14 Aralık 2012, 18:44 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Kur'an ın Kadına Verdiği Gerçek Değer. Bugün sizlerle, Yaradan acaba Kur’an da kadını ve erkeği nasılanlatmış, ikisi arasında bir ayrım yaparak, erkeği daha mı üstün göstermiş, onuanlamaya çalışacağız. Yazı biraz uzun ama lütfen konuyu anlamak istiyorsak,sabırla okuyalım. Gerçekten söylendiği gibi Kur’an erkeğe önem vermişte, kadınıikinci plana mı itmiş, şahitlik olarak bir erkeğin iki kadına eşit olduğunu muanlatmaya çalışmış, ya da kadın mirastan her zaman erkekten daha az mı almalıdemiş? Erkeğin haklarını, her zaman kadının haklarından daha mı üstün olarakanlatmış, daha doğrusu Kur’an erkeği yüceltip, kadını yermiş mi, onuaraştırmaya çalışacağız Kur’an dan. Tam bunları söylerken, bazı uydurma hadisler geldi aklıma. Doğrusubunları hiç yazmak istemiyorum, ama hatırlatmakta bence biraz yarar varsanırım. Bizleri dünyaya getiren analarımıza, kadınlarımıza, Kur’an dannasibini almayanlar, bakın neler söylemişler, hem de peygamberimize iftiraatarak onun üstünden bu sözleri naklederek. Önce kısaca onlara bakalım, dahasonra bizlerin rehberi KUR’A NA danışalım, bakalım aşağıdaki sözleri onaylıyor mu? 1.Eğer bir kimsenin birkimseye secde etmesini emretseydim, erkeklerin kadınlar üzerinde olanhaklarından dolayı kadınların erkeklere secde etmelerini emrederdim. Tirmizi,Rada, 10/1159; Ebu Davud, Nikah 40/2140 Ahmed b. Hanbel, Müsned VI, 76; İbnMace, Nikah 4/1852 2.Kocanın vücudu irin ilekaplı dahi olsa ve karısı onu yalayarak temizlese yine de kocasının hakkınıödemiş olmaz. İbni Hacer El Heytemi 2/121 Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 239 3.Ey kadınlar! Eğerkocalarınızın size olan haklarını bilseydiniz, ayaklarının tozunu yüzlerinizlesilerdiniz. Hafız Zehebi Büyük Günahlar Sayfa 187 4.Kadınların dinleri veakılları eksiktir. Sahihi Buhari 5.Kadınlar arasında iyikadın, yüz tane karga arasında alaca bir karga gibidir. Sahihi Buhari. 6.Ey kadınlar topluluğu!Sadaka veriniz ve çok istiğfar ediniz. Çünkü ben Cehennem halkının çoğununsizler olduğunu gördüm. Müslim, İman, 34/132 İbn Mace, Fiten 19/4003 7.Bir kadın kocasıkendisinden razı olduğu halde ölürse Cennete girer. Riyazus salihin. 8. Kadınların hayırlısı,erkeklerin yaramazlıklarına, kötü huylarına sabredendir, bu sabır onlarıncennete girmesine sebeptir. Kadınlara Dini Bilgiler sayfa:88 Yukarıda verdiğimbirkaç örnek bile geleneğin, yani mezheplerin, hadislerin kadın üzerindekibakış açısını göstermektedir. Böyle bir düşünce ve baskının ürünü sonucunda,acaba kadın gerçek yerini almış mıdır dersiniz İslam toplumunda? Yorumsizlerin. Şimdide Rabbingönderdiği ve de sorumlu tuttuğunu söylediği Kur’ana bakalım, acaba Kur’an kadınve erkek arasında gerçekten ayrım yapıp, erkekten yana mı tavır almıştır, yoksatam tersine kadının yanında mı yer almıştır, hep birlikte inceleyelim veayetleri etki altında kalmadan düşünelim. Yüce Rabbimiz Kur’an da kadınlardan bahsederken, çok ilginçörnekler verir. Örneğin