IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  reklamver

Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 29 Mart 2009, 18:54   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Aristoteles ve metafizik




ARİSTOTELES VE METAFİZİK

Aristoteles için evren, bir küreydi;yer, bu kürenin merkezinde bulunmaktaydı.Bu kürenin sınırları vardı:çünkü eğer evren sonsuz olsaydı,bir merkeze sahip olmazdı.Aristoteles,yer'in hareketsiz olduğu fikrine düşünmeden varmış değildi.Örneğin Filolaos'un öne südüğü, yer'in hareket edebileceği fikri üzerinde düşünmüş ancak bu fikri reddetmişti.Çünkü ona göre, eğer yer hareket etseydi,yeryüzünde hızlı rüzgarlar ve dengesizlikler olmalıydı ve böyle bir duruma şimdilik rastlanmamıştı. Tabii ki bu çeşit etkiler, yalnızca aşağıda açıklayacağımız Aristoteles'in hareket yasaları çerçevesinde var olabilirdi;fakat o dönemde bu savlar ve yasalar,eldeki delillerin mantıksal sonucu olarak oldukça akılcı görünmekteydi.
Aristoteles, yıldızların ve gök cisimlerinin daire şeklindeki yörüngeler üzerinde hareket ettiklerini kabul etti. Bu durum estetik açıdan tatmin ediciydi;onu açıklayacak eş merkezli küreler gibi bir mekanizma ile birlikte, gözlemleri doğrular gibi gözükmekteydi. Ancak Aristoteles, küreleri gerçek birer fiziksel varlık olarak düşünmüştü;soyut bir matematik açıklama ona pek uygun gelmemekteydi.Böylece saydam kristal kürelerden oluşan evren fikri geçerlilik kazanmaya başladı. Fakat bu küreleri hareket ettiren neydi? Bütün bu küreler niçin dönmekteydi? Bu sorular yine Aristoteles'in hareket yasalarına dayanmaktaydı. bu yasalara göre, hareket eden bir cismi hareket halinde tutacak sürekli bir kuvvet gerekmekteydi ve Aristoteles, en dıştaki kürenin -yıldızlar küresi- ilk hareket ettirici olduğunu düşündü. Hatta daha da ileri giderek, bütün bunların arkasında bütün sistemi yöneten bir "hareket etmeyen hareket ettirici" nin bulunduğunu ileri sürdü. Burada artık fiziği terk edip, metafiziğe giriyoruz ve bilimsel ilahi düzene, fiziksel açıklamalardan fizik-üstü açıklamalara kaymaktayız.
BİLİM TARİHİ/COLİN A. RONAN/TÜBİTAK AKADEMİK DİZİ

Alıntı.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
Alt 29 Mart 2009, 18:55   #2
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Aristoteles ve metafizik




Aristoteles'in mantığı kendi içinde kapalı bir sistemdir. bu bakımdan, kendisinden önceki yunan felsefesi ölçüsünde yepyeni bir şeydir. burada, soyut düşüncenin çok yüksek bir aşamasıyla karşı karşıyayız. bu soyut kavramlar kurma yeteneğini, aristoteles bilginin her alanında göstermiştir. kurduğu kavramların sağlam, açık ve tutarlı olmaları yüzünden aristoteles, iki bin yıl boyunca felsefenin ustası sayılmıştır. kendisi aynı zamanda bilim dilinin de yaratıcısıdır; bugünkü bilimsel kavramlarımızın, terimlerimizin birçoğu onun formüllerinden çıkmıştır.
mantık, düşünmeyi incelerken, bu arada varolanı da incelemiş olur, çünkü düşünme varlığı da yansıtır. ama varlığın asıl yapısını ve iç bağlantısını, ancak, varolanların özüne ve nedenlerine yönelmiş olan metafizikle kavrarız.
aristoteles, metafiziğinde yunan felsefesinin bir ara sorunu,"görünüşlerin- fenomenlerin- değişken çokluğu arkasında birliği olan, kalan bir varlık olmalıdır" problemini, sözü geçen soyutlayıcı düşüncesiyle ele almış ve onu gelişme kavramıyla çözmüştür.kendisine en yakın dönemde demokritos ile platon "gerçek varlık" kavramını belirlemeye çalışmışlardı: demokritos'a göre "gerçek varlık" atomlar ve bunların hareketleridir; platon'a göre ise, fenomenlerin "nedeni" olarak idealardır. ama platon idealar ile fenomenleri birbirinden kesin sınırlarla ayırmıştı. aristoteles için ise "gerçek varlık" fenomenlerin içinde gelişen özdür. bu anlayışı ile aristoteles, artık fenomenlerden ayrı, ikinci üstün bir dünya kabul etmez;nesnelerin kavram halinde bilinen varlığı, fenomenlerin dışında ayrı bir varlık değildir,fenomenlerin içinde kendini gerçekleştiren öz'dür;öz, " hep olmuş olan varlıktır "; öz, kendini biçimlendirmenin biricik dayanağıdır,ancak bu biçimlendirmelerinde "gerçek" bir şeydir,bütün fenomenler de öz'ün gerçekleşmeleridir.işte aristoteles, herakleitos ile elea metafiziği arasındaki karşıtlığı, bu gelişme kavramıyla aşmıştır.

