22 Aralık 2010, 20:51 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | İlk Hilafetle ilgili birde bu gerçekleri okuyunuz Hz. Resulullah (s.a.a) Ehl-i Beyt'inin geleceğinden hep endişe duyar ve "Benim ölümümden sonra Ehl-i Beyt'im bu ümmetin elinden pek çok perişanlıklar çekecek ve ümmetim tarafından öldürüleceklerdir." buyururdu. --------------------------------------------------------------------------------------- Hz. Ali (a.s) şöyle der: "Kureyşliler Hz. ResulAllaha (s.a.a) besledikleri kin ve düşmanlığı bana karşı sürdürdüler ve benim evlatlarıma da aynı şeyi yapacaklar. Benim Kureyş'le bir alıp veremediğim yoktu; ben Allah ve Resulünün (s.a.a) emri gereğince onlarla savaşmıştım ------------------------------------------------------------------------------------- Kalbinde hastalık olanlar, bilhassa bazı muhacirler; Hz. Ali'nin İslam ahkâmını uygulama hususunda kimseye en ufak bir müsamaha göstermeyeceğini, bu hususta uzlaşma ve yumuşamasının imkansız olduğunu, buna göre böyle birinin işbaşına geçmesi halinde kendi durumlarının bir hayli zorlaşacağını -en azından, umdukları refah ve mevkilere ulaşamayacaklarını- biliyorlardı. Ömer'in kendisi bunu bizzat vurgulayarak şöyle der: "Vallahi eğer Ali Müslümanların başına geçerse onları doğru yola sokacaktır. Gerektiğinde haklı olarak onlara çatacak, hesaba çekecek ve azarlayacaktır ki bu da insanlara hoş gelmeyecek ve ona karşı kıyam ve isyan edeceklerdir!" ------------------------------------------------------------------------------------ Hz. Ali'nin Ebubekir'e biat için zorla götürüldüğü gün, orada bulunan Ömer'e dönüp "Bu sütü iyi sağ sen; yarısı sana düşecek nasılsa! Bugün Ebubekir için biat topluyorsun ki, yarın halifelik postunu sana devretsin!" diyerek çıkıştığı bilinmektedir. ------------------------------------------------------------------------------------------ Gerçekten de Ebubekir ne şura, ne de seçim yoluna gitmeksizin kendisinden sonra halifeliği Ömer'e bırakmış, bununla ilgili "yazı"yı, o sırada orada bulunan "Osman" yazmış, üstelik bu yazı da, her nedense Ebubekir'in koma halinde olduğu ve sürekli baygınlık geçirip sayıkladığı son dakikalarında yazılmış ve Ömer tarafından oluşturulan altı kişilik "Şura" da "Ali'nin seçilemeyeceği bir şekilde" tasarlanıp hazırlanmıştı! Bir grup Ensar da, "Sa'd bin Ubade"nin etrafında toplanmıştı. Konuşmalar başladı. Her kafadan bir ses çıkmaya başlayınca ortada hiçbir söz birliği yokken Ömer kimseye danışmaksızın Ebubekir'in eline sarıldı; nezaketli ifadelerle birbirlerini halife olmaya davet ettiler. Derken, Ömer Ebubekir'e biat etti, Beşir bin Sa'd'le Zeyd bin Sâbit de konuşma yaparak Ebubekir'le biat konusunda Ensarı ikna etmeye çalıştılar; muhacirlerle Ensarın çoğunluğunun biati sağlandı ve halife tayini işi böylece gerçekleşmiş oldu. ------------------------------------------------------------------------------------------ Hz. Resulullah (s.a.a)'in ölüm döşeğinde iken verdiği "Usame" komutasındaki ordunun hemen yola çıkması ayrıca Birinci, İkinci ve Üçüncü halifelerin de bu ordunun birer askeri olarak Medine'yi mutlaka terketmelerinin gerekliliği yolundaki kesin ve ısrarlı emrine rağmen Ebubekir, Ömer ve Osman'ın -şu veya bu sebeple- Resulullah (s.a.a)'in emrine itaat etmeyip Medine'den çıkmadıkları; Hz. Ali'nin (a.s) muhacirlere yönelerek "Allah aşkına ey muhacirler; Hz. Resulullah (s.a.a)’in hükümetine; Ehl-i Beyt'inin hakkı olan bu makama sahiplenmeyin!" demesi. ---------------------------------------------------------------------------------------- İbn-i Kuteybe "el İmâme Ve's Siyase" adlı kitabının "Ali'nin Ebubekir'e biat etmemesi" başlıklı bölümünde Ali (a.s)’ın Ebubekir'e biat etmemesinin nedenlerini anlatan konuşmasını aktardıktan sonra "Ali (a.s) orada bulunan muhacirleri muhatap alarak şöyle dedi" der: ".... Allah aşkına ey muhacirler, Muhammed (s.a.a)’in kurduğu hükümeti onun Ehl-i