24 Aralık 2021, 15:23 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | İlk Çağ Felsefesi: Herakleitos'ta Bilgili ve Bilgisiz İnsan Nedir? Ne Değildir? Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. İlk Çağ Felsefesi: Herakleitos'ta Bilgili ve Bilgisiz İnsan Nedir? Ne Değildir? Herakleitos, insanları, bilgi bahsindeki durumları bakımından ikiye ayırır; anlamayı bilenler ve bilmeyenler. Anlamayı bilenler araştırıcı kişilerdir. Diğerleri ise sağır gibidirler. İşitseler bile anlamazlar. Varlıkları ile yoklukları birdir. Onlar yanı başlarında olan olağanüstü şeylerden bile asla haberdar değildirler. Olaylardan ders almayı, tecrübe kazanmayı bilmezler. Aslında insanların büyük bir kısmının durumu böyledir. Bunlar evrendeki uyumu da göremezler ve karanlık içinde yaşarlar. Bunlar, ruhları ateşten uzaklaşmış insanlardır. Çünkü bunlar yanı başlarındaki nuru, ateşi görmeyen insanlardır. Herakleitos 17. fragmanda onların bu durumlarını şu cümlelerle ifade etmektedir: “Birçok insanın başından bir sürü olay geçer, ama bu olayları bir türlü anlayamazlar, sanki anlamış gibi gezerler. İnsanlara logosa uymak gerektiğini söyledim, ama onlar beni anlamadılar. Çünkü onlar benim sesime kulak vermediler. Onlar uykuda yaşayanlar gibidir. Evrendeki yasaya, ortak olana uyun dedim. Onlar bana uymadılar. Sanki her birinin özel görüşü varmış gibidirler.” Herakleitos'un 14. Fragmanında ise şunlar söylenir: “Bu insanlar evrendeki ilahi yasayı anlamayan insanlardır. Evrendeki ilahi yasaya uygun olarak yaşamalı her insan.” Ona göre “Bütün insanların yasaları ilahi yasadan beslenmelidir.” Bu fragmanda Herakleitos’un yurttaşlarına, evrende hüküm süren tanrısal yasaya uygun bir site düzeni kurun, sitenin yasalarını evrendeki tanrısal yasaya uydurun diye salık verdiği anlaşılmaktadır. Bu fragmanlardan yola çıkarak düşündüğümüzde Herakleitos’un doğa yasaları ile tanrısal yasalar arasında, yani tabiatla ilahi kanunlar arasında bir ayrım yapmadığı, bunların ikisinin birbirine paralel olduğunu düşündüğü söylenebilir. Ona göre insanların büyük çoğunluğu evrendeki ilahi yasayı görememektedir. Bu anlamda Herakleitos, tek tanrıcı bir anlayışı savunan Ksenophanes’in yolundan gitmiştir. Evren ile Tanrıyı özdeşleştirmiş ve buna da logos adını vermiştir. Herakleitos’un evrende hüküm süren tanrısal yasa ile insanların bu yasa karşısındaki durumlarına ilişkin değerlendirmelerini şu şekilde toparlamak mümkündür; a-) İnsanlar bu yasayı (Logosu) anlamadıkları gibi çevrelerinde olup biten olayları da anlamamaktadırlar. Kör gibidirler ve olaylardan ibret çıkaramamaktadırlar. b-) Logosu anlamamalarının temel sebebi subjektif olmalarıdır. Yani sanki her şeyi bilirmiş gibi davranmakta, evrene ilişkin kendi yetersiz bilgileriyle yetinme yoluna gitmektedirler. c-) İnsanlar bilim yaparken de (yani doğayı sorgularken de) felsefede de objektif bir tutum takınılmalıdır, objektif yerine subjektif davranmak bilgiyi doğru anlamamıza enge olmaktadır. d-) Herakleitos’a göre insanlar doğru olmayan, yanlış olan bilgilerle daha doğrusu yarım olan bilgilerle bilim yapmaya çalışmaktadırlar bundan dolayı da doğru bilgiyi ortaya çıkaramamaktadırlar. e-) Akıl (Düşünme Gücü) bütün insanlarda ortaktır. Herkes anlayabilir ama insanlar kendilerinde bulunan akıl gücünü köreltmektedirler. Bunun temel sebebi de tembellikleridir. f-) Evrendeki tanrısal yasa olan logosu anlamayan insanlar hayvanlar gibi yaşamaktadırlar. Bu da bedensel tutkulara aşırı şekilde bağlı olmalarından kaynaklanmaktadır. Bunlar akıllarını geliştirip keskinleştirmek yerine bedensel ihtiyaçlarına ön plana çıkarmaktadırlar. Herakleitos, insanı evrensel uyum yasasını kavramaktan uzaklaştıran ve onu cehalet karanlıklarına sürükleyen bu bedensel hazları küçük görmüş, insanın arzuları peşinden koşmasını en kötü şey olarak nitelendirmiştir. Çünkü arzular karşılığında insan adeta ruhunu satmakta, bedeninin efendisi değil, kölesi olmaktadır. Oysa Herakleitos’a göre bilgelik yolundaki ilk önemli adım bedenin kölesi değil, efendisi olmaktır ve bu da bedensel arzulara hakim olmaktan geçer. Oysa insanlar hayvanlar gibi yaşadıkları için sanat, bilim ve felsefe üretmeye zamanları kalmamaktadır. Herakleitos bilgelik yolunda ilerleyen ruhun durumunu ele alırken en kötü ruhun sulu, en iyi ruhun ise kuru ruh olduğunu söylemekte ve böylece evrensel yasa olan logosla özdeşleştirdiği ateşi, insan ruhunun bilgeliği bahsinde de kullanmaktadır. İnsan ruhunu tutkulardan arındırıp bilgeleştirdikçe ruh sulu bir yapı olmaktan çıkacak ve Herakleitos’un evrensel uyum yasasıyla özdeşleştirdiği ateşe daha yakın olan kuru bir ruh hâlini alacaktır. Herakleitos’a göre insanın kendi ruhunda olup biten ve tutkuları yenmeye yönelen bu savaşı en büyük savaş olarak nitelendirmektedir. KAYNAK: FELSEFE TARİHİ KİTABI
__________________ English Preparatory Department School of Foreign Languages Assistant English Teacher Ankara Baskent University 2017-18 “Benim, senden öncem ve senden sonram yok, yalnızca sen varsın...” C.A - 31.12.2010 - ∞ English Language and Literature Faculty of Humanities and Letters Ankara Bilkent University 2010-15 | |
|
Etiketler |
felsefe |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Herakleitos Felsefesine Göre Bilgili ve Bilgisiz İnsan Olmak Nedir? Ne Değildir? | Kalemzede | Felsefe | 0 | 13 Haziran 2021 18:24 |
Herakleitos'a Göre Bilgili İnsan ve Bilgisiz İnsan Olmaklık Nedir? | Kalemzede | Felsefe | 0 | 23 Mart 2021 15:24 |
Herakleitos'a Göre Bilgili İnsan ve Bilgisiz İnsan Düşüncesi Nedir? | Kalemzede | Felsefe | 0 | 26 Eylül 2020 21:16 |