Alıntı.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 29 Mart 2009, 18:56   #3
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Aristoteles ve metafizik




Gelişme( oluş), aristoteles için, özellikle form ile madde arasındaki ilgidir. platon'a göre fenomen dünyası "sınırsız"(idea) ile "sınırlayan"ın (uzay) bir karışımı idi. aristoteles için ise fenomenler dünyasındaki her şey, form kazanmış olan bir maddedir.madde oluşmuş( biçim kazanmış) bir nesnedeki form yüzünden gerçeklik kazanmış olan olabilirliktir;maddede gerçek varlık olan öz ancak bir şey olabilme olanağı, bir şey yapabilme gücü olarak verilmiştir ve ancak form yüzünden bir gerçek, bir edim, olur. "oluş dediğimiz, burada , salt olabilirliğin form yüzünden gerçekliğe geçmesi olayıdır. öz'ün fenomenler yanında ikinci, daha yüksek bir gerçekliği yoktur; öz, fenomenler dizisi içindedir, bunlarla kendi olanağını gerçekleştirir. genel ancak özel'in içinde gerçektir; özel de, kendisinde genel gerçekleştiği için vardır.
idea öğretisinde yaptığı bu değişiklikle aristoteles, yunan felsefesinin bir ana-sorununu bir bakımdan çözmüş oluyordu. "varlık" burada, kendisinden "oluş" açıklanabilecek gibi düşünülmüştür. miletlilerin hylozoisminden ta demokritos ve platon'a kadarki yunan helsefesinin bütün öğeleri aristoteles'in bu öğretisinde bir araya toplanmışlardır. kavramda bilinen varlık "genel öz" dür;bu öz, görünüşlerinde form yüzünden kendi olanağını gerçekleştirir, bu gerçekleştirme olayı da harekettir. buna göre varlık, oluş'ta meydana gelmiş olan şeydir; varolan, "olmuş olan" dır. öz'ün görünüşlerinde kendisini bu gerekleştirmesine aristoteles entelekheia der.
ağırlık merkezini oluş kavramında bulan aristoteles felsefesinin, kendisinden önceki felsefelerden başlıca ayrılığı da ereklik kavramını esas olarak almasıdır. platon bu kavramı bir postulat olarak ileri sürmüş, daha çok mecazi olarak kullanmıştı. oysa aristotales bunu da rationel olarak işleyip temellendirmiştir. kendisinden önceki metafizikte "oluş" mekanik bir olay diye anlaşılıyordu. buna karşılık aristoteles, oluş düşüncesi için hep organizmaların gelişmesiyle insanın planlayan, biçimlendirici çalışmasını örnek olarak alır, oluş'un metafizik niteliğini açıklarken örneklerini hep bu alanlardan seçer.

Alıntı.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 29 Mart 2009, 18:57   #4
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Aristoteles ve metafizik