peygamber olmasına rağmen Nuh peygamber ile lutpeygamberin eşlerinin kendilerine tam iman etmeyip, onun istemediği şeyleriyaparak, yoldan çıkmalarını örnek verir ve derki, onları benim azabımdan kimsekurtaramaz. Sonunda da peygamber olmasına rağmen, eşleri dahi kendilerini kurtaramayıp,Allah ın nasıl cezalandırdığı anlatılır. Bunun tam tersi örneğini de verir Kur’an. Firavunun iman etmediğive kendisini tanrı ilan etmesine rağmen, eşinin Allah a iman eden ve her şeyiAllah için terk eden bir hanif kul olduğu anlatılır. Burada anlatılmak istenen,herkesin yaptıklarından hesaba çekileceği ve kimsenin kimseye faydasağlayamayacağı anlatılmak istenir. Yine çok özel bir kadın olarak Kur’an Hz. İsa nın annesi Meryemanamızdan bahseder, hatta onun annesini de anlatır. Çok özel bir değerleanlatılan bu kadınların nasıl mükâfatlandırıldığı da çok dikkat çekicidir.Bakın Rabbim Meryem anamızı, yani bir kadını nasıl bir mertebeye oturtuyor. (Ali İmran 42: Bir de melekler şöyle demişlerdi: “EyMeryem, Allah seni seçti. Seni tertemiz kıldı ve seni âlemlerin kadınları üstüne yüceltti.) Meryem anamızın, bir erkek olmadan da Rabbin emriyle evlat sahibiolunacağı, aslında erkeklerin üstünlük taslamalarına da ibretlik bir derstaşır. Onun sabrı anlatılır ve övgüyle bahsedilir. Yine Musa peygamberimizinçocukluğunu anlatır Kur an. Lütfen dikkat edin, babasına değil annesine vahyedilerek, çocuğu bir ırmağa bırakılması emredilir. İşte burada çocuğunun kurtarılmasıiçin bir annenin nelere katlanacağı anlatılır. Çocuk nehre bırakılacak vekurtarılacağı söylendiğinde de, bu emir yerine tereddütsüz getirilecektir, anatarafından. Acaba neden babasına değil de, annesine vahye diliyor dersiniz?Burada annenin evlat sevgisi babadan daha üstün olduğunu anlatıyor aslındaRabbim bana göre. Bu kadar güzel örnekleri veren Allah, acaba kadın ve erkeğiayırt edip, erkeği daha üstün tutar mı sizce. Şimdide onu araştıralımayetlerde. (Hucurat 13:Ey insanlar! Biz sizi, bir erkeklebir dişiden yarattık. Ve örfler yoluyla tanışıp kaynaşasınız diye sizimilletlere, boylara ayırdık. Hiç kuşkusuz, Allahkatında en seçkininiz, sakınılması gereken şeylerden en çok sakınanınızdır.Allah her şeyi bilir, her şeyden haberdardır.) Önce yukarıdaki ayete bir bakalım. Yaratan bizleri erkek ve dişiolarak yarattığını söylüyor ve hiçbir ayrım yapmadan sonunda ne diyor lütfendikkat. (Hiçkuşkusuz, Allah katında en seçkininiz, sakınılması gereken şeylerden en çoksakınanınızdır.) Demek ki Allah katında seçkin, yani özel bir konumda olmak, erkekolmakla değil, sakınılması yani Allahın yasakladığı şeylerden uzak durmaklaoluyormuş. Şimdide şu ayete bakalım. (Mümin 40: Kötü bir iş yapan, sadece yaptığı kadarıylacezalandırılır. Erkekve kadından mümin olarak iyi biriş yapana gelince, işte böyleleri cennete girerler ve orada hesapsız birbiçimde rızıklandırılırlar.) Allah dikkat ederseniz, mükâfatlandıracağını cennete, yine hiçayrım yapmadan,mümin olarak iyi işler yapan kadın ya da erkek hepsini sokacağını