IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet odaları

Etiketlenen Kullanıcılar

779Beğeni(ler)

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 20 Şubat 2022, 23:05   #611
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: HAYATIN SIRLARI -ÖĞÜTLER




PayLaşım için tşkLer...

__________________
Edeptir AŞK Sevdirenin Hürmetine...

Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir.
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet bizimmekan
Alt 20 Şubat 2022, 23:06   #612
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Ebdal Kumral Hazretleri ve Hızır Aleyhisselâm-Osman Gazi.(HİKAYE)




PayLaşım için tşkLer...

__________________
Edeptir AŞK Sevdirenin Hürmetine...

Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 20 Şubat 2022, 23:06   #613
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: GÜZEL CEVAPLAR - VECİZ NÜKTELER




PayLaşım için tşkLer...

__________________
Edeptir AŞK Sevdirenin Hürmetine...

Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 20 Şubat 2022, 23:07   #614
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: RIZIKIN FARKLI FARKLI OLMASININ HİKMETİ İLAHİSİ




PayLaşım için tşkLer...

__________________
Edeptir AŞK Sevdirenin Hürmetine...

Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 21 Şubat 2022, 07:41   #615
Çevrimdışı
Jkl
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
BU GÜNÜN DUASI 21-02-2022




RAVZA-İ MUTAHHARA’DA DUÂ:


Rasûlülah’ın Ravza’sı başında duâ eden bir ârâbî:
“Yâ Rabbî! Sen sevgililerinin kabri başında kölelerin âzâd edileceğini
ferman buyurdun. İşte ben Habîbi’nin kabri başındayım, beni âzâd et”! diye yalvardı. Bir nidâ geldi:
–Yalnız seni mi âzâd edeyim! Habibimin mânevî huzûrunda bütün mahlûkâtın
kurtulmasını dilesen kabul olunurdu… Ayrıl artık oradan! Seni Cehennem’den âzâd ettim.”

amin amin cümle ümmet için

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 21 Şubat 2022, 07:45   #616
Çevrimdışı
Jkl
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
CENNETİN ANAHTARI DÜNYADA , ALMADAN GİTMEYİN




Allah Resûlü mealen şöyle buyururlar: “Siz bana altı mes’elede söz verin; ben de size cennete kefil olayım.”

1. “Konuşurken dosdoğru konuşun!”
(Davranış ve beyânlarınız dosdoğru olsun.. ve sizler bu mevzuda âdeta birer oka benzeyin!)
2. “Va’dettiğinizi yerine getirin!”
(Zaten bunun aksi münafıklık alametidir.)
3. “Emanette emin olun!”
(Bir yerde emin bilindiğinizden dolayı size bir şey emanet edilmişse, sakın sizi böyle zannedeni, zannında yalancı çıkarmayın! Hatta, onların hüsn-ü zanlarını ahirette dahi yalan çıkarmamaya bakın!)
4. “İffetli olun!”
(Irz ve namusunuzu koruyun; başkalarının ırz ve namusunu aynen kendi namusunuz gibi muhafaza edin!)
5. “Gözlerinizi harama karşı kapayın!”
(Size ait olmayan şeylere bakmayın ve istifadesine mezun olmadığınız şeylere göz dikmeyin! Harama bakmak, kalbi ifsad eder.)
Bir kudsî hadîste şöyle buyrulur:
“Harama bakmak şeytanın zehirli oklarından bir oktur. (Sizin irade yayınızdan çıkar ve kalbinize saplanır. Veya şeytana ait bu yay, sizin irade elinizdedir). Kim bana saygısından dolayı o bakışı terk ederse, onun kalbine öyle bir îman salarım ki, onun zevkini bütün kalbinde hisseder.”
6. “Elinizi başkalarına zarar vermekten uzak tutun!” (Hiç kimseye hiçbir şekilde kötülük yapmayın! İşte, bir bakıma emniyet insanı olmanın şartları sayılan bu maddelere riayet eden bir insan, emin olarak yaşar, ahiretini de bu şekilde emniyet ve garanti altına almış olur. Zaten bu mevzûda, Allah Resûlü’ne söz verene, O da Cennet sözü vermektedir.)

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 21 Şubat 2022, 07:49   #617
Çevrimdışı
Jkl
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
İLAHİ RAHMETE ŞÜKÜR ETMEK ADEP TENDİR (YAHUDİLERİN HIRSI)




Edep

Musa aleyhisselâm zamanında, İsrâiloğulları’nın rızkı gökten gelirdi. Bir zahmete ve sıkıntıya girmeden, Allah Teâlâ’nın lutfu kereminden beslenirlerdi.

Musa aleyhisselâmın kavmi arasında bu ilâhî yardımın kıymetini ve değerini bilmeyen cahiller çoktu. Bunlar, verilen nimetlere nankörlük ederek, ” Biz toprakta yetişen soğan, sarımsak, mercimek gibi yeşilliklerden ve sebzelerden isteriz’‘ dediler.

