16 Ocak 2010, 20:07 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Türküz, Doğruyuz, Çalışkanız, Ama Dilimiz Bozuk! Başlık sizlere birşey anımsattı mı? Hani ilkokul dönemlerimizde, hepimizin her sabah okul bahçesinde sıraya girip, hep bir ağızdan tekrarladığımız bir yemin törenimiz vardı, "Andımız." O dönemlerde haylazlığımızdan okula 5 dakika geç gelip bu törenden sıyrılmaya çalışırdık. Şimdilerde çevreme bakınıyorumda, iyice yozlaşmaya yüz tutmuş Türkçemizin halini gördükçe, keşke bu ettiğimiz yemini biraz daha kavrayabilseydik diyorum. Internet ve cep telefonu hayatımıza girdiğinden bu yana, günlük yaşantımız daha bir renkli, daha bir kolay olmaya başladı. Fakat bunun yanı sıra özümüzü kaybetmeye başladık. Güzel Türkçemiz artık öyle bir hale geldi ki, bazen anlamak mümkün olmuyor, hatta Türkçe demeye bin şahit gerekiyor. Kurduğumuz cümlelerin içerisine yerleştirdiğimiz yabancı dillerdeki kelimeler olsun, Internet yazışmalarımız, cep telefonu mesajlarımız olsun her yerde Türkçemizi katletmekten çekinmiyoruz. Peki bunun suçlusu kim? Hayatımızdaki yenilikler mi, teknoloji mi? Kesinlikle HAYIR! Bunun suçlusu bizleriz. Zira, sırf MSN de yazışırken kolaylık olsun adı altında kelimeler içerisindeki harfleri yutanlar bizler değil miyiz? 2 tane kelimeyi yazmak zor geliyor diye kısaltmalar kullananlar bizler değil miyiz? Bırakın Internet'te yazışmayı, çevremizdeki insanlarla girdiğimiz diyaloglarda bile cümlelerimizin arasına İngilizceveya başka dillerdeki kelimeleri serpiştirenler bizler değil miyiz? Okey demek yerine, tamam diyemiyor muyuz? Sadece bir harf fazla söylemek bize çok mu zor geliyor? Zamanında ettiğimiz yeminlerin hiç bir anlamı kalmamış artık. Türküz, doğruyuz, çalışkanız, ama dilimiz bozuk maalesef... Sevgiyle kalın. Atıf Yıldırım [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] ---------- Bu bayram dilimizin bir kelime kaybettiğine iyice inandım. "Tandır" gibi "kağnı" gibi artık yaşanan hayatta yeri kalmamış şöyle böyle bir kelime değil; zarif ince medeni bir kelime. Kaybolan Kelime Kapıyı çalan çöpçünün pos bıyıkları arasında onu aradım. Yok!.. Bahşişini alan bekçinin kavlak dudaklarından onu bekledim. Yok!.. Bakkalın çırağından sebzecinin yamağından kasabın oğlundan onu işitmek istedim. Yok!.. İpek mendilini alan oğlan eşarbını kıvıran kız iki buçukluğu cebine indiren manav üç gün kapımızı kim çaldıysa hediyesini aldı kim aldıysa bana o beklediğim kelimeyi vermeden gitti! İki yüz kuruş yazan taksinin şoförüne iki yüz elli kuruş veriyorsunuz. Taş gibi bir sükut! Kitabından sevgiye bahsettiğiniz genç adamla karşılaşıyorsunuz. Hakerete benzer hissiz bir selam! Tramvayda ayakta kalmış bir kadına yerinizi veriyorsunuz. Yüzünüze burun delikleriyle yüksekten bir bakış! Ve hiçbirinin dilince aradığınız o ince o kibar o insanı insan yapan güzel kelime yok! Geçen yıl Atina'da bindiğim bir otomobilin şoförü bana bu kelimeyi on kuruşluk bahşiş için söylemişti: Hem başından kasketini çıkararak hem de kelimenin başına bir "çok" ilave ederek. Roma'nın en büyük otelinde oda hizmetçisi kız yine küçük bir hediye karşılığı zarif vücudunu nezaketle kırarak bu kelimeyi dudaklarında tebessümle süslemişti. Bir kelime deyip geçmeyiniz. Cemiyet hayatımızdaki birçok şikayetleri bu kelimenin yokluğuna bağlamak bile mümkündür. Düşünüyorum: Artık lügat kitaplarında beyaz kağıdın kefenlediği bu ölü kelimeyi nasıl diriltsek? Acaba belediye bu kelime için fiat listesi yapamaz mı? Hiç olmazsa çarşıda pazarda iş hayatında canımız istediği zaman listeye bakar parasını verir ve içimizin özlediği bu üç heceli sözü duyarız! Haaa! Affedersiniz deminden beri yana yakıla hasretini çektiğim bu kelimenin ne olduğunu söylemedim değil mi? Teşekkür! Yusuf Ziya Ortaç ---------- “SELAMÜN HELLO!”diyerek başlamak istiyorum satırlarıma.Belki de bir mektuptur yazdığım,ben de bilmiyorum “ÇÜNKÜ” ne olduğunu.”RELAX” olmaya devam ediyorum sizi,korkmayın pek yermeyeceğim.”PERFECT” bir yazı olmayacak belki de bu ama, “I THINK”lerimi içerecek,bana göre “REEL” olanları gösterecek.”OK”.geçelim artık değineceklerime… Evde,yolda,özellikle televizyonda,her yerde bir hengamedir almış başını gidiyor.Herkes bir şeyleri berbat etme çabasında ki bunların başını götürenlerden biri de dilimizdir ne yazık! Diyorum ya her yerde, herkeste bir çaba halini almış artık dili mahvetme eylemi.Normal bir günümü anlatayım mesela size ki,siz de görün… Sabah okula gitmek için 7 gibi kalkıyorum ki beni kaldıran şey telefonum oluyor çoğu zaman;”ALARM” yazıyor kalk demek tabi bu.Kahvaltıdayken annem espri(!) mahiyetinde “Kaç ŞUGAR atayım?” diye soruyor bazen.Okula beni babam bırakıyor.”