açıkçasöylüyor. Şimdi yazacağım bu ayet iseherkesin kendisine, kazandığından ayrı bir pay olduğunu, bakın ne güzelaçıklıyor. (Nisa sur.32:Allah'ın, bir kısmınıza bir kısmınızdan farklı olarak lütfettiği şeyleriisteyip durmayın. Erkeklerekendi kazandıklarından bir pay var; kadınlarada kendi kazandıklarından bir pay var. Allah'tan, O'nun lütfunuisteyin! Allah, her şeyi iyice bilmektedir.) Şu ayete de lütfen dikkatlebakalım. (Nisa 124: Erkek veya kadın, inanmış olarak hayra ve barışayönelik işler yapanlar cennete gireceklerdir. Ve zerre kadar zulmeuğratılmayacaklardır.) Demek ki önemli olan, hayra ve barışa yönelik işler yapmak, istererkek ol, isterse kadın. (Tevbe sur. 71:Mümin erkeklerle mümin kadınlarbirbirlerinin dostlarıdır…..) (Aliimran 195:Rablerionlara cevap verdi: “Bensizden, erkek-kadın hiçbirçalışanın ürettiğini boşa çıkarmayacağım. Hep birbirinizdensiniz…….) Bu ayette ise mümin erkek ve kadın birbirinin dostlarıdır diyor,acaba hangi dost kendi arasında sen üstünsün ben üstünüm çekişmesine girerdersiniz? Erkek ya da kadın, hiçbir çalışanın boşa çıkarılmayacağının müjdesiniYaradan veriyor, acaba ayrım olsaydı böylemi olurdu. Şimdide günümüzde çok tartışılan bir konuyu, Kur’an dan açıklığakavuşturmaya çalışalım. Önce şunu düşünmenizi istiyorum, çünkü Yaradan Kur’an daher şeyden o kadar güzel bahsetmiş ki, hiçbir açık kapı bırakmamış. Düşünmeniziistediğim şey acaba hangimiz, ölümün bizlere geleceğini düşünüp de, biran evvelvasiyet edelimde, öldükten sonra kimlere nasıl ve ne kadar miras bırakılacakbelli olsun, diye düşünürüz? Ya da bunu ne zaman yapmamız gerekir dersiniz? Kırk yaşında mı,elli yaşında mı, altmış yaşında mı, yoksa daha sonraki yıllarda mı yapmalıyız?Acaba ne zaman öleceğimizi düşünebiliyor muyuz ki bir vasiyette bulunmayıaklımıza getirelim. İşte Yüce Rabbimiz tüm bunları hesap ederek, her iki durumhakkında da açıklama yapmıştır. Kur’an bakın önce nasıl bu konuda bizleriuyarıp bir vasiyette bulunmamızı öncelikle istiyor. Çünkü geride yalnız eş yada çocuklar değil, başka yakınlarımız ve akrabalarımızda olabilir düşüncesiyle.Şimdi bu ayetlere göz atalım. (Bakara sur.180: Birinize ölüm geldiği zaman, eğer bir hayırbırakacaksa anaya, babaya, yakınlara uygun bir biçimde vasiyet etmek Allah'tankorkanlar üzerine bir borçtur. 181:Kim işittikten sonra vasiyeti değiştirirsehiç kuşkusuz bunun günahı onu değiştirenler üzerinedir. Allah her şeyi işitir,her şeyi bilir.182. Kim vasiyet edenin haksızlığa sapmış veya günahişlemiş olmasından endişelenip de ilgililerin arasını bulursa, ona günahyoktur. Allah çok affedici, çok merhamet edicidir.) (Maide sur. 106:Ey iman edenler! Herhangi birinize ölümgelip çattığında, vasiyet zamanıaranızdaki tanıklık şöyle olsun: Kendinizden adalet sahibi iki kişi yahutyolculuk etmekte iken ölüm musibeti başınıza geldiyse sizin dışınızdan iki kişi.Bunları namazdan sonra alıkoyarsınız; kuşkulanırsanız şöyle yemin ederler:"Vallahi, yakınlarımız da olsa yeminimizi hiçbir ücret