IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  digitalpanel

Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 01 Şubat 2009, 00:35   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Islâm’ı Yıkma Planları




SU UYUR KAFİR UYUMAZ



İslâm’ı yok etme gayesini güden ve iki asır devam eden, ilk haçlı seferleri başarısızlığa uğradıktan sonra, İslâm’ı imha keyfiyetini yeniden gündeme getiren batılılar, iki asırdan beri, bu konuyu derinlemesine incelemeye ve İslâm’ı ve müslümanları ezmek için kuvvetlerini bir araya getirmeye başladılar. Bu gayeyle garbın attığı adımlar şunlardır:


2- Kur’an-ı Kerim’in vücûduna son vermek.

Daha evvel belirtiğimiz gibi onlar, Kur’an’ı müslümanların esas kuvvet kaynağı olarak biliyorlar ve Kur’an müslümanların ellerinde olduğu müddetçe müslümanların tekrar kuvvetleneceğine ve medeniyetlerine kavuşacaklarına inanıyorlar ve ona göre hareket ediyorlar.


a) William Gifford isimli misyoner: “Ne zaman ki Kâbe ve Kur’an arab ülkelerinden kaldırılır, işte o zaman Arabların Muhammed ve kitabından uzak bir halde, garb medeniyeti yolunda ilerlediklerini görmek mümkün olur.”

b) Misyoner Takly : “İslâm’ı tamamen yok etmek için İslâm’ın en muteber silâhı olan Kur’an’ı İslâm’a karşı kullanmamız gerekir. Kur’an’daki doğruların yeni olmadığını, yenilerin de doğru olmadığını müslümanlara açıklamamız gerekir.”


c) Cezâyir’in istilasının üzerinden yüz sene geçmesi münasebediyle bir Fransız hâkimi Cezâyir’de şunu söylüyor: “Kur’an’ı aralarından kaldırmalıyız. Müslümanları yenebilmemiz için arapça lisanını yasaklayıp söküp atmalıyız.”

Bu mesaj Fransa’da garip bir hadiseye sebep oldu. Şöyle ki: Fransa Cezayirli gençlerin gönlünden Kur’an’ın tesirini kaldırmak maksadıyla bir deney başlattı. Cezâyir’den on tane müslüman genç kızı alarak Fransa’ya getirdiler, Fransız okullarına soktular, Fransız elbisesi giydirdiler, Fransız kültürünü telkin ettiler, Fransızcayı öğrettiler. Kızlar tamamen Fransızlara benzer oldular. Aradan onbir sene geçtikten sonra bu kızları Fransızlaştırdıklarını göstermek için bir tören düzenlediler. Törene bakanlar, mütefekkirler ve gazeteciler davet edildi. Tören başladığında bütün davetliler, hiç beklemedikleri bir manzara ile karşı karşıya geldiler. Fransızlaştıkları söylenen Cezâyirli kızlar salona Cezâyir’in İslâmî kıyafetiyle girmişlerdi. Fransız gazetecileri ayağa kalktı: “128 senedir Fransa Cezâyir’de ne yaptı öyleyse?” Fransız müstemlekeler bakanı Lachost cevap verdi: “KUR’AN FRANSA’DAN DAHA KUVVETLİ İSE BEN NE YAPAYIM.”

3- Müslümanların ahlakını bozmak, zihinlerini karıştırmak, dinleriyle olan alâkayı zayıflatmak ve arzularıyla oyalamak.,



a) Marmadick Bacticl diyor ki: “Müslümanların mâzide olduğu gibi şu anda da aynı sür’atle medeniyetlerini yaymaları mümkündür. Bu ise ancak o zamanki ahlâk ile ahlâklanırlarsa, mâzideki ahlâklarına geri dönerlerse mümkündür. Çünkü bu kof âlem o canlı medeniyet ruhunun önünde duramaz.”
b) 1935 senesinde Kudüs’te toplanan misyonerler konferansında Misyonerlerin reisi Samoul Zouimer şöyle hitap ediyordu:

“Hristiyan devletlerinin size verdiği misyonerlik göreviniz İslâm Âlemi’ndeki müslümanları hristiyanlık dinine sokmanız değildir. Sizin vazifeniz, müslümanı İslâm’dan uzaklaştırıp Allah’ı tanımaz bir mahlûk hâline getirmeniz, daha sonra da bu milletleri ayakta tutan ahlâktan onları koparmanızdır. Eğer bunda muvaffak olursanız İslâm memleketlerine yöneltilen sömürgenin fetih karakollarını teşkil ettirmiş olursunuz. Sevketmeye çalıştığınız yolda yürümeleri için İslâm memleketlerindeki bütün kafaları buna hazırlamamız gerekir. Bu ise müslümanı dininden çıkarmaktan başka bir yolla mümkün değildir.

