31 Mayıs 2013, 10:04 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Dinler Arası Diyalog Ve Kur'an ın Uyarısı Bugün sizlerle, günümüzde çok konuşulan ve Türk toplumuna kabulettirilmeye çalışılan, dinler arası diyalog konusunu konuşmak istiyorum. Slogan haline getirilmiş bu düşünce, ilk baktığınızda kulağa çok hoş geliyor.Din ve diyalog. İki kelime yan yana, çok güzel kullanılmış ve bana sorarsanızçokta etkili. Eğer konunun detaylarına girmeden, yüzeysel bakarsak, hiç kimsenin karşıçıkmaması gerekir, dinler arası diyalog çağrısına. Çünkü din, her zamandiyalogdan, yanadır. Şimdi bu düşünce üzerinde yavaş yavaş, düşünmeye işin özüne inmeye, bu konu ileilgili yaşananlara, söylenenlere bakalım ve araştırmaya başlayalım. Dikkat ederseniz, ülkemiz haricinde böyle bir diyalogdan bahseden, hiçbirMüslüman ülke yok. İlginç değil mi sizce. Dinler arası diyalogu, kimlerarasında yapılacağı söyleniyor? Yahudiler ve Hıristiyanlarla mı? Yahudilerle yapamazsınız, çünkü onlar kendilerini üstün bir ırk olarak görürler.Bir başka deyişle, Yahudi olunmaz, Yahudi bir anne babadan doğulur mantığıylahareket ederler. Yani ırkçı bir inançları vardır. Yahudiler Allah ı bile yalnızkendilerine laik gördüklerinden, İsrail in Tanrısı diye geçer kitaplarında. Hiçkimseyi Yahudi yapmaya çalışmazlar. Bu durumda Yahudilerle, dinler arası diyalog yapmamız, söz konusu bile değil.Çünkü onlar kendilerini üstün bir ırk kabul edip, kendisinden olmayanlarıyönetmek için var olduklarına inanırlar. Geriye Hıristiyanlar kalıyor. Peki, onlar ne diyor dinler arası diyalogkonusunda? Papa dinler arası diyalogun, gerçek anlamda mümkün olmadığınısöylediği halde, bazı Müslüman kardeşlerimizin, hala bunda ısrar etmelerini,nasıl değerlendirmeliyiz sizce? Papa elbette Müslüman toplumlara yaklaşmak istiyor ve diyalog içinde olmanınyollarını arıyor. Ama bunu yaparken, kendi inançlarını nasıl Müslümantoplumlarına kabul ettiririm, onun hesabını yapıyor. Bunun adı diyalog değil,dayatma ve aldatmacadır. Bunu da aslında açıkça itiraf ediyorlar ve dinlerarası diyalogun asıl amacının, Hıristiyanlığı yaymak olduğunu da söylüyorlar. Bizleri diyaloga davet edenlere, sormak isterim. Karşımızdaki kişiler, dinadına bizlerle diyalog yapmak istiyorlar mı? Bundan bahseden yok. Bahsetmeleri de mümkün değil. Çünkü diyalog yapmak istediğiniz kişi ya datoplumun inançlarını, temel hatlarıyla kabul etmelisiniz ki, ayrıldığınızkonularda diyalog yapabilesiniz. Böyle bir konu yok. Yani bizim inancımızı, kitabımızı, peygamberimizikesinlikle kabul etmiyorlar. Bu durumda neyin diyalogunu yapacağız. Beni yoksayanla, nasıl olurda oturup bir noktada buluşuruz. Tüm bu yanlış adımlar, Kur’an ı rehber almak yerine, beşerin kitaplarını veedindiğimiz velileri rehber almamızdan kaynaklanıyor. Şimdide gelin gönül gözümüzüaydınlatan, Kur’an a bakalım. Dinler arası diyalog konusunda, Rabbimiz ne diyorbizlere. Gerçi Kur’an devre dışı kaldığı için, ne yazık ki ona bakan, danışanbile yok. Yaradan Bakara suresi 111 ayetinde, Yahudi ve Hıristiyanların, kendileri gibiiman etmeyenlere, bakın ne diyorlar. Bakara 111: Dediler ki: 'Yahudi veya Hıristiyan olmayan hiç kimse kesin olarakcennete giremez.' Bu, onların kendi kuruntularıdır. De ki: 'Eğer doğrusözlüyseniz, kesin-kanıtınızı