13 Mart 2022, 09:06 | #911 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | GÜNÜMÜZ SAVAŞLARINI ANLATAN GÜZEL BİR HADİS İ ŞERİF Birgün Rasûlullah (s.a.v): “–Nefsimi kudret elinde tutan Allaha yemin olsun, insanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, kâtil niçin öldürdüğünü, maktûl de niçin öldürüldüğünü bilemeyecek” buyurmuşlardı. (Müslim, Fiten, 55) Ashab-ı kirâm: “–Bu nasıl olur?” diye sorduklarında Allâh Rasûlü (s.a.v): “–Bu, herc (fitne ve karışıklık)tır! Öldüren de ölen de ateştedir” cevâbını verdiler. (Müslim, Fiten, 56) |
|
13 Mart 2022, 09:09 | #912 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | İNSNA KENDİ YAPTIKLARINDAN SORUMLUDUR ( BİR HADİS) Ebu Ümeyye eş-Şa’bani anlatıyor: “Ey Ebu Sa’lebe dedim, şu ayet hakkında ne dersin?: «Ey iman edenler! Siz kendinize bakın. Siz hidayet üzere oldukça, sapıtmış olanlar size zarar vermez.» (Maide 105)” Bana şu cevabı verdi: “Gerçekten bunu, iyi bilen birine sordun. Zira ben aynı şeyi Rasûlullah (s.a.v)’a sormuştum. Demişti ki: “Ma’rufa sarılın, münkerden de kaçının! Ne zaman uyulan bir cimrilik, takip edilen bir hevâ, (dine, ahirete) tercih edilen dünyalık görür, rey sahiplerinin (selefi dinlemeden) kendi reylerini beğendiklerini müşahede edersen, o zaman kendine bak. İnsanlarla uğraşmayı bırak. Zira (bu safhaya gelince) arkanızda sabır günleri var demektir. O günler avuçta ateş tutmak gibi (sıkıntılı)dır. O günlerde, sizin kadar amel yapabilen bir kimseye elli kişinin ecri verilecektir.” (Ebu Davud, Melahim 17/4341; Tirmizi, Tefsir, 5/3060; İbnu Mace, Fiten, 21) |
|
14 Mart 2022, 01:03 | #913 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | BİR TEMEL FIKRASI ( TEMEL İN BABASININ ÖLÜMÜ) Temel’in babası vefat etmiştir. Taziye ziyaretine gelen bir yakını; Nasıl öldü? diye sorar. Temel: babam 30. kattan düştü. Adam: Parçalandı desene,çok kötü ölüm. Temel: Yok,manavın tentesi havaya zıplattı. Adam: Daha kötü düştü o zaman. Temel: Yok,kasabın tentesine düştü,zıpladi. Adam: Vah vah daha da kötü da. Temel: Yok,kasabın tentesi çatıya savurdu. Adam: Çatıya çarptı öldü demek. Temel: Yok,çatıdan elektirik tellerine düştü. Adam: Vah yandı giiti desene. Temel: yok,elektirk telleri 200 metre ileri yayladı. Adam: Ulan nasıl öldü bu adam. Temel: Çok dolaniydi,vurduk oni. |
|
14 Mart 2022, 07:29 | #914 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | BU GÜNÜN DUASI 14-03-2022 [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
|
14 Mart 2022, 07:33 | #915 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | HADİS( FİRDEVS CENNETİ İLE İLGİLİ) “Firdevs” Cennetini İsteyin. Ebû Hüreyre (r.a.) hazretlerinden rivayet olundu. Efendimiz (s.a.v.) hazretleri buyurdular: -“Kim, 1- Allah’a iman eder, 2- Allah’ın Resulü (s.a.v.) hazretlerine inanır, 3- Namazını kılar, 4- Ramazan-ı şerif orucunu tutar, (5- Eğer üzerine farz olursa, zekatını verir, hacceder ve diğer ibâdetlerini yaparsa Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. onu cennete koymak Allâhü Teâlâ hazretlerinin üzerine hak’tır. 0 kişi ister cihâd etsin ve isterse doğmuş olduğu yerde otursun… Sahabe-i kiram hazerâtı buyurdular: -“Ya Resûlellah (s.a.v.)! Bunu insanlara müjdelemiyelim mi?” Efendimiz (s.a.v.) hazretleri buyurdular: -“Muhakkak ki cennette yüz derece vardır. Allahü Teâlâ o dereceleri Allah yolunda cihâd edenler için hazırladı. İki derecenin arası, gök ile yer arası gibidir… Allâhü Teâlâ hazretlerinden istediğiniz zaman ondan “Firdevs” cennetini isteyin. Çünkü o, cennetin en ortası, en üstünü ve cennetin yücesidir. Firdevsin üstünde Rahmanın arşı vardır. Cennet ırmakları Firdevsten kaynayıp akarlar… |