Her oluş, bir maddenin form kazanmasıdır, "olabilir"in "olmuş" olmasıdır. oluş'un anlamak, yani onu nedenleriyle kavramak istersek dört çeşit neden ile karşılaşırız: "maddi neden" , kendisine ya da kendisiyle bir şeyin olup bittiği nedendir; "formal neden" maddede kendini gerçekleştiren formdur;bir nesnenin form'u, onun genel-kavramsal özüdür; dolayısıyla form'dan, nesneye zorunlu olarak ve özce ilişkin olanı öğreniriz; her olay, her hareket, yani her maddenin şekil kazanması da dıştan bir itişi, hareketi başlatan, "hareket ettiren neden" gerektirir; her oluşta, bunun varmak istediği nedeni sorabiliriz, o zaman da oluşu yöneten "ereksel neden" i buluruz.
imdi, aristotales'e göre, varolan, form kazanmış olan maddedir. ama madde ile form arasındaki ilinti relatiftir:daha aşağısına göre form olabilen aynı şey, daha yukardakine göre maddedir. örneğin tuğla toprak için form, ama ev için maddedir. bu anlayışta gelişme kavramı, nesnelerin değer bakımından düzenlenmelerinin ilkesi oluyor:nesnelerin düzeni, maddenin en aşağı biçimlenmelerinden en yüksek formlarına kadar aralıksız yükselen bir dizidir. bu basamaklarda her nesne cinsi bir alt basamaktakinin formu, bir yüksek basamaktakinin de maddesidir ve her nesne buna göre bir değer kazanır. ama nesnelerin bu dizilişlerinin hem aşağıdan hem de yukarıdan bir sınırı vardır-bu şaşğı sınırı "salt madde", yukarı sınırı da "salt form" dur. tatamıyle formsuz olan salt ya da "ilk madde", yanlız bir olanaktır, gerçek değildir;herhangi bir yerde bir form olarak gerçekleşmiş olmadan var değildir. ancak, bu formsuz madde yanlız yokluk da ( varolmayan yada boş uzay) değildir, reel etkilerle kendini gösteren nedendir de. maddenin varlığı, formların tek tek nesnelerde kendini tam olarak gerçekleştirememelerinde kendini gösterir. formların kendilerini ancak olanağa göre gerçekleştirebilmeleri bu yüzdendir; doğanın yasasız,ereksiz yönü de bu yüzden vardır. bundan dolayı aristotales doğa öğretisinde ereksel nedenler ile mekanik nedenleri birbirinden ayrılır. birinciler maddede kendilerini gerçekleştiren formlardır, ikinciler ise maddede bulunur ve formlara sınır çizerler; bunlar, formların büsbütün gerçekleşmesini engelleyen ilkelerdir.

Alıntı.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 29 Mart 2009, 18:57   #5
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Aristoteles ve metafizik




"salt form" ise-asıl gerçek de bu- maddeyi gereksemeden, kendiliğinden en yüksek realiteye sahiptir. bu salt form'u kabul etmek gerek, çünkü madde yanlız olabirliktir, onun kendisinde gerçekleşme, hareket ya da oluş ilkesi yok. aristoteles'in "kendi kendini gerçekleştiren öz" kavramına dayanan gelişme sisteminde hareketin zaman bakımından bir başlangıcı yoktur; hareket, varlığın kendizi gibi öncesizdir. ancak, varlıktaki hareketin nedenini göstermek gerek. bu hareketin nedeni de, her yanda, form'un madde üzerindeki etkisidir. bir yansan maddede biçim kazanmak itilimi vardır, öbür yandan formda da ereğe göre hareket etmek gücü vardır. ama, form daha yüksek bir form karşısında maddedir, bu daha yüksek form da kendisinden daha yükseği karşısında yine maddedir; bu da böylece sonsuzluğa doğru uzayıp gider. onun için, hareket kavranmak isteniyorsa, formlar dizisinde (hareket nedeni zincirlerinde) kendisi salt form olan, kendisi artık hareket etmeyen ama bütün hareketlerin ilk nedeni olan bir ilke kabul etmek gerekir. bu ilkeye aristoteles "ilk hareket ettirici" diyor. bunun kendisi hareketsizdir; maddede kendisine göre biçimlenmel itilimini uyandırır; mekanik bir neden değil, ereksel bir nedendir,çünkü maddeyi bir ereğe göre biçimlenmek için uyarır.

Alıntı.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 29 Mart 2009, 18:58   #6
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Aristoteles ve metafizik




"ilk hareket ettirici" yada "salt form", aristoteles'in metafiziğinde, tıpkı platon'un metafiziğindeki "iyi ideası" na benzer. salt formda iyi ideasındaki aynı nitelikler vardır. o da öncesiz- bitimsizdir, değişmez, hareketsizdir, kendi başınadır, geri kalan bütün şeylerden ayrıdır, cisimsizdir- ama yine de bütün oluşun nedenidir. salt form (ilk hareket ettirici) , yetkin varlıktır, çünkü onda her olanak aynı zamanda gerçek olmuştur,; bütün varolanların ve özlerin en iyisi, en yükseğidir-kısaca salt form tanrılıktır. hiçbir olanakla ilişiği olmayan, kendi kendisine dayanan bir "salt edim" olan bu en yüksek varlık bir düşünmedir. yanlız bu, tek tek nesnelere, bunların değişen görünüşlerine yönelmiş bir düşünme olmayıp, kendi bengi özü ile uğraşan, kendi kendisine konu yapan, kendi kendisini düşünen salt bir düşünmedir, düşünmenin düşünmesi , bilincin bilincidir. buna göre tanrı tamamıyle immaterialdir,cisimsizdir, salt tindir, nous'tur, özü de, maddesi de kendisi olan düşünmedir. bu kendi kendisine bakması , tanrının öncesiz- sonrasız mutluluğudur. tanrı hiçbir şey istemez,hiçbir şey yapmaz;evren üzerinde hareket ve edimleriyle etkide bulunmaz;evreni, onun kendisini özlemesiyle etkiler; bu varlıkta bütün olup bitenler, hep maddenin tanrıyı özleyişi yüzünden olur ve ancak bir özleyişin konusu olması dolayısıyla tanrı her türlü hareketin nedenidir.

