04 Mart 2016, 21:41 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | YGS için geri sayım başladı Üniversiteye giriş sınavlarının ilk adımı olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) 13 Mart’ta yapılacak. Uzmanlar sınava 10 gün kala YGS adaylarına tavsiyelerde bulundu: “Kendiniz için isteyin, bildiklerinizi tekrar edin, kaygınızla iyi geçinin.” Yüz binlerce adayın iyi bir üniversiteye gitmek için katılacağı YGS’ye on gün kaldı. Eğitim uzmanları son günlerin önemli olduğunu söyleyerek, adaylara tavsiyelerde bulundu. Fen Bilimleri Temel Liseleri Rehberlik Koordinatörü Cihan Yeşilyurt, motivasyonun önemine değinerek, “Başkası için değil, sadece kendimiz için istemeliyiz. Üzerimizdeki negatif enerjiyi atarak kaygı düzeyimizi normale çevirebiliriz” dedi. Final Eğitim Kurumları Rehberlik Koordinatörü Celil Vardar ise, YGS’deki 40 soruluk her bir testin sorularının yüzde 20’sinin zor, yüzde 10’unun da çok zor nitelikte olacağını hatırlatarak, “Geriye kalan yüzde 70’i çözebilecek durumda sınava gireceksiniz” diye konuştu. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selahattin Gelbal da, öğrencilerin sınav stresinden az etkilenmelerinde ailelere ve öğretmenlere önemli görevler düştüğünü hatırlattı. İşte uzmanların sınav için önerileri. Kaygınızla iyi geçinin Günlük yaşamda sınavların dışında belirsizliklerin ve girilen risklerin bizi kaygılandırdığını biliriz. Kaygılanmamız, dikkatimiz ve hafızamızın daha iyi çalışmasını sağlayan pozitif bir şey. Ölçülü bir kaygı olmalı ki, yaptığımız işe yoğunlaşabilelim, dikkatimizi verebilelim. Peki, söz konusu ölçüyü nasıl dengede tutabiliriz? Bunu yanıtlamadan önce, üst düzey kaygı yaşamamıza neden olan başlıklara kısaca göz atalım: Sınava hazırlık sürecindeki deneme sınavlarına bakış açımız, önyargılarımız, mükemmeliyetçi tutumlarımız, sorumluluk duygumuzdaki abartı, yakın çevremizin etki ve beklentileri kaygı düzeyimizi arttıran önemli nedenler arasında. Deneme sınavlarını, bizi engelleyen bir ölçme aracıymış gibi görme bakış açımızdan vazgeçmeliyiz. Yine deneme sınavlarından sonra “Arkadaşlarım benden çok daha iyi yapıyor” gibi önyargılar kaygı düzeyimizi arttırır. Geleceğimizi sahiplenme sorumluluğunu, anne ve babamıza karşı borçlu olmaya dönüştürmemeliyiz. Yani anne-babamıza karşı sorumluyuz ama, borçlu değiliz. Peki ne yapmalıyız? En başta bakış açımızı değiştirmeliyiz. Bu, bir ölüm-kalım sınavı ya da kişiliğinizin ölçüldüğü bir sınav değil. Yaşamda karşılaşacağımız pek çok zorlu engelden sadece biri. Bu gelecek bize ait. O yüzden başkası için değil, sadece kendimiz için istemeliyiz. Üzerimizdeki negatif enerjiyi atarak kaygı düzeyimizi normale çevirebiliriz. Maça gidebilir, dans edebilir, şiir yazıp resim çizebiliriz. Ya da gitar çalıp, spor yapabiliriz. Bunlar negatif enerjimizin atılması ve kaygı düzeyimizin normalleşmesini sağlayan aktiviteler. Bunun dışında; günlük tutmak, sınavdan hemen önce duş alıp, suyla birlikte kaygımızın fazlalığının gittiğini düşünmek de, kaygı düzeyimizin normalleşmesine yarar. “YA TIP YA DA HİÇ!” DEMEYİN Sadece tek alternatifli düşünmeyelim. “Ya tıp ya da hiç!”, “Ya hukuk ya da başkası olmaz!” şeklinde değil; iki, üç ve dördüncü bölüm tercihlerinizi de alternatifler arasına almalısınız. YGS’ye gireceğimiz gün “Ben bu filmi daha önce izledim” diye düşünelim. Çünkü o güne kadar defalarca girdiğiniz deneme sınavındaki sorulardan pek farklı sorular olmayacağını düşündüğümüzde, özgüvenimiz artacak ve performansımız en üst düzeyde gerçekleşecek. Kaygıyı arttırıcı durumlardan uzaklaşmak için yapabileceğiniz bazı şeyler var. Öncelikle, fiziksel sağlığınız iyi olursa, sınavda da iyi olacağımızı unutmayalım. Bu nedenle, sağlığımızı korumak için sınava yakın süreçte, ev dışından yemek yememeye özen gösterelim. Sınava 10 gün kalmışken kitle iletişim araçlarından uzak duralım. Çünkü sınavla ilgili haber ve yazıların kaygı düzeyimizi artırma olasılığı yüksek. Çevremizle sınav dışında sohbet edelim. Annemizin istediğimiz yemekleri yapması, babamızın her zamankinden farklı davranması gibi ailemizin göstereceği olağanüstü davranış biçimi kaygı düzeyimizi artırabilir, onları doğal davranmaları konusunda uyaralım. Son hafta yeni bir şeyler öğrenmek yerine, bildiklerimizi tekrar edelim. Son iki-üç gün, yakın çevremizin; “Başarılar!”,” Sana güveniyoruz!” gibi iyi niyetli telefonlarına çıkmamaya özen gösterelim. Uykusuz kalırsanız, bu durumu sorun haline getirmeyin. Çünkü sadece 2-3 saatlik uyku bile, zihninizin normal çalışması için yeterli. Kaygınızla iyi geçinin. Onun, önünüzde durup ilerlemenizi önlemesine izin vermeyin, aksine arkanızda itici bir güç olmasını sağlayın. BİTTİĞİNDE Kullandığınız cevap kâğıdını ve soru kitapçığını salondaki görevlilere teslim edin. Sıra üzerinde bırakmayın. Sınava giriş belgesinin, soru kitapçığı ve cevap kâğıdının salon görevlilerine eksiksiz olarak teslim edilmesi sizin sorumluluğunuzda, unutmayın. BÜYÜK GÜN Sınav günü kahvaltı çok önemli. Kahvaltının yağlı gıdalar olmamasına, glikoz ağırlıklı olmasına dikkat edin. “Benim hiç kahvaltı alışkanlığım yok” diyorsanız, kendi düzeniniz nasıl ise onu devam ettirebilirsiniz. Sınavla ilgili evraklarınızı son defa kontrol ederek, en az bir saat önce sınava gireceğiniz yerde olmaya özen gösterin. ÖSYM’nin tedbirlerine uygun olarak yanınızda sınav giriş belgesi, nüfus cüzdanı ve şeffaf şişe içinde sudan başka hiçbir şey bulundurmamanız gerektiğini unutmayın. Ayrıca sınava giderken rahat edebileceğiniz giysi ve ayakkabı giymeye dikkat edin. Stratejinizi oluşturun Bir yıldır pek çok deneme sınavına girdiniz. Hangi testte, konuda iyisiniz, hangisinde desteğe ihtiyacınız var, öğrendiniz. Son günlerde özellikle deneme sınavı sonuçlarına göre eksik konularınızı belirleyip onlara yoğunlaşmanız yararlı olur. Konu çalışması ya da soru çözümü yoluyla tekrar yapılmalı. En önemli çalışmalardan biri de önceki yılların sorularının deneme sınavı biçiminde çözülmesi. Böylece, ÖSYM’nin soru mantığı konusunda ciddi bir son tekrar yapmış olacaksınız. YGS’deki soruları çözmek size güven de kazandırır. Sınavın en çok yanlış yapılan zaman dilimi ilk 15 dakikasıdır. Bu yüzden en güçlü olduğunuz testten başlamanız motivasyonunuz için önemli. Sınavlarda kullanılacak küçük tekniklerle başarı oranını artırmak mümkün. Özellikle turlama tekniği denilen, önce kolay soruların çözülmesi ve daha sonra zaman kaybettireceği düşünülen sorulara dönülmesi biçiminde ifade edilebilecek yöntem, zamanın değerlendirilmesi açısından sizin için etkili olabilir. