IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  reklamver

Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 23 Ekim 2011, 09:34   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Zihinsel Modeller ve Yönetim Yaklaşımları




Bu bölümde daha önceki bölümlerde yapılan açıklamalara uygun bir organizasyon oluşturabilmek için temel yönetim yaklaşımları ya da anlayışları üzerinde durulacaktır. Burada yapılacak açıklamalar da bir takım genellemeler içerdiği için diğer bir anlatımla iki yönetim tipinin hiçbir zaman tam olarak birbirinin benzeri olmayacağı için anlatılanlar ancak genel bir sınıflandırmayı gösterecektir. Bu Bölümün Birinci bölümle ilişkisine okuyucunun özellikle dikkat etmesi yararlı olacaktır. Burada zihinsel modellerimizin (zihniyetimizin, paradigmalarımızın) davranışlarımızı nasıl belirlediği üzerinde durularak, yönetim açısından eski zihniyetimizi neden değiştirmemiz gerektiği üzerinde durulacaktır.

Beynimiz çevreden sürekli olarak uyarıcılar alıyor ve bu aldığı uyarıcıların önemli bir kısmını dikkate almıyor, geriye kalan kısmını ise değerlendiriyor ve onlara bir takım anlamlar yüklüyor. Böylece deneyimlerimizden; değerlendirme ve anlamlandırma sonucunda kendimize özgü bir gerçeklik haritası oluşturuyoruz. Bu nedenle bizim gerçek diye ele aldığımız şeyler aslında sadece bizim yorumlarımızdır. Bu yorumların bütünü de zihinsel modelimizi oluşturur. Bu durumun farkına varmamız, iletişim ve kavrama düzeyimizi oldukça yükseltecektir.

Richard Pascale Honda fabrikalarını incelemeye gelen yabancıların zihinsel modeli kavramadıkları için düştükleri durumu aşağıdaki şekilde açıklıyor:

"Örneğin, Honda fabrikalarını gezmeye gelenler, durumun bir fotoğrafını çekerek buralarda görünmeyen bir elin olduğu sonucuna varmaktadırlar. Oysa bir kurumun nasıl çalıştığını anlayabilmek için fotoğraftan çok, filminin çekilmesi gerekir. Görünmeyen kuvvet; yönetimin zihinsel modelidir ki, bu da diğer bir çok şey arasında bir çok küçük ateş yakarak bunların ısı enerjilerini birbirine bağlarlar. Kişilerin olaylara ya da dünyaya bakış şekillerini anlamadan organizasyonu anlamak, diğer yönden kişilerin zihniyetinde bir değişiklik yapmadan, bir değişimi gerçekleştirmek mümkün değildir.
....Ayakta kalanların önemli fakat belirgin bir özellikleri de organizasyonlarının sorgulama motorları olmalarıdır. Evet onlar sorunları çözerler, fakat en iyi yaptıkları şey mevcut hareket tarzlarını sürekli ve takıntı halinde sorgulamak için organizasyon kuvvetlerini bağlamaktır. Sürekli sorgulama da bir sonraki, bir sonraki....zihinsel modelleri gündeme getirecektir."

Bu da zihinsel modellerin ya da zihniyetin açığa çıkmasına ve gelişmesine neden olacaktır. Esasen organizasyon çalışmaları da bu şekilde yapılır.
Oluşturduğumuz bu gerçeklik haritaları zihniyet ya da zihinsel model olarak da adlandırılmaktadır. Zihinsel model; zihnimizin derinliklerinde yatan, dünyanın nasıl işlediğine ilişkin görüntülerdir ki, bunlar ne yaptığımızı ve ne gördüğümüzü derinden etkiler. Güçlük de zihinsel modellerimizi gerçekmiş gibi kabul ederek davranmamızdır. Zihniyet TDK'nun sözlüğünde; "Bir toplum veya topluluktaki bireylerde görüş ve inanış etmenlerinin etkisiyle beliren düşünme yolu, düşünüş biçimi." şeklinde tanımlanmaktadır.

Davranışlarımızı şekillendiren; olayların kendisi değil, olayların ne anlama geldiğine ilişkin inançlarımızdır. Bu inançlar bize neyin acı olduğuna yani nelerden uzaklaşılacak ve neyin zevk olduğuna yani nelere yaklaşılacağına ilişkin rehberlik yaparlar. İnançlarımızı da daha önce neyin acıya ya da zevke yol açtığına ilişkin deneyimlerimizin sonucunda yaptığımız genellemeler oluşturur.