Alıntı.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 29 Mart 2009, 18:58   #7
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Aristoteles ve metafizik




felsefenin bütün öteki alanları gibi, doğa öğretisi de aristoteles'in metafziğine dayanır. madde, hareket ettiren şeydir, kendisi kendiliğinden hareket edemez. salt form ise hareket ettirendir. bu ikisi arasında da bütün varlıklar yer alır. bunlar, hareket bakımından hem etkin, hem edilgindirler. işte nesnelerin bu bütününe aristoteles physis(doğa yada evren) der. doğa, birliği olan canlı bir bağlantıdır. bu bağlantının içinde madde, sayısız kılıklara girerek, gittikçe daha yüksek formlara doğru gelişe gelişe duran varlığa ,tanrıya doğru yaklaşır, olanağa göre tanrılıkla dolar.aristoteles'in doğa felsefesi de, nesnelerin böyle bir gelişme içindeki basamaklarını anlatır. bu gelişmenin ereği olan tanrı hem kendi kendisiyle aynı kalan, duran varlıktır, hem de tinsel varlıktır. bir yandan dururluk, öbür yandan tinsellik tanrının en yüksek değer nitelikleridir. onun için, doğadaki formlar, tanrının bu niteliklerine ne kadar yaklaşırlarsa , bunları ne kadar çok gerçekleştirirlerse, o kadar değer kazanırlar, doğa içindeki sıralanmalarındaki yerleri o kadar yüksek olur. buna göre, doğadaki fenomenler iki doğrultuda yukarıya doğru yükselirler: gökyüzünün düzenli hareketlerine; öbür doğrultudan da, sırf mekanik yer değiştirmesinden başlayarak ruhun etkinliklerine, ruhun da en değerli gelişmesi olan akıl bilgisine kadar bir yükseliş vardır.

Alıntı.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 29 Mart 2009, 18:59   #8
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Aristoteles ve metafizik




bu iki gelişme dizisi bir yerde birleşirler:yıldızlarda. çünkü, hareketleri düzenli oloan yıldızlar, aristoteles'e göre en yüksek zekalardır, en akıllı ruhlardır.evren, en yetkin şekil olan küre biçimindedir. hareketlerin en yetkini de, başladığı yere yeniden dönen daire hareketleridir. esirin (aither) hareketi böyle bir daire hareketidir. esir, kensizinden yıldızlar ile saydam kürelerin meydana geldiği gök öğesidir. yıldızlar bu saydam kürelerde öncesiz- bitimsiz olarak değişmeyen düzenli hareketlerle hareket ederler.evrenin en dışında, mutlak değişmezliği ile tanrısal varlığa en çok yaklaşan duran yıldızlar gökü vardır;bunların altında da gezegenler, güneş ve ay yer alır. bu sonuncuların daire hareketinden görünürdeki ayrılmaları, pek karmaşık bir teori ile (içiçe geçmiş kürelerle) açıklanır. yıldızların kendileri, aristoteles için, insanüstü bir zeka taşıyan varlıklardır,evrenin tanrılarıdır bunlar,çünkü tanrılığa en çok yaklaşan salt formlardır, daha aşağı olan yeryüzündeki hayat üzerinde de, bunu belli ereklere göre yönelten, etkileri vardır. aristoteles'in bu düşüncesi, yeni platoncu ve ortaçağ astrolojisinin( gökyüzündeki olaylarla insan hayatı arasındaki bir ilginin olduğu inancının) kökü olmuştur.
Felsefe Tarihi/m. Gökberk

Alıntı.

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
aristoteles, metafizik, ve


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Aristoteles'in Varlık Felsefesinde (Ontoloji) Metafizik Nedir? Ne Değildir? Kalemzede Felsefe 0 31 Ekim 2021 21:23
Aristoteles - Metafizik PySSyCaT Kitap Tanıtımları 0 06 Nisan 2016 14:44
Metafizik (Aristoteles) Sır Felsefe 0 25 Ağustos 2013 09:12
Aristoteles - Metafizik Kalemzede Felsefe 0 10 Ekim 2011 22:57