29 Mart 2009, 06:06 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Estetik Estetik FRITZ HEINEMANN Günümüzde Felsefe Disiplinleri-Doğan Özlem. GENEL Estetik, öbür felsefe disiplinlerine oranla oldukça genç bir disiplindir. Sözcüğü ilk kez, Alman esletiğinin kurucusu A. Baumgarten (1714-1762) kullanmıştır. Ancak Baumgarten sözcüğü iki anlamda kullanmıştır: 1. Aşağı basamaktaki bilgisel olanak, yani aisthesis (duyum) 2. Bugün "estetik" olarak adlandırdığımız disiplin. Sanat hakkındaki düşünce çabaları, hiç kuşkusuz Eskiçağdan beri şairler, sanalçılar-, filozoflar tarafından bir estetik tarihi oluşturacak kadar hep sürdürülegelmiştir. Ama bu düşünce çabalarından ilk kez. bağımsız bir disiplin çıkaranlar 19. yüzyıl filozofları olmuşlardır. Bu filozoflar estetiği güzelin bilimi olarak anlamışlar ve bu güzeli ve onun doğasını temellendirmenin olanaklı olduğuna inanmışlardır. Onlar genellikle estetiği kendi sistemlerinin bir parçası haline getirmişler ve onu kendi sistemlerinin ilke ve yöntemleri altında belli bir duyusal-duygusal ilkeye (Croce'de sezgi , Cohen'de saf duygu , Gipps'de Einfühlung- özdeşleyim -) göre düzcnlemişlcrdir. YENİ DURUM VE YENİ SORUNLAR Bu denemeler tek tek ne denli ilgi çekici iseler de, bütünden bakıldığında başarısızdırlar. Biz kendimizi bu denemeler karşısında tamamen yeni bir durum içinde görmekteyiz. Güzelin doğasını bir felsefe disiplini içinde temellendirmeyi istemek anlamsızdır; çünkü böyle bir güzel, kendi başına güzellik diye bir şey yoktur. Dil eleştirisi bize, "güzel" sözcüğünün hiç de tek anlamlı olmadığını öğretmiştir. Öyle ki, artık biz, klasik güzellik idealini ve geleneksel felsefi sistematiğin bu konuda getirdiği keyfi sınırlamaları bir kenara bırakmak zorundayız. Sanat ya da sanatlar, tüm insanların ve tüm insan topluluklarının yarattıklarıdır. Öyle ki, bugün karşımızda, tüm insanlık tarihi boyunca her çağın ve her insan topluluğunun sanatsal yaratıları olağanüstü bir zenginlikle, asılları veya yeniden-üretimleri (Reprodııktion) ile ilgimize açık durmaktadır. 20. yüzyıl estetiğinin çıkış noktası, herşeyden önce bu malzemenin incelenmesi olmalıdır. Böyle bir estetiğin soracağı sorular da şunlar olabilir: Sanat nedir? İnsan neden bir sanat yapıtı yaratır? Bir sanat yapıtını öbür insani ürünlerden ne ayırır? Sanatsal hoşlanma nerede ortaya çıkar? Sanat fenomenleri için verllecek yargılarda hangi ölçütler geçerlıdir? Alıntı. | |
|
29 Mart 2009, 06:06 | #2 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Estetik Sanat, bizim yarattığımız, dolayısıyla bizim kavrayışımıza geçişli olan bir şeydir. Ama sanat uğraşı, aynı zamanda, bizi doğanın derinliğine bir kavrayışına doğru sürükleyen bir uyarıcıdır da. Sanatçının kendisi bir doğadır ve o kendisini çevreleyen evren ile bağlantı içinde yaratır. Öyle ki, biz bu yol üzerinde, doğal güzelliği kavramayı da umabiliriz. Buradan yola çıktığımızda, güzel diye ıek bir estetik değer değil, tersine kendi tarzı içinde bir çok değer; Greklerinki gibi bir tek olgun sanat değil, tersine kendi tarzı içinde pek çok olgun sanat ((örneğin, Mısır, Çin, Bizans sanatı ve modern sanat) olduğunu saptayabiliriz. Bunun gibi estetik de pek çok görünüm içindedir. Örneğin metafıziksel olarak estetik, çeşitli güzellik basamaklarını bir mutlak güzel idesi altında