Yaptıkları bu edepsizlik, gökyüzünden gelen sofranın kesilmesine sebep oldu. Ekmekleri gelmedi. Bıldırcın kuşunun etiyle kudret helvasını bulamaz oldular. Yemek ihtiyaçlarını karşılamak için toprağı işlemek zorunda kaldılar. Bahçe bellediler, tarla sürdüler, ekin ekip biçtiler. Yorgunlukları yanlarına kâr kaldı.

Musa aleyhisselâm bunlar için tekrar şefaatçi oldu. Rabbine niyazda bulundu. Keremi bol olan Allah, içinde çeşitli nimetlerin bulunduğu tabaklarla dolu sofrayı gökten indirdi.

Bu sefer Hz. Musa onlara yalvararak uyardı: ” Bu sofra devamlıdır. Yeryüzünden kalkmayacak ve eksilmeyecektir.

Âlemlerin rabbi olan Allah’ın sofrasında aç gözlülük etmek, hırsa kapılmak nankörlüktür.”
Musa aleyhisselâm sanki onları hiç uyarmamış gibi, bu edep yoksulu küstahlar, kendileri için gelen sofradan yemek aşırdılar. Dilenci karakterli görgüsüzlerin hırsı yüzünden bu ilâhî rahmet kapısı kapandı.
***
Hırs yokluk sebebi ve Allah’a karşı edepsizliktir.
Kendimizi kontrol edelim. Cenâb-ı Hak’tan edepli bir insan olmayı dileyelim ve edebi elde etmek için rabbimize yalvaralım. Edebi olmayanın Allah’ın lutfundan mahrum kalacağını bilelim.
Edepsizliğin ve zararlarının bütün topluma, yayılacağını unutmayalım.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 21 Şubat 2022, 07:52   #618
Çevrimdışı
Jkl
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
İMAM AZAM EBU HANİHE HZ. LERİNDEN AKIL DOLU CEVAP




İmam-ı Azam ve Kadılık…

Zamanında İmam-ı Azam ile herhangi bir konuda tartışmaya girip de galip çıkan görülmemiştir. Hem derya gibi ilmi, hem de herkese nasip olmayan zeka ve mantığı sayesinde hepsinden kendisi galip çıkıyordu.

Abbasi Halifesi Me’mun İmam-ı Azam’ı Kufe’ye kadı yapmak istiyordu. İmamı çağırdı ve bu niyetini açıkladı. İmam-ı Azam yönetimin yanlışlıklarına alet olmamak için bu teklifi kabul etmedi.
– Ben kadılık yapamam, dedi.

Halife de herkes de kabul ederdi ki ondan iyi kadılık yapacak bulunamazdı. Bu nedenle Halife sert çıktı:
– Yalan söylüyorsun, sen kadılık yaparsın!

İmam-ı Azam akan suları durduracak şu cevabı verdi:

– Eğer ben yalan söylüyorsam, yalan söylediğim için kadılık yapamam, çünkü yalancıdan kadı olmaz. Eğer “yapamam” dediğim zaman doğru söylüyorsam, sözümün gereği olarak kadılık yapamam. O halde her iki halde de kadılık yapamam,

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 21 Şubat 2022, 07:57   #619
Çevrimdışı
Jkl
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
AZRAİL A.S VE ÖLÜM- CANLAR NASIL ALINIR




Canlar nasıl alınır?

Sual:
Dünyanın çeşitli yerlerinde, binlerce, hatta milyonlarca insan, trafik kazası, deprem, savaş gibi sebeplerle aynı anda ölüyor. Ölüm meleği bir anda bunların canını nasıl alır?
CEVAP
Azrail aleyhisselamın kudretinden şüphe etmek, Allahü teâlânın kudretinden şüphe etmeye kadar gidebilir. Allahü teâlânın kudretinin büyüklüğünü bilen kimse, sebebini bilmese de, İslam`a teslim olup, Allah`ın her şeye gücü yetebileceğine inanması gerekir.

Bugün bir düğme ile bir veya birkaç şehrin bütün elektrikleri aynı anda söndürülebilmektedir. Ölüm meleği de ruhları bundan daha tez almaktadır.

İbrahim aleyhisselam, ölüm meleğine sual etti ki:
– Ey ölüm meleği, eceli gelen insanların bir kısmı doğuda, bir kısmı batıda olsa, yahut kuzeyde ve güneyde aynı anda zelzele olup ölseler, yahut da dünyanın çeşitli yerlerinde savaş olsa, aynı anda binlerce, milyonlarca insan ölse, aynı anda bunların hepsinin ruhlarını nasıl alıyorsun?
Ölüm meleği cevap verdi:
– Allah`ın izniyle onların ruhlarını çağırırım, derhal avucumun içinde oluverirler.

