IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  reklamver

Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 20 Eylül 2011, 01:16   #1
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Başka ve Öteki arasındaki ilişki nedir?




Benim için Öteki başka insandır. Biraz teoloji yapalım ister misiniz? Eski Ahit'te bilirsiniz Tanrı insana doğru da iner. Baba Tanrı örneğin Tekvin 9 5 15'te Sayılar 11 17'de Çıkış 19 18'de iner. Baba ile Söz arasında ayrılık yoktur; Tanrı'nın inişi söz biçiminde ahlaki düzen ya da sevme düzeni biçimindedir. Dünyanın gidişini kesintiye uğratan emir Başkasının Yüzündedir. Neden Yüzün mevcudiyeti karşısında kendimi sorumlu hissedeceğim? "Kardeşin nerede?" diye sorulduğunda Kabil'in yanıtı şudur: "Kardeşimin bekçisi miyim ben?" Taşıdığı Tanrı Sözü tanınmadığında Başkasının Yüzü imgeler arasında bir imge olarak ele alınır. Kabil'in yanıtını sanki Tanrı'yla alay ediyormuş gibi ya da "O ben değilim başkası" diyen küçük bir çocuğun yanıtı gibi görmemek gerek. Kabil'in yanıtı içtendir. Yalnız bu yanıtta etik eksiktir; sadece ontoloji vardır: Ben benim ve o da o. Biz ontolojik olarak ayrı varlıklarız.
Ötekiyle olan bu ilişkide dediğiniz gibi bilinç ilk sıradaki yerini yitiriyor...
Evet öznellik sorumlu olduğu anda emredilmiş bir öznelliktir; bir biçimde burada yaderklik bir kölelik kulluk olmadıktan sonra özerklikten çok daha güçlüdür. Bu tıpkı salt biçimsel olan bazı ilişkilerin içerikle doldukları zaman ifade ettikleri biçimsel zorunluluktan daha güçlü bir içeriğe sahip olabilmesi gibidir. A B'yi yönlendirir B'nin özgür olmadığını dile getirir; ama B insan ve A Tanrıysa bağlanmışlık kölelik değildir tersine insana bir çağrıdır. Her zaman biçimselleştirmemek gerek: Nietzsche Tanrı varsa ben olanaksızdır diye düşünüyordu. Bu belki çok ikna edici A B'yi yönlendiriyorsa B artık özerk değildir özneliği yoktur ama bunu düşünürken biçimsel olanda kalmazsanız içeriklerden başlayarak düşünürseniz yaderklik diye adlandırılan konum bambaşka bir anlama sahip olur. Başından beri mecbur olmuş sorumluluk bilinci elbette yalın halde değil de daha çok -i halindedir. "Buyrulmuş"tur ve "buyrulmak" (ordonner) sözcüğü Fransızca'da çok yerinde bir sözcüktür: din adamı olunduğunda buyruk alınmış olunur ama gerçekte iktidar elde edilir. "Buyrulmak" sözcüğü Fransızca'da hem buyruk almış olmak hem de adanmış olmak anlamına gelir. Ancak bu anlamda öznelliğin başkasıyla ilişkisinde bilincin artık ilk sırayı almadığını söyleyebilirim. Benim görüşümde çağdaş felsefenin bir kısmının insanı insanca olandan hiçbir şey barındırmayan akla uygun ontolojik bir sistemin basit bir eklemlenmesi ya da basit bir ânı olarak görmek isteyen eğilimine karşıtlık vardır; Heidegger'de bile Dasein sonuçta genelde olma uğraşına "olma tavrına" olma olayına tutunmuş varlığın bir yapısıdır. İnsanca olan sonuna dek varlığın anlamı değildir; insan varlığı anlayan bir varolandır ve bu anlamda onun kendini göstermesidir ve böylelikle yalnız felsefeyi ilgilendirir. Aynı şekilde yapısalcı arayışın bazı düşüncelerinde kurallar salt biçimler evrensel yapılar matematik geçerlik kadar soğuk bir geçerliğe sahip bütünler açığa çıkar. Ve daha sonra bu insanca olanı yönlendirir. Merleau-Ponty'de bir elin diğerine dokunma tarzını çözümleyen çok güzel bir bölüm vardır. Bir el başka bir ele dokunur öteki el ilkine dokunur; bunun sonucunda el dokunulmuş olur ve dokunmaya dokunur; bir el dokunmaya dokunur.
Karşılıklı yapı: Bu tıpkı uzayın insandan geçerek kendi kendine dokunması gibidir. Burada hoş olan belki de insanın yalnız bir ânını oluşturduğu insanca olmayan bu yapıdır. Çağdaş felsefede hümanizme karşı aynı sakınım uyarınca özne kavramıyla da bir kavga vardır. İnsanca olanı kaplamayan bir düşünülürlük ilkesi istenir artık; öznenin insanca yazgının tasasıyla kaplanmış olmayan bir ilkeye başvurması istenir. Bunun tersine ben ötekiyle olan ilişkide bilincin birinci sırayı yitirdiğini söylerken bu anlamda söylemedim; aksine böyle düşünülen bilinçte insanlığın uyanışının bulunduğunu söylemek isterim. Bilincin insanlığı kesinlikle yapabilirliklerinde değil sorumluluğundadır. Edilginlikte ağırlamada öteki bakımından yükümlü oluştadır: Birinci olan başkasıdır ve burada egemen bilincimin sorunu artık birinci sorun değildir. Kitaplarımdan birinin başlığı olan "başka insan hümanizması"nı salık veriyorum.
Son bir şey bu beni derinden ilgilendiriyor ötekiyle olan ilişkinin bütün birincilliğinde ilişkisi zaten yoksunluk olan birliğin mükemmelliğine dayalı büyük bir geleneksel fikirden Plotinosçu gelenekten kopuş vardır. Benim fikrim toplumsallığı "yitik" birlikten bağımsız olarak düşünmeye dayanır.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
Cevapla

Etiketler
başka, nedir, öteki


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Terra Luna nedir, neden düşüyor? Luna Coin ve UST arasındaki ilişki nedir? SLyther Ekonomi Haberleri 0 14 Mayıs 2022 22:14
Özgürlük ve sorumluluk arasındaki ilişki Kaf_Dağı İslamiyet 0 10 Mart 2016 09:25
Kuvvet ve hareket arasındaki ilişki nedir Violent Fizik 0 22 Kasım 2014 17:36
Peki ya adalet ile aşk arasındaki ilişki? Kalemzede Felsefe 0 20 Eylül 2011 01:13
Bilim ve felsefe arasındaki ilişki Nur Felsefe 0 02 Eylül 2011 14:29