karşılığısatmayacağız, Allah'ın tanıklığını saklamayacağız. Çünkü böyle yaparsak mutlakagünahkârlardan oluruz.) Demek ki Allah önce emrettiği ve Allah tan korkan, yani adaletisağlamak isteyenler için üzerine bir borç olarak, vasiyet etmemizi istiyor.Ayrıca vasiyet ederken nasıl tanık tutmamız gerektiğini de, nekadar güzel açıklıyor. (Nisa suresi 7: Ana-baba ve akrabanın geriye bıraktığından erkeklere bir pay vardır.Ana-baba ve akrabanın geriye bıraktığından -onun azından da çoğundan da-farz kılınmış bir nasipolarak kadınlara da bir payvardır.) Şimdide bu ayete lütfen dikkat edelim ve o devri düşünelim.Kadınların parayla alınıp satıldığı o dönemde dahi Rabbimiz, kadınları nasılerkek ve kadın eşit tutuyor ve bakın ne söylüyor. Ana baba ve akrabanın geriyebıraktığından erkeklere bir pay vardır derken, devamında ise çok güzel biraçıklama getiriyor ve bakın ne söylüyor, acaba erkeğin yarısını mı diyor, ya dadaha azımı diyor? ( onun azından da çoğundan da- farz kılınmışbir nasip olarak kadınlara dabir pay vardır.) Demek ki bir pay ona da var, hatta çok ilginçtir azıda olabilirçoğu da, ama ona da bir pay var diyerek, onunda adaletli bir hisse almasınınasılda garanti ediyor. Şimdide bu ayetler ışığında, günümüzde yukarıdaki ayetleri hiçgörmeden yorum yaptıkları ayete gelelim. Bu ayet hiç vasiyet edemeden öleninsanlara bir tavsiye niteliğinde bir ayettir, burada bile kadının hakkının enaz olabilecek, dikkat ediniz tekrar ediyorum, kadının hakkının en az erkeğin yarısıkadarının altına düşmesini engellemek adına yapılmıştır. Yoksa yarısı kadar verin anlamında değil, çünkü yukarıda asıl mirasın,nasıl dağıtılması gerektiği ayetlerini yazmıştık. Asıl yapılması gerekenvasiyetti. Hatta azından da çoğundan da verilebileceğini söylüyordu. (Nisa suresi 11:Allah size çocuklarınızla ilgili olarakşunu öneriyor: Erkekiçin, iki dişinin payı kadar. İkiden fazla kadın iseler ölenin bıraktığının üçte ikisi onlarındır. ……) Bu ayetin esas amacı, daha önce söylediğim gibi, vasiyet yapmayaninsanlara, kadının mirasını korumak ve erkeklerin kadınların hakkını almaihtimalini en aza indirmek, kadınlarınhakkını garantiye almak amacını taşımaktadır. Burada Rabbimiz,aslında yine erkekler farkında olmadan, kadınlara iltimas geçmiştir. Miras danen az erkeğin yarısını garanti ettikten sonra, kadın evlendiğinde kendisine birmehiri, yani maddi bir menfaat sağlandıktan, bazı şeyler bağışlandıktan sonra evlenme emrinigetirmiştir. Düşünün lütfen kadının, erkekten daha az miras alma durumunda bileki, bu her zaman olmayabilir en kötü durumda böyledir, buradan eksiğitamamlanmış, hatta erkekten daha fazla olabilecek duruma gelmiştir. Bakın Allahyine miras konusunda başka bir örnek verirken, nasıl vasiyetten bahsediyor,eğer vasiyet yoksa açıkça nasıl dağıtılması gerektiğini anlatıyor. (Nisa 12:Zevcelerinizin geriye bıraktığının yarısısizindir, eğer onların çocuğu yoksa. Eğer onların çocuğu varsa, vasiyetettikleri ve borçları ödendikten sonra geriye bıraktıklarının dörtte birisizindir. Eğer