Süleyman aleyhisselam, ölüm meleğine sual etti:
– İnsanların ruhlarını kimini genç yaşta, kimini bebekken, kimini ihtiyarlayınca alıyorsun. Ruhları almada ölçün nedir?
Ölüm meleği dedi ki:
– Bana eceli gelenlerin listesi verilir. Ben verilen listeyi tatbik ederim. Başka işe karışmam.
Ölüm meleği gelip, Süleyman aleyhisselamın yanında oturan bir kimseye dikkatli bakmaya başladı. Sonra çıkıp gitti. O zat, Süleyman aleyhisselama sual etti:
– Kimdi o bana öyle can alacak gibi bakan?
– Ölüm meleğiydi.
– Beni onun pençesinden kurtar! Rüzgara emret, beni Hindistan`a götürsün!
O zatın bu isteği derhal yerine getirildi. Ölüm meleği ikinci defa Süleyman aleyhisselamın yanına gelince, Hazret-i Süleyman sual etti:
– Geçen gelişinde yanımdaki zata niçin öyle bakmıştın?
– Şimdi onun ruhunu alıp geldim. Bana onun ruhunu Hindistan`da almam emredilmişti. Ömrü biterken, hâlâ burada bulunduğu için öyle bakmıştım.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 21 Şubat 2022, 08:06   #620
Çevrimdışı
Jkl
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
KURAN I KERİM DE KIYAMET VE AHİRET ANLATIMI




Kurani Kerim’de Kiyamet ve Ahiret –

Allahü teâlâ, insanı hayatı boyunca, dünyada durdurur. Belli olan eceli gelinceye kadar ve rızkı tükeninceye kadar ve ezelde takdîr edilmiş olan amelleri bitinceye kadar, dünyada durur. Dünyadaki ölümü yaklaştığı vakit, dört melek gelir. Bunların biri, ruhunu sağ ayağından ve biri sol ayağından ve biri sağ elinden ve biri sol elinden çekerler.

Çok defa, ruhu gargara hâline gelmezden evvel (Âlem-i melekûtî)yi görmeye başlar. Melekleri, yaptıkları işlerin hakîkatini, âlemlerinde durdukları hâl üzere görür. Eğer dili söyler ise, onların vücûdünü haber verir. Çok defa da, gördüğü şeyleri, şeytanın bir işi zanneder. Lisanı tutuluncaya kadar hareketsiz kalır. Bu hâlde, yine melâike ruhunu parmak uçlarından çekerler.

Soluğu ise, sanki saka kırbasından su boşalır gibi, gırıl gırıl öter. Fâcirin ruhu da yaş keçeye takılmış olan diken çekilir gibi çıkarılır ki, bunu insanların en üstünü olan Peygamberimiz haber verdi. Bu hâlde ölü karnını diken ile dolu zanneder. Ruhunu da, sanki bir iğne deliğinden çıkıyor ve gök yere bitişiyor ve kendisi arasında kalıyor zanneder.

Hz. Kâ’bdan, ölüm nasıl oluyor diye suâl olundu. Buyurdu ki: (Bir diken dalını bir kişinin içerisine koymuşlar. Ve kuvvetli bir kimse onu çekiyor. Kestiğini kesiyor. Kalan kalıyor gibi buldum).
Peygamberlerin efendisi buyurdu ki, (Elbette ölüm acılarından birinin şiddeti, üçyüz kere kılınç vurmaktan daha şiddetlidir).

İşte bu zamanda insanın cesedi terler. Gözleri sür’at ile iki tarafa gider. Burnunun iki tarafı çekilir. Göğüs kemikleri kalkar, soluğu kabarır, benzi sararır. Âişe-i sıddîka vâlidemiz, Resûlullah kucağında iken, bu hâli görünce, gözünden yaş dökerek şu meâlde şiir söyledi:

(Nefsimi sana feda ederim yâ Resûlallah ki, seni fena hareketlerden birşey kederlendirmedi, incitmedi. Bu zamana kadar seni cin de çarpmadı. Birşeyden dahî korkmadın. Şimdi ne oldu ki, güzel yüzün inci gibi terle örtülmüş görüyorum. Her ölünün rengi solduğu hâlde, senin mübârek yüzünün nûrları hakîkaten her tarafı aydınlatıyor.)

Ruhu kalbe gelince dili tutulur. Hiç kimse ruhu göğsüne gelmiş iken konuşamaz. Bunun iki sebebi vardır. Biri, iş gayet büyük olduğundan, göğüs nefeslerle sıkışıp, daralmıştır.

Görmezmisiniz, insanın göğsüne vurulsa bayılır. Ancak az sonra söze kâdir olur. Çok kere de söyliyemez. İnsanın neresine vurulsa seslenir. Göğsüne vurulsa, hemen sessiz ölü gibi düşer.

İkinci sebebi de, ses akciğerlerinden dışarı çıkan havanın hareketinden hâsıl oluyor idi. Bu soluk ise kalmadı. Nefes alıp veremediği için, bedenin harâreti kalmaz, soğur. Bu zamanda mevtâların hâlleri muhtelif olur.

Bazıları vardır ki, melek zehir ile su verilmiş kızgın demir ile vurur. Hemen ruh kaçar, hârice çıkar. Melek onu eline alır, civa gibi titremeye başlar. Bal arısı kadar insan şeklinde olur. Sonra melek onu zebânîye (azâb yapıcı meleğe) teslim eder.

Bazı mevtâ vardır ki, ruhu azar azar çekilir. Tâ ki, boğazında tutulur. Boğazında da kalmaz. Ancak kalbe bağlı olarak kalır. Bu zamanda, melek zehirli kızgın demir ile vurur. Zîrâ, o demirle vurmayınca, ruh kalbden ayrılmaz.