|
14 Mart 2022, 07:37 | #916 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | SÜNNETLER YERİNE KAZA NAMAZINA NİYET EDİP SÜNNETLERİ TERK ETMEK CAİZ MİDİR? SÜNNETLER YERİNE KAZA NAMAZINA NİYET EDİP SÜNNETLERİ TERK ETMEK CAİZ MİDİR? SORU: Kazaya kalan namazları, beş vakit namazın önünde veya sonunda bulunan sünnetler ile ödesek, yani, bu sünnetleri kaza namazı yerine kılsak olur mu? CEVAP: Sadece şunu ifade edelim ki, kaza namazlarını ödetmeyin yolu, Efendimiz’in sünnetlerini feda etmek olmamalıdır. … SORU: Kaza namazı bulunan kimse nafile namaz kılabilir mi? Bu hususta Hanefî mezhebi ile diğer mezhepler arasında görüş farkı var mıdır? CEVAP: Şafii mezhebine göre, kazası olan kimsenin nafile namaz kılması haram olarak kabul edilmektedir. Hanefi mezhebine göre durum farklı bulunmaktadır. Şöyle ki: Kazası olan kimsenin, geçmiş namazlarını kaza etmesi, nafile kılmakla meşgul olmasından evla ve efdal bulunmaktadır. Bu hükmün istisnaları vardır. Beş vakit namazın evvelindeki veya sonundaki namazlar ile duha, tesbih, tehiyyetü’l-mescid ve evvabin namazları gibi hakkında teşvik edici hadis-i şerifler bulunan nafileler müstesna tutulmuştur. … SORU: Abdülkadir Geylani k.s. “Beş vakit namazların sünnetleri yerine kaza namazları kılıp, bir an önce kazadan kurtulmak gerekir” buyurmuş. Bu doğru mu? CEVAP: Bu büyük zat, amelde HANBELİ mezhebindendir. Bu ifade mensup bulunduğu mezhebin görüşünü aksettirmektedir. HANEFİ imamlarının görüşleri bunun karşısında değilse de farklıdır. Mehmed Emre, Fetvalar … YANİ HANBELİ MEZHEBİNDE İSENİZ BU SÖZE UYMAKTA SERBESTSİNİZ. HANEFİ İSENİZ AŞAĞIDAKİ HANEFİ HÜKÜMLERİNE UYMAK ZORUNDASINIZ. … HANEFİ FIKHINA GÖRE HÜKÜM: …Namaz borcu olan kimse borçlarını hesaplar. En sonundan başlayarak kazâ edip bitirir. En evvelinden başlamak câiz ise de, en kâmil yaşta kazâya kalanların cezasının daha ağır olacağından önce onları affettirmek düşüncesiyle sonundan başlayarak, kazâ etmek evlâdır. Kazâ ederken yalnız farzlar ve vitir kılınır. Sünnetler kazâ edilmez. Kazâ namazı, kerâhet vakitleri hâricinde, her zaman kılınabilir. Kazâ borcu olan; 5 vakit namazın sünnetleri, teheccüd, evvâbin, duhâ, tesbih namazları ve mübârek gecelerde kılınan hâcet namazlarını ve sâir nâfileleri kılabilir. Bunları kılmasında hiç bir mahzur yoktur. (İbni Âbidiyn C. 1 S. 688.) … …Kaza namazları ile uğraşmak, nafile namazları ile uğraşmaktan daha iyi ve daha önemlidir. Fakat farz namazların müekked olsun olmasın, sünnetleri bundan müstesnadır. Bu sünnetleri terk ederek bunların yerine kazaya niyet edilmesi daha iyi değildir. Bu niyetlere niyet edilmesi evlâdır. Hatta kuşluk ve tespih namazları gibi, haklarında nakil bulunan nafile namazlar da böyledir. Bunlara da böyle nafile olarak niyet etmek evlâdır. Çünkü bu sünnetler, farz namazları tamamlar, bunların yerine getirilmesi (iadesi, telafisi) mümkün değildir. Kaza namazlarının ise, muayyen vakitleri olmadığı için onların her zaman yerine getirilmesi mümkündür. Bununla beraber namazları kazaya bırakmak günahtır. Ama bu günahtan