![]() |
![]() |
![]() | #1 | |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Gece İbadeti Tasavvuf ve Tarikatların üzerinde en fazla önemle durduğu amel, gece ibadetidir. Yani gece az uyumak, gece yarısından sonra, özellikle de seher vaktinde uyanarak abdest almak, namaz kılmak, Kur’an okumak, Allah tealayı zikretmek, yani istiğfar, tehlil, tekbir, tahmid, tesbih, selavat, dua, niyaz, ve ilimle geceyi geçirmektir. Seher vakti en lahuti bir zamandır. Allahü teala’nın kullarına bahşettiği en mühim ikramıdır, manevi ziyafettir. Bütün hak aşıklarının yaz kış sıcak yataklarını terk edip, gönüllerini Hak tealaya verdikleri, kudsi, ulvi anlardır. Göz yaşları ile namaz, niyaz, istiğfar, tefekkür, zikrullah ile nefislerinden çıkıp Rabbu’l Alemine samimiyetle iltica ettikleri demlerdir. Gece seher vaktinde feyz-i ilahi göklerden yağmur gibi yağarak o anda ibadette olanların kalplerinde tecelli eder. Bütün ruhaniyet ve melaike-i kiram hazeratı da iştirak ederler. Gece kılınan iki rekat namaz, farzlar hariç, gündüz kılınan bütün nafile namazlardan daha faziletlidir. Bu manevi ziyafetten faydalanmak isteyenler, ileride açıklayacağımız gereklerini yerine getirmeli, özellikle de gereksiz keyfi oturmaları terkederek erken yatmalıdırlar. Gece ibadetinin kadrini bilen kişiler, ısrarla şunları söylemektedirler: “Cesedimizin rahatını, sıhhatimizin devamını, erken yatmakla elde etmeliyiz. Erken yatarsak füzuli konuşmalarımızı önlemiş oluruz. Akşam yemeklerini hafif yemek, hem dinî, hem de tıbbî adaptandır. Gecenin ilk saatlerindeki uyku, vücudun dinlenmesi bakımından daha semerelidir. Seher vakti gafil zümrenin uyuduğu, gönül sultanlarının samimiyet ve tevazu ile Rablarıyla hemdem oldukları bayramlarıdır. Manevi terakkiyat, ilerleme vesilesidir. Gece vücut istirahat ettiği, dinlendiği için zindedir. Salim, masivadan silinmiş bir kalple yapılan murakabe, tefekkür neticesi olarak insan kitaplarla elde edemediği, öğrenemediği bir çok ruhani bilgilere sahip olur. Seherlerde kalkanların sıhhatleri, ruhen inkişaf ettikleri için bir kuş gibi hafif olurlar, az uyku kafi gelir, yemekleri de azalır, füzuli konuşmaları da. Fazla uyuyanlarda ise ağırlık, sıklet ve atalet olduğu için daima sıhhatlerinden şikayet ederler.”8 Şüphesiz uyku büyük bir nimet ve ihtiyaçtır. İnsan uyku ile dinlenir. Yorgunluklar, sıkıntılar ve streslerle bunalan kalp uyuyarak istirahat eder. Sükunete erer. Gündüz üzerinde bir sürü yazılar yazılan, karalamalar yapılan, proplemler çözülen beyin tahtası, uyku ile silinir ve tertemiz hale gelir. Uykunun miktarı hakkında bir çok söz söylenmiştir. Genellikle bir günün üçte biri olan sekiz saat üzerinde durulur. Mevsimlere göre gece ve gündüzün zamanı değişse de, bunun bir kısmı gündüze alınarak, “kaylule” sünnetiyle gece uykusu ayarlanabilir. Şüphesiz kuvvetli bir irade, sağlam bir niyet, disiplinli bir hayat ile uyku saatlerinin çok daha azaltılması mümkündür. Ruhun kuvvetlendirilmesi ile bu iradeye dayalı azaltma alışkanlık halina gelirse, bir zararı da söz konusu değidir. Geceyi abdest, namaz, dua, zikir, Kur’an okuma, ilim gibi ibadetlerle geçiren bir insanın elde ettiği kalbi nurlanma, hiç şüphesiz onun gündüzünü de aydınlatarak her türlü kötülüklere karşı bir kalkan gibi onu koruma altına alacaktır.9 Yaptığı güzel işler ve ibadetler ile gündüz hayatı da böyle mahfuz (korunmuş) geçen bir insan, haliyle gece ibadetine daha rahat kalkacaktır. Böyle bir devr-i daim, onun her anını değerlendirmesine vesile olarak aziz ömrünü hayır ve bereketlerle dolduracaktır. Bu bahtiyar ve aydın insan, böyle bir ömürle ilahi huzura çıkarak yüz akıyla Rabbine kavuştuğunda, kuşkusuz gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, akla hayale gelmeyen nimetlerle, ihsanlarla, ikramlarla müjdelenecek, sevindirilecektir. “Işrak”, yani “aydınlanma” yolunun yolcusu olan sufi, gece hayatına fevkalade önem verdiği için onu daha güneş batarken ibadetle karşılar. Taze bir abdest, kıbleye yönelme ve aşkla şevkle yapılan zikirlerle akşam namazını bekler. Akşamla yatsı arasını zikir, Kur’an, ilim veya nafile namazlarla geçirir. Böylece gündüz maişet temini ve insanlarla iç içe olmadan ötürü kalbinde bir yaralanma, katılık, keder oluşmuş ise, onları gidermeye çalışır. Yatsıdan sonra da, çok beklemeden yatar, istirahate çekilir. Kuşkusuz abdestli yatar. Bu abdestli olarak erken yatıştan amaçlanan, gece ibadetine zamanında ve rahat kalkmaktır. Bu niyet bile bir ibadettir. Hiç şüphesiz böyle bir niyet, irade ve azimle yatan, gece uyandırılır. Uyandırılmasa bile, niyeti sebebiyle kendisine uyanık olduğunda yaptığı amellerden kazandığı sevaplar aynen ihsan edilir. Gündüz olunca gece yapamadığı ibadetleri kaza eder gibi aynen yapması da güzel görülmüştür.10 Böyle bir uykunun bir semeresi de, böylesine nurlanmış kalbin uyku esnasında levh-i mahfuzla karşı karşıya gelerek, oradaki haber veya olayları kalbine nakşetmesi, hayatını yönlendirecek bir kısım ilhamlar alması, bazı ilahi sırların kendisine açılarak keşf olunmasıdır. Hatta güzel rüyalarla taltif edilmesi de bir bereket olarak O’na verilen ihsanlar cümlesindendir. Bu işler gece ameliyle doğrudan ilgili olmadığından bu kadarcık değinme ile yetiniyoruz
__________________ Kahpeliğin bahanesi, İhanetin telafisi olmaz. | |
| ![]() |
![]() |
Etiketler |
gece, ibadeti, İbadeti |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Bahai Dini'nde 19 Gün Ziyafeti İbadeti | PySSyCaT | Diğer Dinler | 0 | 09 Şubat 2017 20:35 |
Kalbin İbadeti Muhabbetullah | Liaaa | İslamiyet | 0 | 01 Mayıs 2012 15:48 |
Hayızlı Kadının İbadeti ve Fazileti Nedir | Liaaa | İslamiyet | 0 | 06 Nisan 2012 18:34 |
İnsanın Fıtri Vazifesi Olan İbadeti Terkedip İsyana Girmesi | Kalemzede | İslamiyet | 0 | 07 Ağustos 2011 01:52 |
İbadeti gizlemek | yoSun | İslamiyet | 0 | 24 Kasım 2010 23:45 |