20 Eylül 2011, 01:10 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Felsefe, Adalet ve Aşk Üzerine Bir Söyleşi "Öteki'nin Yüzü felsefenin başlangıcı olacaktı." Bu sözlerle felsefenin sonluluğun deneyimi ile ve bu deneyimin içinde değil de daha çok adalet çağrısı olarak Sonsuz'un deneyiminde başladığını mı söylemek istiyorsunuz? Felsefe kendinden önce mi başlıyor felsefi söylemden önce yer alan bir yaşanmışlığın içinde mi başlıyor? Bununla özellikle şunu söylemek istiyorum: anlamın düzeni ki benim için ilk olandır bize tam da insanlararası ilişkiden gelir ve bundan sonra Yüz anlamca çözümlenmesinin sonucunda ortaya çıkabilecek tüm yönleriyle düşünülürlüğün başlangıcıdır. Elbette aynı anda etiğin bütün görüşaçısı burada belirginlik kazanır; ama bunun şimdiden felsefe olduğu söylenemez. Felsefe kuramsal bir söylemdir kuramsalın çok daha fazlasını gerektirdiğini düşündüm. Bu yalnızca başka insanın Yüzüne karşılık vermek durumunda olmam değil bunun yanında kuramsal tutumun zorunluluğunun belirdiği üçüncü kişiye varmam ölçüsündedir. Öteki ile rastlaşma ona bir anda duyduğum sorumluluktur. Yakınına duyulan sorumluluk kuşku yok ki komşu sevgisi Eros'suz aşk merhamet etik ânın tutkuya dayalı âna baskın olduğu sevgi şehvetsiz sevgi diye adlandırılanın yalın adıdır. Yıpranmış ve bozulmuş olan "sevgi" sözcüğünü fazla sevmiyorum. Ötekinin yazgısını üstlenmek diyelim. Yüz'ün "görülmesi" budur ve bu kim olursa olsun geçerlidir. Önüme çıkan benim tek muhatabım olsaydı yalnızca yükümlülüklerim olurdu! Ama yaşadığımız dünyada yalnızca bir tek "karşılaşılan" yok; dünyada hep bir üçüncü var: o da benim başkam benim yakınım. Bundan sonra bunlardan hangisinin benim için öne geçtiğini bilmek önemlidir: Biri diğerinin kıyıcısı değil midir? İnsanların karşılaştırılabilir olmayanların karşılaştırılmaları gerekmez mi? Demek ki burada adalet başkasının yazgısını üstlenmenin öncesindedir. Öncelikle sorumluluklar almış olmam gereken yerde yargılarda bulunmalıyım. Burası kuramsallığın doğuşudur burada kuramsalın temeli olan adalet doğar. Ama yargıyı ve karşılaştırmayı ilkece karşılaştırılabilir olmayanın karşılaştırılmasını (çünkü her varlık biriciktir; her öteki biriciktir) taşıyan adalet daima Yüz'den ötekine duyulan sorumluluktan ortaya çıkar. Adaletle uğraşmanın bu zorunluluğunda nesnellik fikrine temel olan bu hakseverlik fikri görülür. Belli zorunlu bir anda bir "tartılmışlık" bir karşılaştırma bir düşünce vardır ve felsefe bu anlamda başlangıçtaki bu merhametin derinindeki bilgeliğin belirişidir; sözcüklerle oynamıyorum felsefe merhametin bilgeliği sevginin bilgeliğidir. Ötekinin ölümünün ve bir anlamda kendi ölümünün deneyimi yakınını etik bir biçimde karşılamaya yabancı mıdır? Şimdi şu sorunu ortaya koyuyorsunuz: "Yüz'de ne var?" Benim çözümlememde Yüz hiç de bir portre gibi plastik bir biçim değildir; Yüzle ilişki aynı zamanda tamamıyla zayıf olanla tümüyle sergilenmiş çıplak ve soyunmuş olanla ilişkidir soyunma ve bunun sonucunda da yalnız olanla ve ölüm diye adlandırılan en derin yalnızlığa uğrayabilecek olanla ilişkidir; dolayısıyla sonuçta Ötekinin Yüzünde daima Ötekinin ölümü vardır ve böylece bir biçimde cinayete kışkırtma sonuna dek gitmeye ötekini tümden göz ardı etmeye eğilim vardır aynı zamanda da Yüz işte çelişkili olan da bu "Öldürmeyeceksin"dir. Öl-dür-me-ye-cek-sin daha da açılabilir; bu ötekini tek başına ölüme bırakamayacağım olgusudur bana sanki bir çağrı yapılır; görüyorsunuz burası bana önemli görünüyor öteki ile olan ilişki bakışımlı değildir Martin Buber'de olduğu gibi hiç değildir bir Ben'e Sen dediğimde Buber'e göre bu beni karşımda bana Sen diyen kişi olarak bulurum. Bunun sonucunda da karşılıklı bir ilişki ortaya çıkar. Benim çözümlemem uyarınca tersine Yüz'e olan ilişkide ortaya çıkan bakışımsızlıktır: başta ötekinin bana göre ne olduğu beni fazla ilgilendirmez bu onun sorunudur; benim için o her şeyden önce sorumlu olduğum kişidir. | |
|
Etiketler |
adalet, aşk, felsefe, Üzerine |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
İlkÇağ Felsefe Okulu: Demokritos'ta Atomcu (Materyalist) Felsefe Nedir? Ne Değildir? | Kalemzede | Felsefe | 0 | 31 Temmuz 2023 15:39 |
Felsefe Nedir? Felsefe Ne Değildir? Felsefe İle İlgili Her Şey | Kalemzede | Felsefe | 0 | 13 Ocak 2021 18:13 |
Felsefe Tıp ve Tarih. (Tabakat Literatürü Üzerine Bir İnceleme) | Düş | Kitap Tanıtımları | 0 | 20 Ocak 2015 03:53 |
Felsefe Kavramı Üzerine | Kalemzede | Felsefe | 0 | 12 Ağustos 2011 02:38 |