Adalet aşktan çıkar. Ama bu demek değildir ki adaletin keskinliği sorumluluğa dayalı olarak anlaşılan aşkın aleyhine dönemez. Siyasetin kendi başına bırakıldığında kendine özgü bir gerekirciliği vardır. Aşk daima adaleti gözetmelidir. Yahudi teolojisinde –açıkça bu teoloji doğrultusunda gitmiyorum– Tanrı adaletin Tanrısı'dır ama başlıca özniteliği bağışlamadır. Zebur'da Tanrı hep Rachmana Esirgeyen diye adlandırılır: Bu tema hahamlık yorumlamalarında bütünüyle işlenmiştir. Neden yaratılışın iki öyküsü vardır? Çünkü ilk öyküde Elohim diye adlandırılan Öncesiz-Sonrasız ilk başta –bütün bunlar elbette meselden başka bir şey değildir– sırf adalete dayalı bir dünya yaratmak istemiştir. Ama bunu olduğu gibi tutmamıştır. Tetragram'ın göründüğü ikinci anlatıda esirgemenin işin içine katıldığı doğrulanır.