Çevrimdışı

Muhterem Müslümanlar!
Dinimiz İslâm, kişinin sahip olduğu maddî ve manevî imkânların, Allah’ın bir lütfu olduğunu beyan etmiş, eldeki nimetlerin dünya ve ahiret saadeti için kullanılmasını emrederek israfı yasaklamıştır.
İslam’da meşru alanların dışında tüketim yasaklandığı gibi meşru alanlardaki harcamalarda da israf etmemek esastır. İçki, kumar, fuhuş, rüşvet gibi sosyal ve ferdî zararlara yol açan hususlarda yapılan harcamaları kesin hükümlerle yasaklayan dinimiz, insanların heveslerini kamçılayan, toplumda kıskançlık duygularını tahrik eden ve gösterişe yönelik harcamaları da aynı sebepten dolayı men etmiştir.

Değerli Müminler!
Kur’ân-ı Kerim’de, insanoğlunun ahsen-i takvîm üzere yaratıldığı, hayatını devam ettirebilmesi için ihtiyaç duyduğu her şeyin kendisine verildiği, bu nimetlerden hesabının sorulacağı ifade edilir. Hz. Peygamber (s.a.v) de malı yerinde kullanmayıp saçıp savurmanın, kişiye ağır vebal getirdiğini belirtir. “Bu malı ben kazandım istediğim yerde harcarım” gibi düşünceler İslam’a uygun değildir.


Buna mukabil tutumluluk ve itidal hali, ibadetlerde bile dinimizin bize öğütlediği temel bir ilkedir. Abdest alırken suyu gereğinden fazla kullanmayınız, sofranız sade olsun, sofrada tam doymadan yemeyi bırakınız, giyiminiz sade ve temiz olsun, eviniz eşyanız lükse kaçmasın” şeklindeki ifadeler insanları hayatın her anında tutumlu olmaya, kaynakları faydalı bir şekilde kullanmaya teşvik eder. Kur’an’da Rabbimiz, “Yiyiniz, içiniz fakat israf etmeyiniz! Allah, israf edenleri sevmez” buyurur. Çünkü israf, sarayı viran, devleti perişan eder. Onun için yer altı ve yer üstü kaynaklarını gereksiz şekilde kullanmak, yetenekli yetişmiş iş gücünü, verimsiz yerlerde istihdam etmek, lüzumsuz yere elektrik tüketimi, musluklardan boşa akan sular, modaya uyayım diyerek lüks tüketime yönelmek birer israftır.
Bir toplumda lüks tüketimin yaygınlaşma temayülü göstermesi, bir yandan savurganlığı artırırken bir yandan sosyal ve ekonomik dengeyi bozar ve böylece ülke ekonomisi sıkıntıya girer. Müsrif kişilerin lüks tüketim alışkanlığı, maddi sıkıntısı olanlarda öfke ve kıskançlığa yol açarak toplumda hırsızlık, gasp, yağma gibi huzursuzluklara sebebiyet verir.

Kıymetli Kardeşlerim!
Beşerî ihtiyaçlar sınırlı, insanın arzu ve ihtirasları sınırsızdır. Sınırsız ve uygunsuz arzuların tatmini için yapılan harcamalar ise birer israftır. Gündelik hayatımızda önemsiz, basit ve sıradan konularda yaptığımız harcamaların, ihtiyaç içindeki bazı kişiler için son derece önem taşıyabileceği unutulmamalıdır. Ölçülü ve tutumlu yaşamak bizler için asıldır. Çünkü bizler israfın, bu dünyada yıkım, öte dünyada ağır hesap getireceğine inanıyoruz.
Hutbemi, okuduğum ayet-i kerimenin mealiyle bitiriyorum: “Akrabaya, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver. Malını israf ile saçıp savurma. Zira saçıp savuranlar şeytanın dostlarıdır. Şeytan ise Rabbine karşı çokça nankör bir varlıktır! ”