14 Nisan 2008, 06:25 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Karşık Fıkralar Çok İyi Arastıramadım Bölümü Önceden Fıkarlar Verilmişse Özür Şimdiden Komik Oldunu Düşündüm Umarım Beğenirsiniz Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. 1-ÖRDEKLERİ EMZE 3 adam ölür ve cennetin kapısına gelirler..... cennetin kapısındaki melek onlara der ki: - Burada tek kural var, ördekleri ezmeyeceksiniz.... Adamlar bir şey anlamaz ama cennete bir girerler ki, her taraf ördeklerle dolu adım atacak yer yok.... içlerinden biri yanlışlıkla bir ördeğin üstüne basar, anında bir melek gelir, yanında da görüp görebileceğiniz en çirkin kadın....melek adama der ki: - Sen ördeklerden birini ezdin, ceza olarak bu kadınla seni sonsuza kadar birbirinize bağlıyorum... ve melek onları zincirle birbirlerine bağladıktan sonra gider. İkinci gün adamlardan biri daha yanlışlıkla bir ördeğe basar.Hemen melek çok çirkin bir kadınla gelir ve zincirle ikisini birbirine bağlar.Üçüncü adam tek başına kalır.Arkadaşlarının başına geleni gördüğü için, ördeklere basmadan etrafı dolaşmaya başlar.Aylar geçer ve adam tek bir ördeği ezmemiştir.Bir gün bakar ki melek ona doğru geliyor,yanında da son derece güzel ve seksi bir kadın.Melek hiçbir şey söylemeden adamı bu kadınla birbirlerine zincirler ve gider.Adam bu işe çok şaşırır ama çok da sevinir: - Bunu hakkedecek ne yaptım acaba der..... Kadın cevap verir: - Seni bilmem ama ben bugün bir ördek ezdim.... 2-Bu Değil... Köyü basan bir gurup terörist bütün köy halkını sıraya dizer... Grubun başı köy halkına derki... - Hayatta kalabilmeniz için bir şansınız var. Köyün erkekleri tek sıra dizilecekler. Hepiniz mallarınızı çıkartacaksınız. Karıların gözünü bağlayacağım. Gözü bağlı olarak kadınlar hepsine elleyecek. Kim kocasınınkini elleyerek tanırsa o karı kocanın hayatını bağışlayacağım... Derken kadınlar birer birer gözleri bağlanıp getirilir. - Birinci kadın başlar. “ Bu değil, bu değil, bu değil BU!! “ kocasını ve kendini ölümden kurtarır. - İkinci kadın gelir. “Bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, BU!”.. onlarda kurtulurlar. Üçüncü kadınıda getirdiklerinde terörist dayanamayıp adamların arasına geçer. Kadın başlar kocasını aramak için ellemeye. - Bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, Bu Bizim Köyden Değil, bu değil, bu değil, Bu.... 3- Hiç Adam günün yorgunluğu üzerinde, perişan bir vaziyette İETT durağında otobüs beklemektedir. Nihayet uzun bir zaman sonra beklediği güzergâhın aracı gelir ve biletini attıktan sonra arka taraflara doğru ilerlemeye başlar. Bir, iki adım ilerisindeki çift kişilik koltuğun boş olanına doğru ilerler; tam oturacağı sırada engelleyici bir ses tonu onu durdurur: - Buraya oturamazsın! Ben kimim biliyor musun? - Kim olduğunuzu bilmeli miyim? - Ben Yrd. Doç. falan kişiyim. - Evet? - Benim gibi kıdemli birinin yanına oturamazsın! - Size bir soru sormak istiyorum. Siz Yrd. Doçentlik ünvanınızdan sonra ne olacaksınız? - Doçent. - Peki sonra? - Şayet başımıza bir şey gelmezse Profesör. - Daha sonra? - Belki zor ama, Ordünaryus Profesör. - Evet... Peki bu dereceden sonra? - Hiiç... - Ben şimdiden 'hiç'im; lütfen müsade edin yanınıza oturayım... - !!? 