Fil Kulaklılar, Başsızlar, Keçi Ayaklılar, Köpek Kafalılar, Çok Tüylüler, Çifte Cinsiyetliler, Ters Kafalılar
Pigmeleri turnalarla baş başa bırakıp fil kulaklı Panotii (Panotti ve Panotioi de denir) kabilesine geçelim. Skiapodlar güneşten korunmak için dev ayaklarının gölgesine sığınıyorlardı. Ya sürekli dondurucu soğuğa maruz kalan kuzey halkları ne yapsın? Hele geceleri? Eh, onların da dev kulakları olacak ki battaniye gibi kulaklarına sarınıp yatsınlar. İşte Skythia'nın epey kuzeyinde yaşayan Panotii kavminin üyeleri de aynen öyle yapıyordu. Fakat kimilerine göre onların sahip oldukları bu dev kulaklar uçmalarına da yarıyordu. Panottiler, Ortaçağ yaratık albümlerindeki Pandileri çağrıştırırlar. Pandiler de fil gibi büyük, yelpaze kulaklıdırlar; ama sekizer parmakları vardır ve yaşlandıkça saçları aklaşacağına koyulaştığı, yani gençleştikleri içindir ki çok uzun ömürlüdürler. Peki, başka kimleri sayalım? Blemmyai denen Hintli veya Afrikalı öyle bir halk var ki, örneğin, gövdelerinin üstünde başları yok, gözleri de bu durumda kafalarında olamayacağı için başka bir yerde, göğüslerinde. Efendim, sonra Afrika'nın kuzeybatısında keçi toynaklı, keçi boynuzlu Aigipanlar bulunuyor ki onlara bir tür Libya satyr'i gözüyle bakabiliriz. Muhtemelen babunlarla karıştırılmış olan "Kynokephaloslar" (köpek kafalılar) var; yine muhtemelen bazı maymun veya goril türleriyle karşılaşma tecrübesinin güzide bir ürünü olarak, vücutlarının her tarafının kılla kaplı olduğu söylenen, Batı Afrikalı "Gorgadlar" var; muhtemelen Baltık Denizine doğru gittiğimizde karşılaşacağımız at ayaklı "Hipopodlar" var (Hipopodlar birer "kentaur" değiller, çünkü komple bacakları değil de sadece ayakları atlardan ödünç alınmıştır); yine Libya'nın kuzeybatısında önleri erkek, arkaları kadın vücudu şeklinde olan Machlyes kabilesi yaşıyor; Nulus adlı Hint dağına çıktığımızda ise yine sekizer parmaklı, başını aşağıya eğdiğinde göbeğini ve dizlerini değil de sırtını, poposunu gören garip "Nuliler"le (Nuloi) karşılaşıyoruz.