getirin. Eğer Yahudi ve Hıristiyanlar böyle düşünüyorlarsa, neyin diyalogunu yapacağızonlarla? Onlar bu düşünce ve fikirlerle, ancak biz Müslümanları, kendiinançlarına nasıl kabul ettireceklerinin hesabını, diyalogunu yaparlar. Eğer bu şartlarda, onlarla diyalog yapmaya kalkarsak, onlara hizmet etmişoluruz ki, Allah bunu yapanları, onların saflarında olmakla cezalandıracağınısöylüyor. Yine Bakara suresi 120. ayetinde, bakın onlarla diyalog yapmaya çalışanpeygamberimize, Yüce Rabbimiz ne diyor. Bakara 120: Sen onların dinlerine uymadıkça, Yahudi ve Hıristiyanlar sendenkesinlikle hoşnut olmazlar. De ki: 'Şüphesiz doğru yol, Allah'ın (gösterdiği)yoludur.' Eğer sana gelen bunca ilimden sonra onların heva (istek ve arzu)larına uyacak olursan, senin için Allah'tan ne bir dost vardır, ne de biryardımcı. Değerli din kardeşlerim, ayetin güzelliğine ve apaçık uyarısına bakar mısınızlütfen. Allah ın kelamını rehber alanlar nerede? Gören, duyan yok mu buuyarıları. Ayet üzerinde biraz düşündüğümüzde, PEYGAMBERİMİZİN DE O DEVİRDE, YAHUDİ VEHIRİSTİYANLARLA UZLAŞMAK, DİYALOG YOLLARINI ARAMA ÇABASINDA OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ.Peki, bu çabaları konusunda, yaradan elçisini nasıl uyarıyor. (Sen onların dinlerine uymadıkça, Yahudi ve Hıristiyanlar senden kesinliklehoşnut olmazlar.) İşte dostlar, bizler onların dinlerine uymadıkça, onlarda bizlerden asla hoşnutolup, diyalogda bulunmazlar. Onların amacı, bizleri kendi saflarına, kendiinançlarına, çekmekten başka bir niyetleri yoktur. Lütfen bu sözleri Rabbimizsöylüyor, bunu unutmayalım ve dikkate alalım. Ayetin devamındaki sözler,aslında konumuzla çok ilgili. (Eğer sana gelen bunca ilimden sonra, onların heva (istek ve arzu) larınauyacak olursan, senin için Allah'tan ne bir dost vardır, ne de bir yardımcı.) Ayet aslında çok net, bugün yaptığımız yanlışa işaret ediyor ve Allah elçisinebakın ne diyor. Sana gönderdiğimiz Kur’an dan, ilimden sonra, onların istek vearzuları yönünde anlaşma yapıp, diyalog kurarsan, Allah ın dostluğunukaybedersin diyor. Değerli din kardeşlerim, ayetler bahsettiğimiz konuda o kadar açık ki, doğrususöyleyecek bir söz bulamıyorum. Rahman bu konuda elçisini uyarıyor, sakınonların heva hevesine, isteklerine uyarak din ve iman adına, Kur’an ınemretmediği konularda anlaşma yapma diyor. Bu apaçık ayetler dururken, bizlertam tersini yapıyoruz. Tabi sonuçları ortada. Dinler arası diyalog konusunda, yine Allah ın bir uyarısını daha hatırlatmakistiyorum. Yaradan a kulak verene ne mutlu. Maide 51: Ey inananlar! Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlarbirbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse, kuşkusuz o daonlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu doğruya iletmez. Ayet bakın nasıl bizleri uyarıyor ve diyor ki, Yahudi ve Hıristiyanları gönüldostu edinerek, onların inançlarına, itikatlarına sakın yakın olma, onlarıninançlarına tolerans gösterip, onlarla bu konuda anlaşma. Çünkü Bakara 120ayetinde ne diyordu Allah, sen onların dinlerine uymadıkça, onlar senden hoşnutolmazlar. Hatırlayınız Yahudi ve Hıristiyanların bir kısmı, peygamberimize iman etmekistiyorlardı, ama kendi itikatlarına da devam etmek istiyorlardı. Allah bukonuda elçisini uyarıp, böyle bir şeyin asla kabul edilmeyeceğini bildirmiştir. Buradan da anlıyoruz ki, bir Müslüman hakka batıl karıştıramaz, Kur’an danbaşka rehberler edinemez. Diğer inançların yayılmasına zemin hazırlayamaz.Elbette herkes istediği inancı yaşamakta özgürdür. Dinde zorlanamaz. Yukarıdaki ayette geçen DOST edinmeyin sözünden, inanç ve itikatları adınaonlarla yakın olmayın, onların inançlarından uzak durun, şeklinde anlamalıyız.