29 Haziran 2021, 21:23 | #1 | |
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Aristoteles'in Varlık Felsefesinin Metafizikle İlişkisi Nedir? Ne Değildir? Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Aristoteles'in Varlık Felsefesinin Metafizikle İlişkisi Nedir? Ne Değildir? 18. yüzyıla gelindiğinde Kant, metafiziğe özellikle tanrı, ruh, evren gibi deney alanını aşan konularla ilgili ağır eleştiriler getirmiştir. Ona göre bu nesneler hakkında anlama yetisinin kavramlarına dayanarak yargıda bulunulamaz. Çünkü anlama yetisinin kavramları ancak deneyle geçerli bilgiler verebilir. Metafizik kavramlar deneylenemez dolayısıyla metafizik olgusal da değildir. Bu nedenlerle metafizik bize doğru bilgiler veremez. Kant bu görüşleriyle metafiziğe olumsuz anlamlar yüklemiştir. 19. yüzyılda metafizik yeniden felsefe sahnesine çıkmıştır. Bu yüzyılda G. Fichte (Fihte, 1762-1814), W. Schelling (fieling, 1775-1854), F. Hegel gibi filozoflar metafizik felsefe sistemleri kurmuşlardır. 20. yüzyılda ise N. Hartman (1882-1950) “Yeni Ontoloji” adlı bir varlık felsefesi ortaya koymuştur. Bu görüşüyle Hartmann, klasik metafiziği sona erdirmeye çalışmıştır. Ontolojiyi deneysel temellere dayandırmaya ve bilimsel bilgilerle bağdaştırmaya çalışmıştır. Yeni ontoloji anlayışına göre, varlık ve var olan en son şeylerdir onların arkasında başka bir şey aramamak gerekir. Görüngülerden hareket ederek incelemeleri varlık fenomeni üzerinde yapmak gerekir. Aristoteles, metafiziğinde Yunan felsefesinin bir ana-sorununu görünüşlerin-fenomenlerin-değişken çokluğu arkasında birliği olan,kalan bir varlık olmalıdır problemini, sözü geçen sorgulayıcı düşüncesiyle ele almış ve onu gelişme kavramıyla çözmüştür. Kendisine en yakın dönemde Demokritos ile Platon gerçek varlık kavramını belirlemeye çalışmışlardı: Demokritos’a göre gerçek varlık atomlar ve bunların hareketidir; Platon’a göre ise, fenomenlerin nedeni olarak idealardır. Ama Platon, idealar ile fenomenleri birbirinden kesin sınırla ayırmıştı. Aristoteles için ise gerçek varlık, fenomenlerin içinde gelişen özdür (ousia, essentia). Bu anlayış ile Aristoteles, artık fenomenlerden ayrı, ikinci üstün bir dünya kabul etmez; nesnelerin kavram halinde bilinen varlığı fenomenlerin dışında ayrı bir gerçek değildir, fenomenlerin içinde kendini gerçekleştiren öz dür; öz (Ousia), hep olmuş olan varlıktır; öz,kendi biçimlenmelerinin biricik dayanağıdır, ancak bu biçimlenmelerinde gerçek bir şeydir, bütün fenomenler de öz ün gerçekleşmeleridir. İşte Aristoteles, Herakleitos ile Elea metafiziği arasındaki karşılığı, bu gelişme kavramıyla aşmıştır. Aristoteles, Yunan felsefesinin bir ana-sorununu bir bakımdan çözmüş oluyordu. Varlık burada, kendisinden oluş açıklanabilecek gibi düşünülmüştür. Miletlilerin hylozoisminden ta Demokritos ve Platon’a kadarki Yunan felsefesinin bütün öğeleri Aristoteles’in bu öğretisinde bir araya toplanmışlardır. Kavramda bilinen varlık genel özdür; bu öz, görünüşlerinde form yüzünden kendi olanağını gerçekleştirir, bu gerçekleşme olayı da harekettir. Buna göre varlık, oluşta meydana gelmiş olan şeydir; olmuş olandır. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
__________________ English Preparatory Department School of Foreign Languages Assistant English Teacher Ankara Baskent University 2017-18 “Benim, senden öncem ve senden sonram yok, yalnızca sen varsın...” C.A - 31.12.2010 - ∞ English Language and Literature Faculty of Humanities and Letters Ankara Bilkent University 2010-15 | |
|
Etiketler |
felsefe |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Varlık Felsefesinde Ontolojinin Metafizikle İlişkisi Nedir? | Kalemzede | Felsefe | 0 | 30 Haziran 2020 21:13 |