16 Ağustos 2023, 18:39 | #1 | |
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Klasik Mantığa Giriş: Klasik Mantıkta Genel Kavram Nedir? Ne Değildir? Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Klasik Mantığa Giriş: Klasik Mantıkta Genel Kavram Nedir? Ne Değildir? Genel kavram-tekil kavram ilişkisi, mantıkçıları ve filozofları oldukça meşgul etmiş bir konudur. Genel kavramları, tekolanlardaki ortak özellikleri gözeterek oluşturmuş olmamız, tersinden bakıldığında, tek-olanların bilinebilmesinde genel kavramların önemini ve işlevini görebilmemizi de sağlar. Leibniz, ancak tek-olanların özdeşliğinden söz edebileceğimizi belirtmekle birlikte, tek-olanın bilgisinin basit bir özdeşlik bilgisi olmaktan öteye geçemeyeceğini, bu bakımdan, tek-olanlardan söz edebilmemizin ancak genel kavramlardan hareketle mümkün olabileceğini de eklemişti. Ama zaten Leibniz'i büyük ölçüde etkilemiş olan Aristoteles de, tekilin ancak genel altında bilinebileceğini belirtmişti. Bu durum, örneğin Platon'da, varolanların balarda n pay aldıkları (metheksis) belirtilerek, felsefî bir söylem içerisinde ifadesini bulmuştu. Platon'un idealarını, mantık açısından sınırlayıp onları genel kavramlar sayacak olursak, genel ile tekil arasında, yine yalnızca mantık açısından anlaşılması gereken bir pay alma ilişkisinin olduğunu belirtebiliriz. Mantıkta pay almadan anlaşılması gereken şey, tek-olanın ancak bir cinsin, bir sınıfın üyesi olarak, bu cins veya sınıfın işaret ettiği ortak özellikleri taşıması, yani cins ve sınıfa ortak özellikler aracılığıyla katılabilmesidir. Genellik (generality) kavramının daha iyi aydınlatılmasına da yardımcı olabilir. Anlaşılacağı gibi, mantık açısından bakıldığında, nesnelerin genelliğinden değil, ancak kavramların genelliğinden söz edilebilir. Platon bunun farkındaydı ve o genelliği tam da bu yüzden nesneler dünyasında değil, idealar dünyasında arıyordu. Genellik, genel kavramın neliğini, özünü yapan şeydir; o kendisini tek-olanlarda değil, bu tek-olanların ortak özelliklerinin potansiyel tümelliğinde gösterir. Ama burada kullandığımız tümellik (universalite, külliyet) kavramının da açıklanması gerekir ve bu zorunludur. Çünkü uygulamada genellik ile tümellik kadar birbirine karıştırılan az kavram vardır. Tümellik, bir genel kavramın kaplamının ve ortak özelliklerinin tamlığını, eksiksizliğini belirtir. Biz bir genel kavramı, tek-olanların bilebildiğimiz kaplamına ve ortak özelliklerine göre kurarız. Ama uygulamada, özellikle empirik dünyada, bir genel kavramın kaplamını ve içerdiği ortak özelliklerin potansiyel sınırsızlığını asla tüketemeyiz. Bir başka deyişle, bir kavramı tüm kaplam ve ortak özellikleriyle bilemeyiz. Yani bir genel kavramın tümelliği, bizler için tüketilebilecek, tamamen bilinebilecek bir şey değildir. Kısacası, uygulamada hiçbir genel kavram tümel değildir, olamaz. Ama bu, epistemolojik bir sorundur, mantık sorunu değildir. Mantıkçı, kavramm genelliği ile tümelliği arasında epistemolojik bir ayırım yapmaz. Olsa olsa, yukarıda 2. 2. 