Basit ya da mekanik olaylarda genellemeler yaşamımızı kolaylaştırırlar. Vidaları sola çevirirseniz sökülür, sağa çevirirseniz sıkışır gibi. Bu genellemenin de istisnası vardır, ama yaşamımızı kolaylaştıran bir genellemedir. Ancak daha karmaşık olaylarda beynimiz; özelliği nedeniyle, karmaşık olayları çok basit sembollerle temsil ederek genellemeler yapar ki bu, bir çok durumda kısıtlayıcı etki yapar.

"Şişman insanlar tembeldir." şeklinde bir genelleme yaptığımızı kabul edelim. Bu genellemeye: ya karşılaştığımız şişman bir kaç insanın tembel olduğunu görerek; ya da yediklerini eritecek kadar çalışmadıklarını varsayarak ya da kendilerine güvendiğimiz insanlardan şişmanların tembel olduğunu işiterek; ya da gazete, kitap, televizyon gibi kaynaklarda şişmanlar tembel olarak temsil edildikleri için sahip oluruz. Şişman insanlar hakkında buna benzer başka konularda da genellemeler yaptıktan sonra, kafamızda bir şişman insan modeli geliştiririz. Şişmanlar hakkındaki diğer genellemelerimizi gözönüne almazsak; işe başvuran bir kişi şişmansa, zorunlu kalmadığınız sürece bu kişiyi işe almazsınız. Şişmanlık artık bizim için tembellik anlamını taşımaktadır. Yaşamda her türlü olayda, bu ve buna benzer kalıplaşmış davranış biçimlerinin (paternlerinin) olduğunun farkına varıyoruz. Buradan tüm şişmanlar aynı şekilde davranırlar sonucunu kesin olarak çıkarabilir miyiz? Elbette çıkaramayız. O halde bu genelleme bizim yaşamımızı kısıtlar. Ancak genelleme yapmadan yaşamak da mümkün değildir. Zihnimizde oluşturduğumuz bu kalıplaşmış davranış biçimleri (paternleri); gerçeklik haritamızdaki ya da zihinsel modelimizdeki yolları oluşturmaktadır.

Yaptığımız genelleme sonucunda "şişman" kelimesiyle "tembellik" kelimesini ilişkilendirerek, şişmanlığı tembellik anlamında kullanmaya başladığımızı kabul edelim. Bu durumda "Şişmanların tembel olduğundan emin misiniz?" sorusu sorulduğunda hangi cevapları verebiliriz? Bu soruya üç türlü yanıt verilebilir. Birincisi mutlak bir şekilde eminsinizdir. Bu şekilde bir sorgulamayı dahi kabul etmezsiniz. Buna iman denir. İkincisi kesin olarak eminsinizdir, fakat sorgulamayı kabul edebilirsiniz. Bu duruma inanç denir. Üçüncüsü terazinin kefesi eminlikten yanadır ve sorgulamaya bütünüyle açıktır. Buna da fikir denir.

Şişman kavramından tembel kavramına geçiş bir soyutlama sıçrayışıdır. Zihinsel modellerimizi oluştururken buna benzer çok sayıda soyutlama sıçrayışı yaparız. Genellikle yaptığımız soyutlama sıçrayışlarının farkına varmadığımız gibi, bunların doğruluk derecelerini de sorgulamayız. Örneğin, "Çalışanları güdüleyen en önemli araç aldıkları ücrettir." şeklinde bir varsayımda bulunalım. Bu kanı, yönetim konusunda kullandığımız zihinsel modelin bir parçasıdır. O halde genelleme daha üst bir modelin oluşturulmasında kullanıldığı zaman, biz bu genellemeye varsayım adını veriyoruz. Bu varsayım: Bir iman mıdır? Bir inanç mıdır? Bir fikir midir? Bu sorulara verilecek yanıtlar da deneyimlerinize karşılık aldığınız tepkilere yani edindiğiniz referanslara bağlıdır. Bu deneyimleri; kişisel olarak kendimizden, kitaplardan, filmlerden, diğerlerinden ve hayallerimizden ediniriz. Konuştuğunuz birkaç kişi size katılmıştır ya da bir yerde böyle bir şey okumuşunuzdur ya da kendinizi bir çalışan olarak hayal ettiğinizde öyle davranacağınızı düşünmüşsünüzdür ya da birinden böyle bir şey duymuşsunuzdur. İnanç haline dönüşmüş genellemeleri varsayım olarak kullandığımızı kabul edersek; inançlarla ilgilenmenin aşağıda sıralanan güçlükleri vardır.

