21 Şubat 2010, 14:39 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Özel Kimliğimiz Sesimiz Özel Kimliğimiz Sesimiz Uzun zaman görmediğiniz çok yakın bir arkadaşınız sizi telefonla aradığında, seÂ*sini tanır tanımaz onun hayali gözünüÂ*zün önünde canlanıverir. Yıllar, insanın fiziğini değiştirmiş olabilir, fakat sesi, bulûğ çağından sonra hemen hemen aynı kalır. Bir insanın kimlik tesbitinde parmak izi ne kadar önemliyse, sesi de o derece mühimÂ*dir. Bir avuç hava zerresi (atom), kendisi için tamamen yabancı olan bir ağza girdiğinde, adetâ hayat bulur ve kişinin lisanıyla, şivesiyle, aksanıyla ve herkesten farklı ses tonuyla renklenerek kulaklarımıza ulaşır. Anne Karnında Ses Eğitimi Yeni doğan bir bebeğin üzerinde anneÂ*sinin sesi sakinleştirici etki yaptığı gibi, beÂ*bek için ayırt edici bir kimliktir de. Biberonla beslenen birkaç günlük bebeklere, besÂ*lenme sırasında, farklı zaman dilimlerinde kaydedilen bir kasetten annelerinin ve başka kadınların sesleri dinletilmiş; her bebek kenÂ*di annesinin sesine reaksiyon göstermiş, alÂ*gılamıştır. Bu bakımdan bilim adamları, beÂ*beklerin doğmadan üç ay önce anne karnında anne sesini duymaya başladıklarını ve aşina olduklarını kabul ediyorlar. Şayet anne, yavrusuna daha bu dönemÂ*de dua, Kuran, ilâhi, ninni gibi güzel şeyler okumaya başlarsa, doğumdan sonra, yavruÂ*nun annesinin sesini tanıdığını fark edecekÂ*tir. Çünkü, bu safhada yaratılışı tamamlanÂ*mak üzere olan, gelişen beyin aktif haldedir ve dıştan gelen sesleri alır, kaydeder. Bilim adamları araştırmaları neticesinde şu tesbitte bulunmuşlardır: “Her ne kadar maymun giÂ*bi memeli hayvanlarda da sesi tanıma kaÂ*biliyeti varsa da, insanı bunlardan ayıran ve üstünlük kazandıran tek özellik sesle başlayan yavru ve ebeveyn arasındaki ilgi, ilişki ve yakınlığın ömür boyu sürüp gitÂ*mesidir. Memeli hayvanlarda bu hususiyeÂ*te rastlanmamakta, yavru bir süre sonra anne-babadan ayrı yaşayıp, ilgiyi kesebilmektedir.” Sesimiz Nasıl Meydana Geliyor? Sesimizin nasıl meydana geldiğini anlaÂ*yabilmemiz için, vücudumuzun sesle ilgili anatomisini bilmemiz gerek. Sesin meydana gelmesinde vazife alan başlıca organlarımız dil, diyafram, göğüs kafesi, nefes borusu, ağız ve boğaz boşluğu, gırtlak kemiği, gırtlak kapağı, sinüs ve burun boşluğu, küçük dil, ses ayar kıkırdağı ve ses telleridir. Bu müthiş mekanizmayı harekete geçiren hayatî hamÂ*madde ise atomlardır. Siren sesiyle lokomoÂ*tif gürültüsünü ayırt eden bu atmosfer dolusu atomlar böyle bir vazife için mükemmel bir namzet olarak yaratılmışlardır. Her an, her saat, her gün aynı işi tekrar ederler ve ne masraf çıkarırlar, ne yıpranırlar, ne de kayıtÂ*ları birbirine karıştırırlar. Bu hava zerreleri önce vücudumuzun milyarlarca hücresine yakıt tutuşturucu molekülleri taşır. Sonra da, işini tamamlamış ve vücut içinde tehlikeli olan atıkları geri götürürken ses