4- Maaşa Zam .) Kalabalık bir belediye otobüsünde kadının biri haykırmış: -Terbiyesiz adam ,yeter artık! –Adam “Aman bayan ne oldu ki?” – “Daha ne olacak geçtin arkama. Taksim den beri ayıptır be!” – Adam “Efendim yanlış anladınız herhalde. Bugün aybaşı. Maaşımı aldım, cebimde o var. O dokunmuş olacak.” -Kadın “İyi de be Adam , Taksim'den Şişli'ye gelene kadar maaşına zam mı geldi? “ 5- jim ile marry Jim ile Mary akıl hastanesinde iki hastadır. Bir gün hastanenin yüzme havuzunun etrafında dolaşırken Jim aniden suya atlayıp en dibe batar. Bunu gören Mary hemen ardından atlar ve dibe kadar yüzüp Jim'i kurtarır. Tabii Mary'nin bu kahramanca davranışı hastanede olay olur. Bunu duyan başhekim de Mary'nin artık iyileştiğini düşünüp, hastaneden derhal taburcu edilmesi emrini verir. İşlemler yapılır, belgeler çıkartılır, Başhekim ayni gün Mary'nin yanına gider: -Mary, sana bir iyi bir de kötü haberim var. İyi haberim, yaptığın kahramanca davranıştan ötürü anladık ki akli dengen tamamen yerinde ve böylece hastanemizden taburcu oluyorsun. Kötü habere gelince, kurtardığın hasta, Jim, intihar etmiş. Az önce odasının banyosunda kendisini asmış bulundu. - Mary gayet sakin yanıt verir: “O intihar falan etmedi ki. Ben onu astım kurusun diye. “ 6- erkek Erkek: Tanrım, Kadınları niye bu kadar güzel yarattın? -Tanrı cevaplamış:'Aşık olasınız 'diye... -Erkek:Peki niye bazen aptal oluyorlar? -Tanrı:Onlar da size aşık olabilsinler diye.... 7- bir iyi bir kötü Bir gün Tanrı Âdem’e gelir ve "Sana bir iyi bir de kötü haberim var" der. - Âdem "O zaman önce iyi haberleri ver" der. - Tanrı açıklamaya başlar, "Sana iki yeni organ vereceğim. Birinin adı Beyin. Yeni şeyler yaratmanı, problemleri çözmeni, Havva ile zeki ve zevkli sohbetler etmeni sağlayacak" der. Vereceğim ikinci organın adı ise henüz belli değil. Bu sana inanılmaz zevk verecek, üremeni sağlayarak dünyanın nüfusunu arttırmaya yarayacak, Havva'yı çok memnun edebileceksin, sana daha da âşık olacak" der. - Âdem çok heyecanlanır, "Bunlar harika hediyeler. Böyle güzel iki haberden sonra hangi haber kötü gelebilir ki?" diye sorar. -Tanrı Adem'e üzüntü içinde bakar ve "Bu iki organı asla aynı anda kullanamayacaksın!" der. 8- profosorler kampta Sherlock Holmes ile Dr. Watson kampa giderler. Güzel bir yemek yiyip bir şişe de şarabı devirdikten sonra uykuya dalarlar. Birkaç saat sonra Holmes uyanır ve arkadaşını dürtükler. -"Watson, yukarıya bak ve bana ne gördüğünü söyle". - Watson cevap verir: "Milyonlarca yıldız görüyorum." - Holmes sorar: "Bu sana neyi gösteriyor?" - Watson bir an düşünür ve yanıtlar: " Astronomik olarak milyonlarca galaksinin ve dolayısıyla milyarlarca gezegenin varlığını görüyorum. Yıldızların konumuna bakarak saatin 3'üçeyrek geçtiğini çıkarıyorum. Teolojik olarak tanrının kudretini ve kendi acizliğimizi görüyorum. Meteorolojik açıdan da bugün havanın çok güzel olacağını tahmin ediyorum. Neden sordun? Sana ne gösteriyor? " Holmes arkadaşını sabırla dinlemiştir ama artık dayanamaz: - "Ulan hıyar, çadırımızı araklamışlar!" 