08 Mart 2016, 11:43 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Eski Türklerde Cennet ve Cehennem İnanışları Eski Türklerde Cennet ve Cehennem İnanışları Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Günahsız insanlar cennetlere gideceği gibi, günahı olanlar da yeraltındaki cehennemlerin azap kuyularında kalarak kaynayan katran kazanlarında yanacak, cezalarını çekeceklerdir. Dünyada suç işleyenlerin ceza sürelerini ve şekillerini, hangi cehennemde ne kadar yanacaklarını kararlaştıran hâkimler heyeti vardır. Bu heyeti Sabıray, Arah, Toyer, Mala- hay ve Tarile temsil eder. Şamanist Altay Türkleri’nin inançlarına göre en büyük cehennem Mangistociriustur. Bu cehennemi “Matman Kara” adında bir ruh idare eder. Bir başka cehennem daha vardır, bunun da adı “Tünken Kara Tamu” dur. Bunu da “Matman Karaca” idare eder. Bunların dışında “Tepten Karateş” adında bir cehennem vardır, bunu da “Kerey Han” idare ederdi. Bir başka Şamanist inancına göre dünyada kötülük yapmış insanların azap çekmek üzere atılacakları cehenneme ve orada kaynayan katran kazanlarına “Kazırgan” denir. Budist Uygurlar’m “Aviçi” adını verdikleri cehennem de böyledir. TÜRK MİTOLOJİSİNDE CEHENNEM TASVİRLERİ Türk Mitolojisinde Cehennem farklı şekillerde tasvir edilmiştir. Yaygın cehennem tasvirinde; Rakşaslar cehennemlikleri kaynar kazanlar içine atarlar. Cehennemliklerin vücutlarındaki et ve kemikler erir, tejrar yerine gelir, tekrar erir ve bu azap sonsuza dek tekrarlanırdı. Cehennem zebanileri, ateşle kızıllaşmış demirleri yerlerde baş aşağı yatırırlar. Dış yüzlerinden alevlenmiş kalın tulumlar etrafında tokmalayıp onların içine batırırlar. Bütün vücutları yanıp mavi, kırmızı ve beyaz yalınlar, kanallar gibi saçılıp akarlar. Binlerce yıl burada acı azaplar çektikleri halde sıcaktan canlan üzülmez. Buradan çıktıklarında ustura, kasap bıçağı, daha başka kesem âletleri üzerine döşenmiş yerlere ve kızartılmış demirli yerde yatırılırlar. Ateşli büyük körükler, birçok korlü yığınları... İçlerinden her hangileri oradan çıktıkça... Küllü ırmağa düşerler. Irmağın dibinden on altışar parmak uzunluğunda demirli şişeler, dikenler döşenmiş gibidirler. Rüzgâr çıktığı zaman, o küllü ırmağın suyu burgaç olup, büyük büyük helezonlar oluşturur. Oraya düşmüş olan zavallı cehennemlikler dönen helezonla aşağı doğru iner ve o şişler üzerine düşerler. Bütün vücutları bu şişler yüzünden delik deşik olur. Bu ırmağın iki kıyısında ot, çimen biter gibi keskin usturalar bitip durur. Cehennemliklerden herhangi biri dışarı çıkmak için ırmağın kıyısına tırmandıkları zaman, bütün vücutları dilim dilim olup biçilir. O ırmak kıyısında Ege yüksekliğinde demirli bir ağaç vardır. On altıparmak uzunluğunda demirli dikenler de vardır. Hiç tükenmeyen alevler parlayarak yalazlanıp durur. Cehennem zebanileri, günahkârlara kızartılmış demirli kamçılar vurup, o ağacın üzerine çıkmalarını emrederler, onlar da korkup zorla oraya çıkarlar. Bütün vücutları kurumuş yaprak gibi hemen yanar.- İçlerinden biri ne zaman aşağıya inecek olsa, ateşli demirler ve zehirli şişlerle vücutlarına vurulur... Tapana Cehennemi: Cinayet işleyenler, katiller ve cana kıyıcılar,Tapana cehennemine atılırdı. Tapana cehenneminde zehirli kül ve sularla dolu büyük kazanlar aralıksız kaynar. Cehennem zebanileri, sayısız zavallıları o kazanlara atıp kaynatırlar. Etleri, sinirleri ve damarları eriyinceye kadar kavrulup pişirler. Sivri kancaları ile dışarı çıkmak üzere olan başları aşağıya doğru sarkıtıp indirirler. O kazandan dışarı çıkmış olan baş, kapkara oluncaya kadar “Tapana” adlı cehenneme doldurulur ve orada sıkılıp dururlar. Burada toplanmış zavallıları, ateşli çukura atıp iki demirli şişle yere çakmak üzere vururlar. Bir şiş ayağına vurulur, bir şiş başına vurulur. Ateşte kızartılmış demirli şişlerle bütün vücutlarına vururlar. îşte, orada toplanmış olanların bu kadar acı azapları vardır. Bundan başka ölçüsüz, sayısız işkenceleri de vardır. Oradakiler çektikleri azaba dayanamayarak akıllarını yitirirler... Pratapana Cehennemi: Pratapana yedinci cehennemdir. Pratapana cehenneminde, Nat ve Upanat isimli iki büyük kazan vardır. Nat adlı kazan, elli deniz genişliğindedir, Upanat denilen kazanın eni ise elli bir deniz büyüklüğündedir. Küllü su ile dolu bir halde kaynar. Bunun üzerine cehennem, Rakşas’ları zavallı cehennemlikleri tutup o kazanlara baş aşağı atarlar. Kazana atılanlar, büyük azap çekerler. Onların çektikleri azabın sonu gelmez, ne zaman kazandan dışarı çıkmaya çalışsalar, kızgın, sivri uçlu Trizul denilen üç dişli dirgenler ile yeniden aşağıya batırırlar... aLinti..
__________________ #MustafaKemaLAtatürkTorunuyum..ღ ❦ {22~02~`22..∞} {09~09~`22..ღ} | |
|
Etiketler |
eski türklerde cennet ve cehennem inanışları |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
cennet ve cehennem | Kaf_Dağı | İslamiyet | 0 | 17 Şubat 2016 14:28 |
K.K.D - Cennet ? Cehennem! | Coldman | Amatör Şairler | 2 | 12 Kasım 2014 10:41 |
Mersin / Cennet Cehennem Cennet Çöküğü Cehennem Çukuru Astım Dilek Mağarası | Ecrin | Akdeniz Bölgesi | 0 | 11 Aralık 2011 20:11 |
Cennet-Cehennem Maçı. | Sihir | Fıkra | 0 | 09 Haziran 2011 20:59 |