Bu demirle vurmanın sebebi, demir ölüm denizine daldırılmıştır. Kalb üzerine konulunca, diğer yerlerine de sirâyet eden zehir gibi olur. Zîrâ, hayatın sırrı ancak kalbdedir. Onun sırrı ancak dünya hayatında te’sîr eder. Bunun için, bazı kelâm âlimleri (hayat ruhun gayrıdır) ve (hayatın mânası, ruhun beden ile karışmasıdır) dediler.

Ruh çekilip, son bağı kopacağı zaman, kendisine birçok fitneler ârız olur. Bu, ol fitnelerdir ki, iblis a’vânını (yardımcılarını) hâssaten o kimseye musallat eder. O hâlde iken o insana gelirler ve onun anası ve babası ve kardeşi ve kızkardeşi ve sevdiği kimselerden vefât etmiş olanlar sûretinde görünürler ve ona derler ki:

(Ey filan! Sen ölüyorsun. Biz, bu hâlde seni geçtik. Sen yahudi dîninde olarak öl. Bu din, Allah indinde, makbûl olan hak dindir). Eğer bunların sözlerine aldanmaz, dinlemez ise, yanından giderler. Başkaları gelip, derler ki, (Sen nasrânî (hıristiyan) olarak öl! Zîrâ o din Mesîhin, yâni Îsâ aleyhisselâmın dînidir ki, Mûsâ aleyhisselâmın dînini, nesh etmiştir.)

Böylece, her milletin dinlerini ona söylerler. O zamanda, Cenâb-ı Hakkın şaşırmasını dilediği kimse şaşırır. İşte bu; (Ey bizim Rabbimiz! Dünyada iken bize îman verdiğin gibi, ölürken de kalblerimizi şaşırtma) meâlindeki Âl-i İmrân sûresinin sekizinci âyet-i kerimesinin haber verdiği hâldir.

Cenâb-ı Hak bir kuluna hidâyet ve îmanda sebâtını dilerse, o kimseye rahmet-i ilâhiyye gelir. Bazıları, bu rahmetten maksat Cebrâîl aleyhisselâmdır, dediler.

Rahmet-i ilâhiyye, şeytanı uzaklaştırıp, hastanın yüzünden o yorgunluğu giderir. O zaman insan ferahlar, güler. Çok kimselerin bu hâlde güldüğü görülür ki, Allahü teâlâ tarafından rahmet gelmesi ile onu müjdeleyip, (Beni bilir misin, ben Cebrâîlim. Bunlar ise, senin düşmanların olan şeytanlardır. Sen Millet-i Hanîfiyye ve şeriat-i Muhammediyye üzre vefât et!) der. İnsana işte bu melekten daha çok sevgili ve ferahlandırıcı bir şey yoktur. (Yâ Rabbî, bize rahmetini ihsân eyle. İhsân sahibi ancak sensin) meâl-i şerifindeki, Âl-i İmrân sûresi sekizinci âyet-i kerimesi, bu hâli haber vermektedir.

Bazı kimseler vardır ki, ayakta namaz kılarken vefât eder. Bazısı uykuda iken, bazısı, bir şeyle meşgûl iken, bazısı da, çalgı ve oyunlara dalmış iken, kimisi de, sarhoş iken, ansızın vefât eder. Bazı kimselere, ruhu çıkarken kendinden evvel geçen tanıdıkları gösterilir. Bunun için, etrâfında olan kimselere bakar. Bu zamanda, o kimse için horuldamak olur ki, insandan başka herşey onu işitir. İnsan işitmiş olsa, elbette helâk olur, korkudan ölürdü.

Ölünün his duygularından en son gayb edeceği şey işitmesidir. Zîrâ ruh kalbden ayrıldığı vakit yalnız görmesi bozulur. Fakat işitmek, ruh kabz oluncaya kadar gayb olmaz. Bunun için Fahr-i âlem efendimiz, (Ölüm hastalığında olanlara şehâdeteyn-i kelimeteyn ki, “Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah”dır. Bu kelimeyi telkin ediniz!) buyurmuştur. Ölüm hâlinde olanın yanında çok söz söylemekten de nehy buyurmuştur. Çünkü o zaman, insan şiddetli sıkıntı içindedir.

Eğer ölünün ağzından tükrüğü akmış, dudağı sarkmış, yüzü kararmış, gözü dönmüş ise, bilmiş ol ki, o şakîdir. Âhıretteki şekâvetini görmüştür.

Eğer görür isen ki, ağzı açık, sanki gülüyor, yüzü gülümsiyor, gözü dahî kırpık gibidir. Bilmiş ol ki, o kimse âhırette kavuşacağı sürûr ile tebşir (müjde) olunmuştur.