mümkün olduğu kadar kurtulmak için sünnetleri feda etmek de uygun olmaz. Böyle bir günahı işleyen kimsenin fazla ibadet ederek Allah’ın bağışlamasına sığınması gerekirken, hakkında Peygamber şefaatinin tecelli etmesine vesile olacak bir takım sünnet ve nafileleri terk etmek nasıl uygun olabilir? Hem bir kısım vakit namazlarını kazaya bırakmak, hem de diğer bir kısım vakit namazlarını, kendilerini tamamlayan sünnetlerden ayırmak iki kat kusur olmaz mı? Buna aykırı olan bazı nakiller geçerli değildir. Bunlar kabul edilen fetvaya aykırıdır. Hem sünnetleri, hem de kaza namazlarını kılmaya elverişli vakit bulamadıklarını iddia edenler bulunursa, bunlar insaflı bir iddiada bulunmuş sayılmazlar. Boşuna yere en kıymetli zamanlarını harcayan insanlar, bilmem böyle bir iddiaya nasıl kalkışabilirler? |
|
14 Mart 2022, 07:44 | #917 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | VAKTİN DOĞRU DEĞERLENDİRİLMESİ HUSUSU( BÜYÜKLERDEN İP UÇLARI ) Zamanın Değerlendirilmesi İle Alakalı Büyüklerin Sözleri. 1.Hz. Ali (ra): “Dünya her an bizden uzaklaşmakta, âhiret yaklaşmaktadır. Bunlardan siz âhireti tercih edenlerden olun, dünyayı tercih edenlerden olmayın. Zîra bugün çalışma var hesap yok, yarın hesap var çalışma yok” buyurmuşlardır. 2.İmâm-ı Rabbâni (hz): “Fırsatı ganîmet bilip boşa harcamamak gerekir. Merâsimlerle, âdetlere uyup zamanı boşa geçirmekle bir şey hâsıl olmaz. Zarar, ziyan ve hüsrandan başka bir şey de artırmaz.” 3.İmâm-ı Rabbâni (hz): “Bir kimsenin iyi müslüman olduğu lüzumlu şeylerle meşgul olup faydasız şeylerden uzaklaşması ile belli olur. Zamanın boş şeylerle telef olmaması için insanın vakitleri muhafaza etmesi lazımdır. İnsan öyle yaşamalıdır ki yanında bulunanları da dağınıklıktan, başıboşluktan, mâlâyânîden kurtarıp toparlasın. Zîra zaman, nutuk çekecek, dedikodu yapacak zaman değildir.” 4.Şâh-ı Nakşibend (hz): “Gecelerini uykuyla kısaltma, gündüzlerini günahla karartma.” 5.Abdülkadir Geylanî (hz): “Dünya üç gündür: Dün, bugün, yarın… Dün geçti. Yarının geleceği belli değil. Öyle ise bugünün kıymetini bil. 6.İmâm-ı Şârânî (hz): “Alelâde bir insan zamanı nasıl bitireceğini, akıllı bir insan ise zamanı nasıl kullanacağını düşünür.” 7.İmâm-ı Gazâlî (hz): “Geçmiş zaman elden çıkmıştır, gelecek ise henüz gayıptadır. Öyle ise mevcut olan senin içinde bulunduğun şu andır.” 8.Sehl bin Sâ’d (ra): “İnsanların müptela olduğu belâ ve musîbetlerin en büyüğü dünya ve âhiret işi ile meşgul olmayıp vaktini boşa harcamaktır.” 9.Hacı Bayrâm-ı Veli (hz): “Boş gezenler zengin bile olsa, arkadaşları şeytan, kalpleri şeytanın konağı olur.” 10. Muhammed Pârisâ (hz): “Yarın yarın diyenlere, bugün dünkü günün yarınıdır. Bugün ne yaptın ki, yarın ne yapacaksın? cevabını verirdi.” 11.Yahya bin Hubeyr (ra): “Korunması için gayret göstermen gereken en kıymetli şey vakittir, fakat görüyorum ki en kolay kaybettiğin şey de odur.” 12.Şakîki Belhi (hz)’ne: İnsanları hangi şey helak eder? Diye sorulmuştu. cevaben, “İnsanları iki şey helak eder: Biri, tevbe ederim diyerek günah işlemeleri, diğeri de zamanında yapması gereken tevbeyi sonra yaparım diye geciktirmeleri…” dedi. 13.İbrahim Ethem (hz): “Vaktini nasıl geçiriyorsun maruz kaldığın iyilik ve kötülüğü nasıl karşılıyorsun?”sualine: Hayatta maruz kaldığım hadiseleri atlarıma binerek karşılarım dedi ve izah etti: Bir nimete mazhar olunca hemen şükür atına biner, onunla karşılarım.