07 Ekim 2011, 00:53 | #1 | |
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Zorunlu Varlık Kozmolojik delilin değişik formülasyonları olabileceğini daha evvel belirttim. İslam felsefecilerinin Zorunlu Varlık ve mümkün varlık ayrımına dayanan bu delilinin formülasyonu konumuz açısından önemlidir. Buna göre Zorunlu Varlık’ın yokluğunu düşünmek zihinde çelişki doğurur, fakat var olmak için başkasına muhtaç olan mümkün varlıkların yokluğu da varlığı gibi mümkündür. Mümkün varlıkları geriye giden sonsuz sebeplerle açıklayamayız, bunlar kendinden Zorunlu bir Varlık’ta son bulmalıdır. Buna göre sürekli değişimin olduğu bu evrende, önceden var olmayıp, sonradan var olan her şey, var olmadan önce ve sonra mümkün varlıktır. Şayet bunların var olmaları imkansız olsaydı zaten var olamayacaklardı. Böylece mümkün varlıkların, başlangıcı olmayan Zorunlu bir Varlık’ta son bulmaları gerekir ki, bu Zorunlu Varlık’a Tanrı diyoruz. Big Bang teorisi, İslam felsefecilerinin bu delilini de desteklemektedir. Bu kısaca şöyle formüle edilebilir: 1- Mümkün varlık olan her şey Zorunlu bir Varlık’a gerek duyar. Mümkün olanın yokluğunu düşünmek aklı çelişkiye düşürmez. 2- Ya evrenin, ya da Tanrı’nın Zorunlu Varlık olduğu iddia edilir. 3- Evren mümkün varlıktır, Zorunlu Varlık olamaz. Big Bang evrenin başlangıcı olduğunu göstererek evrenin Zorunlu Varlık olmadığını ispatlar. 4- O halde evren Zorunlu bir Varlık’a ihtiyaç duyar. Evren, Zorunlu Varlık olamadığına göre; Tanrı, Zorunlu Varlık’tır. Kant’ın Tanrı kanıtlamalarında incelediği üçüncü delil teleolojik delildir, buna tasarım, nizam ve gaye delili de denmektedir. Bu delili “tasarım delili” adıyla ilerideki müstakil bir bölümde ele alacağım. Kant’ın bu delil karşısındaki tavrı, bilinemezciliği devam etmekle beraber farklıdır. O, bu delil hakkında şöyle der: “Bu delili daima saygıyla anmalıyız, zira o, en eski, en açık ve sağduyuya en yakın delildir. O bir yandan tabiatı incelememizi teşvik eder, bir yandan da gücünü tabiat kaynağından alır. O, algılarımızın doğrudan doğruya tespit edemediği bir takım gayelerin varlığını telkin eder. Mekanik birlik kavramının yol göstericiliğinde bilgimizin artmasına zemin hazırlar. Güçlenen bilgi sayesinde alemin yaratıcısına inanmayı karşı konulmaz bir tarzda önümüze getirir.” Görüldüğü gibi Kant, bu delili saygıyla karşılar, O’nun bu delili tam reddetmediğini düşünenler bile olmuştur. Nitekim O, “Evrensel Doğa Tarihi ve Gökler Kuramı” isimli erken dönem kitabında, bu delile uygun izahlar yapmaktadır. Fakat Kant’ın bu delili kabul etmesi rasyonel bir metafiziğin mümkün olduğunu savunduğu anlamına gelecekti. Kant, felsefesinde böylesi bir çelişkiyi kabul edemezdi. Nitekim O, bu delilin otoritesini de reddetti. Kitabın “tasarım delili” isimli bölümünde gerek Big Bang sürecinde, gerekse diğer süreçlerdeki sayısız delillerin evrendeki tasarımı ortaya koyduğunu göreceğiz. Bu deliller böylesine bir tasarımın, ancak fizik kanunları gibi maddeye içsel özelliklerin düzenlenmesiyle oluşabileceğini gösterir. Bu ise, bu delillerin, maddenin yaratıldığını da ispatladığını gösterir. Ayrıca bu deliller evrendeki tüm oluşumların bilinçli bir planın neticesi olduğunu ve Tanrı’nın evrendeki tüm süreçlere hükmettiğini gösterir. Buna göre yıldızlar da, atom-altı parçacıklar da, Dünya da, canlılar da Tanrı’nın bilinçli tasarımının ürünüdür. Kant’ın döneminde evrendeki tasarımı gösteren bu delillerin bir çoğu bilinmiyordu. Bu delili reddetse de saygıyla karşılayan Kant’ın, bu delilleri bilse tavrının ne olacağını ben de merak ediyorum. Big Bang teorisi’nin bilinemezci felsefecilerde yaptığı düzeltmeleri kısaca şöyle özetleyebiliriz: 1- Evrenin ezeli olmadığı, başlangıcı olduğu anlaşıldı. Hume ve Kant gibi felsefecilerin “Evren neden her şeyin açıklaması olmasın?” itirazları geçersiz oldu. 2- Big Bang teorisi ve izafiyet teorisinin formülleri evrenin başlangıcının zamanın da başlangıcı olduğunu ortaya koydu. Böylece uzay-zamanının, sonsuz mu başlangıçlı mı olacağını bilemeyeceğimizi söyleyen bilinemezci yaklaşımın yanlışlığı anlaşıldı. 3- Big Bang teorisi evrenin genişleyen sınırları olduğunu ortaya koydu. Böylece uzayın sınırları olup olmadığını bilemeyeceğimizi söyleyen bilinemezci yaklaşım düzeltildi. 4- Big Bang teorisinin verileri, evrenin tasarımlandığını, evrenin bir gayesi olduğunu ispatlar. Böylece bilinemezci yaklaşımın, “tasarım delili”, “teleolojik delil” denen, Tanrı’nın varlığını kanıtlayan delile itirazları geçersiz olmuştur. 5- Big Bang teorisi, evrenin başlangıcı olduğu gibi sonunun da olduğunu ortaya koyar. Akılcı bir evren-bilimi olamayacağını söyleyen bilinemezci yaklaşım, evrenin sonunun olduğu gibi çok önemli bir bilginin, bilimsel olarak elde edilmesiyle yanlışlanmıştır.
__________________ English Preparatory Department School of Foreign Languages Assistant English Teacher Ankara Baskent University 2017-18 “Benim, senden öncem ve senden sonram yok, yalnızca sen varsın...” C.A - 31.12.2010 - ∞ English Language and Literature Faculty of Humanities and Letters Ankara Bilkent University 2010-15 | |
|
Etiketler |
varlık, zorunlu |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Varlık Felsefesine Göre Varlık Var İse Varlık Nedir? Ne Değildir? | Kalemzede | Felsefe | 0 | 30 Mart 2021 15:24 |
Varlık Felsefesine Göre Varlık Var İs Varlık Nedir? Ne Değildir? | Kalemzede | Felsefe | 0 | 24 Ekim 2020 18:24 |
Varlık Felsefesinde Varlık Varsa Varlık Nedir? Ne Değildir? | Kalemzede | Felsefe | 0 | 30 Haziran 2020 21:24 |