Melekler, bu ruhu Cennet ipeklerinden bir ipeğe sararlar. O sa’îd olan kimsenin ruhu, bal arısı kadar insan şeklindedir. Aklından ve ilminden hiçbirşey gayb etmemiştir. Dünyada ne yapmış ise, hepsini bilir. O melekler, bu ruhla berâber semaya doğru uçarak yükselirler. Bu yükselmeyi bazı ölü bilir, bazı ölü ise bilmez. Böylece, önceki geçmiş Peygamberlerin ümmetlerini ve yeni ölmüş olanları, bir yere yayılmış olan çekirgeler gibi görerek geçerler ve birinci kat sema olan dünya semasına varırlar.

Bu meleklerin başında olan Cebrâîl, dünya semasına çıkar. Kimsin diye sorulur. Ben Cebrâîlim, yanımdaki de filandır, diyerek o kimsenin güzel ve sevdiği ismleri ile haber verir. Dünya semasının bekçileri olan melekler, (Bu ne iyi bir kimsedir ki, îtikadı, inancı güzel idi. Ve hiç şüphesi yoktu) derler.

Bundan sonra ikinci kat semaya çıkarlar. Kimsin denir. Cebrâîl birinci kat semadaki meleklere söylediği sözünü tekrar eder. İkinci kat semadaki melekler, o sâlih ruha, (Hoş safâ geldi. Dünyada iken namazlarını bütün farzlarına riâyet ederek edâ ederdi) derler.

Sonra geçer, üçüncü kat semaya ulaşırlar. Kimsin denir. Cebrâîl daha önce söylediklerini tekrar eder. Bunun üzerine (Malının hakkını muhâfaza edip zekâtını, tarladan aldığı mahsûlün uşrunu emrolunan kimselere seve seve verip, hiç esirgemeyen bu zat hoş ve safâ geldi) denir. Oradan da geçerler.

Dördüncü kat semaya varırlar. Kimsin denir. Daha önce söylediği gibi cevap verir. (Dünyada, Ramazan orucunu tutup da, orucu bozan şeylerden ve yabancı kadınlarla görüşmekten ve haram yemekten kendini muhâfaza eden kimse, hoş ve safâ geldi) denir.

Sonra geçerler. Beşinci kat semaya varırlar. Kimsin denir. Daha önce söylediği gibi cevap verir. (Farz olduğu zaman haccını riyâsız ve Allahü teâlâ için edâ eden kimse hoş ve safâ geldi) denir.

Sonra geçerler. Altıncı kat semaya varırlar. Kimsin denir. Evvelce vermiş olduğu cevabı verir. (Seher vakitlerinde çok istiğfâr eden, gizli çok sadaka veren ve yetimlere yardım eden zat, hoş, safâ geldi) denir.
Oradan da geçerek (Surâdikât-i celâl) denilen, celâl perdelerinin bulunduğu bir makama varırlar.

Kimsin diye sorulunca, öncekiler gibi cevap verir. Yine (Hoş ve safâ geldi. Çok istiğfâr edip, [çoluk çocuğuna ve sözü geçenlere] emr-i mâruf yapan, Allahü teâlânın dînini, Onun kullarına öğreten, miskinlere [ve darda kalanlara] yardım eden, sâlih kula ve güzel ruha merhabâlar olsun) denir. Sonra meleklerden bir cemaate uğrarlar ki, hepsi onu Cennet ile müjdeleyip, onunla müsâfeha ederler.

Sonra (sidret-ül-müntehâya) kadar giderler. Yine kimdir diye sorulunca, öncekiler gibi cevap verir. (Hoş safâ geldi. Her iyiliğini Allahü teâlânın rızası için yapan zata merhabâ) denir.

Bundan sonra ateş tabakasından geçer. Sonra nûr, zulmet, su ve kar tabakalarından geçer. Sonra soğuk denizine uğrar ve geçerler. Her tabakanın birbirine uzaklığı bin senelik yoldur.

Sonra Arş-ur-Rahmân üzerine örtülmüş olan perdeler açılır ki, seksen bin perdedir. Her perdede seksen bin şerefe vardır. Her şerefede bin kamer yâni ay vardır ki, Allahü teâlâyı tehlîl ve tesbîh ederler. Onlardan bir kamer dünyada görünse, nûru âlemi yakar ve herkes Allahü teâlâdan başka olarak ona ibâdet ederdi. Bu zamanda, perde arkasından bir münâdî nidâ eder ki, bu getirdiğiniz ruh kimdir? Cebrâîl filan oğlu filandır, der.
Allahü teâlâ, (Bunu yakınlaştırın. Ve sen ne güzel kulumsun buyurur.) Allahü teâlânın huzur-i maneviye-i ilâhiyyesinde durduğu vakit, bazı levm-ü itâb (azarlamak) ile Hak teâlâ onu utandırır. Hattâ o kul, zanneder ki, hakîkaten helâk oldu. Sonra, Cenâb-ı Hak onu affeder.

Nitekim Kâdı Yahyâ bin Eksem hazretlerinden rivayet olundu. Vefâtından sonra rüyâda görülüp de suâl olundu ki, Hak teâlâ sana ne muâmele eyledi. Yahyâ bin Eksem, (Allahü teâlâ beni mânevî huzurunda durdurdu. Ey Şeyh-i Sû [yâni fena ihtiyâr]! Sen şunu ve bunu işlemedin mi? buyurdu.