Beyt'inden almayın, Ehl-i Beyt'i, hakkı olan bu makamdan uzak tutmaya çalışmayın. Ey muhacirler -Kureyş- Allah'a yemin ederim ki biz, insanlar içinde hilafete en lâyık olanlarız! Çünkü biz "Ehl-i Beyt"iz! Siz de bilirsiniz ki "Kur'an-ı Okuyan", "Allah'ın dininde fakîh olan", "Allah Resulünün (s.a.a) sünnet ve yöntemini en iyi bilen", "halkın işlerine vâkıf", "bütün zulüm ve haksızlıklara karşı halkın haklarını müdafaa eden" ve "beyt'ulmalı eşit şekilde dağıtan"; bu "Ehl-i Beyt"in arasındadır. İşte bundan dolayıdır ki liyakat ve hak sahibi biziz! Ve yine Allah'a andolsun ki böyle biri, biz Ehl-i Beyt'in arasındadır şu anda! Hevâ ve heveslerinize, nefsânî arzularınıza kapılmayın; yoksa Allah'tan uzaklaşır, Hak'tan kopup gidersiniz... --------------------------------------------------------------------------------------- İmam Hasan (a.s) Mescidunnebi'ye girdi- Ebubekir'i minberde görür görmez "Babamın yerinden in" dedi. Aynı olay Ömer döneminde de olmuş ve bu defa da İmam Hüseyin (a.s) aynı şeyi Ömer'e söylemişti! İmam Hasan (a.s) babasının şehadetinden sonra -o gün- minbere çıkarak şöyle buyurdu: "Biz, Allah'ın galip gelecek olan hizbiyiz -Hizbullah- Hz. Resul-ü Ekrem (s.a.a)’in mutahhar soyu, onun pâk ve tertemiz Ehl-i Beyt'iyiz. Hz. ResulAllah (s.a.a) bu ümmet arasında iki ağır ve paha biçilmez emanet bıraktı; birincisi Allah'ın kitabı, ikincisi ise biz Ehl-i Beyt'iz! O halde biz Kur'an'ın tefsiri hususunda ümmetin -başvurması gereken- mercileriyiz. Kur'an'ın hakikatlerini bilen beyan edicileriz, o halde emrimize itaat edin! Bize itaat etmeniz farzdır; bu Allah ve Resulü'nün emrine itaatir. ------------------------------------------------------------------------------------------- HZ. SELMAN'IN İTİRAZI Sakîfe günü Selman şöyle demişti: "Hz. ResulAllah (s.a.a)'in Ehl-i Beyt'inden sapıp bir ihtiyara biat ettiniz. Halifeliği Ehl-i Beyt'e bıraksaydınız kimse karşı çıkmaz, muhalefet etmezdi, nimetlerle dolu şerefli bir hayat sürdürürdünüz. Ama siz yapacağınızı yaptınız ve yapmanız gerekeni yapmadınız! ---------------------------------------------------------------------------------------- HZ. EBUZER'İN GÖRÜŞÜ O gün Ebuzer Medine dışındaydı. Medine'ye geldiğinde Ebubekir'in halife olduğunu görünce şöyle dedi: "Kılıcı aldınız, ama kınını unuttunuz (halifeliği kabullendiniz, ama gerçek halifenin yerini bilemediniz). Bu halifeliği Hz. Resulullah (s.a.a)’in Ehl-i Bet'ine bıraksaydınız kimsenin itirazı olmazdı. ------------------------------------------------------------------------------------------- B- Gadir-i Hum Hadisesi Hicretin 10. Yılıydı, Hz. Resul-ü Ekrem (s.a.a) Veda haccı olarak bilinen son haccından dönerken Mekke'yle Medine arasında bulunan "Gadîr" denilen mekanda Allah'ın emriyle konaklama emri verdi ve develerin semerlerinden bir minber kurdurdu. Hz. ResulAllah (s.a.a) bu minbere çıkarak bir hutbe okuduktan sonra Hz. Ali (a.s)’ın kendisinden sonra velayet ve hilafet -velî ve halife- makamına atanmış olduğunu açıklayıp orada bulunan Müslümanlardan Ali (a.s)'a biat aldı. ----------------------------------------------------------------------------------------- C- Sakaleyn Hadisi Hz. ResulAllah (s.a.a)’in defalarca ashabına "Aranızda iki ağır emanet bırakıyorum: Allah'ın kitabı ve itretim (öz yakınlarım) olan Ehl-i Beyt'im. Bunlar, kıyamet günü bana kavuşuncaya kadar birbirlerinden ayrılmazlar." buyurduğu mütevatiren sabittir.
__________________ Kahpeliğin bahanesi, İhanetin telafisi olmaz. | |
|
Etiketler |
birde, bu, gercekleri, hilafetle, ilgili, ilk, okuyunuz |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Beşiktaş'tan istifa eden yönetici Serhan Çetinsaya, Ramos ile ilgili tüm gerçekleri anlattı | CORDON BLEU | Beşiktaş | 1 | 11 Eylül 2023 14:59 |
Çıldırmadan okuyunuz:D | yoSun | Komedi ve Mizah | 9 | 22 Eylül 2011 21:59 |
Lütfen Okuyunuz | ONURLU63 | Link değişimi | 4 | 24 Haziran 2009 23:07 |