralanırsa)

Hatta yakın zamanda yaptıkları ve doğrudan benim çevremi etkileyen bir olayıda paylaşayım. Şimdi hükümetin yönetimini değiştirdiği YÖK kurumu üniversitelerden atılmış öğrencilere af olayını resmi hale getirdi. Öncesinde 4 senelik üniversitelerde azami süre olan 7 yılı gelen öğrencilere sene sonunda süpürme sınavı diye tabir edilen ek sınav hakkı verilirdi. Şimdi atılma resmi olarak kalktığı için, 7. senesinde ek sınav haklarına güvenen öğrenciler 8. senelerine kayıt yaptırabilmek için %200 oranında ödeyecekleri harç parasını biriktirmeye başladılar bile. Yani her seferinde, bir işi düzeltiyor gibi gözüküyorlar ama ortada düzelen bir şey yok. Masumca bakıldığında iyilik yapıldığı gibi algılanıyor ama (bir taraf zarar, diğer tarafsa yarar görüyor, belki atılan akrabaları vardır.) üniversitelerde bile amaç farklı...

Aysun KAYACI olayı nasıl bir şey biliyor musun? Hani dağdaki çoban olayı falan vardı, hatırlarsın. Gerçekten haklı aslında. Hadi çobanı geçtim, sokaktaki it kopukla benim oyum aynı olmamalı. Saçma sapan bir şey bu. Ama AKP olaya kesin çözüm bulmuş bile. 12 haziran öğrencilerin final sınavlarına denk geliyor. İkametgahını aldırabilirler bu süreç içerisinde ama 1 haftasını sadece yumurta yiyerek geçiren üniversite öğrencileri gördüm, tanıdım. Bu insanlar hangi parayla memleketlerine gidip bu işlemleri yapacaklar? Üniversiteli gençlerden, tam randımanlı bir etki görülemeyeceği kesin. Kaldık mı Aysun KAYACI'nın dediği şeye yine? :) Askerliğide bu oy muhabbetine benzetmeye çalışıyorlardı. Ben 4 sene okuyup mühendis olacağım, arkadaşım 6 sene okuyup doktor olacak ve kahvede bütün zamanını batak oynayarak harcayan bir adamla aynı statüde askerlik yapacağız. Oh ne güzel İstanbul :)

Neyse, şu an tek sevindiğim konu altında tartışma olmadığı. En azından seviyeli bir şekilde konuşabiliyoruz artık bu forumda. Ama yine de kimse kimsenin düşüncesini değiştiremeyeceği gerçeğiyle karşı karşıyayız.

Belkide insanların bir şeyleri anlaması için yaşaması gereklidir. Kimse kimsenin boğazına basmıyor nasılsa AKP'ye vereceksin ya da vermeyeceksin oyunu diye. 12 haziran'da seçimlerde verirsiniz oyunuzu istediğinize. Burada aynı şeyleri gündeme getirmeye gerek yok. Kaldıki son mesajımı yazdıktan 16 saat sonra yazıyorum bu mesajımı. Yani zamanımda yok, sonuç alınamayan tartışmalara mesaj yetiştirmeye.

 

Çevrimdışı

Alıntı:

Konudaki ilk mesajda paylaşılan mesaj Cumhuriyet gazetesi yazarına ait bir mesaj ve gazeteyi muhalefet yanlısı veya direkt iktidar karşıtı gördüğünüz için "Cumhuriyet gazetesi yazarıymış ne beklenebilirki?" gibi bir cevap vermiştiniz. Şimdi bana AKP yanlısı bir gazeteden yazılar gösteriyorsunuz. Bakmaka bile gerek duymuyorum, zaman gazetesi işte ne beklenebilirki? AKP'yi mi kötüleyecek. (Yaşım 26 bu arada)

Bunu yazacagın daha linki kopyaladıgım anda aklıma gelmişti
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Not düşecektim ancak aşırı önyargılı bir insan olmadıgını varsaydıgımdan not düşmedim
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Haberi yapan gazete Zaman gazetesi olabilir ancak haberdeki istatistiki bilgileri saglayan kurum Zaman gazetesi değil TUİK'tir (Türkiye İstatistik Kurumu). Hani bu konuda Albert Einstein'in o ön yargı ile alakalı meşhur sözü aklıma gelmiyor değil. Neyse sonuç olarak TUİK'in açıkladıgı rakamlarla sizin ve Bekir Çoşkunun söyledigi rakamlar birbirini tutmuyor yani İşsizlik artmıyor aksine azalıyor.

 

Çevrimdışı

Siz önyargılı olmasanız, Cumhuriyet gazetesi yazarı hakkında o şekilde yazmazdınız. Ben açık açık söylüyorum, zaman gazetesine karşı önyargılıyım. Bozacının şahidi şıracı misali.

TUIK'in bu verilerinde işgücü tanımı dışındakiler hesaba katılmıyor. Bu tanımın dışında kalanlar kim? “umudunu yitirmiş”, “iş aramayan, iş bulursa çalışacak”, “mevsimlik”, “eksik istihdam” başlığı altına giren insanlar.

Okan Üniversitesi Finansal Riskleri Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin (OKFRAM), TÜİK tarafından açıklanan Mart ayı işsizlik rakamlarını değerlendirmesini [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] inceleyebilirsiniz.

Resmi işsiz olarak açıklanan 2 milyon 995 bin işsiz sayısının 6 milyon 223 bine, yüzde 12,3 olarak açıklanan işsizlik oranının da yüzde 25,8’e çıktığı görülmektedir.