Allahü teâlânın yaptıklarımı bildiğini anladığım zaman, beni korku kapladı ve yâ Rabbî, böyle suâl soracağını bana dünyada bildirmediler, dedim. (Sana nasıl bildirildi) buyurdu. Ben de, bana Mu’ammer, İmâm-ı Zührîden, o da Urveden, o da Âişe-i Sıddîkadan, O da Hz. Peygamberden, O da Hz. Cibrîlden, O da Zat-i teâlâdan haber verdiler.

Raûf ve rahîm olan Allahü teâlâ, (Ben azîmüşşan, islâmda ağaran saç ve sakala azâb etmekten hayâ ederim) buyurdu; dedim. O zaman Allahü teâlâ buyurdu ki, (Sen ve Mu’ammer ve İmâm-ı Zührî ve Urve ve Âişe ve Muhammed aleyhisselâm ve Cibrîl sâdıksınız. Ben de seni mağfiret ettim.)

[Kâdı Yahyâ bin Eksem Bağdâdda kâdı iken 242 [m. 856] de Medînede vefât etti. Şâfi’î fıkh âlimi idi. (Tenbîh) adındaki kitabı meşhûrdur.

Mu’ammer bin Müsennâ, Ebû Ubeyd-i Nahvi adı ile meşhûrdur. Edib idi. 110 da Basrada tevellüd, 210 [m. 825] da vefât etti. Hâricî idi. Çok kitap yazdı. Hadis ve tarih âlimi idi.

Muhammed bin Müslim Zührî tâbiîndendir. Kitaplarını duvar gibi dizip, içine kapanarak okumakla vakit geçirirdi. Zevcesi bir gün (Bu kitaplar bana üç ortaktan daha şiddetlidir) demişti. 124 [m. 741] de vefât etti.
Urve bin Zübeyr, Zübeyr bin Avvâmın ikinci oğludur. Esmâ bint-i Ebî Bekrin oğludur. Fukaha-i seb’adan biridir. Âişeden çok hadis-i şerif bildirdi. 22 de tevellüd, 93 de Medînede vefât etti.]

Yine, Abdülazîz ibni Nübâte rü’yâda görülüp, Allahü teâlâ hazretleri sana nasıl muamele buyurdu diye sorulunca, Allahü teâlâ bana buyurdu ki, (Sen şu kimse değilmisin ki, sözünü kısaltır. Ve sana bu ne güzel fesâhatli söz söyler denilsin diye konuşurdun.)

Ben de, yâ Rabbî! Yüce zatını noksan sıfatlardan tenzîh ve taktîs ederim ki, ben hakîr kulun, dünyada zat-i rubûbiyyetini vasf ve medh ve senâ ederdim.) (Öyle ise, dünyada dediğin gibi vasf eyle) buyurdu. Ben dahî, (Önce yoktan yaratan, onların yine ruhlarını kabz ederek öldürür. Onlara nutk (konuşma hassası) veren, yine nutklarını yok eder.

Yok ettiği gibi, sonra yine yoktan îcâd eder. İnsan öldükten sonra, uzvlarını birbirinden ayırdığı gibi, onları yine kıyâmet günü cem’ eder) dedim. Günahları affedici olan Allahü teâlâ, (Doğru söyledin. Git ben de seni mağfiret ettim) buyurdu dedi. [İbni Nübâte şair olup, divânı vardır. 405 [m. 1014] de Bağdâdda vefât etti.]

Mensûr bin Ammâr da, rü’yâda görülüp, Allahü teâlâ sana ne muamele buyurdu diye sorulunca, şöyle cevap verdi. Cenâb-ı Hak, beni mânevi huzurunda durdurup, (Bana ne ile geldin ey Mensûr) buyurdu. Ben de, yâ Rabbî, otuzaltı hac ile geldim. (Onlardan hiçbirini kabûl etmedim.

Ne ile geldin?) buyurdu Ben de; yâ Rabbî, senin rızan için, okuduğum üçyüzaltmış hatm-i şerif ile geldim. (Onlardan hiçbirini kabûl etmedim. Ne ile geldin, ey Mensûr?) buyurdu. Ben de yâ Rabbî, rahmetin ile geldim, dedim. Bunun üzerine, Allahü teâlâ da, (İşte şimdi bana geldin, git ben de seni mağfiret ettim) buyurdu dedi.

Bu hikâyelerin çoğu ölümün korkulu hâllerini haber verir. Ben sana, Allahü teâlânın yardımı ile, söz dinleyecek kimselerin uyabilecekleri şeyleri haber verdim. Bazı insanlar vardır ki, kürsîye ulaştıkları zaman bir nidâ işitir. Ve orada, onu geri çevirirler. Bazıları da, perdelerden geri çevrilir.

Allahü teâlânın huzuruna ulaşanlar, Ârif-i billâh olanlardır, yâni Evliyâ-i kiramdır. Vilâyetin dördüncü derecesi ve daha üst makamlarında olan kimselerin dışındakiler, Allahü teâlânın huzuruna ulaşamazlar.

