Çevrimdışı

Değerli müminler!
Çok şükür, huzur içinde ihya ettiğimiz bir Ramazan’ı daha geride bıraktık. Oruçlarımızla, namazlarımızla, zekat ve fitrelerimizle, hayır hasenatımızla, tövbe ve dualarımızla bir Ramazan’a daha veda ettik.
Bu Ramazan’da da sofralarımızda ekmeğimizi, kalplerimizde sevgimizi paylaştık. Yanıbaşımızdaki komşumuzdan Somali’deki kardeşlerimize kadar…
Bayramlar sevgilerimizi ve sevinçlerimizi en çok dışa vurduğumuz günlerdir. Dinimiz bizden iyi müslüman ve iyi insan olmamızı ister, bunun için de bütün içtenliğimizle Allah’a, O’nun buyruklarına saygı duymamız ve Allah’ın yarattıklarına, sevgi, şefkat ve merhamet göstermemiz gerektiğini bildirir.
Derviş Yunusumuz ne güzel söylemiş:
“Ben gelmedim dâvî için / Benim işim sevi için / Dostun evi gönüllerdir / Gönüller yapmaya geldim.”
Gönüller yapmak varken neden gönüller yıkarız ki!.. Kin, nefret, ve düşmanlık gibi yıkıcı duygularıyla ruhlarını kirletenler, hemcinslerine karşı çevrelerine duvar örenler, Ramazandan ve oruçtan nasip almış, bayramın sevincini hak etmiş sayılırlar mı?

Muhterem cemaat!
Peygamberimiz, “Tebessüm sadaka’dır” buyurur. Bizi görenler bizde şefkati, merhameti, sevgiyi görmelidir. Sevgisiz insanları ne Allah, ne de kulları sever. Sufiler sultanı Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî’nin, sekiz yüz yıldır eskimeyen o güzel öğütlerine kulak verelim:
- Yardım severlikte ırmak gibi ol.
- Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.
- Kusurları örtmede gece gibi ol.
- Öfke ve hiddette ölü gibi ol.
- Alçak gönüllülükte toprak gibi ol.
- Hoş görme ve affetmede deniz gibi ol.
- Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.”
Peygamberler ve diğer ulu kişiler, hep bu basamaklardan çıkarak ululuğa ermişlerdir, aziz cemaat…
Yüce Rabbimiz, yüreğimizi bütün kâinatı sevecek kadar geniş yaratmış. Allah’ı sevenler O’nun eserlerini de sever. Bizim peygamberimiz âlemlere, bütün insanlara ve canlı-cansız tabiata rahmet olarak gönderilmiştir. Bizim Mukaddes Kitabımıza göre insan yeryüzünün halifesidir, dolayısıyla bütün evrene karşı sorumlulukları vardır. Batı kaynaklı modern medeniyetin en büyük kusurlarından biri, dünyayı sadece güçlü toplumların hoyratça kullanacağı bir meta alanı olarak görmesidir. Oysa bu dünya, yalnız güçlülerin dünyası değil… Hatta bu dünya, sadece insanların da değil… Yüce Yaratıcı bu dünyada başka varlıkları da yarattı ve onlara da yaşama hakkı tanıdı, dünya nimetlerinden istifade etme hakkı verdi.
İnşallah Ramazan ve bayram bizde böyle bir hak ve sorumluluk şuuru geliştirir, irade ve ahlak dönüşümüne vesile olur.
Bayramınız mübarek olsun, yüreğiniz sevgiyle dolsun, değerli müminler.