* Bir musîbete mâruz kalırsam hemen sabır atına biner, onunla*Bir ibadete ve tâ’ate muvaffak olursam hemen ihlâs atına*karşılarım.biner onunla karşılarım. Bir günaha maruz kalırsam hemen tevbe atına biner onunla karşılarım* 14. Bütün Allah dostları insanlığa “Acaba sırf dünya için mi yaratılmışsın ki bütün vaktini ona sarf ediyorsun?” sualini tevcih etmişlerdir. 15.İbn-i Nefs: (Tıp sahasında keşifleri ve orijinal eserleriyle meşhur olup kan dolaşımını ilk defa keşfetmekle tanınan bir zâttır.) Zamanı kullanma mevzuunda öylesine titizlik göstermiştir ki, tükenen kalemlerini açmakla vakit kaybetmemek için yazmaya başlarken yanına birçok kalem koyup, tükeneni bırakıp yenisini almıştır. 16.İslâm büyükleri: Zamanın kıymetini bilmeyip çarşı-pazarda gezinen kimseleri “girdâba doğru giden bir geminin içinde, tehlikeden habersiz oturup sohbet eden yolculara”“Her işi vaktinde gör, her vakte bir iş düşür. YarınHbenzetmişlerdir.deme, her yarın kendi yükünü taşır. Buyurmaktadırlar.” 17.“Şimdi sürat zamanıdır.” diyerek evvelce uzun seneler okutulan ilimleri birkaç seneye sığdırdığı bir gerçektir. Bir an önce hizmet edebilmek için zamanın sür’atle değerlendirilmesine işaret ederek “Zaman; tahsili uzatma zamanı değil, zaman, sür’at zamanıdır” demişlerdir. Kitap elinde talebelerinden birini görür. “Gel okuyalım evladım.” der. Talebe “Efendim rahatsızsınız, biraz istirahat buyursanız” dediğinde: “Biz değil yorgunluk, rahatsızlık; mezara gidiyor dahi olsak; okumak,“Vakti, nakdi,*okutmak ve hizmet denilince koşarız.” buyurmuşlardır.“Ya Rabbi az uyku ile bizi dinlendir.”*ömrü israf etmeyiniz.”niyazında bulunmuş,“Cenâb-ı Hak uykuyu bizden alsa da sabahlara kadar ders okusak” buyurmuşlardır. 18.İmâm-ı Âzam (hz): “Felaketlerin en büyüğü vakti boşa geçirmektir.” 19. İşi ve çalışmayı devamlı bir faaliyet ve eğlenceli bir meşgale haline getirdikleri takdirde, öğrenciler yaparak ve yaşayarak tecrübe kazanırlar. Kültür ve şahsiyet bakımından olgunlaşmaları varsa özel kâbiliyetlerinin gelişmesi ile ve liderlik vasıflarının ortaya çıkması ve gelişmesi bu yolla sağlanır. Unutmamalıdır ki: “Çalışanlar, kötülük düşünmeye vakit bulamazlar, çalışmayanlar ise kendilerini kötülükten kurtaramazlar.” 20. Büyük nehirleri küçük akarsuların oluşturması misali, ömür nîmeti küçük zaman parçalarından, sayılı neferlerden meydâna gelir. Her batan güneş, her koparılan takvim yaprağı ömrümüzün bir sel gibi akıp gittiğinin, sermâyemizin tükendiğinin, bizlerin ise seyretmekten başka bir şey yapamadığımızın acı îkâzı… 21.Ey insan! Zaman sensin, sen iyi olursan zaman da iyidir. Eğer sen kötü isen zaman da kötüdür. Zaman paraya benzer, lüzumsuz yere harcanmazsa daima yeter. Ömrün yarısı boşa harcanmakla tüketilir. Kalan yarısı da boşa harcandığına hayıflanmakla. 22. Zaman, hayatın tâ kendisidir. Zamanı boşa geçirmek, aslında hayatı boşa geçirmektir. * Üç şey geri gelmez: Atılan ok, Söylenen söz, Geçen ömür. 23. Zamansızlıktan şikayet edenlerin çoğu, zamanı iyi kullanmasını bilmeyenlerdir. 24. İlim ve teknikle insan ne yaparsa yapsın, neyi bulursa bulsun, hangi aleti ortaya koyarsa koysun yine de zamanın, hayatın ve ölümün sırrını ilahi hakikatlerde arayacak ve orada bulmaya çalışacaktır. |
|