sizin çocuğunuz yoksa bıraktığınızın dörtte birizevcelerinizindir. Eğer sizin çocuğunuz varsa bu durumda, yaptığınız vasiyet veborcunuz ödendikten sonra geriye kalanın sekizde biri zevcelerinizindir. Eğermiras bırakan erkek veya kadınınana-babası ve çocuğu yok da erkek kardeşi veya kız kardeşi varsa, bukardeşlerden her birine altıda bir düşer. Kardeşler bundan fazla ise butakdirde onlar, yapılmış bulunan vasiyet ve borç ödendikten sonra üçte bireortaktırlar. Kimseye zarar verilmemelidir. Allah'tan bir öneridir bu. AllahÂlim’dir, Halim’dir.) Demek ki Allah önce vasiyeti öneriyor ve bunun üzerimize borç olduğunu söylüyor. Daha sonrada vasiyetetmeyenlere ise, öneride bulunarak kadının da mirastan en az erkeğin payınınyarısı kadar almasını garanti ediyor, ama dikkat edin yarısını alır fazla almazdiye kesin hüküm vermiyor, çünkü diğer ayetlerinde kadın için, azını ya daçoğunu da alabilir diye belirtiyordu. Eksik alması durumunda bile, yine kadınınbu hakkını evlendiğinde, belki de çok fazlasını alarak, erkekten daha iyiduruma gelebiliyor. Şimdide yine bazı kesimin, Kur’an da kadının şahitliğinin kabuledilmediği, hatta iki kadın bir erkeğe bedel olarak gösterildiğinin Kur’an dayazdığını söylüyorlar, acaba Rabbimiz böyle mi söylüyor, yoksa ona iftiramıatıyorlar, şimdide ona bakalım. (Bakara 282:Ey iman sahipleri! Belirli bir süre içinbirbirinize borç verdiğinizde onu yazın. Aranızda bir yazıcı adaletle yazsın.Yazıcı, Allah'ın kendisine öğrettiği şekilde yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Borçaltına giren kişi de onu kayda geçirtsin ve Rabbinden korksun da borcundanhiçbir şey eksiltmesin. Borç altına giren, aklı ermez yahut zayıf-çaresiz biriise yahut yazdırmaya gücü yetmiyorsa, velisi adaletle yazdırsın. Erkeklerinizden iki kişiyi detanık tutun. Eğer iki erkek yoksa rızanızla kabul edeceğiniz tanıklardan birerkek ve iki kadın gerekir.Bu kadınlardan birişaşırırsa/unutursa ötekisi ona hatırlatsın diyedir…………..) Yukarıda yazan ayeti okuyup, konumuz olan kısmı alıntı yapalım. (Erkeklerinizden iki kişiyi de tanık tutun.Eğer iki erkek yoksa rızanızla kabul edeceğiniz tanıklardan bir erkek ve iki kadın gerekir. Bu kadınlardan biri şaşırırsa/unutursaötekisi ona hatırlatsın diyedir. Tanıklar, çağırıldıklarında çekimserdavranmasınlar.) Ayette yapılan açıklamaya baktığımızda, Allah ticarette hâkim kişiolarak erkeklerin önce tanık olmasını özenle istiyor. Peki, daha sonrasöylediği söze bakalım, yani iki erkek bulamadığınızda bir erkek, iki kadıntanık olmalıdır mı diyor? Yoksa bir erkek iki kadın belirlendikten sonratanıklık yapılması gerektiğinde, kadınlardan birisi unutur ya da şaşırsa diğeridevreye girsin mi diyor? İşte Kur’anı ve ayetleri kendine uyduranlar, Allahınne söylemek istediğini değil, nasıl anlamak istediğine göre anlayanlar, neyazık ki bu inceliği görmezden gelip, bir erkek iki kadına bedeldir demecehaletini göstermişlerdir. Allah burada kadını koruma altına alarak, onu yalnız bırakmadan,üzülmesini