29 Mart 2009, 18:04 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Lacan’ın yaşamı ve psikanalize katkısı JACQUES LACAN ve PSİKANALİZ LACAN’IN YAŞAMI VE PSİKANALİZE KATKISI Jacques Lacan 1901’de Paris’te doğdu. Tıp öğreniminden sonra 1932’de “Kişilikle İlişkileri Açısından Paranoyak Psikoz” adlı teziyle psikiyatr oldu. Başlangıçta bir şair olarak tanındı. Paul Nizan, Jean Paul Sartre ile birlikte şiirleri yayınlandı. Lacan tüm yaşamı boyunca Freud savunucusu olduğunu iddia etmiştir. Özellikle sosyo-kültüralist Amerikan okuluna ve “Ego (Ben) Psikolojisine”,”Ego”nun (Ben) vurgulanmasına, psikanaliz kavramlarını yumuşatarak deforme eden yazarlara karşı çıkar. Lacan’a göre bir bilim olan psikanalizin bir tek nesnesi vardır : Bilinçdışı. Bu nesneyi, daha doğrusu bu teorik nesneyi özgün kavramlar ile işlemek, ele almak gerekir. Bu özgün bir nesnedir ; ne biyolojik kökenli kavramlarla ele alınabilir ne de sosyoloji ağırlıklı olanlarla. Jacques Lacan, bu köktenci ve uzlaşmaz tutumu nedeniyle uzun süre dışlandı, görmezden gelindi. Lacan, tüm yaşamı boyunca organik psikiyatri teorik temelinde gelişen klasik psikiyatrik yaklaşıma da karşı çıktı. Bu tutumuyla Lacan, antipsikiyatri savunucusu olmamakla birlikte, bazı yazarlar eserini bu yönde yorumlamaya açık bulmuşlardır. Lacan bir yazar –güç bir yazar- olmaktan önce bir konuşmacıdır. Saint-Anne Hastanesinde, Ecole Pratique Des Hautes Etudes ve Ecole Normal Superieure’de her biri Paris aydın çevrelerinde bir olay yaratan ünlü seminerlerini verdi. Temel eseri Ecrits (Yazılar) 1966’da yayımlandı. Bu olağanüstü güç eser, bütün kapalılığına rağmen bir dönemin aydınlarının elinden düşmeyen bir kitap oldu. Lacan da Sokrates gibi ölümlü idi : 3 Eylül 1981’de Paris’te öldü. Lacan’ın özgün yanı, psikanaliz ile yapısalcı dilbilim arasında kurduğu ilişkidir. Freud’un bilinçdışının işleyişi hakkında öne sürdüğü mekanizmaların aynen dilde de bulunduğunu göstermiştir ki, esas buluşu budur. Ancak, Lacan bu ilişkilendirme işleminin Freud’a yeni bir şey katmak anlamına geldiğini düşünmez. Aksine, adeta dilbilim psikanalizin temel sorgulama alanında yapısal olarak, yani bir konum olarak bulunan bir boşluğu doldurmaktadır. Dilbilim, zaman bakımından psikanalizden sonra ortaya çıkmıştır. Ancak, psikanalizin temel sorunsalı, yalnızca dilbilim ile ilişkisinde netleşen bir sorunsaldır. Bu demektir ki, yapısalcı dilbilim psikanaliz için bir sistematikleşme imkanı tanımaktadır. Lacan’a yakından bakarsak “Yapısal Kuram”dan (İd, Ego, Süperego kuramı) uzak olduğunu görürüz. Özellikle “Rüyaların Yorumu”,”Schreber Vakası”,”Metapsikoloji”deki Freud ön plana çıkar, yani 1900-1915 arası erken Freud. Bu dönemde Freud’un temel sorunsalı bilinçdışı, bilinçdışı çocukluk karmaşaları, bilinçdışının işleyiş mekanizmaları ve bastırma mekanizmasıdır. Lacan, böylece psikanalizi “bilinçdışının bilimi” olarak ilan edecektir. Alıntı. | |
|
Etiketler |
katkisi, katkısı, lacan’ın, lacanand#8217in, psikanalize, ve, yasami, yaşamı |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Jacques Lacan | Kalemzede | Felsefe | 0 | 07 Temmuz 2021 18:24 |
Lacan Ve Psikanaliz | Afrodit | Felsefe | 0 | 14 Kasım 2011 16:48 |
Jacques Lacan(1901-1981) | Afrodit | Düşünürler | 0 | 14 Kasım 2011 16:43 |