ÇÜSS” ya da “BYE BYE” diyerek ayrılıyoruz birbirimizden.Okulda bazı arkadaşlarımız yenilik amaçlı olsa gerek(!) “GOOD MORNING” diyor.Hele hele bazıları İngilizce öğretmenlerine “Good Morning Miss Ayşe,Fatma,Hayriye…” derken Almanca öğretmenlerine de “Guten Tag” diyor,acaba matematik öğretmenlerini görünce ne yapıyor bu arkadaşlar merak ediyorum?Neyse zil çalıyor,ders başlıyor.Eee, bozacının şahidi şıracı,ders programında 4 saat İngilizce,2 saat Almanca var.Ne kadar güzel uyguluyoruz bu öğrendiklerimizi ama değil mi,gurur duymamız lazım! Teneffüslerde kantine gidiyoruz.İnanın bana yabancı sözcük dağarcığım gelişiyor yiyecek isimleri sayesinde.”Pepito” ne demekse;”Browni” en sevdiğim;”Soho” bazen;” m-JOY” en vazgeçilmezim;”Hobby” pek sevmem ama beleş olunca bazen! Öğle yemeğini çoğu zaman okulda yiyorum.Tabii öğrenci milletinin milli yemeği;”HAMBURGER” ya da “SANDVİÇ”.Bazen eve gidiyorum,anneme sorunca ne yiyeceğimi,eğer yemek yoksa “POMES” diyor.”Pomes” kelimesinin anlamı patates kızartması,kökeni Almanca olan bu kelime,annemin kelime dağarcığına önceden biraz Almanca bilmesinden dolayı geçiyor.Eee malum,bildiğin kadarını dahi uygulaman lazım!Ay lav yu ay lav yu du yu lav mi yes ay du??? Bazen okul çıkışlarında çarşıya gidiyoruz.Ortalık “SHOP” çulardan geçilmiyor.Akşam haberlerde en vazgeçilmez konulardan biri;”Ünlü TOPMODEL…”neler yapmış yine kim bilir?Derken kanal değiştiriyorum;”FİT kalmanın PÜF noktaları”.İnternet olayına girmiyorum(Olay diyorum çünkü,o bir facia!),girersem bir daha çıkamam diye korkuyorum.Derken arkadaşlardan biri mesaj atıyor.Ünlüleri bulabilene aşk olsun nerde “A” lar “E” ler yahu…Yatma saati yaklaşıyor,dişlerimi “colgate” ile fırçalayıp yüzümü de “dove” ile temizliyorum… Acaba nereye kadar sürecek bu iş?Gerçi o da belli.Dilimiz tamamen ortadan kalkınca bitecek elbette!Bazen düşünmüyor değilim hani çocuklarımıza da böyle abuk sabuk isimler koyup koymayacağımızı. Yüce Allah Türk Milletinin geleceğini Michael’lere,David’lere,Maria’lara emanet etmeyi nasip etmesin!!!AMİN… alıntı... ---------- İnsanoğlu bir gün virgülü kaybetti, söyledikleri birbirine karıştı. Noktayı kaybetti: Düşünceleri uzayıp gitti, ayıramadı onları. Ünlem işaretini kaybetti bir gün de:Sevincini, öfkesini, tüm duygularını yitirdi. Soru işaretini kaybetti bir başka gün: Soru sormayı unuttu o zaman. İki noktayı kaybetti bir başka gün: Hiçbir açıklama yapamadı. Yaşamının sonuna geldiğinde elinde yalnızca tırnak işareti kalmıştı "İçinde de başkalarının düşüncesi vardı yalnızca".
__________________ Rakı geçmişe, bira şimdiye, şarap geleceğe içilir.. | |
|
16 Ocak 2010, 23:02 | #2 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Türküz, Doğruyuz, Çalışkanız, Ama Dilimiz Bozuk! Evet çok değerli bir konu açmışsınız hanım kardeşim. malesef ki hergün dahada türkçemiz türkçelikten çıkar hale gidoyor! bunun en büyük sebepleri sanırım en çokda medya. "Bir milleti yıkmak istiyorsanız o milletin dili yada dini'ni bertaraf edin o millet artık yok olacaktır." medya ikisindede çok başarılı rol üstlenmiş bence dil/din hakkımızda hayırlısı diyorum. Üstadın dediği gibi; "Allah'ım sen acı bu saf millete." |
|
Etiketler |
ama, bozuk, caliskaniz, Çalışkanız, dilimiz, doğruyuz, dogruyuz, turkuz, tÜrkÜz |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Türküz, Doğruyuz, Mutsuzuz! | Sanem | Sağlık Köşesi | 0 | 08 Şubat 2018 14:53 |
Türküz Türkü Çağırırız - Aşık Veysel Şatıroğlu | Sevda | Şairler ve Şiirleri | 0 | 11 Eylül 2012 20:31 |
Dilimiz ile ilgili yazilar. | Sihir | Türkçe | 0 | 02 Aralık 2011 09:46 |
Dilimiz Kuşatma Altında! | Ruj | Türkçe | 0 | 13 Aralık 2010 10:48 |
Bİz TÜrkÜz,ya Sİz Kİmsİnİz! | blackkurt38 | Genel Paylaşım | 1 | 12 Nisan 2008 03:13 |