17 Ekim 2022, 00:27 | #1 | |
Çevrimdışı Tefeci'nin Kızı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | O GÜNDEN BERİ HEP BENİMLE.! [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Merhabalar, İsmim Bahadır. 27 yaşındayım. Evliyim bir kızım var. Olaylar benim çocukluğumda başladı. Ben 8 yaşlarındaydım. Mahallemizde de yaşlı bir kadın vardı. Bu kadın büyücüydü. Biz bunu bilirdik. Herkes bilirdi ve suratı da çok korkunçtu, sert bakardı. Herkes çekinirdi. Hatta bu yüzden kendi aramızda ona cadı kadın derdik. Cadıya benzerdi. Evine sadece büyü yaptırmaya gelenler olurdu. Ne eşi ne çocuğu kimsesi yoktu bildiğimiz kadarıyla. Bizim de top oynadığımız bir alan vardı mahallede ve kadının evine çok yakındı, hatta tam önündeydi diyebilirim. Ne zaman oynasak kadın bizi kovardı oradan. Bizde inatla gider orda oynardık. Çünkü en uygun yer orasıydı. Orası çıkmaz sokaktı ve o yüzden araba falan geçmezdi. Bir gün yine gittik orada oynuyoruz 5-6 kişiyiz. Maç yapıyoruz. Topa tüm gücümle vurdum ve tahmin edebileceğiniz gibi top kadının evinin bahçesine girdi. Biz kadından çok korkuyoruz hepimiz donup kaldık bir anda. Ben diyorum “Ben gidip almam, siz alın.” Onlar diyor “Sen attın, sen alacaksın.” Böyle konuşuyoruz aramızda. Biz daha buna karar veremeden kadın çıktı dışarı. Defolun gidin buradan dedi topumuzu da patlattı. Çok korkuyorduk evet ama elimizde ki tek eğlencemizi bizden alınca bu korku yerini öfkeye bıraktı. O an cevap veremedik hemen uzaklaştık. Başka bir sokağa girip konuşmaya başladık. Ne yapacağız şimdi diye. Para da yok gidip yeni top da alamıyoruz. Bir arkadaş dedi ki: “Gelin bu kadından intikam alalım.” “Nasıl alacağız.” dedim. “Bilmiyorum bir plan yapalım. Bizim topumuzu patlatmak neymiş görsün. Bir daha bize kızamasın.” Çocukluk işte. “Tamam.” dedik “İntikamımızı alalım, onu pişman edelim.” Peki ama nasıl ne yapacağız? Düşünmeye başladık. Yine arkadaşlardan parlak zekalı bir çocuk “Buldum!” dedi. “Ne buldun?” dedik. “Kadının bahçesine çamur atalım.” dedi. Öteki arkadaş “Camını kıralım .” dedi. Öteki “Evi taşlayalım.” dedi. Saçma sapan fikirler ama o an mantıklı geldi maalesef. Önce dedik çamur atalım bahçesine. Büyükçe bir kova bulduk. İçini toprakla doldurduk. Ondan sonra da su katıp çamur yaptık. Bunun içinde doğru zamanı kolladık evin arka tarafından dolandık. Bir anda çamuru kapısının önüne atıp koşmaya başladık. Öyle bir koşuyoruz ki sanki kadın süpürgesine atlayıp bizi yakalayacak. Arkamıza bile bakmadan 1 km koştuk sanırım. Durduk bir yerde gücümüz tükendi. Hepimiz nefes nefeseyiz. Ama intikamı almanın da haklı gururunu yaşıyoruz. “Tamam.” Dedik. “Almıştır artık dersini.” Bir süre kadınının evin oralarda dolaşamadık tabi. Kimseye de anlatmadık bu olayı. Aradan 3-4 gün geçti. Biz yine oralarda takılmaya başladık ama kadın beklediğimiz gibi bir tepki vermedi. Yani bizi gördü sonra ama görmemezlikten geldi. Biz buna daha çok sinir olduk. “Onu sinirlendirmek için daha büyük bir şey yapalım.” dedik. Çünkü sinirlenmezse, üzülmezse aldığımız intikamın hiçbir faydası yok. Öyle düşünüyoruz. Neyse birkaç gün daha düşündük, ettik. Sonra dedik ki: “Bu kadın büyücü, bize de büyü yapabilir ancak o zamanlar büyü nedir bilmiyoruz. Çiftleri ayıran, barıştıran ne bileyim musallat eden biri aslında büyücü ama biz küçük olduğumuz için bizi kurbağaya falan çevireceğini zannediyoruz. Dedik ki: “Şu kadını bir izleyelim. Kimleri neye çeviriyor bakalım.” Pencerenin oradan gizli gizli izlemeye karar verdik. Yine evinin arkasından dolandık. Perde vardı ama çok küçük bir kısımdan gözüküyordu içerisi. Oradan sırayla bakmaya çalışıyorduk. Kadın o esnada yerde oturuyordu ve arkası dönüktü. Ne yaptığını göremiyorduk ama sesi