[Vesaire]

Kesti
çizdi
yırttı
attı
bunu yapan ellerimdi

[Esra]

Yine aklima dustun ama sabah seninle uyanmayacagim buna eminim.

[Melodram]

Tam 8 tane mandalina yedim ve gel 9. mandalinayı sen soy, çünkü oje sürdüm.
Ya da boş ver, gelme. Zaten sen kimsin ki? Bilinmeyen o'lara mektuplar diye konu açsam, küfür diye kapanır, mecbur sana yazıyoruz. İşte bu da mektupmuş.

[Sim]

Ne Diyarbakır anladı beni ne de sen
Oysa ne çok sevdim ikinizi de bilsen.

[She]

Hissettiklerimi, hissetmemeye çalışmaktan nefret ediyorum. Sonra boğazımda bir düğüm oluyor, hadi bakalım çöz çözebilirsen.

[Vesaire]

Öfff... eski sevgilimi hatırladım ya...

- Hangisini ?

- Ya işte onu hatırlayamadım. Hiç birisinin sana sahip olduğunu düşündüğün oluyor mu, ya da bir şeyin?

- Evet, evet farkettim bunu. Her farkettiğimde de gitmek istedim. Bazı insanlar aile kurmaya önem verirler, yani buna değer verirler. Bazıları ise başka birtakım şeylere, değer verirler. Bunlara değer verirken niye değer verdiğini düşünmez birey, toplumun içinde erimiş olan birey. Hem toplum koleje girmeyi değer olarak sunduğu için artık o kişiliğini yok sayma halidir; koleje girmek için yarışır, üniversiteye girmek için yarışır, iyi bir işe girmek için yarışır, güzel bir kadınla evlenmek için yarışır, devamlı bir yarış ve kazanma zorunluluğu.

- Aslında kazanmak nedir ki? En büyük zaferi kazandığında bir Antonius olduğunu düşün, Paris'e geldiğini ve o takın altında olduğunu ve bütün insanların senin altında olduğunu düşün ve gücün en üstünde olduğunu... Yalnız kaldığın o anda, "ne oldu be, şimdi ne olacak?" diyorsan kaybedensin sen. Kaybetmişsin. Yani o anda en büyük zaferin içinde kaybetmişsin.

- Peki bunun farkında olmak, yaşlı bir kızıl derilinin dediği gibi, hayatın bize sunamadıklarını mı sunar; yoksa bir radyo dinleycisinin dediği gibi, sanat diğer tüm şeyler gibi seks için midir? Yaşlı bir kızıl derili ne kadar yanılabilir?

- Bazen yanılabilir.

- Bazen susar.

- Bazen konuşmak ister.

- Bazen dinlemek ister.

- Bazen yalnız kalmak ister.

- Bazen arkadaş ister.

- Bazen gitmek ister.

- Gider bazen.

- Bazen gidemez.

- Bazen hiç gidememekten korkar.

- Bazıları sonsuz neşeye doğar.

- Bazıları sonsuz geceye.

- Bazen ölürsün.

- Bazen ölemezsin. Bazen bütün koşullar uygunken bile ölemezsin.

- Bezen kendinden uzaklaşmak ister insan.

- Bazen gidersin, sırf dönebilmek için.

- Bazen ağlarsın bayağı.

- Bazen ağlayamıyorsun bayağı bayağı.

- Bazen içiyorsun. Bazen çok ama çok fazla içmek istiyosun da bazen sen zaten içmeye gidiyosun. Bazen Acıbadem'den bir taksiye biniyorsun Kadıköy'e diyorsun, bazen yüzüne bile bakmıyor.

- Bazen bir kadın geliyor, oturuyor karşına ve ağlıyor.

- Kadınlar hep ağlıyor.

- Bazen bir kadın sana en çok korktuğum şey bir kadının göz yaşıdır diyor, kendi adına, eğer çok sevdiysen diyor, yani çok sevdiysen, oysa bilmiyor ki sevmek de bir ân'a ait.

- Her şeyin başı su.

- Felsefenin de...

[See]

Tanımadığım Bilmediğim Bir Kent ten Yazıyorum Sana ;
Nasıl Bir Sokakları Var Bu Şehrin Sensiz Ve Sessiz . Adım Attıgım Kaldırım Sonbahar Yaprakları ile Dolu.
Kızıl Günahlar Bürümüş Gökyüzünü , Onca Kalabalıgın İçinden Çıkarmaya Çalışıyorum Seni .
-Bi Bulsam !
-Bi Denk Gelsem !
Sonra Yine Kapılıyorum Gecenin Hüznüne , Yine Bir Sürü Film Seçiyorum Yoklugunun Gecesinde.
Bizi Anlatmalı Aslında , O Adam Sen Olmalısın
O Kadın ben Olmalıyım ..
Her Sahne Bizi Anlatmalı Varken Acıtan Yokluğumuzu .
Sonra Yine Aklıma Alakasız Yoklugun Geliyor , Ne Gerek Vardı ki Okadar Veda ya ..
Sessizce Gitseydin ya ?
Ben Senin Gelebilme İhtimalinle Yaşayabilseydim Ya ?
Yarım Kalan Her Şarkı Gibi Melodim Son Buldu
Ve Ben Artık Sana Okuyamayacagın Hiçbir Mektup Yazmıyorum.
Buda Bir Sitemdi Zaten..

[yoSun]

Çok özledim...

[Vesaire]

Tırnakları yenmiş bir hayatın, kanayan parmak uçlarındaydı umutlarımız

[See]

Sevmeyi Unutturan Her Oduna Selam Olsun.