Çünkü ayetin devamında ne diyor? Kim onları dost edinirse, kuşkusuz odaonlardandır. Demek ki bu kişiler, onların inançlarına yakınlık duyuyor ki,Rabbimiz bunu söylüyor. Maide suresi 57. ayet bu konuda bakın ne diyor. Maide 57: Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine Kitap verilenlerden dininizialay ve oyun konusu edinenleri ve kafirleri dost edinmeyin. Allah'tan korkun;eğer müminler iseniz. Bakın yukarıdaki ayet, sanırım Maide 51. ayeti daha net açıklıyor. Yahudi veHıristiyanlar bizlerin inancını, yani kitabını ve peygamberini kabuletmiyorlar, hatta alaya alıyorlar. İşte bu insanlara çok yakın olmayın, onlaragüvenmeyin, gönül dostu olmayın diyor. Dikkat ederseniz buradaki dostluk,onların dinlerine yakınlaşmak adına yapılmamasından bahsediliyor. Böyle birtoplumla sizce, din adına diyalog yapılabilir mi? Bizlerin elbette Yahudi ve Hıristiyan arkadaşlarımız olacaktır. Hattaailecekte, gidip gelmemizde bir sakınca yoktur. İslam ı onlara ancak bu şekildeanlatabiliriz. Allah Maide 5. ayetinde, ehli kitap toplumunun kestiği ve pişirdiği yemekleri,birbirinin yemesini helal kıldıysa, bu toplumların birlikte yaşamasını vebirbirileriyle bazı şeyleri paylaşmasını istediğindendir. Hatta olabildiğince çok fazla arkadaşımız olmalı ki, İslam ı onlaratanıtabilelim, bu bizlerin görevidir. Peygamberimizde öyle yapmamış mıydı?Peygamberimizin zamanında Yahudiler ve Hıristiyanlar, birçok konudapeygamberimize gelip, danışmıyorlar mıydı? Konumuzu özetlemek gerekirse, dinler arası diyalogun oluşmasına, şartlarmüsaade etmiyor, önce bu gerçeği görmeliyiz. Diyalog, karşılıklı iki tarafın, genel anlamda anlaştığı, fakat bazı konulardaayrı fikirlerin olduğu bir konuda uzlaşmak, tartışmak demektir. Peki, bizlerindin adına Yahudi ve Hıristiyanlarla tek bir ortak yanımız, birleştiğimiz tekbir konu var mı? Ne dersiniz, gerçekten var mı? Elbette hiçbir ortak noktamız yok. BizMüslümanlar, onların iman ettiği peygamberlerine ve gönderilen kitaplarına imanediyoruz, ama onlar ne peygamberimiz Hz. Muhammed e, nede Kur’an ı asla kabuletmiyorlar. BU DURUMDA NEYİN DİYALOGUNU YAPMAMIZ BEKLENİYOR? İslam dininde, mezhepler arası bir diyalog tan bahsedebiliriz. Ama bu konuyugündeme bile getiren yok. Bunu bizler eğer kendi içimizde başaramıyorsak, diğerdinlerle başarmamızı nasıl düşünebiliriz. Lütfen bu aldatmaca ve uyutma çabalarının arkasında yatan gerçeği, artık farkedelim. Rahmanın uyarılarına kulak verelim, yoksa çok pişman oluruz. Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK | |
|
Etiketler |
arası, dinler, diyalog, kuran, uyarısı, ve, ın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Hindistan'da Dinler | efLatun | Tarih | 0 | 12 Haziran 2012 22:10 |
Dinler Arası Diyalog | Kalemzede | İslamiyet | 0 | 25 Temmuz 2011 15:41 |
Dinler Arası Ortak Noktalar | Lady | İslamiyet | 0 | 13 Aralık 2010 09:43 |