Helios'un aşklarından, Poseidon ile Halia'nın kızları Rhode'nin, aynı zamanda Rodos'a adını vermiş peri-tanrıça olmasının da gösterdiği gibi, Rodos Adası, Helios inancının en güçlü olduğu merkezlerden biri, belki de bu merkezlerin en önde geleniydi. Adada, Helios'unki gibi, dört atın çektiği bir arabanın sarp bir yamaçtan aşağıya, denize doğru sürülmesi gibi, Phaethon'un hazin hikayesine de birçok göndermede bulunan, garip bir ritüel vardı. Yine her yıl düzenlenen jimnastik turnuvaları da güneş tanrısının adına yapılıyordu. Rodos'tan başka, Korinth de, Helios inancının bir diğer merkezi sayılabilir. Ama mesela bir Atinalının Helios veya Selene kültüne bağlı olduğunu düşünemeyiz. Güneş tanrısı, ay tanrıçası
vb. ilahlar daha ziyade Helenleşmemiş kültürlerde önemlidir ve bu tür tanrılar Yunanistan'da "minör" kalmışlardır. Hatta komedya yazarı Aristophanes "Barış"ta, Helios ile Selene'nin Pers tanrıları olduğunu söyler. Neyse, Rodos'a dönelim. Eski dünyanın yedi harikasından biri sayılan dev Rodos Heykeli'nin de aslında güneş tanrısı Helios'un heykeli olduğunu biliyor muydunuz? Evet, devasa boyutları nedeniyle "colossus" diye tabir edilen bronz Rodos Heykeli, M.Ö. 292 - M.Ö. 280 yılları arasında Rodos'lu heykeltraş Khares tarafından yapılmıştı ve Helios'u tasvir ediyordu. Kaidesi hariç, kendi yüksekliği 30m'den fazla olan heykelin altında şunların yazıldığı sanılmaktadır: "Ey Güneş (Helios), Dor kavminden gelen Rodos halkı, başı Olympos'a değen bu bronz heykeli, savaşın azgın dalgalarını yatıştırıp şehrini düşmandan aldığı ganimetlerle taçlandırdığında senin adına dikti. Onlar, denizlerde olduğu gibi, karalarda da özgürlük ve bağımsızlığın güzelim meşalesini tutuşturdular. Çünkü karalar ve denizler üzerinde hakimiyet, Herakles'in soyundan gelenlerindir". Bu yazıttan da anlaşıldığı gibi, heykel, Rodos şehri limanının girişine bir zaferi kutlamak amacıyla, bir anıt olarak dikilmiştir ki bu zafer, Rodosluların Kıbrıs hükümdarı Antigonos (Antigonos I Monophthalmos, Tek Gözlü Antigonos) karşısında kazandıkları zaferdir. Rodos Heykeli, antik dünyanın kuşkusuz en büyük heykeli olmakla birlikte, heykelin boyutları çoğu zaman abartılmıştır. Yapımından itibaren 56 yıl ayakta kalan heykel, ne yazık ki M.Ö. 226 yılındaki Rodos depreminde yıkılmıştır. Gelgelelim, heykelin kalıntıları limanda hiçbir zaman bulunamamıştır. Alman Arkeoloji Enstitüsü'nden Ursula Vedder, bu gerçeğe dayanarak 2008 yılında, Rodos Heykeli'nin gerçekte limana değil, akropolise dikilmiş olduğunu öne sürmüştür. Vedder'e göre, akropolisteki Apollon tapınağının devasa taş temelleri, Rodos Heykeli'nin kaidesinden başka bir şey değil; kaldı ki mitolojideki Apollon-Helios yakınlığı göz önünde bulundurulacak olursa bu tapınağın orijinalinde bir Helios tapınağı olması mümkündür. Her neyse, New York rıhtımındaki meşhur Özgürlük Anıtı'nın tasarım, duruş ve ebat açısından Rodos Heykeli'nden esinlenilmiş olduğunu söyleyerek konuya nokta koyalım.