Ey misyonerler. Ancak müslümanı bu hale getirdiğiniz zaman vazifeniz başarılı bir şekilde tamamlanmış olur.”
c) Müslümanın ahlâk ve şahsiyetinin bozulmasında en etkin yol olarak, din dışı tedrisat ve tâlimatın yayılmasını öngörüyorlar.

I- Misyoner Takly diyor ki:

“İslâm ülkelerini Avrupa usûlü din dışı okulların inşasına teşvik etmemiz gerekir. Çünkü yabanci lisan öğrenip Avrupaî okulların kitaplarını okuyan müslümanlardan çoğunun Kur’an’a ve İslâm’a olan itikatları sarsıldı.”

II- Yine zouimer söylüyor:

“Mademki müslümanlar hristiyan okullarından nefret ediyorlar, öyleyse onlara dinden uzak okullar açalım ve bu okullara girişi kolaylaştıralım. Çünkü bu okullar talebelerin İslamî ruhlarını öldürmekte bize yardım edeceklerdir.”

III- Gıbb diyor ki: “İslâm, müslümanların içtimaî hayatlarına olan tesirini kaybetti. Nüfuz dâiresi gittikçe daraldı. Hatta mahdut bir çevreye münhasır kaldı. Bu gelişmenin büyük bir kısmı kendiliğinden, farkına varılmaksızın tamamlandı ve büyük mesâfeler katedildi. Artık geri dönmek mümkün değildir. Bu başarıya İslâm Âlemi’ndeki batılılaşmış liderler ve özellikle gençler vasıtasıyla ulaşılmıştır.”

“Bunların hepsi tâkip edilen öğretim sistemi ve din dışı kültürün neticesidir.”



4- İslâm birliğini yıkmak.
a) Papa Simon diyor ki: “İslâm birliği müslüman milletlerin fikrî beraberliğini sağlar ve onların, Avrupa’nın hegemonyasından kurtulmasını temin eder. Bu hareketin kuvvetini kırmak için, en etkili yol misyonerliktir. Binâenaleyh, müslümanları İslâm birliğine yönelmekten alıkoyup, onları başka şeylerle oyalamamız lâzımdır.”
b) Misyoner Lawrance Brawne şöyle diyor: “Eğer müslümanlar bir İslâm imparatorluğunda birleşirlerse, bu onlar için kurtuluş, batı için de bir lânetlenecek olay ve felâket olur. Eğer parça parça kalırlarsa, o zaman ağırlıksız ve tesirsiz olarak hayat sürerler.” Sözünü şöyle tamamlıyor: “Müslümanların kuvvetsız ve tesirsiz olarak kalmaları için birleşmemeleri ve ayrı ayrı, parça parça kalmaları gerekir.”

c) Arnold Twenbi “İslâm, Batı ve İstikbâl” isimli kitabında şöyle yazıyor:

“İslâm birliği uykudadır. Bize düşen, bu âlemin bir gün uykudan uyanabileceğini hesaba katarak gerekli tedbirleri almaktır.”


5- Müslümanları dinlerinde şüpheye düşürmek.
“Müslüman ve Hristiyan Âlemleri kongresi” isimli kitabın müellifi olan misyoner şunları yazıyor:

“Müslümanlar, İslâm’ın bütün içtimaî ihtiyaçlara cevap verdiğini iddia ediyorlar. Öyleyse, İslâm’a psikolojik ve fikrî silahlarla karşı koymak biz misyonerlerin en önemli vazifelerinden biridir.”

İslâm ile ilgilenen müsteşrikler bu fikir doğrultusunda hareket eder, İslâm’ı tenkid edici, ilkeleri hakkında şüphe uyandırıcı ve Peygamberimizle istihza edici kitaplar yazıp bastırdılar.


6- İslâm Âlemi’nde siyasî diktatörlükler kurmak.

Amerikalı müsteşrik ve aynı zamanda Amerika’nın Pakistan işleri yetkilisi V. K. Smith diyor ki:

“Eğer İslâm Âlemi’nde, müslümanlara, demokratik düzenler içinde hürriyet verilirse, İslâmiyet orada tekrar canlanır. Müslümanlarla dinleri arasına girmek için oralarda diktatörlükler kurmaktan başka yol yoktur.”

Times mecmuası yazı işleri müdürü “Asya Seferi” isimli yazısında, Amerika Hükûmet’ine, İslâm’ın tekrar içtimaî plânda etkili olmaması için İslâm beldelerinde askerî diktatörlükler kurmasını ve böylece garbın sömürü ve medeniyetini muhafaza etmesini tavsiye ediyor.

Bununla beraber batılılar bu milletlere, uyanmamaları için bazı serbestiler ve rahatlık devirleri vermeyi de unutmuyorlar.

“Üzerlerine yağdırdığımız belâ ve musibetlere rağmen, ezilmişlerin zihinlerinde bizim için tehlikeli olan fikirler hâlâ mevcudiyetini korumaktadır. Musîbetler ve felâketler, onları düşünce ve fikirlerinden koparamamıştır.”


