Hephaistos - Sembolizm ve Karşılaştırmalı Mitoloji
Yunan mitolojisi dışındaki mitolojilerde, özellikleri bakımından Hephaistos'a benzeyen tanrılar şunlardır: İskandinav mitolojisindeki demirci Wayland (Völundr), Eski Mısır'da zanaatkarların tanrısı olup bazen cüce olarak tasvir edilen Ptah, Kenan diyarının eski zanaat tanrılarından biri olup muhtemelen Hephaistos gibi topallayan Kothar-wa-Khasis ("becerikli ve bilgili" anlamına gelir). İşi gücü ocağın başında demir tavlayıp dövmek olan Hephaistos'un sakallı, kaba bir adam olarak tasvir edilmesinde yadırganacak bir durum olmasa gerek. Fakat Hephaistos'un topallığı üzerinde durmaya değer. Benim şahsi kanaatim, topallığın aslında el becerisini sivrilten bir imge oluşudur. Nasıl ki Hermes aslında "ayak"tır, yani ayağın tezliğini simgeler, bence Hephaistos da öylece "el"dir, el kullanımındaki ustalığı temsil eder. Çünkü el becerisine ya da kol gücüne dayalı, demircilik gibi bir işi yapmak için ayaklara, başka bir deyişle, fazlaca hareket etmeye gerek yoktur. Bu açıdan baktığımızda, Olympos tanrılarının her biri, aşağı yukarı bir organa veya bir yetiye denk düşecek şekilde eşleştirilebilir. Hephaistos'un evlerde ocak başlarına konan küçük heykellerine gelince, bu, Hephaistos'un cüce olduğunu ima etmek için olmasa gerektir. İngilizce Wikipedia'nın Hephaistos maddesinde nedense bu cücelik meselesine gereksiz bir ağırlık verilmiş. Oysa tanrı tasvirinin, yanına konulduğu ocağa kıyasla küçük olması pratik gerekçelerle veya niyetin kendisiyle açıklanabilir. Evler birer tapınak değildirler, büyük heykellere yer de gerek de yoktur. Ocağın başına konan bir heykel, ocağı, ateşi, yani evin refah ve mutluluğunun devamını işaret eder; oraya da ocağı korusun, ayrıca tanrıya saygıyı ifade etsin diye konmuştur. Hephaistos'un çirkin görünümünü ve topal oluşunu, Tunç Devrinde bakıra sertlik kazandırması için ilave edilen arseniğin etkisine bağlayanlar var ki topallığa dahi neden olabilen, arsenik (zırnık) gibi bir zehri düşündüğümüzde bu gayet makul bir izah tarzıdır. Sonuç olarak topal demirci ya da mesleği ile doğrudan doğruya alakalı bir deformasyona uğramış işçi veya zanaatkar imajı, yaygın bir imaj sayılabilir. Bir de şu var ki işi ateşle olan demirci, bir dereceye kadar, ateş püsküren volkanlarla özdeşleştirilmiş. Yanardağın yüreğinden kabaran gürültüleri, bir demirci işliğinden yükselen çekiç-örs seslerine benzetmek, sonra demirci ocağındaki ateşin yanardağın püskürdüğü lavları çağrıştırması, tüm bunlar anlaşılır bir akıl yürütmenin ürünü olarak gözükmekte. Nitekim Kykloplar da (Tepegözler) sık sık Hephaistos'un işliğinde onunla birlikte çalışırken tasvir edilmişlerdir. Bu dev yaratıklara, güçlü adamlar olması gereken demircilerin ya da taş ustalarının mesleği uygun görülmüş. Kyklopların alınlarındaki tek göz de acaba ateşteki demirin kor haline gelmiş ucunu mu temsil ediyordu dersiniz? Kyklop Polyphemos'un gözü Odysseus tarafından kör edilir, biliyorsunuz. Eh, kıpkızıl kor da insanı kendinden başka her şeye kör etmez mi? Mitoloji dediğimiz zaman, sonu hiçbir yere varmayan spekülasyonun sonu yok; yine de keyifli olduğu kadar yararlı bir düşünme ve araştırma işi bu.