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
40 yil, a.s, abdest, açlık ve tokluk zarar ve faydaları, adalet - hikaye, aff, ahde vefa- dini hikayeler, ahde vefa-insanlık-, ahir zaman, ahireti tanımak, ahlaki çöküntü, aksırma, akıl, akıllı sözler- nükteler, aldulhamid han, alemler, allah a itaat, allah a yakın olmak, allah buyuruyor ki, allah c.c ve peygamber sav i sevmek, allah cc buyuruyor ki, allah cc diyor ki, allah diyor, allah diyor ki, allah diyorki, allah dostları, allah korkusu, allah nizami-şeriat, allah sevgisi, allah tan umut kesmek, allah ı bilmek, allah ı düşünmek, allah ı tanımak, allah ın tanımak, allah ın tecellisi, amel ve niyet, ankara savaşı-maneviyat erleri- tarih, anne baba hakkı, anne hakkı-baba hakkı, anne-baba- hürmet, ateş, ayet, ayet hadis dua, ayet-hadis -dua, ayet-hadis-dua, ayetler, azap, aşk masalı, baba hakk dini hikayeler, baba hakkı, bağışlama, bayram duası, beden, bela ve musibetler, berat gecesi, bilgi, bilmediklerimiz, bir dil bir millet, büyü, büyüklerden öğütler, cami adabı, çanakkale hatıraları, çanakkale şehitleri, cehennem, cehennem ehli, cennet, cennet cennet çarşıları, cennet nimetleri, cennetin anahtarı, cennette gece -gündüz, cerh ve tadil, ceza.többe, cihad, cihad- şehidlik, cuma sohbetleri, cömertlik, dejavu, din büyükleri, din düşmanlığı, din tarihi, dini hikaye, dini hikayeler, dini kıssa, dini nikah, dini şiir, dirayet, doğal ilaçlar, doğru beslenme, doğru yemekler, doĞruluk, dostluk mesajları, dua, dua adabı, dua da yöntem, dünya hırsından vazgeçmek, dünya nın varoluş sebebi, dünyâ sevgisi, dünya sevgisinden uzak durmak, dünya sevgisinin zararı, dünya ve ahiret, dünyayı tanımak, ebedi ateş, ebu bekr sıddık, ecellerin tayini-şaban ayı, edep, edep - saygı, edep-dini hikayeler, edep-haya, ehli sünnet itikadi, emir sultan hazretleri, erkekte örtünme, evlat yetiştirme, evlilik, evlilik-iyi eş, evliya, evliya hayatlarından, evliya ikliminden, evliya öğütleri, evliyalar dan öğütler, evliyalardan nasihatler, eş-hitap-muhabbet, fakirin hakkı, fatiha suresi .french, fazla konuşmanın zararları, feraset, fitne, fıkra, fısk-nifak-allah ı unutmak, fıtrat -yaratılış - insan hakikati, gam, gerçek hikayeler, gerçek hikayeler -ilginç olaylar, gerçek olaylar, gerçek olaylarçanakkler, gizli duygular, gizli şirk, günah- dilin afetleri, günahlardan sakınmak, günün duası, günün sözü, gıybet-hadis, güzel ahlak, güzel ahlak- hayırlı işler, güzel söz, güzel söz-nükte, güzel söz. hz. ali k.a.v, güzel sözler, hadis, hain, halife ler, haramı terk, hastalık günahlara kefarettir, haya, haya -edep, hayat bilgileri, hayat dersleri, hayır -alamet, hayır ve şer, hayırlı işler, hazır cevap, hazır cevap nükteler, hazır cevap sözler, hazır cevap-güzel söz, hazır cevap-nükte, hazır cevaplar, hazır cevaplar - nükteler, hazırcevap, helal haram, hesap, hesap- nizam, hikaye, hikaye -cihad, hikaye-karacoğlan ve elif, hikayeler, hizmet etmek, hırs- edep, hz. muhammed mustada sav mucizeleri, hz. muhammed sav mucize ler, hz. zülkarneyn (a.s), hz. ömer r.a, ibadet, ibadetler, ibretlik hadiseler, ibretlik hikayeler, ibretlik olaylar, ibretlk olaylar, icmek, iflas, ihanet, ihlas, ilahi aşk, ilginç olaylar, imam azam - akıllı sözler, imam azam r.a, iman, iman - sınav, iman hakikati, iman ve amel, iman-amel, imtihan, insan - hakikat, insan - melek- iyilik, insan hakikati-kendini tanımak, insan ilişkileri - edep, insanın bedene ihtiyacı, insanın hakkati, iptila-bağımlkılık-düşkünlük, irşad, isa, islam bekçileri, islam moda ayrımı, islamda gerçek dost, islami yaşam, islamn büyüklerinden öğütler, islamın geldiği nokta, itaaat, itaat - iman, iyilik, iyilik etmek, iyilik ve kötülük, iyilik-halis niyet, kabir hayatı, kabir ve sonrası, kabul olunan dua, kader, kadın erkek ilişkileri, kadın gaziler, kadın hakları, kadın