IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  digitalpanel

Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 21 Aralık 2020, 23:13   #1
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Psikolojide Sigmund Freud'da Freudçuluk Nedir? Ne Değildir?





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Psikolojide Sigmund Freud'da Freudçuluk Nedir? Ne Değildir?


Freudculuk, Avusturyalı filozof ve psikolog Sigmund Freud’un ruh hekimliği öğretisidir. Avusturyalı Doktor Sigmund Freud (1856-1939) ruh’la biliç’in ayrı şeyler olduğunu ve bunların birbirlerine indirgenemeyeceğini ileri sürerek ruh hekimliği’ni kurmuştur. Bu anlayış da Freudculuk akımının ana şiarı olmuştur. Türkçede “Fröydcülük” olarak da bilinmektedir.

Freud’a gelinceye kadar nevroz ve benzeri hastalıklar bir bilinç ve bundan ötürü de bir akıl hastalığı sayılıyordu. Freud, bu iki alanın birbirinden ayrı bulunduğunu göstermekle hekimlikle felsefe arasında bir bağlantı kurmuştur. Freud, insanda üç ruhsal bölge ayırıyordu:
  1. Kişilik dışına itilmiş ihtiyaçların kendilerini tatmin için savaştıkları kişidışı bölge,
  2. Yaşanan gerçeklere uyma görevini yerine getiren benlik bölgesi,
  3. İhtiyaçların giderilmesine engel olan karşı koyucu nitelikte benliküstü bölgesi…

    Freud’a göre her nevroz, erginin yaşamıyla uyuşmayan bir çocukluğa dönüş olayıydı. Dönülmek istenen çocukluk, unutulmuştur. Doktorun yapacağı yardım, bu unutulan çocukluğun hatırlanmasını sağlamaktır. Hasta bu unutulanı hatırlayınca; bilinç hemen ona el koyacak, denetimi altına alacak, yön verecektir. Freud, 1909 yılında, Viyana Üniversitesinde yaptığı konuşmaların birinde bunu şöyle anlatmaktadır:

    “Şimdi ben burada konuşurken dinleyiciler arasında bir terbiyesiz gürültü etmeye kalksa, içinizden birkaç terbiyeli onu kolundan tutup dışarı atar. Ama o terbiyesiz kapının dışında da gürültü edip bizleri rahatsız (Freud bunu, hasta anlamında kullanıyor) eder. O zaman biz, çaresiz, onu yeniden içeri alarak terbiyesizlik etmeyeceğine söz verdirdikten sonra oturmasına izin veririz. İşte psikanaliz yöntemi budur.”

    Freud’a göre hastalık yapan anıları bilincin denetine sokamazsak nevrotik durum, bir yandan kişilik dışı bölgeyle ilginin ve bağın tümüyle kopmasını doğuracak olan şizofrenik duruma, öteki yandan da hastalığı doğuran ihtiyacı gizlemek ve yalandan doyurmak durumunu gerçekleştiren rüyalar’a dönüşür.

    Frued’a göre insanı iki içgüdü yönetir: Korunma ve cinsellik içgüdüleri. Korunma içgüdüsü uygarlık düzeyinde önemini bir hayli yitirmiştir, bugün için önemli olan tek içgüdü cinsellik içgüdüsü’dür. Bu içgüdüler insanla birlikte doğarlar. Bebeğin parmağını emmesi, işte bu cinsel hoşlanma yüzündendir. Doğan çocuk, çıktığı ana rahmine dönmek isteği içindedir ve buna engel olan babasına kin duymaktadır (Oedipus Kompleksi). Bu istek, normal olarak, erginin cinsel yaşamının başlamasıyla çözülür. Çözülmezse, çocukluk durumu kişidışı bilinçsiz bölge’de devam eder ve nevroz hastalığını doğurur. Nevroz ancak bilinç alanına çekilmek ve bilincin denetine sokulmakla giderilebilir. Freud’a göre bilincin deneti üç yolla gerçekleşir:
  4. Kimi hastalar bu isteklerini baskı altında tutmakla sağlıklarına zarar verdiklerini anlarlar ve isteklerini gidermeye yönelirler.
  5. Kimi hastalar isteklerini daha yüksek bir amaca çevirirler ve böylelikle boşalırlar.
  6. Kimi hastalar da isteklerinin uygunsuzluğunu daha açık görerek baskının hastalık doğuran direnci yerine aydınlık düşüncelerini koyarlar ve isteklerinden vazgeçerler.
Freud, Viyana Üniversitesindeki konuşmalarını şu sözlerle bitirmektedir:

“Yapımızdaki hayvanlığı büsbütün küçümsememeliyiz. Sağlığımız için, baskı altına alınmış eğilimlerimizin kimilerini tatmin etmemiz gerekir. Günümüz uygarlığı birçok eğilimleri baskı altında tutmaktadır. Yüksek amaçlara çevrilmeler her zaman yetmez. Bir makineye verilen ısının tümü nasıl güce çevrilmezse, eğilimlerimizin tümü de öylece yüksek amaçlara çevrilemez. Her gün yemi biraz daha azaltılan atın sonunda neden öldüğüne şaşanlara diyeceğim ki, bu at açlıktan ölmüştür.”

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


__________________

English Preparatory Department
School of Foreign Languages
Assistant English Teacher
Ankara Baskent University
2017-18

“Benim, senden öncem ve senden sonram yok, yalnızca sen varsın...”
C.A - 31.12.2010 - ∞

English Language and Literature
Faculty of Humanities and Letters
Ankara Bilkent University
2010-15
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet sohbet
Cevapla

Etiketler
psikoloji


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Psikolojide Psikanalizin Kurucusu Sigmund Freud Kimdir? Kalemzede Felsefe 0 21 Aralık 2020 23:13
Psikanaliz Üzerine - Sigmund Freud xena Ne Okumalıyım? 0 02 Ocak 2013 20:45
Cinsiyet Üzerine - Sigmund Freud xena Ne Okumalıyım? 0 02 Ocak 2013 20:42
Sigmund Freud (1856-1938) Katherina Tarih / Siyaset 0 02 Ekim 2012 12:50
Sigmund Freud Nava Felsefe 0 02 Şubat 2011 23:24