7- İslâm Âlemi’ndeki etkin müslüman liderlerin insiyatifi ele alıp, İslâmî bir kalkınma yapmasına mâni olmak için gayret sarfetmek ve bu liderleri idâreden uzaklaştırmak.



a) İngiliz müsteşrik Monto Gomry, Londra’da çıkan Times gazetesinde 1968 yılında şunları yazdı: “Eğer İslâm’dan hakkıyla bahseden gerçek bir müslüman lider ortaya çıkarsa, İslâm Âlemi’nin, dünyada etkinliği olan, büyük siyasî kuvvetlerden birisi olarak, tekrar meydana çıkması mümkündür.”
b) Gibb diyor ki: “İslâmî hareketler, derinden, sağlam adımlarla, şaşırtıcı ve dehşet verici bir şekilde gelişiyor. Bu hareketler, bir gün siyâsî gözlemcilerimizin işâretlerini dahi tesbit etmesine fırsat kalmadan ansızın patlak verecektir.
Bu patlama hareketinin gecikmesi, İslâm âlemi’nin etkin bir liderden yoksun bulunmasından, yeni bir Selahaddin-i Eyyubi’nin henüz ortaya çıkmamış olmasından gelmektedir.”
c) Lavrens şöyle diyor: “Sûriye’yi dolaşıp, Mekke’ye gitmek üzere yola çıktığım zaman, yol süresince uzun uzun düşünmeye başladım. Kendi kendime şöyle soruyordum, diyordum ki; acaba bir gün gelir de, bunlar din kardeşliğini ve din etkinliğini bırakıp, ırkçılığa kayarlar mı? Böylesi bir düşünce daha baskın gelir mi? Vatan sevgisi acaba din sevgisinin yerini alabilir mi? Vahiy ve ilham kaynağına dayanan bir siyaset, yerini milliyetçilik ve vatan severliğe mi bırakacak? İşte Hacc yolu boyunca tüm bu düşünceler beni meşgul edip durdu.”



İşte size aktarmış olduğumuz bu bilgiler, kimi eski batılılara ait ve kimisi de yenilerine ait görüşlerdir. Bunlar arasında değişik ihtisas sahibi olanlar bulunmaktadır. Tarihçileri, müsteşriki (oryantalisti), siyaset adamı ve daha başkaları yer almaktadır








Nitekim Rabbimiz bizleri uyarıyor:
“Allah’ın nizamını inkâr ile küfre sapanlar hep birbirlerinin dostlarıdırlar. Eğer siz (mü’minler) bu dostluğu kurmazsanız, yeryüzünde büyük bir fitne ve bozgunculuk olur.” (Enfal sûresi, âyet: 73)

Kâfirlerin hepsi her alanda bizim düşmanlarımızdırlar. Nitekim bunun böyle olduğunu Rabbimiz bildiriyor: “Onların gücü yetse, sizi dininizden döndürünceye kadar, sizinle savaşmayı sürdürürler.” (Bakara / 217)

Şimdi de bir diğer âyet meâli: “Sen onların inanç ve sistemlerini kabullenmediğin sürece, ne Yahudiler ve ne de Hristiyanlar senden hoşnut olmayacaklar.” (Bakara / 120)

ÇAĞRI

Bu Ümmetin samimi ferdlerine,

Âlem-i İslâm’ın dört köşesindeki bütün Müslüman liderlere,

Düşmanlarımız diyor ki:

Müslümanlara hâkim olabilmek için onların tek dayanağı, tek kaynağı olan İslâm’ı yıkmalıyız. Bizi korkutan İslâm’ı, yok edebilmek için bütün kuvvetlerimizi toplamalıyız. Aksi takdirde o bizi yutacak, eritecektir.

Sizler ne yapıyorsunuz ey Müslüman liderler?

Neden tereddüt ediyorsunuz?.. Siz “İslâm sâyesinde bütün âleme hâkim olabilirsiniz.”

İzzet ve şerefiniz için sarılın İslâm’a. Dininizin emirlerine karşı gelmeyin. Eğer kendisine karşı gelirseniz Allah (c.c.) sizi azâbıyla helâk eder. O’na inanıp, Kitab’ına sarılanlar mutlaka galip gelecek, kazanacaktır





Not: Bu yazı, “İslâm’ı yıkın müslümanları mahvedin” isimli kitap’tan hazırlanmıştır.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet sohbet
Cevapla

Etiketler
islâm’ı, islâmand#8217i, planlari, planları, yikma, yıkma


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Islam’da kadının değeri Bozkurt- Genel İslami Konular 0 12 Aralık 2010 16:14
Islâm’da kadın hakları Bozkurt- Genel İslami Konular 0 12 Aralık 2010 16:04
Intel ve AMD’nin işlemci planları Julw Bilim Dünyasından Son Haberler 0 23 Nisan 2008 07:40
Google’ın Mobil Planları Julw Bilim Dünyasından Son Haberler 0 02 Şubat 2008 21:42