10 Kasım 2011, 10:40 | #1 | |
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Konfüçyus Konuşmalar Anadolu'dan Mezapotamya'ya, oradan eski Yunan'a kadar uzanmıştık "Dünyayı Değiştiren Kitaplar" dizimizde. Bu kez Doğu'ya gidip, İ.Ö 560-479 yılları arasında yaşadığı sanılan Çin'li filozof Konfüçyus'un kitabı "Lun-yü" yani "Konuşmalar"a göz gezdireceğiz. Bundan önceki kitaplar gibi, Konfüçyus'un "Konuşmalar"ı da tek bir kişinin kaleminden çıkmış değil aslında. Tam olarak ne zaman yazıya döküldüğü de bilinmiyor. Kitap, üstadın öğrencilerinin aldığı notlardan derlenmiş ve birkaç farklı baskısı var. En beğenileni ise, İ.S 175'de, sözkonusu örneklerden Bilgin Chang Yü'nün yaptığı ve taş üzerine yazılan derleme. Daha sonraki tarihlerde de "Lun-Yü"nun yeni versiyonlarına rastlanıyor. Ancak kim düzenlerse düzenlesin, hepsi de sözlerin sahibi olarak Konfüçyus adını zikrediyorlar. Konfüçyus'un hayatı hakkında da kesin bilgiler yok elimizde. Soylu bir aileden geldiği, önemli siyasal mevkilerde bulunduğu ve hatta adalet bakanı olduğu rivayetlerden birtanesi. Bir başka rivayete göre ise, geçimini sağlamak için koyun çobanlığı bile yaptığı söyleniyor. Yaptığı geziler de tartışma konusu, ama Çin'in pek çok vilayetini gezdiği konusunda kimsenin kuşkusu yok. Kendi sözleriyle; onbeş yaşında kendisini öğrenmeye vermiş Konfüçyus, 30 yaşında iradesine sahip olmuş, 40 yaşında şüphelerden uzaklaşmış, 50 yaşında "göğün emrini" öğrenmiş, 60 yaşında seziş yoluyla herşeyi kavramış ve ancak 70 yaşından sonra -doğru olan şeylere zarar vermeden- kalbinin isteklerini yerine getirmiş..! Yaşadığı çağın siyasi ilişkileri ve toplumsal yaşam tarzı konusunda oldukça kötümserdir Konfüçyus. "Konuşmalar"ından bir öğreti çıkarmak zordur. Daha çok, kötü bir yönetim altında acı çeken insanların gözlemlenmesinden kaynaklanan "doğru yönetici" ütopyasıdır onun felsefesi. Dikkat edilecek olursa, söyledikleri hep halkın yaşam standartlarını yükselten, onlarla uyum içerisinde olan bir yönetici kimliği üzerinedir ve bir toplumsal uzlaşma arayışındadır. Sorunların başında halkın cehaletini gören üstad, "Konuşmalar"a "Öğrenmek" bölümüyle girer. Konfüçyus'un söyledikleri "Konuşmalar"ın 1973 tarihli baskısında, çevirmen Muhaddere Nabi Özerdim, Konfüçyus'u şu sözlerle tanıtıyor; "Birçok kitap okuduğu ve bunları el kitabı olarak kullandığı bir gerçektir. Okuduklarını kendi fikirleriyle birleştirerek ortaya koymuştur. Bilgiyi sadece bilgi için edinmemiş, bunu ahlak ve devlet meseleleriyle ilgili çalışmalarında ve öğreniminde mihrak noktası yapmıştır. Bununla, ızdırap içinde olan dünyayı saadet ve refaha kavuşturacak bir yol bulmağa çalışmıştır". Kendisini "yaratıcı olmaktan ziyade nakledici" olarak niteleyecek kadar alçakgönüllü bir tavır sergileyen Konfüçyus, "Konuşmalar"ında pek çok konuda erdemli davranış biçimlerini belirtiyor. Ancak, devlet yönetimi konusunda söyledikleri özellikle ilgiye değer; Üstad, hükümeti iyi bir şekilde yönetmek için iktidarda olan kişinin 5 üstün şeye değer verip 4 kötü olan şeyden uzaklaşması gerektiğini söylerken, beş iyi şeyi şöyle sıralıyor; "iktidarda olan kişinin aşırı derecede harcama yapmadan faydalı olması, halkına pişmanlık getirmeyecek görevler vermesi, aç gözlülük etmeden istediği şeyi alabilmesi, gururlu olmadan itibar kazanması, korkunç olmadan yüce olması"... Dört kötü şey ise; "halkı eğitmeden ölüme sürüklemek(buna zulüm denir), onları haberdar etmeden ani olarak işe koşmak(buna baskı denir), acil olmayan buyruklar çıkarıp sonra bunların hemen uygulanmasını istemek(buna gaddarlık denir), insanlara birşey verirken veya onları mükafatlandırırken hasis davranmak(buna yersiz davranış denir) oluyor... İnsanın karakterinin doğuştan değil, eğitim ve toplum kurallarıyla şekilleneceğini düşünen Konfüçyus, bu karakter yapısının mükemmel hale gelmesi için müzik ve şiirle ilgilenilmesi gerektiğini savunuyor. "Konuşmalar" boyunca, Üstadımızın bazı takıntılarına da tanık oluyoruz. En çok da giyim kuşam konusunda tutucu Konfüçyus. Mesela, üstün insanın elbiselerinde koyu eflatun veya mor renk olamayacağını söylüyor. "Kuzu kürkü üzerine siyah, karaca kürklü üzerine beyaz, tilki kürki üzerine de sarı kumaştan bir elbise"yi yeğlerken, "kürklü iç elbisenin uzun, sağ kolunun daha kısa" olması şartını da koşmuş. Meraklıları için hemen ekleyeyim, üstün insan kreasyonu ile ilgili önerileri bu kadarla sınırlı değil Konfüçyus'un. Anlaşılan yaşadığı çağdaki zevklerden hoşnut olmayan üstad, hiç değilse müritlerine bir çeki düzen vermek istemiş..! Uzak doğu felsefeleri üzerine mistik yaklaşımlarda bulunanlar için fazlasıyla basittir Konfüçyus'un söyledikleri. Hayatın sırrı gibi gevezelikler yapmaz, dünyayı yorumlamaz ağdalı cümleler kurmaz. Ancak, basitmiş gibi görünenin altındaki somut toplumsal meselesiyle -bugükü terminolojiyle söylersem- gerçek bir aydın tavrı içindedir Konfüçyus. Onu evrensel kılan da budur... | |
|
Etiketler |
konfüçyus, konuşmalar |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Fransızca konuşmalar, fransızca günlük konuşmalar | Violent | Fransızca | 0 | 22 Mart 2014 15:36 |