IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  reklamver

Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 27 Eylül 2020, 03:33   #1
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Platon'un İdealar Kuramında Varlıkla Var Olan Arasındaki Ayrım Nedir?





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Platon'un İdealar Kuramında Varlıkla Var Olan Arasındaki Ayrım Nedir?


İdealar öğretisinin, daha önce bahsi geçen iki temel kabulünden ikincisi, yani ideaların duyulur şeylerden ayrı oldukları kabulü Platon’u metafizik bakımdan ikici (düalist) bir düşünür hâline getirir.

Çünkü Platon evreni, birbirlerine indirgenemeyecek iki ayrı yapıya bölmüştür. Duyulur evren değişken bir yapıdadır. Zamana, mekâna, çürüyüp bozulmaya tabidir. Bu değişkenliği nedeniyle ondan değişmez kesin bir bilgi elde edebilmek mümkün değildir. Oysa idealar zamana ve mekâna tabi olmayan, değişmez, ölümsüz yapılardır ve görünür evrendeki şeylerin tamlıkları nı temsil ederler. Görünür şeyler, bu ideaların ancak sönük birer gölgesi, eksikli birer kopyasıdır. Örneğin; tek tek ağaçlar, birbirlerinden farklı ve değişken yapıdalarken hepsinin kendisinden çeşitli ölçülerde pay aldığı ağaç ideası, ağaçlığın kendisini, kusursuz biçimini temsil eden, değişmez, tanrısal yapıda bir özlüktür. Platon, bu özlüğü “Kendinde Varlık” olarak anar. Örneğin; tüm güzel şeylerin ötesinde olan Güzellik ideası, “kendinde güzel” ya da “güzelin kendisi” olarak anılır. “Kendinde güzel”, güzel olmak için başka bir şeye gerek duymayan ama güzel olan her şeyin güzelliğinin nedenini oluşturan değişmez varlıktır (Phaidon, 100d), diğer bir deyişle güzellik ideasıdır. Aynı durum, tüm idealar için geçerlidir. Kendinde varlık varlığı için bir başka şeye ihtiyaç duymayan ama başka şeylerin varlıklarının nedeni olan varlıktır. İdealar birer kendinde varlıktırlar.

Parmenides, evrendeki her şeyin tek bir varlıktan ibaret olduğunu savunmaktaydı. Evrenin farklı varlıklardan oluştuğunu ve evrende bir değişim olgusunun bulunduğunu düşünmek duyularımızın bir aldatmacasıydı. Platon ise ilk kez güzelin kendisi, yani güzellik ideası ile kendisine güzel dediğimiz şeyler arasında bir ayrım yapmakta ve güzelin kendisini, güzel olan şeylerin nedeni olarak göstermektedir. Bu kabul, “Varlık” ile “var olanlar” arasında bir ayrım olduğu ve var olanların, varoluşlarını Varlığa borçlu oldukları düşüncesine dayanır (Tarnas, 1991: 9-10). Burada Varlık, idealardan başka bir şey değildir. Varlık, sonradan meydana gelmemiştir ve yok da olmayacaktır. Oysa görünür şeyler, sonradan “ol”dukları için onlara var olanlar deriz. İşte bu “var olanlar”, mevcudiyetlerini Varlığın kendisinden, yani idealardan pay alıyor olmalarına borçludurlar. Platoncu düşüncede idealar, Parmenides’in “Varlık”a atfettiği tüm özellikleri taşırlar. “Var olanlar” ise evrendeki değişken, çoklu görünümleri oluştururlar. İdeaları gibi kusursuz ve tam olmadıkları için daima onlar gibi olmaya, yani tamamlanmaya çalışır, sürekli değişip dururlar. Böylece Platon, idealar âlemi ile görünür/duyulur evreni birbirinden ayırarak Parmenides ile Herakleitos arasındaki o eski “değişim değişmezlik” ya da “teklik-çokluk” sorununu çözmeye çalışmıştır. Burada idealar, Parmenides’in Varlığının taşıdığı değişmezlik ve teklik vasfına sahiptirler ve evren düzeninin değişmez hakikatini, gerçekliğini oluştururlar. Oysa duyulur evreni oluşturan var olanlar, farklı farklı ve değişken yapıdadırlar. Herakleitos’un değişim dediği sürece tabidirler ve evrendeki çoklu görünümlerden sorumludurlar.

Bu öğretide idealar yani varlık, zamana ve mekâna tabi olmayan, her tür değişimden bağışık, başlangıcı ve sonu olmayan, varoluşu için kendisinden başka bir şeye gereksinim duymayan, bu yüzden sadece akılla bilinebilen bir yapıdır. Buna karşılık, oluş durumu içinde bulunan, yani sonradan olan duyulur nesneler, yani var olanlar; zamana ve mekâna tabi olan, sürekli değişen, bu yüzden başı ve sonu olan, varoluşu için kendisinden başka bir varlığa, idealara gereksinim duyan, bu yüzden de akıl yürütme gerektirmeyen duyulanma nesneleridirler (Akyol, 2004: 117-118). Platon ideaları duyulur/görülür şeylerden (aistheta) ayırarak aslında ontolojik bakımdan bir “Varlık-Var Olanlar” ayrımına gitmiş olur.

KAYNAK: FELSEFE TARİHİ KİTABI

__________________

English Preparatory Department
School of Foreign Languages
Assistant English Teacher
Ankara Baskent University
2017-18

“Benim, senden öncem ve senden sonram yok, yalnızca sen varsın...”
C.A - 31.12.2010 - ∞

English Language and Literature
Faculty of Humanities and Letters
Ankara Bilkent University
2010-15
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
Cevapla

Etiketler
felsefe


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Platon Felsefesinde İdealar Kuramına Göre Şeylerin Doğası Nedir? Kalemzede Felsefe 0 27 Eylül 2020 03:33
Platon Felsefesinde İdealar Kuramına Göre İyi İdeası Nedir? Kalemzede Felsefe 0 27 Eylül 2020 03:33
Platon Felsefesinde İdealar Nerededir, İdealar Nerede Varolurlar? Kalemzede Felsefe 0 27 Eylül 2020 03:33
Platon Felsefesinde İdea Nedir? İdealar Nelerdir? İdeaların Özellikleri Nelerdir? Kalemzede Felsefe 0 27 Eylül 2020 03:33
Platon'un Felsefe Tarihini Etkileyen İdealar Kuramı Nedir? Kalemzede Felsefe 0 27 Eylül 2020 03:33