1. Çoğumuz neye inanacağımıza bilinçli olarak karar vermeyiz
2. Genellikle geçmişteki deneyimlerimizi yanlış yorumlayarak inançlarımızı oluştururuz.
3. Bir inancı oluşturduğumuz da onun sadece geçmişteki deneyimlerimize ilişkin bir yorum olduğunu unuturuz.

Dünyanın nasıl davrandığına ilişkin bu varsayımlarla, dünyaya bir anlam vermekle kalmayız aynı zamanda nasıl eyleme geçeceğimizi de belirleriz. Bu nedenle kişisel ve toplumsal zihniyetle uğraşmaya, Christ Argyris eylem bilimi adını vermiştir. İnsanlar her zaman savundukları kuramlara göre davranmayabilirler, fakat her zaman oluşturdukları zihinsel modele uygun (benzeşimli) olarak davranırlar. Christ Argyris'in ulaştığı bu sonuç, örneğin neden insanların ekip çalışmasına inandıklarını söylemelerine rağmen ekip oluşturamadıklarını çok net bir şekilde açıkladığı gibi, klasik yaklaşımdaki bir çok inanışının da yıkılmasına neden olmaktadır.

Zihniyet bir düşünce yolu ve düşünüş biçimidir ama düşünmek ne demektir. Yine TDK'nun sözlüğünde; " Bir sonuca varmak amacıyla bilgileri incelemek, karşılaştırmak ve aralarındaki ilgilerden yararlanarak, düşünce üretmek, zihni yetiler oluşturmak, muhakeme etmek; aklından geçirmek, gözönüne getirmek; zihniyle arayıp bulmak; bir şeye karşı ilgili ve titiz davranmak; akıl etmek, ne olabileceğini önceden kestirmek; tasarlamak; tasalanmak, kaygılanmak; farz etmek." anlamlarına gelmektedir."Deneyimlerimiz düşünce şeklimizi, ne düşündüğümüz de deneyimlerimizi etkiler. Bu nedenle nesnellik ve öznellik bir paranın iki yüzü gibidir. Bunlar birbirinden ayrıymış gibi görülerek, ayrı ayrı tartışılabilir, fakat onlar birbirinden ayrılamaz.

Nasıl düşündüğümüzü ve insanların neden aynı olaylara farklı tepkiler gösterdiğini daha iyi anlayabilmemiz için, olayları ya da nesneleri nasıl değerlendirdiğimizi belirleyen sistemin bütününün anlaşılması gerekir.

__________________

English Preparatory Department
School of Foreign Languages
Assistant English Teacher
Ankara Baskent University
2017-18

“Benim, senden öncem ve senden sonram yok, yalnızca sen varsın...”
C.A - 31.12.2010 - ∞

English Language and Literature
Faculty of Humanities and Letters
Ankara Bilkent University
2010-15
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
Cevapla

Etiketler
modeller, ve, yaklaşımları, yönetim, zihinsel


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Ebeveynlerin Çocuklarına Yaklaşımları Nasıl Olmalıdır? Seyra Aile Evlilik ve Çocuklar 0 21 Ağustos 2014 18:46
Burçların Entellektüel Yaklaşımları Zen Burçlar, Fallar ve Kehanetler 4 24 Şubat 2012 12:37
Otizmde tedavi yaklaşımları ve aile katılımı Ecrin Makale - Araştırma - Ve Bilimsel Yazılar 0 14 Şubat 2012 20:27
Açık ve Kapalı Sistem Yaklaşımları Kalemzede Felsefe 0 23 Ekim 2011 09:31
Çocukluk Dönemi Korkularında Anne Baba Yaklaşımları YapraK Aile Evlilik ve Çocuklar 0 02 Mayıs 2009 17:35