18 Ocak 2016, 09:29 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Ömer Hayyam Ve Max Stirner Dünyayı değiştirme ya da onu herhangi bir sisteme entegre etme isteminde bulunmaksızın dostlarla var olma hazzı Hayyam’da güçlüdür; melankoli onun hayal kırıklığını, başkaldırısını ve acıyı geride bırakma istemini simgeler. Hayyam ne tam bir hazcıdır ne de acıda eriyip gider. Hayyam’da her iki öğenin de mevcut olduğunu ve her ikisinin de aynı güçte olduklarını kaydetmek gerekir. “Tanrısız” gizemcilik düşüncesi Hayyam’ı anlamakta tam yerinde bir yöntemdir. Sınır-Terim bağlamında hem Hayyam'ı hem Stiner'i benzer çizgilerde görmek mümkün. Sınır-ötesinde, başka deyimle sözcük-realizminin yıkılmasıyla yasaklar ve buyruklar gibi kavramlar da keyfi olma özelliklerini yitirir. İçi boş olan abstraktalar sınır-ötesini yasakladıklarından Hayyam ve Stirner tarafından boş inanç olarak reddedilirler. Kavramlar mantığa dayandırılarak gerçeğe uygulanır oysa yaşantının kendisi mantıksal değildir. Dolayısıyla yaşanılmış olan dolaylı olarak dile getirilirken, ondan ancak bir zerre aktarılabilir. Yaşantının dünyası kavramların ve realitenin dünyasından ayrıdır. *** Stirner, şimdiye dek mistik bağlamda çok ender incelenmiştir; aslında her türden ideolojik akımların Stirner’e ilgi duydukları ve onu kendi dünya görüşleri çerçevesinde inceledikleri gözlemlenmektedir. Mistik bağlamdaysa konuyu biraz daha etraflıca ele alan kişi dil eleştirmeni Mauthner’dir. Stirner tıpkı Hayyam gibi düşüncelerini mantık üzerine kurmasına karşın, son aşamada mantığı mantıkla ölüme götürür. Aynı zamanda Hayyam, Stirner’ den farklı olarak, şüpheci-mistik yanını mantıkla birleştirmeye çalışır; bunu Hayyam’ın şiirlerinde apaçık görebiliyoruz. Stirner’se mantığın ötesini görmekle yetinip, ikisini birleştirme çabasını ardıllarına bırakır. (Nietzsche vb) Yaratıcı Hiç sınır-yaşantıda bilinmeyen, bilinmez duyguyla başlar. Bir başka deyimle: “Dünyevi olmayan ve dünyevi ötesi” alanda insan yeni yaşantılar duyumsayıp yaratabilir. Stirner-felsefesinde Ben’i şekillendiren egoizm sözcük realizminin yıkılmasıyla başlayan sınır-yaşantılarda Ben’in çözülmesine neden olabilir; bunu Stirner, kendini tüketen geçici, hiçleyici ve ölümlü yaratıcı olarak anlar. Stirner, gündelik dünyayı mutlak yadsıyan bir gizemci değildir ama aynı zamanda tinsel Biricik’i dünyevi varoluşa da indirgemez. Dünyayı ve dünyevi olanı yadsımaz. Ve “hakikate”, Tanrıya ulaşma zahmetinde bulunmaz, Tanrının bir parçası da olmak istemez. O, hakikattir, hakikatin kendisidir, Tanrıdır. Dünya ifade edilemez ama yaşanabilir. Bu, Hayyam’ın ve Stirner’in son tümcesi olarak algılanabilir.
__________________ Ey iki adımlık yerküre; senin tüm arka bahçelerini gördüm ben. | |
|
Etiketler |
hayyam, max, stirner, ve, Ömer |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
ömer hayyam şiirleri | Satuk | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 3 | 23 Ağustos 2011 05:21 |
Ömer HAYYAM - DAL GONCAYI BİR SABAH | Sevda | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 07 Nisan 2011 09:39 |
Gülümse! / Ömer Hayyam | Frozen | Aşk ve Sevgi Köşesi | 0 | 11 Şubat 2011 16:56 |
Ömer hayyam - kalk gel | Soul | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 2 | 20 Ocak 2011 22:07 |
Ömer Hayyam'dan dörtlükler | Perius | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 25 Aralık 2009 23:22 |