04 Temmuz 2014, 21:44 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | İlk Çağ Felsefesi (Antik Çağ) İlk Çağ (Antik Çağ) Felsefesi Tarihi Felsefeyi geçmişiyle olan bağlarından ayrı düşünmek mümkün değildir; çünkü bugün kullandığımız birçok felsefi kavramın anlamsal içeriği, binlerce yıllık düşünsel katkıların ve evrensel bir fikirsel iş birliğinin ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle felsefi kavramların anlamlarını ortaya koymak, bir anlamda onların tarihlerini yazmakla eş değerdir. Bu da felsefe tarihi disiplinini felsefe yapmanın ayrılmaz bir parçası haline getirir. Adına felsefe dediğimiz etkinliğin, büyük ölçüde, geçmiş dönemlerin büyük düşünürlerinin yapıtlarında vücut bulan bir disiplin olduğunu hatırdan çıkarmamak gerekir. Felsefenin 2500 yıllık uzun öyküsü Antik Yunan dünyasının büyük filozoflarının bin yıllara ışık saçan eşsiz başarılarıyla başlıyor. Antik Yunan uygarlığı, düşünce tarihinin ilk filozoflarını yetiştirmiş, ilk kavram ve sorunlarını ortaya koymuştur ve bu bakımdan özellikle Batı düşüncesi tarihinde ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Felsefe, isim babaları olan Antik Yunan düşünürlerine çok şey borçludur. Felsefe tarihinde hiçbir sorun yoktur ki Antik Yunan düşüncesine ama örtük, ama açık bir gönderme içermiyor olsun. Tarihin ilk filozofu olan Thales ile başlayan Antik Yunan düşüncesinin Platon ve Aristoteles gibi görece geç dönem düşünürler eliyle ulaştığı doruk noktası, düşünce tarihinde bir tekrarı daha olmayan parlak bir başarı olarak kabul edilir. Bu iki adam, felsefe tarihinin, tartışmasız, en büyük düşünürleri olarak, kendilerinden sonraki düşünürlerin el atacakları tüm sorunları felsefe disiplininin yöntem ve icaplarına uygun şekilde teşhis etmiş, ortaya koydukları kavramlar adeta başlı başına bir felsefe lügati oluşturmuş ve bu lügat, felsefenin gelişim süreci boyunca filozofların baş vurdukları belki de en kullanışlı düşünme aletini oluşturmuştur. Antik Yunan düşünürleri, bugün her biri felsefenin farklı alt disiplinlerince konu edinilen varlık, bilgi, insan, ahlak, toplum ve sanat sorunlarını, bin yıllar boyunca hayranlıkla karşılanmış eşsiz bir bütünlük ve sistematiklik içinde ele alıp tartışmış, etkileri çağları aşan büyük felsefe yapıtları kaleme almışlardır. İlk Çağ (Antik Yunan) Felsefesi İlk Çağ felsefesi, genel anlamda İ.Ö. 700'lerden başlayıp İ.S. 500'lere kadar olan dönemdeki felsefi gelişmeleri kapsamakta ve Antik Çağ felsefesi ile aynı anlamda kullanılmaktadır. Bu görüş, doğu felsefesi ile batı felsefesi arasında kesin bir ayrın varsayıldığında özellikle geçerli bir felsefe tarihi anlayışı olmaktadır; ancak ilk çağ felsefesi başka bir açıdan Antik Çağ felsefesinden önceki dönemden itibaren gerçekleşen, felsefenin bilgelik, yaşam bilgeliği anlamına geldiği felsefe anlayışını da ifade eder. Bu anlamda felsefe, daha çok doğu felsefesi olarak bilinen felsefelerde Mısır, Mezopotamya, İran, Çin ve Hint felsefelerinde şekillenmiş, Antik Çağ felsefesiyle bilinen anlamdaki felsefe geleneği başlamış olmaktadır. Buna göre, ilk çağ felsefesi denildiğinde bütün bu felsefe gelenekleri ve süreçleri dahil olmaktadır. Bu anlamda felsefe tarihi, İ.Ö. 15. yüz yıl İran'ına kadar uzanmaktadır. Öte yandan belli başlı felsefe tarihi kitaplarıysa genel bir yaklaşım olarak İlk Çağ felsefesi ile Antik Çağ felsefesini aynı anlamda ele almaktadırlar. Antik Yunan, Hellen ve Roma felsefesinin belli bir dönemi bu anlamda Antik Çağ felsefesi ya da ilk çağ felsefesi olarak adlandırılmaktadır ve bu adlandırma yaygın bir eğilimdir. İlk çağ felsefesi; M.Ö. 7. yüzyılın sonundan başlayıp, M.S. 2. yüzyıla dek süren dönemin felsefesidir. İlkçağ felsefesi, mitolojiden ya da çoktanrılı dinden kopuş ve doğal olayların yine doğal nedenlerle açıklanması gerektiği inancıyla başlamıştır. En seçkin temsilcileri arasında Sokrates, Platon ve Aristoteles gibi büyük filozofların bulunduğu ilkçağ felsefesinde, bilimle felsefe hep bir arada olmuş, başlangıçta doğa felsefesi ön plandayken, sonlara doğru pratik felsefe ağırlık kazanmıştır. İlk Çağ (Antik Yunan) Felsefesinin Genel Özellikleri - İlk döneminde Yunan felsefesi hemen hemen bütünüyle dış doğaya, cisimlerin dünyasına yönelmiş olan bir doğa felsefesidir. - Bundan sonra insana karşı uyanan ilgi klasik dönemin geniş sistemlerine yol açmıştır. Bu sistemlerde Tanrı, insan ve doğa, bir düşünce bağlantısı içinde kavranmak istenmiştir. - Sistemli bağımsız ve kişiseldir - İnanca ve sezgiye değil akla dayalıdır. - Mitolojiye çoktanrıcılığa tepkiyi dile getirir - Görünüşün, çokluğun, ilişkilerin, oluşların ardındaki değişmez olanı arar. Buna da birlik adını verirler. - Aristoteles’in kendi felsefesiyle okulunda gelişen ve biriken çok zengin bilgi kadrosu, tek tek bilimlerin bağımsızlığına her bilgi kolu üzerinde ayrıca çalışmalara yol açmıştır. Bundan sonra, her şeyi, bütün konuları içine almak isteyen bir sistem yerine: aralarında gittikçe ayrımlaşan bilimlerin bir karmaşası geçmiştir. Felsefe kendini bu bağlantıdan ayırmış, onun payına dünya ve hayat görüşleriyle ilgili genel sorunlarla uğraşmak düşmüştür. Hazırlayan: Sosyolog Ömer YILDIRIM Kaynak: Ömer YILDIRIM'ın Kişisel Ders Notları. Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf "Felsefeye Giriş" ve 2., 3., 4. Sınıf "Felsefe Tarihi" Dersleri Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Açık Öğretim Felsefe Ders Kitabı | |
|
Etiketler |
antik, cad, felsefesi, İlk |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Mantık Felsefesi ve Bilim Felsefesi | xena | Felsefe | 0 | 16 Mayıs 2014 22:12 |