9- papahan Kadının biri bir petshop a gider ve "bir papağan almak istiyorum" der.Mehmet ismindeki petshop sahibi -"Hanımefendi elimde bir tane papağan kaldı fakat bu papağan çok küfürbaz almak istemezsiniz sanırım" fakat bir papağan sahibi olmak isteyen kadın -" Hayır almak istiyorum" der ve papağını alır. Evine geldiğinde bir bakar ki gerçekten papağan kadını her eve geldiğinde'hoşgeldin ******' diyerek karşılar. Buna dayanamayan kadın papağanı alır ve petshopa geri götürür. Mehmet bey bu papağan gerçekten çok terbiyesiz. Her eve geldiğimde beni hoşgeldin ****** diyerek selamlıyor ve ben buna dayanamıyorum. Papağını geri getirdim ve paramı geri istiyorum. Fakat o anda paraya ihtiyacı olan Mehmet bey hanımefendi merak etmeyin birkaç gün bana bırakın ben terbiye edeyim daha sonra gelin alın... Kadın inanmayarak da olsa tamam der ve gider. Mehmet papağanı alır ve bir çaydanlık su kaynatır. Ne diyeceksin lan kadın eve geldiğinde diye sorar papağana -"Hoşgeldin ****** diycem." der. Bunun üstüne papağanın kafasını kaynar suyun içine sokar ve tekrar sorar.Papağan yine aynı yanıtı verir. Bir olur , iki olur ve papağan işkenceye dayanamaz -"Hoşgeldiniz hanımefendi diycem" der. Ertesi gün kadın gelir ve Mehmet bey kadına papağanı terbiye ettiğini söyler. Kadın bunu kontrol etmek istediğini söyler ve papağana sorular sormaya başlar. Ben eve geldiğimde bana ne diyeceksin? -"Hoşgeldiniz hanımefendi" diyeceğim der papağan. Kadın çok şaşırır ama emin olmak için devam eder. Peki yanımda bir kız arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin? -" Hoşgeldiniz hanımefendiler" diyeceğim peki yanımda bir erkek arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin? -"Hoşgeldiniz beyfendi" diycem. peki yanımda 2 -3 erkek arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin? Papağan biraz duraksar ve cevap verir : -"Oğlum Mehmet suyu kaynat bu karı harbi ******!!!" 10- temelın babası ölmüş Temel'in babası vefat eder... Cenazeye gelen bir aile dostu Temel'e sorar: Nasıl oldu? Cevap: 30.kattan aşağıya düştü... Adam: Vah vah desene çok feci ölmüş... Temel: Yok yok öyle ölmedi... tam yere düşecekken manavın tentesine çarpıp tekrar yükseldi... Adam: Vah Vaah! Daha şiddetli çakıldı o zaman. Temel: Yok! Karşıdaki kasabın tenteden zıpladı bu sefer karşı binanın çatısına... Adam: Demek çatıya çarpıp öldü. Temel: Yok ya! Çatıdan yuvarlanıp elektrik tellerine gitti... Adam: Deme ya! Çarpıldı o zaman... Temel: Yok canım teller yaylandı babamı 200 metre yukarı fırlattı. Adam: 200 metreden yere çakıldı öyle mi? Yazık... Temel: Yok ya yine en baştaki bakkalın tenteye... Adam: Orda mı öldü? Temel: Yooo... Ordanda yine kasaba... En sonunda bunalan adam Temel'e bağırarak sordu: Ulan nasıl öldü bu adam? Temel: "Baktık durmuyo... Vurduk!" YAŞANMIŞ FIKRALIK OLAYLAR .) Malum servis söförümüz trafikte hareket edemez halde beklerken (gayetde haklıydı çünkü önündeki arabalar kuyruk olmustu) arkadan kornaya abanan araç sahibine camdan sarkarak "Pokemon'muyum lan ben arabaların üzerinden uçayım" diye bağırarak tüm servisi yere yıkmıştı. Bir Taksinin içerisinde geçen bir konuşma ! - Küpe mi takıyosun sen ? (dikiz aynasından zorlukla görüyor.) - Ha evet. - Baban kızmıyor mu ? - yok kızmıyor. - Benim oğlan yapıcak bi tarafına sokarım o kupeyi.. - Hmm ben sağda iniyim. Yetmiş sekiz