ele alıp izleyen bir disiplin olarak anlaşılabilir ( Platon ) Psikolojik olarak estetik, aslında bir uygulamalı psikoloji olarak görünür ve örneğin estetiğin özdeşlcyim (Einfühlung) üzerinde temellendirilebileceği ( Lipps ) ve bu özdeşleyime bağlı bir soyutlamanın estetiğin konusu oldugu ( Woringer ) aöylenebilir. Fenomenolojik olarak, estetik beğeni problemi estetiğin başat problemi sayılabilir ( Geiger ). Ama estetik denen disiplin, birde değerler problematiği açısından da görülebilir ve estetiğin ana konusunun estelik değerler ve daha genelinde değer yargıları olduğu söylenebilir. Örneğin semantikçiler, son olarak göstermişlerdir ki, "güzel” "çirkin", "hoş", "yüce' gibi estetik terimler çok anlamlıdır ve bu konuda öncelîkle bir dil çözümlemesine gerek vardır ve böyle bir çözümleme sonunda, bu terimlerin aslında belli değer yargılarını ifade ettikleri görülebilir. Öbür yandan sosyologlar, sanat yapıtına, yaratıcısının bireysel ürünü olduğu kadar, toplumsal yapıya bağlı ve aynı zamanda ondan çıkan bir toplumsal ürün olarak bakarlar. Tüm bu bakış tarzları ve yöntemlerler, mutlaklaştırılmadıkları sürece, kendi açılarından kısmi bir doğruluk taşırlar. Ama, bizi sanatı kavrama konusunda bazı t:emel noktalara götürecek bir yol bulmayı denerken, yine de tüm bu tarz ve yöntemlerle elde edilmiş olan sonuçlardan yararlanmak gerekir. Buna göre, bizim temel sorumuz şu olacaktır: Sanat nedir? Bu soruyla işe başlamak için de, aynı zamanda şunu sormak "Sanat" sözcüğünün çeşitli dillerdeki anlamı nedir Eski yüksek Almancada "Kunst" (sanat) sözcüğü "Kenntnis" bilgiden gelir .ve aynı zamanda işbirlik , beceri anlamına da gelir. . Aynı sözcük ve eski Sakson dilinde de benzer. anlamlara sahiptir. Bu kök Got ve İngiliz dilinde yoktur ve onun ' Art' almıştır. Art'ın iki anlamı vardır: l. beceri, hüner (skill), 2. bir beceriye , hünere dayalı olarak yapımı gerçekleştirilen şeyleri öğrenme ve öğretme tarzları.. Almanca "Kunst", Ingilizcedeki "fine arts (güzel sanatlar)a karşılık olabilir. Art Latince arts’dan gelir ki. daha çok. (bir kurala bağlı insani etkinliğin biçim ya da tarzı, genel olarak, maharet, üslûp, beceri, daha özel olarak da. el becerisi, işleme, zanaat ve bilim anlamlarına gelir. Görülüyor ki, "ars" deyimi ne sanat sözcüğüyle sınırlıdır; ne de onun bilime karşıt bir anlamı vardır. O, bir sanat ya da bilimin temelinde kuralları ifade eder; örneğin retorik için gramer bir "ars” tır. Böyle bir dil çözümlemesi ile sanatın anlamının çözümlemesine ne gibi bir katkı getirilebilir? Hiç kuşkusuz bir dil çözümlemesi sanatın ne olduğunu bize asla veremez. Ama sanat fenomeninin asla ihmal edilmemesi gereken bir açıdan görülmesini de sağlayabilir. Bu açıdan bakıldığında görünen şudur: Sanat, yapabilmekle, beceri ile, zanaatla kurallı eylemle ilgilidir ve giderek tüm insani etkinliğin temelinde yatan bir şeye bağlıdır. Bunu saptadık mı, artık etkinlik olarak sanat ile ürün olarak sanat arasına bir farklılık koyma gereği ortaya çıkar. Alıntı. |
|
Etiketler |
estetik |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Estetik | PySSyCaT | IF Sözlük | 1 | 13 Ocak 2022 15:35 |
En çok estetik | Lilith | Guinness Rekorları | 0 | 10 Ekim 2014 14:25 |
Estetik ameliyatlar - Estetik ameliyat fiyatları | System | Sağlık Köşesi | 0 | 04 Kasım 2011 15:26 |