23 Eylül 2011, 01:29 | #1 | |
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Yaratıcılık Kohut (1966), sanatsal ve bilimsel yaratıcılığın pek çok amaca hizmet ettiğini, bir dizi psikolojik yapıyı, dürtüleri ve bütün kişiliği ilgilendirdiğini düşünür. Ona göre bireyin narsisizmi, içindeki bir güdü için, ün elde etmek için ya da alkışlanmak için yaratıcı etkinliğe katılabilir. Sanatçılar ve bilim adamları alkış açlığı içinde, narsisistik olarak zedelenebilir kişiler olabilirler; ihtirasları, işleriyle uygun bir etkileşim içinde olmalarına yardımcı olabilir, fakat, yaratıcı etkinliğin değişik motivasyon kaynakları olabilse de, yaratıcı etkinliğin kendisi, narsisizmin dönüşümü çerçevesinde düşünülmeyi hak eder. Yaratıcı bireyin ihtirasları, diğer insanlarla ilişkisinde önemli bir role sahiptir. Başka bir deyişle potansiyel hayran kitlesine izleyici olarak ihtiyaç duyulur. Fakat narsisizmin dönüşümü yaratıcı kişinin kendi çalışmasıyla ilişkisi için önem taşır. Narsisizmden nesne sevgisine giden gelişimsel yolda, nesnenin narsisistik libido ile yatırılması ve kendilik bağlamına dahil edilmesinde olduğu gibi, yaratıcı çalışmada, narsisistik enerjiler idealleştirici libido biçimine doğru bir değişim gösterirler. Yaratıcı kişinin kendi çalışmasına yönelik tutumu, annenin henüz doğmamış olan fetüsünü sevmesi ve doğduktan sonra onu genişleyen kendiliğe dahil etmesi, ona eşduyumlu yanıtlar vermesine benzetilebilir. Bununla birlikte, Kohut, yaratıcı bireylerin kişiliğinin maternal olmaktan ziyade daha çocuksu olduğu görüşündedir. Kohut'a göre, yaratıcı birey, yaratıcı olmayan bireye göre, çevresindeki nesneleri psikolojik olarak birbirinden daha az ayırma eğilimindedir. "Ben-Sen" bariyeri net bir şekilde oluşmamıştır. Çevresindeki oluşumlar çalışması için bir önem arz eder ve onlara narsisistik-idealleştirici libido yatırılır. Kohut ayrıca yaratıcı kişi için çalışmasının bir tür geçiş nesnesi (transitional object) özelliği gösterdiğini ve onun geçiş niteliğinde (transitional) narsisistik libido ile yatırıldığını öne sürer. Bu durumu fetişistin fetişine yönelik tutumuna benzetir. Fetişistin fetişine bağlanması, bağımlılık yoğunluğundadır, bu bir nesne sevgisi görünümünde değildir, erken bir nesnenin kendiliğin bir parçası olarak algılanması şeklindedir. Yaratıcı sanatçılar ve bilim adamları da, eserleriyle bağımlılık yoğunluğunda bir bağlanma içine girebilirler, onu kontrol etmek ve biçim vermek isterler. Yaratıcı etkinlik sırasında, daha önceden kendilerinde gördükleri mükemmeli yeniden yaratmaya çalışırlar, fakat eserleriyle ilişkileri, nesne sevgisinde görülen karşılıklı alma-verme özelliği içermez. Kohut çalışmasında, K. R. Eissler'in sanatsal etkinlikle ilgili görüşlerini aktarır. Eissler'e göre sanatsal etkinlik, gerçekliğe yönelik otoplastik ve alloplastik tutumlar arasında bir sınırda yer alır. Ona göre, sanat faaliyeti bir rüya ya da belirti gibi otoplastiktir, içsel bir çatışmayı çözümler ve bir arzuyu doyurur. Diğer yandan, aynı zamanda alloplastiktir, çünkü orijinal ve yeni bir yaratı sayesinde gerçekliği değiştirir. | |
|
Etiketler |
yaratıcılık |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Yaratıcılık | Zen | Fotoğraf Kulübü | 0 | 03 Ocak 2013 17:30 |
Yaratıcılık ve Sanat | Zen | Fotoğraf Kulübü | 0 | 08 Kasım 2012 16:41 |
Dekorasyonda Yaratıcılık | Kalemzede | Ev Dekorasyonu | 0 | 11 Kasım 2011 17:23 |
Hayal ve Yaratıcılık | Kalemzede | Felsefe | 0 | 10 Ağustos 2011 13:35 |