istemediğinden yanına yardımcı bir güç olması kaydıyla, başka birkadının olmasını da özellikle istemiştir. Dünyanın erkek hükümranlığındaolduğunu düşünün lütfen. Tanık olarak bir kadın ve bir erkek olduğunu da hayaledin. Tanıklık gerektiğinde ve de erkeğin, kadının söylediğinin tersinesöylemesi durumunda, tek başına kalan kadına mı inanır toplum, yoksa erkekhâkimiyetindeki erkeğe mi? Ama itiraz durumunda, gerektiğinde iki kadın devreyegirmesi halinde, hem kadın yalnız kalıp baskı görmeyecek, hem de gerçeklerortaya çıkacaktır. Burada anlatılmak istenen, bir erkek karşısında iki kadınınşahitliği kabul edilir olması mümkün olmadığı gibi, kadın korunupkollanmaktadır. Birde o devrin kadınını düşünün, parayla alınıp satılan birmeta gibi görülmesi ve gerçek değeri verilmemesi konumunu da göz ardıetmeyiniz. Demek ki bir erkek, iki kadın sözünden anlamamız gereken, erkeğinkarşısında ters bir durumda, kadının tanıklığının tersine hareket edilmesihalinde, kadının yalnız kalmayıp, korunması yalnız bırakılmaması ve tanıklık gerektiğindeçekimser davranmaması için olduğu anlaşılıyor. Yoksa bir kadın ve bir erkekyeterli oluyor. Şimdide sizlere Kur’an ın kadına ve erkeğe nasıl eşit baktığına,hatta kadının tarafında olduğunu, onun sözüne daha çok önem verildiğini örnekayetle göstermek istiyorum, önce ayetleri yazalım. (Nur suresi 6: Kendieşlerine bir zina isnat edip de kendilerinden başka tanıkları olmayanların herbirinin tanıklığı, kendisinin kesinlikle doğru sözlülerden olduğu hususundaAllah'a yeminden ibaret dört kez tanıklık ikrarıdır. 7. Beşincide, eğer yalancılardansa, Allah'ınlaneti üzerine olsun diye söz söyler.) Ayeti okuduğumuzda aslında her şey anlaşılıyor, bir erkekkendinden başka şahidi olmayıp, karısına zina suçlaması yaparak, diyelimayrılmak istedi. Bakın bakalım Yüce Rabbimiz kimin sözünü dinliyor veondan yana çıkıyor. Bu ayette erkeğin dört kezyemininden sonra beşincide söylediği, eğer yalan söylüyorsam, Allah ın lanetiüzerime olsun demesine rağmen, şimdide bakalım kadına nasıl bir cevap hakkıvermiş. Yoksa erkek böyle söyledi diye kabul edip, kadın cezalandırılmalıhükmünü verip, boşayabilirsin mi demiş? (Nur sur.8: İthamedilen eşin, itham eden kocanın kesinlikle yalancılardan olduğuna ilişkin,Allah adına dört kez yemin şeklindeki tanıklığı, ondan cezayı düşürür.9: Bu durumda kadının beşinci sözü, suçlayanerkek doğru söyleyenlerdense,"Allah'ın gazabının kendisi üzerine Olması”nı söylemekten ibarettir.) İşte Rabbin adaleti ve bakın nasılda suç isnat edilen kadın olmasınarağmen, bu işi yapmadığına yemin eden kadının yanında yer alıyor Allah. Demekki bu Kur’an, bu din erkek sultasında değil, tam tersine eşit ve kadının dakorunmasına daha sıcak yaklaşıyor. Örnekler vermeye devam edelim, acaba Kur’ankadın ve erkeğe farklımı davranıp, erkeğin yanında mı yer alıyor, yoksa bazentam tersine yukarıda gördüğümüz gibi birazda kadınımı kolluyor. (Nisa sur. 15:Kadınlarınızdan eşcinsellik/sevicilikyapanlara karşı içinizden dört tanık getirin; eğer tanıklık ederlerse okadınları, ölüm canlarını alıncaya ya da Allah kendileri için bir yol açıncayakadar evlerde tutun.