'de değindiğimiz gibi, tümelliğin genel kavram mın tümel önermenin öznesi olmayı ifade ettiğini belirtebilir. Çünkü mantıkçı kavramları içeriklerine göre değerlendirmez. Bu nedenle, onun için her genel kavram, formel olarak aynı zamanda tümeldir. Mantık açısından genellik ile tümellik arasında bir ayırım yapmak söz konusu değildir. Ama ontolojik ve epistemolojik açıdan bu ayırımın yapılması gereklidir. Aksi halde, örneğin Platon'un tümelleri (universaller) neden idealar saydığı ve onları empirik dünyanın ötesinde aradığı anlaşılamaz; bunun gibi Ortaçağın bin yıllık evrenseller tartışması da gözümüzde netlik kazanamaz. Ayrıca tümelliğe içlem ve kaplam açısından da eğilmek gerekir. Okuyucunun birkaç sayfa sonraki "içlem kaplam" konusunu okuduktan sonra bu satırlara dönmesi dileğiyle, bu konuda şunlar söylenebilir: Bir kavramın içlemi, onun işaret ettiği ortak özelliklerin toplamıdır. Bir kavramın işaret ettiği ortak özellikler potansiyel olarak sınırsız olabileceğinden, yukarıda da belirttiğimiz gibi, bu içlemi uygulamada tüketmek mümkün değildir. Bunun gibi, bir kavramın kaplamı da sınırsızdır. Kaplam, bir kavramın işaret ettiği objeler olarak tanımlanır. Ama böyle bir kaplama da, uygulamada ulaşmak mümkün değildir. Bu noktaların, filozoflarımızı neden dolayı "sonsuzluk" kavramına sığınmaya zorladığını anlayabiliriz. Matematikçiler, kaplamsal tümelliği nicelik terimleriyle, yani sayılarla belirli kılmayı denerler. Kaplamsal tümelliğin bu nicelikçi yorumu, önermelerin kuruluşunda da belirleyici olmuştur. Tümellikle, bir önerme içerisinde, o önermenin niceliği olarak karşılaşırız ("Tüm insanlar ölümlüdür"). Ama tümellik sayısal olarak gösterilebilir bir şey de değildir. Bir genel veya tekil kavram, aynı zamanda somut veya soyut olabilir. Ama genellik-tekillik ayırımının, somutluk-soyutluk ayırımıyla bir ilgisinin olmadığını da görmek gerekir. Birinci ayırım mantıksal, ikinci ayırım ise epistemolojiktir. Örneğin, "bu vazo", tekil ve aynı zamanda somut bir kavramdır (tekil-somut). "Bu vazonun sertliği" ise tekil ama soyuttur, çünkü "sertik" kendi başına varolan hiçbir somut şeye işaret etmez (tekilsoyut). "Vazonun sertliği" ise hem genel hem soyuttur (genelsoyut). Hem genel hem somut kavramların olabilirliği ise tartışmalıdır. "Vazo"yu bir genel kavram, "sert"'i ise bir somut kavram olarak alırsak, bir genel kavrama bir önerme içerisinde yüklem olabilecek bir özelliğin de soyut olması gerekeceğinden, genel-somut bir kavramın olamayacağını belirtmemiz gerekir. Dilde bu durumun her zaman farkına varılmayabilir. Örneğin "Vazo serttir." önermesinde, aslında ifade edilmek istenen şey, "Vazo sertlik özelliğine sahiptir." önermesinde tam ifadesini bulur. KAYNAK: KLASİK MANTIK KİTABI
__________________ English Preparatory Department School of Foreign Languages Assistant English Teacher Ankara Baskent University 2017-18 “Benim, senden öncem ve senden sonram yok, yalnızca sen varsın...” C.A - 31.12.2010 - ∞ English Language and Literature Faculty of Humanities and Letters Ankara Bilkent University 2010-15 | |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Klasik Mantığa Giriş: Klasik Mantıkta Tekil Kavram Nedir? Ne Değildir? | Kalemzede | Felsefe | 0 | 16 Ağustos 2023 18:39 |
Klasik Mantığa Giriş: Klasik Mantıkta Tikel Kavram Nedir? Ne Değildir? | Kalemzede | Felsefe | 0 | 16 Ağustos 2023 18:39 |
Klasik Mantığa Giriş: Klasik Mantıkta Tümel Kavram Nedir? Ne Değildir? | Kalemzede | Felsefe | 0 | 16 Ağustos 2023 18:39 |
Klasik Mantığa Giriş: Klasik Mantıkta Somut Kavram Nedir? Ne Değildir? | Kalemzede | Felsefe | 0 | 16 Ağustos 2023 18:39 |
Klasik Mantığa Giriş: Klasik Mantıkta Soyut Kavram Nedir? Ne Değildir? | Kalemzede | Felsefe | 0 | 16 Ağustos 2023 18:39 |