IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  digitalpanel

Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 22 Mart 2012, 06:20   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Mağaralar,Tüneller ve Yeraltı Tesisleri...




''Yeraltındaki insanlar en yüksek bilgiye erişmişlerdir... Bizim çılgın insanlığımız onlara karşı bir savaş başlatacak olursa, gezegenimizin yüzeyini hayava uçurabilirler."

(Ferdiand Ossendouwski, Beats, Men and Cods, 1924, V)

İç dünya teorisine göre, mağara ve tünel sistemleri, dış ve iç dünya arasındaki bağlantıyı sağlamaktadır. Bu sistemlerin bazıları doğal yapılardır, bazıları ise insan elinden çıkmadır. 1902 yılında Malta adasında Casa Paula köyü yakınlarında bir tünel sistemi keşifedildi.
Bir okulun sınıfından 30 öğrenci hiç bir iz bırakmadan kaybolunca, giriş tamamen kapatıldı.

Toronto (Kanada) daki Parliement caddesinde bir yeraltı şehrine giden küçük bir giriş vardır. Ayrıca bu şehirde "Elektromanyetik alan" üreten tesisler vardır. Bu elektromanyetik alanlar Toronto'nun bazı semtlerinde çok nadir görülen manyetik etkilere neden olmaktadır.

Bu yeraltı şehri, çevrede yaşayan yerli efsanelerinin de bir parçasıdır.

Brezilya'da nerelere kadar uzandığı bilinmeyen tünel sistemleri mevcuttur. Ponte Grosso ve Rincan yakınlarında (her ikiside Parana şehrindedir.) bu tünellere giriş bulunmaktadır.


Anadolu'da Yeraltı Ülkesi


1960'lı yıllarda Nevşehir'in Kaymaklı ve Derinkuyu kasabalarının altında yeraltı kentleri ortaya çıkarıldı. Nevşehir'in 27 km. güneyindeki Derinkuyu'da yirmi yıldan fazla süren kazılar sonunda, toplam altı kat ortaya çıkarıldı. Odalar tünellerle birbirine bağlanmıştı. Derinlerde henüz ulaşılmamış birçok katın da bulunduğu anlaşıldı. Bölgede kazılar sürdü. Nevşehir'in 18 km güneyindeki kaymaklı kasabasının altında da bir başka yeraltı kendi bulundu. Burada katların sayısı sekizdi. Herbirinde onbeş 15 oda vardı. Hem derinkuyu'da hemde kaymaklı'da ortaya çıkarılan yeraltı kentleri incelendiğinde, ortada bir mühendislik mucizesi olduğu anlaşıldı.

Mükemmel bir havalandırma sistemi ile ısı daima sabit kalıyordu. Kayaların yapısı yumuşaktı. Fakat makina kullanmadan bunları oymak imkansız gibi görünüyordu. Basamaklar ve dehlizler yoluyla bütün odaların birbirleri ile bağlantısı vardı. Yapılan araştırmalar sonunda, bu yeraltı kentlerinde, Romalılardan kaçan Hristiyanların saklandığı tespit edildi.

Hristiyanlar buralarda yaşamış olabilirler, ama kentleri yapmış olamazlar. Çünkü o dönemin bilinen mühendislik tekniği bu kentleri bu kentleri inşaa edecek düzeyde değildi.

"Tanrıların Arabaları" adlı kitapda bütün dünyada tanına isviçreli araştırmacı Erich Von Daeniken 1982 yılında Türkiye'ye geldi. Kaymaklı ve Derinkuyu'da incelemeler yaptı. Daeniken'e göre, bu yeraltı kentleri havadan gelen saldırılardan korunmak için inşaa edildi. Peki ama insanlara saldıranlar kimlerdi ?

Daeniken "Bunlar, bir zamanlar dünyayı idare etmiş uzaylılardı," diyor, iddia gerçekten çok ilginçtir. Çünkü Kaymaklı ve Derinkuyu yeraltı kentlerinin bugünkü halini inceleyen mühendisler, buraların mükemmel sığınaklar olabileceğini ileri sürdüler. Hem de toplam 50.000 kişinin barınabileceği bir sığınak! ..

Kaymaklı ve Derinkuyu köylüleri arasında yaygın bir inanç var. Onlar ne Daeniken'i tanıyorlar, ne de onun tarihi ve bilimi altüst eden ünlü tezlerini ...