(dışarı çıkarmayın) Ayete baktığınızda kadınların eş cinsellik yapmaları halinde, öncedört şahit getirilmesi koşulunu koyuyor Allah. Daha sonrada bu kanıtlanmışsa buişten vazgeçene, Allah doğruya yöneltene kadar evlerin dışına çıkarmayın diyor.Şimdide bu işi yapan yani eş cinselliği erkek yaparsa nasıl davranılmasınıistiyor onu görelim. (Nisa sur. 16:Eşcinselliği içinizden iki erkek yaparsa onlara eziyet edin. Buikisi tövbe eder, durumlarını düzeltirlerse onlara eziyetten vazgeçin. AllahTevvâb'dır, tövbeleri çok kabul eder; Rahîm'dir, merhametine sınır yoktur.) Bakar mısınız, Yaradan her iki cins aynı suçu işlemesine rağmen,kadına evde doğru yolu bulana kadar alıkoyma cezası veriyor, erkeğe ise cezaolarak vazgeçene kadar eziyet edilesi emrini veriyor. İşte Rabbin kadını buhalde bile nasıl koruyup kolladığının ve açıkça kadının tarafında olduğunundelilidir. Şimdide açık fuhuş yapan erkek ve kadına bakın nasıl aynı cezayıverilmesini emrediyor hiç ayrım yapmadan. (Nur sur.2:Zinaeden kadınla zina eden erkek...Yüz vuruş vurun her birinin ciltlerine... Allah'a ve âhiret gününeinanıyorsanız, Allah'ın dini konusunda bunlara acıma duygusu sizi yakalamasın.Müminlerden bir grup da bunların cezalarına tanık olsun.) Şimdide sizlere, Rahmanın kadınlarımıza nasıl önem ve öncelikverdiğini gösteren, bir başka ayeti örnek vermek istiyorum. Peygamberimizdöneminde ailede geçen bir olayın neticesinde kadının şikâyetine derhal cevapveren Rabbim, bakın nasıl ayetini indirmiş hemen. Ama önce ayetin indirilmesebebini kısaca anlatalım. Bir kadın peygamberimize şikâyete geliyor ve şunu söylüyor? Benkocamı çok seviyorum, ama kocam bana artık seni anam gibi görmeye başladımdiyor, ama ben bunu kabul edemiyorum ve eşim benden bunu öne sürerek boşanmakistiyor diye şikâyete geliyor. O devirde geleneklerinde olan ve kabul gören birboşanma sebebi olarak, erkekler genelde bunu gösterirler ve boşanırlarmış. Yanierkeğin artık seni anamın sırtı gibi görüyorum, seninle yatamam anlamında imiş.(Bu kelimenin Arapça anlamı ve Kur an da geçen kelimesi ZIHAR) Peygamberimizebu şikâyetini anlatan kadın, ondan bir karar vermesini istemiş. Ama o günekadar bu konuda herhangi bir ayet inmediğinden de, peygamberimiz kararverememiş ve geleneklerin uygulanacağını söylemiş. Tabii ki bu durumda üzülenkadının feryadını ve duasını o Yüceler yücesi Rabbimiz duymuş, bakın nasıl birayet indirerek, kadının tarafını tutan ve bu bahaneyi artık kaldıran ayetiniindirmiş. (Mücadile sur.1:Allah, kocası hakkında seninle tartışan veAllah'a şikâyette bulunan kadınınsözünü işitmiştir. Allah, ikinizin karşılıklı konuşmasını işitir. Çünkü Allahen iyi işiten, en iyi görendir. Mücadile sur.2:İçinizden,kadınlarına zıhar edenlerin, o kadınlar anneleri değildir. Onlarınanneleri ancak kendilerini doğuran kadınlardır.Böyleleri, kabul edilemez bir söz ve boş bir lakırdı sarf