Dionysos, buraya kadar gördüğümüz gibi, genelde iyi ve merhametlidir; ama kendisine, annesine, karısına, mainad'larına ya da kültüne herhangi bir saygısızlık yapıldığında bunu affetmez, korkunç bir biçimde cezalandırır. Yukarda sözünü ettiğimiz korsanları (Tyrrhenoi) saymazsak, Yunan mitolojisinde bu şekilde Dionysos'un gazabından nasibini almış olanlar, Trakya kralı Lykourgos, Thebai kralı Pentheus, Argos kralı Perseus (veya Akrisios), Thebai kralı Kadmos'un üç kızı (Dionysos'un öz teyzeleri), Argos kralı Proitos'un üç kızı, Orkhomenos kralının kızları ve efsanevi ozan Orpheus'tur. Argos kralı Proitos'un kızları Lysippe, Iphinoe ve Iphianassa'dan başlayalım. Bu üç prenses, Dionysos'un mistik ayinlerini kabule yanaşmadıkları için Dionysos tarafından delirtilirler ve vahşi hayvanlar gibi kendilerini dağlara, tepelere, ormanlara vururlar (Pseudo-Apollodorus, Bibliotheca). Ovidius'un Metamorfozlar'da anlattığı başka bir hikayeye göre, Orkhomenos kralının üç kızı da Dionysos'u tanrıdan saymamış, bu yüzden de birer yarasaya çevrilmişlerdir. Sparagmos, "Dionysus mitine göre canlı hayvanın etinin parçalanarak kurban edilmesi" demektir. Dionysos'un, üç öz teyzesinin (Agaue, Autonoe ve Ino) çocuklarına sparagmos yoluyla ölümü reva görmesinin sebebi ne olabilir? Bibliotheca'da yazıldığına göre, üç teyze, ölen kızkardeşlerinin arkasından ona iftira atmışlar, Semele'nin Zeus'la değil, sıradan bir ölümlüyle birlikte olduğunu, Zeus'un da onu bu yüzden küle çevirdiğini söyleme gafletinde bulunmuşlardır. Ceza feci olur doğrusu. Hikayesini birazdan anlatacağımız Pentheus (Agaue'nin oğlu), kendini Dionysos'a adamış kadın rahibeler (Bakkha'lar), Autonoe'nin oğlu Aktaion kendi köpekleri, Ino'nun oğlu Learkhos ise Dionysos tarafından cinnet geçirtilen babası Athamas tarafından ayrı ayrı parçalanıp öldürülürler. Argos kralına gelelim. Dionysos, gezileri sırasında Ege Adaları'ndan topladığı kalabalık kadın takipçileriyle birlikte Argos şehrine gelir, fakat kafile Argos kralı (Perseus veya Perseus'un büyük babası Akrisios) tarafından şehre sokulmadığı gibi, Dionysos'un tanrılığı da kabul edilmez. Bu durum, bir savaş sebebidir elbette ve Argoslularla Dionysos'un kadın savaşçıları arasında kıyasıya bir dövüş başlar. Bazı kaynaklarda (örneğin Nonnus'un Dionysiaca'sının 47. kitabında) Argos kralı Perseus'un savaş sırasında taze gelin Ariadne'yi de Medusa başı vasıtasıyla taşa çevirip öldürmüş olduğu söylenir. Buna ihtimal verebilir miyiz, bilmiyorum, zira geride sayısız kadın mezarı bırakan bu acımasız savaş, bir tür barış antlaşmasıyla sona ermiş, nihayetinde Dionysos kültü Argos'ta da tanınmıştır. Fakat Dionysos'un, karısını öldüren bir adamı, en azından teyze oğullarınınki kadar feci bir şekilde cezalandırması beklenmez miydi? Bilemiyorum açıkçası, fakat bu, Ariadne'nin mezarının Argos'ta olduğunu söyleyen Pausanias'ı haklı çıkarmak üzere uygun görülmüş bir açıklama da olabilir. Orpheus-Dionysos meselesi de en az Perseus-Dionysos savaşı kadar tuhaftır. Bu hikaye, Romalılara Aiskhylos'un kayıp eseri Bassarae'den (Bassarids) intikal etmiştir. Buna göre, ömrünün son demlerinde Apollon'dan gayrı hiçbir tanrıya itibar etmemeye başlamış olan Orpheus, bir sabah Trakya'da, Pangaion Tepeleri'nde bulunan Dionysos tapınağına gelmiş ve Apollon'u şafak vakti orada selamlamak istemiştir. Bu davranışı Dionysos'a yapılmış bir hakaret sayan Trakya Mainad'ları, efsanevi ozanı lime lime etmek suretiyle öldürmüşlerdir. Orpheus muhtemelen Pieria'daki Dion şehrinde gömülmüştür. Dionysos rahibelerinin Orpheus'u öldürmesi, belki de göründüğü kadar korkunç değildir, çünkü bu büyük olasılıkla sembolik bir hikayedir. Zira gizemci Orfik kültte Orpheus ile Dionysos özdeş değillerse birbirlerine paralel tanrılardır. Hatta Orpheus'u Dionysos'un reenkarnasyonu sayanlar da vardır.