Ya hadi bu verileri hiç hesaba katmayalım. Bu analizleri hiç görmediğimizi kabul edelim ve işsizliğin düştüğünü hesaba katalım. (Kaldıki düşmedi işsizlik falan)

Bir kaç sene önce staj için ülker'e başvurmuştum (Başbakan'ın oğluna ait olan AKGıda). Aldığım cevap şu, "stajyer olarak sadece çalışanlarımızın akrabalarını alıyoruz." Ama şunu söyleyebilirim, AK Parti yine seçimlerde başta kalsın, yine akrabalarını işe sokmaya devam etsin, bu işsizlik bu koşullarda düşmez. Bir ülke, bir şey vermeden sadece yemekle olumlu bir şekilde yönetilmez.

 

Çevrimdışı

İşsizlik ile alakalı çok şey yazıp çizmeyecegim. Resmi rakamlar dışında pek bir bilgim yok açıkcası. Bu konuyu yorumlayacak kadar istatistiki bilgimde yok ancak gözlemledigim ve tanıdıgım şirket sahibi insanların konuşmalarından anladıgım kadarı ile ; İşsiz olan bir çok insanın iş begenmedigi aşikar. Örnegin İsimni vermiyeyim bir firma işci alımı ilanında bulundu ve başvuran sayısıda olcukça iyidi ancak başvuranların bir çogu işi begenmediginden dolayı başvurularını geri çekiyor. Yani diyecegim şu bizim insanımız işci değil direk müdür olmak istiyor. Ha verdigin site aslında çok inandırıcı bir site değil bir çok yere kendi yorumlarını katmışlar asıl yer şu kısım ;

Alıntı:

“TÜİK tarafından 15 Mart 2010 da açıklanan işsizlik rakamları Ocak 2009 dönemi için yüzde 13.5 iken, 15 Nisan 2010 da açıklanan verilerde, TÜİK metodoloji değişikliğine gittiğinden revize edilmiş olup aynı dönem için yüzde 15.5 olarak değiştirilmiştir. Böylece, yeni metodolojiyle hesaplanan Ocak 2010 dönemi işsizlik rakamı, önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1 azalarak, yüzde 14.5 olarak raporlanmıştır”

Hesaplama yöntemi değişiyor ve sonuç olarak 13,5 -> 15,5 oluyor yani 13,5 = 15,5. Daha sonra aynı hesaplama yöntemiyle yapılan hesapta da sonuç ; 14,5 çıkıyor bu da eski hesap yöntemine göre 12,5 yapıyor. Burada Ali-Cengiz oyununa başvuran o yazıyı yazanlardır bence. Evet Bende önyargılı insanımdır özellikle yazılarını Magaradan kaleme alan Cumhuriyet Gazetesi yazarlarına karşı aşırı ön yargılıyımdır.
Son kısımda dedikleri dogru o konuda haklısın insanlara yapılan bir çok haksızlık var Bir çok başarılı ögrenci/çalışan bu akrabalar ve tanıdıklar yüzünden adam akıllı iş olanagı bulamıyorlar

 

Çevrimdışı

Değiştik! sevdamız millet, hedefimiz pensilvanya.
Shadow'un ikinci eklediği video'da gözüme çarpan Cumhuriyet mitinglerini organize edip, 24 saat canlı yayınla kanalından veren, Kanal Türk sahibi, gazeteci araştırmacı yazar Sayın Tuncay Özkan cezaevinde, soğuk koğuşunda tek başına yatmaktadır. Dipnot olarak ekleyeyim.

 

Çevrimdışı

Luis Nickli Üyeden Alıntı Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Değiştik! sevdamız millet, hedefimiz pensilvanya. Shadow'un ikinci eklediği video'da gözüme çarpan Cumhuriyet mitinglerini organize edip, 24 saat canlı yayınla kanalından veren, Kanal Türk sahibi, gazeteci araştırmacı yazar Sayın Tuncay Özkan cezaevinde, soğuk koğuşunda tek başına yatmaktadır. Dipnot olarak ekleyeyim.

Sevdamız millet, hedefimiz bilmem ne (bilinmez).. Yine sinirlendim, benim ismimin onların sloganında ne işi var
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Unutma ki; Cumhuriyet artık suç, Tuncay Özkan'ın neyine Cumhuriyet mitingleri düzenlemek? Otursaymış yerinde.. Keyfine baksaymış.. Ülke gerçeklerine kulak tıkasaymış.. Düşünelim şuan nerede olurdu? Tabii ki evinde.. Adamların Cumhuriyet'e ve Atatürk'e zaten alerjisi var.. Cumhuriyet ve Atatürk sevdalısı insan görmeye dayanamıyorlar.. Ama bilmiyorlar ki; Böyle tek tek içeri atmak bizleri bitirmez
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Bunlar böyle yaptıkça bizler daha çok bağlanıyoruz.. ah Tuncay Özkan ah.. İktidar yalakası olsaydınız bunlar başınıza gelir miydi? Bu zamanda Cumhuriyet'i sevmenin adı Ergenekon oldu
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Hepimiz Ergenekon'cuyuz.. (Gururla..)

Neyse ya bu konu böyle uzar gider, en iyisi susmak. Yazdıkça, daha çok sinirleniyorum.. Ama son olarak;

Sevdamız ATATÜRK, Hedefimiz CUMHURİYET.

 

Konu hakkında görüş bildiren arkadaşlara teşekkürler.
Gerekli fikir alışverişinin yeterli düzeyde yapıldığını düşünerek konuyu kapatıyorum.
Kim gelirse gelsin, Aklı hür, Fikri hür, Kalbi hür, Ülkemiz için en hayırlı olacak gelsin diyorum.