ediyorlar. Bununlabirlikte Allah, gerçekten çok affedici, çok bağışlayıcıdır) Bu ayetleri boşuna örneklerle vermiyor Rabbimiz, hepsinden biribret ve dersler alınsın istiyor. Şimdide bir başka örneğe bakalım, acabaYaradan kadının namus konusunda dikkatini çekiyor da, erkeğin dikkatiniçekmiyor mu dersiniz? Çünkü her nedense biz erkekler kendimizden bahsetmeyip,suçu kadınlara atarız. Bakalım Allah nasıl ikaz ediyor. (Nur 30:Mümin erkeklere söyle: Bakışlarını yereindirsinler. Cinsel organlarını/ırzlarını korusunlar….Nur 31: Mümin kadınlara da söyle: Bakışlarını yereindirsinler. Cinsel organlarını/ırzlarını korusunlar……) Demek ki öyle yağma yok, her iki cinste kendisini haramdansakınacak. Yaradan asla bahsetmemesine rağmen, biz erkekler kadının saçınınamahrem kılarak, onun kıyafetini Allah kesinlikle tarif etmediği halde,ellerine bile yazın eldiven giydirerek, Allah emridir diyenler, bir gün elbetteRabbim e hesap verecektir. Ama her ne hikmetse erkeğin kıyafet serbestliği çokdaha rahat ve özgür, buda düşünen bir Müslüman için bir ibrettir. Yukarıda Allah ınKur’an da, kadınlarımıza bakış açısını anlatmaya çalıştım. Hata veeksiklerimden dolayı Rabbim bağışlasın beni. Birilerinin söylediği gibi, kadınikinci sınıf bir insan değil, tam tersine Rabbin huzurunda anlayana, birincisınıf insan muamelesi yapıyor ve onun tarafını tutuyor. Bunları anlamak zordeğil, yeter ki Kur’anı anlayarak birçok kez okuyalım. O zaman bizeanlatılanların nasıl hurafe, dedikodu ve Rabbin sözüyle sanıdan öteyegitmediğini göreceksiniz. Allah yardımcımız olsun. Çünkü günümüzde Kur’an tozluraflara mahkûm edilerek, siz Kur’anı anlayamazsınız sözleriyle, ona başvurmakyerine, bizi ciltlerce dolusu velilerin rivayet kitaplarına mahkûm ediyorlar.Şu ayeti hiç unutamıyorum, bakın mahşer günü peygamberimiz Rabbim e nasılseslenecekmiş, bunu bile Allah bizlere hatırlatıyor, ama duyan, ders alan,aklını zerre kadar çalıştıranlar nerede acaba? (Furkan 30; Ey Rabbim!Benim toplumum bu Kuran' ı devre dışı tuttular.) Evet, şanı yüceasil peygamberimiz çok doğru, Kur’an üzerinde düşünmedik aklımızı hiçkullanmadık. Allah karşınızda okunan Kur’an sizlere yetmiyor mu diye açıkçasöylemesine rağmen, onu dinlemedik, Kur’an da her şey yoktur o özet bilgiyiiçerir diyenlere inandık. Ne olur bağışla bizleri Rabbim. Ne olur affet bizlerive gözlerimizdeki perdeyi, gönüllerimizdeki ve kulaklarımızdaki mühürü kaldırki, Kur’an gerçeklerini artık görebilelim. Yoksa öyle bir bataklığın içinesürükleniyoruz ki, bir daha çıkış asla mümkün olmayacak. Ne olursun affet veyardım et bizlere. Sen affedicisin bağışlayıcısın ÂMİN. SaygılarımlaHaluk GÜMÜŞTABAK | |
|
Etiketler |
gercek |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Felsefenin insana verdiği değer... | Kalemzede | Felsefe | 0 | 05 Nisan 2012 07:22 |
Atatürkün manevi dünyasi ve dine verdiği değer | YapraK | Tarih | 0 | 14 Mart 2010 03:58 |
Atatürk'ün Türk Ordusuna Verdiği önem Ve Değer | PopSy | Atatürk Köşesi | 0 | 22 Temmuz 2008 05:28 |