Köylüler, dedelerinden duydukları, dedelerinin de, dedelerinden duymuş oldukları öyküleri anlatıyorlar.

Buna göre, çok eski zamanlarda bu topraklarda melekler yaşıyormuş. Bu melekler buraya gökten uçarak gelmişler.
Ülkeyi çok beğenmişler ve yerleşmeye karar vermişler.

Fakat bir süre sonra göklerden başka ziyaretçiler de gelmiş. Bunlar kötü cinlermiş ve amaçları iyi melekleri yok etmekmiş. Uzun zaman çarpışmışlar ama melekler kötü ve kuvvetli cinlerle baş edememişler. Onların etkilerinden korunmak için sihirle yeraltı kentlerini yapmışlar ve dünyanın içine saklanmışlar.

Melekler hala saklanıyorlarmış. Köylüler onların bazı geceler nurdan ışık halinde göğe yükseldiğini görüyorlarmış.

Arkeologlar, Nevşehir bölgesinde henüz ortaya çıkarılmamış birçok yeraltı kendi olduğunu ispat ettiler. Bu iddiaya göre, bu bölgede bulunan yeraltı kentlerinin sayısı 40'a yakındır. Eğer bu doğruysa, Anadolu'nun altında bir yeraltı ülkesi var demektir.

Norveç'teki Dolsten mağaralarının yeraltından ve denizaltından İskoçya'ya kadar uzandığı iddia edilir. Ernst Betha'ya göre, Güney Harz dağlarındaki bir giriş İran'a kadar uzanmaktadır.

Mısır'da yayınlanan "Bilinmeyen Düyaya Giden Esrarlı Yol" adlı kitapda, Gize Piramiti'nin altındaki sonsuz bir tünelden söz edilir.
Bu tünel dünyanın içine kadar uzanmaktadır.

Bilim adamları, Batı afrika'da Atlantik Okyanusunun altından geçen bir tünel girişi keşfetmişlerdi.
Moskova şehrinin altında Stalin tarafından yaptırılmış bir yeraltı sistemi vardı. Burası yüzbinlerce insanı barındırma kapasitesine sahip, askeri koruma merkezleri, tamirhaneleri, hastahaneleri, mühimmat depoları ve demiryolları ile tam bir yeraltı kenti manzarası arzetmektedir .

Arjantin'in başkenti Buenos Aires'in caddelerinin 15m. altında, bütün girişleri birbirine bağlı olan bir mağara şebekesi mevcuttur.
Bu tip mağaralara Cordoba ve Parana gibi arjantin şehirlerinin altında'da rastlanmaktadır.

Newyork'ta yeraltında bulunan metronun yanında üçgen şeklindeki bir tünel sistemi mevcuttur. Diğer bir tünel sistemi iste Manhattan'ın altındadır.

Japon yazar Shun Akiba, "Teito Tokyo Kakusereta Chikamano Himitsu" (imparatorluk şehri Tokyo : Gizli yeraltı şebekelerinin sırrı) adlı kitabında (2002) Tokyo şehrinin altında bir yeraltı şebekesi olduğunu iddia etmektedir. (Kaynak : The Japan Times, 1 mart 2003)

Macaristan'daki Eğer şehri yakınlarında oldukça eski ve 60mkm. uzunluğunda, yüksek bir teknoloji kullanılarak açıldığu sanılan tünelin kimler tarafından yapıldığı bilinmiyor.

Afganistan'ın kuzeyinde, Atlantis'ten kaçabilen insanlar tarafından yapıldığı iddia edilen, tünel ve bunker harabeleri bugün bile görülebilmektedir. Efsanelere buralarda "Agarti" Denilmektedir.

ABD'li araştırmacı Dr.Ron Anjard "Pursuit Magazine" de yerlilerin efsanelerini değerlendirdiği bir makalesibde (1978)
ABD'de 44 yeraltı şehri olduğunu iddia etmişti. Bu kabilelerden "Anjard" kabilesi, yeraltı şehirleri ve onlarla ilgili medeniyetler hakkındaki bilgilerini halen gizli tutmaktadır.

1895 yılınca Californi'da Bulunan Yosemit Vadisinde araştırma yapan bir grup bilim adamı, 2.50 m. Boyunda bir kadın mumyası bulmuştu.