telleri, gırtlak, burun-boğaz boşluÂ*ğu, dil, dudak, vs. gibi ses mekanizmasını harekete geçirir. Kısacası, egzoz dumanınÂ*dan bedava üretilen bu “çöp enerjisi”, yaratıÂ*lacak kelimelerin, birbirinden güzel seslerin, şiirlerin ve şarkıların hammaddesidir. Bu koordineli ve plânlı faaliyet sonucunda, her inÂ*sana mahsus olarak yaratılan ses doğar. KiÂ*şiye özel olması hasebiyle “Dahili Sima” adı veriliyor. İnsanı hayvandan ayıran en belirÂ*gin özellik de, insana has sınırsız düşünce ve duyguların ses enerjisiyle sembolleşip, lisan ile söz ve yazıya aktarılmasıdır. Hayvanlarda bunu göremezsiniz. Sesbilim uzmanı Heinz Fiukowski buna ek olarak şöyle demektedir: “Sesle anlaşan bütün hayvanlar gibi, mayÂ*munların da iletişim vasıtası sestir. AnÂ*cak, maymunlarda küçük dil ile boğaz duÂ*varı arasındaki mesafe çok fazla olduğundan, hiçbir harfin sesini mümkün değil tam çıkaramazlar.” Ses mekanizmasının kalbi sayılan ses tellerinden de söz edelim: Kimi zaman bu kâinatı yaratan Zat’ı zikreden, kimi zaman ise inkâra sapmakla insanı diğer canlılar nazarında acınacak hale düşüren bu ses telleri, beynimizde şekillenen düşüncenin kelimeleÂ*re döküldüğü yerdir. Dileriz akıl hep hakikati görsün, ses telleriyle birlikte kalpler de titreÂ*sin ve dudaklardan, bütün kâinata yayılacak mübarek sözler dökülsün! Ses telleri erkekÂ*lerde saniyede ortalama 120, kadınlarda 220 defa titreşir. Bu da kadın sesinin ince, erkek sesinin ise kalın olmasını sağlar. Nefes borusundan gelen hava akımı ile ses telleri, telli sazın mızrapla titreşmesi gibi titreşir. Ses tellerinin esnek doku ve kas sistemi yeni bir hava akımı gelinceye kadar bu bölgenin kaÂ*panmasını sağlar. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Ses - Kişilik ilişkisi Uzmanlar, seste her kişinin kendine mahsus sabit özellikleri ile heyecana bağlı değişken özelliklerin birbirinden ayırt edilebildiğini belirtiyorlar. Normal konuşmada her insanın tabii bir ses tonu vardır. Normal konuşurken ses tonu değişken olanlar, moÂ*noton konuşanlara göre daha canlı, emin ve dışa dönük bir şahsiyet izlenimi verirler. KoÂ*nuşan insanın mimikleri ses tonuna göre şeÂ*kil alır. Monoton sesli insanların konuşmaları donuktur, etkili olamaz. Bu bakımdan ses, bilhassa fikir adamları için ya önemli bir serÂ*maye veya engeldir. Heyecanlar, öncelikle nefes alıp vermeÂ*ye tesir eder. Korku, nefret, öfke, sevinç ve şaşkınlık hallerinde insanın boğazı düğümleÂ*nir, ses dalgalanır. Bu sebeple heyecan halÂ*lerinde seste ton değişikliği görülür. Çünkü, sesin titreştiği hacimler daralır, ses telleri geÂ*rilir ve ses kısılma noktasına gelir. Sesbilimcilerine göre, genel olarak korku, öfke, nefÂ*ret ve şaşkınlık hallerinde sesin frekansı yükselir. Buna karşılık keyifli, huzurlu ve saÂ*kin olduğunda ses tellerinde gevşeme görüÂ*lür. Sesin titreştiği hacimler genişler ve ses kalınlaşır. Mükemmel Telaffuz İçin Pratik Yol Sesbilim uzmanı Klaus Scherer’e göre, stresli insanlar “A” ve “O” seslerini çıkaraÂ*rak nefes verme talimi yaparlarsa, bir süre sonra streslerinin hafiflediğini göreceklerdir. Çünkü, teneffüs edilen havanın miktarı hem heyecan halini hem de sesi etkiler. Buna bağlı olarak şu da söylenebilir: Ayaklarının dış kenarları ile yere basarak ayakta duran bir kimse, normal ayakları üzerinde duranÂ*dan daha az bir havayı teneffüs eder. Aynı şekilde omuzlarını geri çekerek, dimdik duÂ*ran bir kimse, soluduğu havanın miktarını ve bununla beraber sesin titreştiği hava hacmini küçültür ve iktisatlı kullanmayı sağlar. BunÂ*dan dolayı konuşmacılar ve özellikle tiyatroÂ*cular, karın solunumu egzersizi yaparlar. YaÂ*ni, karın ve göğüs boşluğunu birbirinden ayıran diyaframa baskı yapılarak, göğüs boşÂ*luğu genişletilir. Böylece akciğerlerde daha çok hava depolanır. Eğer ses, gerçekten her iki yoldan, yani aynı anda hem ağız hem de burun yoluyla gelirse, telaffuz mükemmel olur. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. İki Kanallı Ses Karşınızdaki insan sizi, kendinizden farklı duyar. Çünkü, sesimiz sadece havada değil, aynı zamanda kemiklerin ve dokuların içinde de yayılır. Bundan dolayı, konuşan kiÂ*şi, kendi sesini dışarıdan içeriye doğru iki kaÂ*nallı ses sisteminde duyar. Ses ahengiyle beÂ*raber kelimelerin telaffuzu, bir sesin tanınmasında önemli rol oynar. Bu da deÂ*mektir ki dilimiz, sesle lisan arasında köprü vazifesini görür. İnsan hoş bir sesi nasıl zevkÂ*le dinlerse, monoton, kulak tırmalayıcı veya iniltili ses de insanı rahatsız eder, iletişimi koparır. Ses Yalan Söylemez! Bir insanın heyecanı, sözlerinden veya mimiklerinden çok daha açık bir şekilde sesinden belli olur. K. Scherer’in araştırmasına göre, sözleri ve mimikleri yapmacık olan, yalan söyleyen kimsenin yalanı, onun ses toÂ*nundan hemen anlaşılır. Bu konuda uzman olanlar, bir insanın ifadesindeki samimiyeti ve inandırıcılığı, onun ses tonundan yakalaÂ*yabilir. Çünkü, sesimiz, sadece fizikî bir hâdiÂ*se değil, aynı zamanda ruhumuzla da bağlanlantılı, ruh halimizi dışa yansıtan bir vasıtadır... Ruh motoru olmadan, beden kalıbı hareket edemez. Son söz olarak diyoruz ki, konuşmanın doğmasına vesile olan sesimiz, bizim birer kimliğimiz, bir nevi ses kartımızdır. Bunun en önemli yönü de, sözlerimiz, mimiklerimiz ve ses tonumuzun birlik ve ahenk içinde olÂ*ması, birinin ifade ettiği manayı, bir diğerinin yalanlamamasıdır Sızıntı Dergisi
__________________ Rakı geçmişe, bira şimdiye, şarap geleceğe içilir.. | |
|
Etiketler |
kimliğimiz, kimligimiz, ozel, sesimiz, özel |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Tek başına kalmanın tenhalığında gerçek kimliğimiz saklı olabilir mi? | CORDON BLEU | Kişisel Gelişim | 1 | 02 Kasım 2022 21:47 |
Aşk kimliğimiz | Sevda | Amatör Şairler | 0 | 18 Aralık 2011 03:16 |