yaşında, tonton bir babaannem var. Ne kadar modern olsa da gelişmiş teknolojiye ayak uydurmakta epey zorlanıyor. Buna en güzel örnek evimi aradığında telesekretere bıraktığı not. - "Babaannesi aradı dersiniz." Ecevit 1997 yılı seçim kampanyasında konuşuyor: "Bu düzen değisecektir" Bir vatandaş bağırmış: "Düzen hayatından memnun; düzülen ne zaman değişecek?" Nasıl yağmur nasıl fırtına, adam bir taksiye el kaldırır, taksi durur.. Adam gideceği yeri söyleyince, taksici kızarak "ohoo orası çok yakın alamam seni" der ve gazlar gider.. Adam çok bozulur ama sonra bir sekilde evine gitmeyi başarır.. Ertesi gün şans eseri bir bakar ki, dün geceki taksici, evinin önündeki taksi durağındadır ve üçüncü sıradadır.. Hemen plan yapar ve ilk taksi söförüne yanaşır: - Ataköye kaça götürürsün ?" - 5 milyon - Sana 20 milyon veririm ama bir kere verirsin. - Hadi be sapık mısın, defol.. Adam bu cevabı alınca ikinci sıradaki taksiye yanaşır - Ataköye kaça götürürsün ? - 5 milyon - Sana 20 milyon veririm ama bana bir kere verirsin - vay sapıkkk vayy defol sıra üçüncü taksiciye yani bizim taksiciye gelmistir.. Adam yanaşır: - Ataköye kaça götürürsün ? - 5 milyon - Peki sana 20 milyon veririm ama bir sartım var - Nedir ? - Giderken diğer taksicilere el sallıyacaksın - Ayıbettin abi tabii... Abimiz deri, yarım bot ve koyu kahverengi ayakkabıyı alıp kasaya yanaşıyor... Kasadaki bayan botları poşete koyarken, sayın Abimiz de soruyor; - 43 lira değil mi?... - Kız, "Ne münasebet" der gibi bakıyor ve "Bunlar orijinal deri...İndirimli fiyatı 180 lira..." Abi'mizin bitiş cümleleri, kızcağızın kopuş anına denk geliyor; -Olur mu hanımefendi, altında 'Size 43' yazıyor... Ünlü güftekâr ve tamburî Osman Nihat Beyefendi çapkınlığı ile pek meşhurmuş. Ankara'da bulunduğu sıralarda güzel bir günde Kızılay'a doğru yürümekte iken hemen önü sıra da çok güzel endâmlı, alımlı, çalımlı bir bayan yürüyormuş. Osman Nihat Bey kadına biraz yaklaşarak başlamış dil dökmeye: - Aman Ya Rabbi! Ne güzel endamınız var! Şu belin inceliğine bakın. Ya saçların omuzlara dökülüşü. Kadın omuzunun üzerinden arkasına söyle bir bakıp, kafasını çevirmiş ve de sinirli sinirli yoluna devam etmiş. Fakat Osman Nihat Bey kadının peşini bırakmamış ve dil dökmeye devam etmiş: - Bacaklarınızın güzelliği, keklik gibi sekisiniz ne de hoş... Sizinle birlikte olmak her halde hayata bedeldir..." Ve daha neler ne dil dökmeler. .. Tam bu sırada Kızılay Meydanı' na yaklaşmışlar. Dört yol ağzına ve polisin olduğu yere geldiklerinde kadın bütün sinirli haliyle Osman Nihat Bey'e dönerek: -Şimdi polise veririm! Deyince: Osman Nihat, masumane bir tavır takınıp, ses tonunu yumuşatarak - Aman hanımefendi, ben bir saattir yalvarıyorum. Niye polise? Konu alii-zerbeststill tarafından (14 Nisan 2008 Saat 07:21 ) değiştirilmiştir. | |
|
Etiketler |
ezme, ordekleri, Ördekleri |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Ezme Turşu | YapraK | Turşular | 2 | 23 Aralık 2021 22:46 |
Ezme | mCx | Soslar | 1 | 28 Ekim 2019 20:42 |
Acılı ezme | YapraK | Soslar | 1 | 19 Mayıs 2013 00:20 |
Diyet Ezme | Zen | Diyet Tarifleri | 0 | 24 Kasım 2012 23:18 |
Havuçlu ezme | Zen | Salatalar Mezeler | 0 | 03 Mart 2012 21:54 |