Tragedya yazarı Euripides, Truva şehri surlarının Poseidon ile Apollon tarafından örüldüğünü, ama Truva kralı Laomedon'un (Priamos'un babası) yapılan işe karşılık tanrılara önceden taahhüt ettiği ödülü vermediği gibi, onları türlü tehditlerle kovduğunu yazar. Truva, Laomedon'un bu dönekliğinin bedelini ağırbir şekilde ödeyecektir. Öfkesinden çılgına dönen Poseidon, Laomedon'un üstüne bir deniz canavarı salar. Fakat bu canavar, Laomedon'un kızını yemek üzereyken yetişen Herakles tarafından son anda öldürülür. Truva Savaşı çıktığındaysa Poseidon bunu Truva'dan öç almak için bir fırsat sayar. Zeus savaşta Truvalıları tuttuğu halde o Yunanlıların yanında yer alır. Bazen Trakya tepelerinde oturup savaşı izler, bazen de dayanamayıp ölümlü bir kahraman kılığında Yunanlıların arasına karışır, onları yüreklendirir. Nihayet Zeus, tanrıları savaşta tuttukları tarafın yanında yer almak konusunda serbest bıraktığında, Poseidon açıkça Grek saflarına katılır. Poseidon, büyük bir yer sarsıntısı eşliğinde muharebe alanına gelir, ama karşısına çıkan Apollon, amcasıyla dövüşmek istemez ve çekilir. Odysseia'da Odysseus'a düşman, onun evine dönmemesi için elinden geleni ardına koymayan bir Poseidon ile karşılaşırız. Bunun nedeni, Odysseus'un, Poseidon'un peri Thoosa'dan olma oğlu tepegöz Polyphemus'un gözünü çıkarmış olmasıdır.