14 Mart 2022, 07:50 | #918 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | CEHENNEMDE KAFİR İN DURUMU Kâfirin Kıyamet Gününde Cehennem Ateşinde Vücudunun İri Ve Çirkin Oluşu: İmam Ahmed b. Hanbel… Ebû Hüreyre’den rivayet etti ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kıyamet gününde kâfirin (cehennemdeyken) azı dişi, Uhud dağı; baldırı kazan; ateşteki yeri Kudeyd vadisiyle Mekke arası; derisinin kalınlığı da Cibar zirâıyla kırk iki zira’ kadardır!“ Bezzâr… Ebû Hüreyre’den rivayet etti ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle bu*yurmuştur: “(Cehennemdeyken) kâfirin azı dişi Uhud dağı kadardır. Derisi*nin kalınlığı da kırk zirâ’dir.” Bezzâr… Ebû Hüreyre’den rivayet etti ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle bu*yurmuştur: “Kâfirin azı dişi Uhud dağı gibidir. Cehennemdeki oturağı ise üç günlük yol (uzunluğunda ve büyüklüğü) kadardır.” Hasan b. Süfyan… Ebû Hüreyre’den rivayet etti ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “(Cehennemdeki) kâfirin iki omuzunun arasındaki mesafe, hızlı giden bir süvari için beş günlük yoldur.“ Hasan… Ebû Hazinf’den rivayet etti ki; Ebû Hüreyre şöyle demiştir: “Cehennemdeki kâfirin iki omuzu arasındaki mesafe, hızlı giden süvari için üç günlük yoldur.” Bezzâr… Ebû Hüreyre’den rivayet etti ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle bu*yurmuştur: “(Cehennemdeki) kâfirin azı dişi Uhud dağı; baldırı ise Verkan dağı ka*dardır. Derisinin kalınlığı da kırk Zİrâ’dir.” İmam Ahmed b. Hanbel… Amr b. Şebib’in dedesinden rivayet etti ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Büyüklük tasayanlar, kıyamet gününde insan suretindeki karıncalar gi*bi haşredileceklerdir. Bütün küçük şeyler bile onlardan yüksek olur. Öyleki bols denen bir cehennem zindanının ve ateşler ateşinin içine düşerler. Ken*dilerine cehennemliklerin vücutlarının sıkılmasıyla elde edilen bir sıvı içirilir“ Tirmizî, bunun hasen bir hadis olduğunu söylemiştir. Burada anlatılmak istenen şudur ki; onlar daha faza azab ve acı çeksinler diye, bu şekilde topla*nıp cehenneme sevkedildiklerinde vücutları irileştirilerek ateşe gireceklerdir. Nitekim azabı şiddetli olan Allah bunun sebebini şöyle açıklamıştır: “Azabı tadsınlar diye...” Deniz Tutuşturulur Ve Cehennemin Bir Parçası Haline Gelir: İmam Ahmed b. Hanbel… Ya’lâ b. Ümeyye’den rivayet etti ki; Rasûlul*lah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Deniz, cehennemin kendisidir.” “Cenab-ı Allah’ın şöyle buyurduğunu görmüyor musunuz: “Şüphesiz zalimler için, duvarları çepeçevre onları içine alacak bir ateş hazırlamışız-dır.” (Kehf, 18/29) Canım kudret elinde bulunan zât’a yemin ederim ki, ben Al*lah’a arzedilmeden o ateşe asla girmeyeceğim. Ben Aziz ve Celil olan Al*lah’ın huzuruna varmadan o ateşin bir katresi dahi bana isabet etmeyecektir.“ Ebû Davud… Abdullah b. Amr’dan rivayet etti ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Ya hacılar, ya umreciler ya da Allah yolunda savaşa gidenler deniz yol*culuğu yaparlar. Doğrusu denizin altında ateş, ateşin altında da deniz vardır.” Kaynak : Ölüm ve ötesi – İbni Kesir |
|