Nevada'da bir insana ait dev bir uyluk kemiği bulunmuştu. Bu kemiğin büyüklüğünden, o insanın 3m. boyunda olduğu ortaya çıktı.

J.C Brown, 1904'de Cascade dağlarında (Wilson-Arizona yakınlarında) bulunan bir mağarada dev insan kemikleri buldu.

ABD'de Dr. R.F. Bruce, 1964 yılında, Colorado çölündeki Panamit Dağı'nın güneyinde 80.000 yıl öncesine kadar uzanan eski bir medeniyete ait mağaralar sistemi bulundu. Dr.Bruce bu mağaraları değerlendirmesine göre, buralarda yaşayanlar 2.70, 3.10 m. boyunda dev insanlardı!... Dr.Bruce bu insanların yok olan Mu İmparatorluğunda yaşamış olduklarını iddia etmişti.

İddialara göre, 10 Nisan 1963'te amerikan "Trasher" nükleer denizaltısı, deniz altındaki geçitleri ve mağaraları incelerken, iz bırakmadan kaybolmuştu.

California'daki ünlü "Ölüler Vadisi" nin altında da yeraltı şehri olduğu iddia edilmektedir. Bune benzer iddialar, Güneybatı nevada, Grand Canyon ve Pennysylvania için de ileri sürülmüştür.

Washington'daki ünlü "Beyaz Saray"ın altında da eski bir tünel sistemi olduğu iddia edilmektedir.

Peru'daki Cuzco şehri yakınlarındaki devasa tünel sistemine giriş, bir grup bilim adamının 1923'de burada kaybolmasının ardından polisçe kapatılmıştı.

Tibet'te ve Keşmir'in kuzeydoğusundaki Karakurum'da yeraltı şehirleri vardır. Bunlar "Taklamakan Altın Şehirleri"
diye anılırlar.

"The East Caves Of Syracuse" adıyla anılan Syracıse, Newyork'ta bir tünel sistemi mevcuttur. Bu tünel sisteminin girişi deniz tabanının altındadır ve Amerika'nın doğu kıyısı ile İngiltere'yi birleştırmektedir.

Güney Almanya ve Avusturya'da rastlanılan esrarengiz mağaralar ve mağara sistemlerini burada belirtmeden geçemeyiz. Bunların
yapay olması da başka bir gariplik arz etmektedir. Çünkü bu mağaralar normal bir insan için oldukça basık ve dardır. Ayrıca Avusturya-Steirmarkt'da 1912 yılında bu mağaralarda yapılan bir araştırmada, küçük yapılı insanlara ait olduğu sanılan iskeletler bulunmuştu.

ABD'deki Salt Lake City'in altında çok eski zamanlardan kalma tülenner ve katakomp'lar ağı vardır.

(U.S Public Law 100-691) ABD yasaları yeraltı tesisleri ve mağaralarla ilgili her türlü bilginin kamuoyundan gizli tutulmasını emretmektedir. Bu yasayla "İç Dünya" ile ilgili her türlü bilgi kamuoyundan gizlenmektedir ...

Yorumum
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
unlar sadece çok küçük bir bölümü hemen hemen her ülkede mağaralar ve tüneller vardır.
İnce yapılı küçük insanlarda uzun dev insanlarda mağaralar kurmuştur .. Ve bizim teknolojimiz buna imkan vermiyor ..
Amerika gizlemekte haklı eğer Türkiyede üstdüzey bir yönetici olsaydım bende bu konuları kamuoyundan gizlemek için elimden geleni yapardım ...

KAYNAK:YERALTINDAKİ GİZLİ DÜNYALAR

__________________
Ruhsar
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet sohbet
Cevapla

Etiketler
mağaralar, tesisleri, tüneller, ve, yeraltı


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
PKK/YPG tüm köylere tüneller kazıp, her geçenden vergi almış AttackMan Haber Arşivi 0 30 Ocak 2018 16:22
Mağaralar ve oluşumları Lcia Genel Coğrafya 0 27 Kasım 2014 22:55
Dünyadaki En Gizemli Tüneller Afrodit Dünya üzerindeki yerler ve tarihi mekanlar 0 14 Eylül 2012 10:28
Dünya'nın En Esrarengiz, En Korkunç Tünelleri, Gizemli Tüneller DeviL Esrarengiz Olaylar 0 26 Haziran 2010 20:30