23 Ekim 2011, 10:25 | #1 | |
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Aklın Niceliği İnsan aklının niceliksel yanı, ancak 19. yüzyılda insanlığın ilgisini çekmeye başlamıştır. Çünkü bu tarihten önce, felsefe, maddenin, akıl tarafından üretildiği yanılgısını aşamamıştı. Aklın da maddenin oluşturduğu niceliğin sonucu ortaya çıkan bir nitelik olabileceği, insan bedeni ile korkusuzca deneyler yapmaya başlayan cesur insanların din baskısına rağmen yaptığı anatomi çalışmaları sayesinde güçlenen bir şüphe olmuştur. 19. yüzyılın başlarında Gall'ın öncülük ettiği phrenology akımı, aklın niteliksel özellikleri olan zihinsel süreçlerin beyinden kaynaklanan biyolojik bir temeli olduğununu söylemiştir. Bu görüşe göre beyin, tekmerkezli bir organ olmayıp, her biri farklı bir zihinsel süreçle ilintili en az 35 değişik merkezin toplamından oluşmaktadır. Flourens, hayvan beyinlerinin değişik bölgelerini çıkararak bu bölgelerin hayvanın davranışlarıyla ilintisini araştırmış ve bu deneyler sonucunda, zihinsel süreçlerin belli bir bölgeye yerleştirilemeyeceğini, zihinsel süreçlerin beynin bütün bölgelerinin (özellikle de ön beyin) katılımıyla gerçekleştiği sonucuna varmıştır. Beyin ve davranış arasındaki ilişkiyi tanımlayan üç tane temel model vardır: Birinci model, davranışsal anatomi üzerine oturtulmuştur ve nörobiyolojik sistemler modeli olarak bilinir. Nörobiyoloji, sonraki yıllarda insan davranışları ile beyin aktiviteleri arasında modern tanı sistemlerinin de yardımı ile Gall ve Flourens'in söyledikleri farklı merkezlerin yerlerini beyin üzerinde tanımlamıştır. İkinci model, endokrinolojik-farmakolojik model olarak bilinir. Bu model modern biyolojik psikiyatrinin son yıllardaki en büyük dayanağı olmuştur. Özgün nörotransmitter (sinyal aktarıcı) değişikliklerin psikiyatrik bozukluklar oluşturduğunu varsaymaktadır. Bu bozukluklardan yola çıkarak davranışlar ile beyin fonksiyonları arasındaki bağları araştırmaktadır. Ancak, yüzeysel bir model olduğu için beyindeki biyolojik yapıları ve ilişkileri yani nöron, snaps ve akson potansiyeli gibi yapıları gözden kaçırmıştır. Üçüncü model ise hücresel modeldir. Bilginin sinir hücreleri yani nöronlar arasında iletilmesi sırasındaki hücresel mekanizmalar üzerine odaklanmıştır. Hücresel model, öğrenme ve bellek fonksiyonlarını tanımlama potansiyeline sahiptir. Modern tanı sistemleri, özellikle beynin hassas kesitlerini alabilecek tomografik yöntemler sayesinde, beynin biyolojik yapısı hakkında çok önemli bulgularımız mevcuttur. Beyindeki veri iletiminin elektro kimyasal olduğu anlaşılınca, biyo kimya bilimi verinin iletimi ve saklanması yöntemlerine ilgi göstermiştir. Ancak felsefe açısından en önemli bulgu, beyinde verinin zannedildiği gibi değişken veya çelişkilere dayanan bir mantıkla işlenmediğiydi. Oysa, fizikteki Kuantum teorisinden kaynaklanan belirsizlik eğilimleri ve diyalektik yaklaşımlarında etkisi ile verinin formel mantıkla açıklanabilecek olgulardan çok daha karmaşık süreçlerle işlendiği sanılmaktaydı. Bu yanılsamanın yapay akıl çalışmaları üzerindeki yansıları bulanık mantık araştırmaları şeklinde olmuştur. Bulanık mantık, klasik bilgisayar bilimindeki bilginin 0 ve 1 (Boole cebiri) şeklinde yani ikili sistem ile işlenmesine karşı çıkmış, bilginin sadece doğru yada yanlışlardan oluşamayacağını, çelişkilere dayalı milyonlarca değişken olasılık ile ifade edilmesi gerektiğini savunmaktaydılar. Fakat biyokimya, beyinde verinin, nöronların proteinleri sentezlemesi veya dışlaması metodu ile yani, tam da 0 ve 1 ile saklandığını buldu. Formel mantık ile tam uyum içerisinde olan Boole Cebiri, insan beynindeki veri saklamanın matematiğini açıklamaktaydı. Peki, insan beyninde bilgi, temelde doğru ve yanlış gibi keskin bir kabul veya red ile saklanıyorsa, anlaşılamayan veya bu kadar karmaşık bilişsel süreçlere ve nitel uslamlamaya kadar varan ve bilgiyi bulanıklaştıran süreçler nasıl gerçekleşmekteydi?.
__________________ English Preparatory Department School of Foreign Languages Assistant English Teacher Ankara Baskent University 2017-18 “Benim, senden öncem ve senden sonram yok, yalnızca sen varsın...” C.A - 31.12.2010 - ∞ English Language and Literature Faculty of Humanities and Letters Ankara Bilkent University 2010-15 | |
|
Etiketler |
aklın, niceliği |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Modern Mantıkta Yargının Niceliği Bakımından Önerme Türleri Nedir? | Kalemzede | Felsefe | 0 | 13 Kasım 2020 23:39 |
Aklın Kusuru | Sır | Kitap Tanıtımları | 0 | 15 Ağustos 2018 09:28 |
Aklın Üretilmesi | Kalemzede | Felsefe | 0 | 05 Nisan 2012 07:52 |
Aklın Mutlaklığı | Kalemzede | Felsefe | 0 | 23 Eylül 2011 02:15 |
Aklın Doğuşu | Kalemzede | Felsefe | 0 | 19 Eylül 2011 01:27 |