14 Mart 2022, 07:53 | #919 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | BİR KISA HİKAYE ( BİR İ İKİ ETMEK) Biri İki Etmek Allah dostlarından... Talebesi anlatıyor. Bir sabah hazır olduğumuz yere teşrif edip, hatır sorarken, halimi arzedip: - Efendim, benim şu kadar lira borcum var idi. Günü geldi sıkılıyorum. Üç gün izin verirseniz memlekete gidip öder gelirim, dedim. - Biraz sabret, geceler gebedir, buyurdular. Birkaç gün sonra, münasip lisanla tekrar hatırlatmak zarureti hasıl oldu. Zira memlekette, "borçtan kaçtı" sözleri de gelen haberler arasında idi. Hz.Üstazın sözü yine evvelki gibi idi. - Geceler gebedir. Fakat bir gün sonra bana: - Memlekette nerden vereceksin bu parayı? diye sual ettiler. İşin en canlı noktası da burası. - Efendim, babamdan kalma bir bağım var, üç bin lira eder. Onu satıp veririm, dediğimde Hz.Üstazın rengi birden değişti. mübarek gözleri buğulandı. Ve ... çu sözler döküldü: - Biz kardeşlerimizin evini bağını satmak değil, birini iki etmekle mükellefiz. İkinci gün ..... bir tüccar ağabeyimizden ödünç para alıp parayı bana verdiler. Sonra ödedim. |
|
14 Mart 2022, 07:56 | #920 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | KALBİN İNCELİKLERİ( ŞÜPHELİ OLANI TERK ETMEK) "SANA ŞÜPHE VERENİ BIRAK" HADİS-İ ŞERİFİNİN AÇIKLANMASI Biri şüpheli, diğeri şüphesiz iki şey arasında kalırsan şüphesiz tarafı al, öteki tarafı bırak. Mümkün olduğu kadar şüpheli şeylerden kaç. Her hangi bir şeyin şüpheli tarafı kalmasa dahi kalbin razı değilse yine alma, bekle. Zuhurata tabi ol. Bilhassa manevi emirle yasak olduğu bildirilen şeyi yapma, emre uy. Sanki o yapacağın şeyle hiç karşılaşmadın. Rabbına dön, rızkını ondan bekle. Eğer O’nun kapısına gitmek istemezsen seni hatırına bile getirmez. Hak Taâla seni unutmaz. Kafirlerin bile rızkını verir. Seni hiç unutur mu? Yeter ki, sen O’nun emirlerine uyasın. Gece gündüz O’nun yolunda gitmeğe gayret et. Sen mümin, muvahhid(*) gece gündüz O’nun kulluğuna bağlı olursan seni unutmaz ve rızkını bol bol gönderir. Başka mana: Halkın sahip olduğu malı bırak, onlardan bir şey bekleme. Kalbini onlara bağlama, ne onlardan kork ne de bir şey bekle. Senin için haram olmayan şüpheden de beri olan Allah’ın helal gösterdiği şeyi al... Her şeyi O büyük varlığa bağlamalısın. İsteyeceğini O’ndan istemelisin. Sonra, her şeyini O varlık verebilir. Ümidin ve korkun da O’ndan olmalı. O büyük varlık da Hak Taâla olduğunu bil.. Her varlığın yakasını O tutmuştur. Halkın kalbi O’nun emri ile çarpar. Şu, ayakta gezen varlıklara O hayat verir. Onlardan sana bir iyilik gelirse, onlardan değil Hak’tan bil. Onlar mallarının başına hak tarafından bekçi olarak konmuşlardır. Onlar bir nevi Hak tarafından vekil olarak, mallarının başında beklerler. Sana her hangi bir şey verilirse Hak’kın emri ile geldiğini anla. Verdiren ve verdirmeyen O’dur. Aziz Mevla şöyle buyuruyor: - “Allah’ın ihsanını isteyiniz. Allah’tan başka çağırdığınız putlar size gıda vermezler. Rızkınızı Allah’tan isteyiniz. O’na yalvarınız. O’na şükrediniz. Çünkü O’na döneceksiniz. Kullarım benden sorarlarsa, yakın olduğumu söyle.. Ben dua edenin duasını işitirim, bana dua ediniz ki, kabul edeyim.” Sizi besleyen Allah’tır. O metin dir. Kuvvet sahibidir. Allah dileğine hesapsız rızık verir. |
|
Konuyu Toplam 5 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 5 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Fotoğraf paylaşımları hk. | M | Duyuru Arşivi | 1 | 21 Ağustos 2019 13:03 |
Günün Müzik Paylaşımları | AsiRuh | Albüm Tanıtımları | 0 | 02 Mart 2018 12:12 |
Günün Müzik Paylaşımları | AsiRuh | Albüm Tanıtımları | 0 | 23 Şubat 2018 10:56 |