hakları- boşanma- nikah, kadın sahabeler -hz. esma r.a, kadınlar - islamda kadın, kadının değeri-annelik, kahve, kainat - yaratılış, kainatın yaratılışı - big bang, kalbi tanımak, kalbin enteresan hallleri, kalbin halleri, kalbin halleri(zekat ve cimrilik), kalbin halleri-kibir, kalbin halleri-sabır-hastalık, kalbin halleri-zekat, kalbin halleri-zina, kalbin hallleri, kalbin ince halleri, kalbin ince işleri, kalbin incelikleri, kalp, kalp haller- emanet, kalp halleri, kalp halleri-anne baba hakkı, kalp halleri-aşırı ihtiras, kalp oyunu, kalp ve ilim, kalp ve ince meseleler, kalp-gıybet, kamil iman, kanaat, kaza namazları hakkında hüküm, kazanc, kendini bilmek, kendini tanımak, kendini tanımak - acziyet, kendini tanımak - ilim, kendini tanımak -allah ı bilmek, kendini tanımak -kalp alemi, kendini tanımak nefsini blmek, korku ve ümit, kul hakkı- mahşer yeri hesap günü, kuran, kuran hakkında, kutlama, küfre yaklaştıran fakirlik, küfür, kısa hikaye, kıssadan hisse, kıstas, kıstaslar, kıyamet ve alametleri, kıyamet-ahiret, kıyamet-isa a.s ın nuzülü, lafazan yayın, lafazan.fm, love, mağfiret, mahşer ve hesap, mahşer-mizan, malın temizlenmesi, maneviyat, mardin, mehdi a.s, merhamet, mermahet, mezhepler, miraç gecesi-miraç kandili, misafir ağırlama, misafire ikram, mizah, mizan, murakabe, mücadele etmek, mümin-kabir hayatı, münacaat- dua, müracaat, mürid mürşid ilişkisi, müslümanların kötü hali, namaz, namaz - huşu - hudu, nasihat, nasihat- evlilik, nasihatler, nazar duası, nebi . istihaze, nefis muhasebeleri-imam gazali, nefis terbiyesi, nefis ve halleri, nefs, nefs - şeytan, nefs in sıfatları, nefs terbiyesi, nefs ve halleri, nefsini tanımak-kendini bilmek, nezaket, niyet, nükteler, nükteli sözler, okuryazarblog, olayların dili, oyun ve dans hakkında, paylaşmak, peygamber ahlakı, peygamber sevgisi, pişmanlık, rahman-rahim-bağışlama, reca, recep ayı faziletleri, recep ayı zikirleri, regaip gecesi, regaip gecesi ibadetleri, résimléri, riyazet-şehvet, ruh, rüya, rüya . rüya tabirleri, rüya tabiri, rüya tabirleri, rüya tabirleri -rüyada balık görmek, rüya tabirleri _ elbise giymek, rüya tabirleri- ay görmek, rüya tabirleri- rüyada nar görmek, rüya tabirleri-doğum, rüya tabirleri-kabir, rüya tabirleri-rüyada karpuz kavun, rüya tabirleri-rüyada su içmek, rüyada uçmak, rüyalar, rıza, rızık, sağlık, sağlıkl beslenme, sakınmak, salavat, saliha kadın- evlilik, samimiyet, sevgi pıtırcığı, sevgi-kalp halleri, sigara . sağlık. tiryaki, slow, song, sosyal arkadaşlıklar, suc, sıhhat, söz, söz - şeref, sözler, tabir, takva, tam bağlılık, tasadduk-allah yolunda infak-ahirete yatırım, tatlı, tatlı tarifi, tatlı tarifleri, taviz, tesadÜf, teslimiyet-itaat, tevbe, tövbe, ulubatlı hasan, umut, utanc, vaktin ihyası, vatan hizmeti, vazife, veciz sözler, vefa, vefa duygusu, veli, yahudi mezalimi, yahudiler-tevrat, yaratma - ve tabiatın gücü, yaratılış hakikati, yazılan tarih, yaŞam, yaşlıya hürmet, üç aylar - recep ayı, yeme adabı, yemek, yemek tarifi, yemek tarifleri, Ümit, ümmet-i dâvet, üstün ameller, zekat, Öğüt, Öğütler, öğütler-önemli bilgiler, ölüm, ölüm e hazırlanmak, ölüm gerçeği, ölüm hakikati, ölüm ve ötesi, ölüm- hesap günü, ölüm- mahşer, ölümü istemek, öpütler, Örtünme, şahadet, şehit.maneviyat erleri, Şehvet, şetyanın hileleri, şeytan ın hileleri, şeytanın hileleri, şifa, Şiir, şiir - necip fazıl kısakürek, şiir -necip fazıl kısakürek, şiir(feridüddin-i attar), şiir- necip fazıl kısakürek, şiir- necipfazıl kısakürek, şiir- suamanın faydaları, şiir-islam büyükleri-nabi, şiir-necip fazıl kısakürek


Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Fotoğraf paylaşımları hk. M Duyuru Arşivi 1 21 Ağustos 2019 13:03
Günün Müzik Paylaşımları AsiRuh Albüm Tanıtımları 0 02 Mart 2018 12:12
Günün Müzik Paylaşımları AsiRuh Albüm Tanıtımları 0 23 Şubat 2018 10:56