geliyordu. Yanında biri var gibi konuşuyordu. Bakma sırası bana geldi iyice anlamaya çalıştım. Kadının yanında kim var kimle konuşuyor diye. Sonra kadın “Neredeler, neredeler?” diye bağırarak kalktı yerinden. Bizde yine kaçmaya başladık. Kendimize macera arıyorduk sanırım. Uzaklaşınca durduk yine. O zaman anlayamamıştık ama şimdi düşününce anlıyorum sanırım cinleri ile konuşuyordu ve cinleri ona bizim izlediğimizi söyledi. O da bir an da neredeler diye kalkıp bizi aramaya başladı. Neyse kadının tek başına konuşması falan bizi epey korkuttu. O gece de ben çok kötü kabuslar gördüm. Belki etkilendim diye görmüşümdür bilmiyorum. Rüyamda kadının evinde olduğumu gördüm. Onun evindeyken bir anda yer sallanıyor ve tavandan üzerime yılanlar dökülüyor. Kaç sene geçti ben bu rüyayı unutamadım. Çok korkmuştum çünkü. Ertesi gün çocuklarla yine toplandık onlarda böyle rüyalar görmüşler. Aynısı değil ama hepsi de o kadın ve eviyle ilgili. “Artık uğraşmayalım.” dedik. Top da yok nasılsa oraya da gitmeyelim. Başka oyunlar oynayalım dedik. O gün öyle takıldık. Ertesi gün çıktım yine dışarı. Arkadaşlardan biri dedi ki: “ben rüyamda o kadını gördüm yine.” Evinin bir odasında bebekler vardı. Bebeklerinin hepsinin ağzı bantlıydı. O nasıl rüya diye gülecektim ama baktım herkes etkilenmiş. “Ya bu kadın bebek falan kaçırıyorsa?” dediler. Evinde bebekler varsa kurtarılmayı bekliyorlarsa? Yazarken ne kadar saçmaladığımızı daha iyi idrak ediyorum ama o zamanlar kendimizi dahi gibi hissediyorduk. Gözümün önüne bir hayal geldi hatta. Evdeki bebekleri kurtarıyoruz ve polisler bize teşekkür ediyor. Evet, biliyorum çok komik. Neyse tamam dedik belki evde bebekler olabilir ama bunun için eve girmek gerekir. Bakalım bebek var mı? Plan var ama eve girecek kadar cesaret hiç birimizde yok ve girmenin bir yolu da yok zaten. Kapısı kapalı ev nasıl girelim? Ancak gözetleyelim en azından dedik. Belki evden bebek sesi duyarız. Evin oralarda oynuyor gibi yapıyoruz ama gözümüz evde. Bir ara baktım pencere açık ve pencere çok yüksekte değil. Yani çıkacak kişiyi biz tutup kaldırsak rahatlıkla girilir eve. Demiri falan da yok pencerenin. “Girebilir miyiz, yapabilir miyiz?” derken ben dedim yaparım. Siz beni kaldırın. İçeri girmek bir dert girince kadınla karşılaşmak başka bir dert. İçimden diyorum her şey çocuklar için. Kurtaracağım onları falan. Benim hayalimde çocuklar mahzen gibi bir odada kilitli ve bu işin en büyük riski benim de o mahzende esir kalmam. Çıkmadan önce arkadaşlara söyledim zaten eğer ben çıkamazsam beni de hapsetmiş demektir. Anneme babama haber verin dedim. Neyse baktık odada kadın yoktu zaten. Bastım ellerine omuzlarına girdim eve. Girer girmez kanepenin arkasına saklandım. Korkudan çıkamıyorum ve kalbim öyle bir atıyor ki kadın beni kalp sesimden duyup yakalayacak sanıyorum. Kanepenin arkasında kaldım bir süre. Ses yok evde ama hala çıkamıyorum. Diğer odalardan ses gelmeye başladı. Bardak sesi tabak sesi gibi. Ben hafif kaldırdım başımı. Etrafa bakmaya başladım. Sesler gelmeye devam edince başka bir şeyle oyalanıyor diye çıktım oradan. O kadar korkuyorum ki halının üstünde bile parmak ucunda yürüyordum. Küçük küçük yürüdüm bu sefer kapının arkasına saklandım. Kadın hala diğer odada ve diğer odadan sesi geldi kadının. “Neredesin? Çık çabuk!” diye. Beni görmesi imkansız normalde. Ben bittim dedim o an. Kadın hızlı hızlı geziyor evde çık neredesin diye. En sonunda buldu beni. Kadınla göz göze geldiğimde bayıldım. Gerisi yok bende. Gözlerimi açtım. Kanepe de yatıyordum ama hala kadının evindeydim. Kadın da yerde oturuyordu ve sırtı bana dönüktü. Yine korktum tabi. Hemen kalkmaya çalıştım. Hareketlendiğimi hissedince döndü bana. “Ne işin vardı bu evde?” dedi. Dilim tutulmuş gibi konuşamadım ama. Bir de dediğim gibi çok korkunç bir yüzü var. “Bir daha sakın bu evin etrafında bile dolaşmayacaksınız! Anladın mı?” dedi. Kafamı salladım. “Çık şimdi!” dedi. O an panikle kapıdan değil pencereden çıktım, atladım, kaçtım. Etrafa bakıyorum arkadaşlar yok. Kimseyi göremeyince eve gittim. O gün öyle geçti. Kimseye anlatmadım olanları. Korkudan sabaha kadar kabus gördüm yine. Ertesi gün geldi arkadaşlar. Çıktım dışarı neredeydiniz dün sattınız beni diye kızıyorum bunlara. Meğer ben bayıldığımda bir şeyler daha olmuş. O kadın bunları da yakalamış. Çok korkutmuş. “Kadının yanında 5 -6 kişi daha vardı ve yüzleri simsiyahtı, yaratık gibiydi.” diye korka korka anlattılar. O zaman yaratık diyoruz şimdi cin olduğunu anlıyorum tabi. Kadın bunları iyice korkutmuş. Beni bile unutmuşlar. Biz bu olayları unutmaya ve kadının peşini bırakmaya karar verdik. Bıraktık bırakmasına ama kabuslarımız bitmedi. Şu gün oldu hafta da bir iki gün o kadını görüyorum. O evi hiç unutamadım. Diğer arkadaşlar nerededir, ne yapıyordur, bilmiyorum. Ama ben musallata uğradığımı düşünüyorum. Hocalara falan da gittim bir çare bulamadım. Bu olaylardan sonra oradan taşındık. Yıllar geçti. Tabi ben 16 yaşıma geldim. Bu yaşta da değişik şeyler yaşamaya başladım. Özellikle geceleri odamda birinin gezdiğini hissediyordum. Bazen lamba açılır kapanırdı kendi kendine. Bazen de odanın içini dolduran dumanlar görürdüm. Anneme babama anlatıyordum ama inanmıyorlardı. Kabustur, hayaldir diyorlardı yani. Bir gün rüyamda o kadını gördüm. Çok yüksek bir binanın tepesindeydik ve beni birden aşağı itiyordu. Sıçrayarak ve acı içinde uyandım. Uyandığımda yataktan da düşmüştüm. Hem de yüzümün üstüne. Burnum kırıldı o gün. Annemlere anlattım beni psikoloğa götürdüler. Anlattım her şeyi. Küçüklükte o kadından çok korktuğum için bu olayın bende travma yaptığı söylendi. Ara ara devam etti kabuslar. Bir gün de ben odamdaydım. Ders çalışıyordum, kapı tarafına arkam dönük bir şekilde. İçeri annem girdi “Sana meyve getirdim, yersin.” dedi. “Sağol anne.” dedim. Tabağı masaya koyacaktım. Annemin yüzüne baktım annem değil, o büyücü kadın. Çok sakin bir şekilde bana gülümsüyor. Çığlık attım birden. Sonra yüzü yine anneme dönüştü. “Ne oldu oğlum, iyi misin?” falan diye sarıldı annem. Böyle şeyler yaşıyordum işte. Evlenme zamanıma gelince de eşim hamilelik döneminde yaşadı bazı şeyler. Ben eşime bu olaylardan hiç bahsetmemiştim korkmasın diye. Eşim hamileyken bazı rüyalar gördüğünden bahsetti. “Ne gördün?” dedim. “Korkunç suratlı bir kadın görüyorum rüyamda. Elini karnıma koyuyor ve bebeğin öldüğünü hissediyorum o an.” dedi. “Yani o kadın elini karnıma koyarak bebeğimi öldürüyor.” dedi. “Nasıl bir kadındı?” dedim. Size yemin ederim o büyücü kadını tarif etti bire bir aynı şekilde. Ben hiç bahsetmemiştim dediğim gibi. Sonra hocaya gittik. Eşime muska yazdı. Eşim o muskadan sonra kabus görmedi. Çok şükür kızımız da doğdu. Gayet sağlıklı, her şey yolunda ama ben muskam olmasına rağmen ara ara kabus görmeye devam ediyorum. Esrarengiz olaylar
__________________ ''Zamanın Eli Değdi Bize Artık Aynı Değiliz İkimiz de'' Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. | |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
GÜNAYDIN ( BENİMLE GELME ) | PySSyCaT | Okul Öncesi Oyunlar | 0 | 26 Şubat 2016 10:19 |
Oturup benımle aglarmısın? | KarakıZ | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 21 Aralık 2011 16:45 |
Sİz ne gÜzeldİnİz benİmle bİlemezsİnİz | Candy | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 07 Mayıs 2010 14:07 |
Haydİ Bİre Kİm Tutar Senİ Varmi Benİmle YariŞan | blackkurt38 | Komedi ve Mizah | 4 | 04 Haziran 2008 13:06 |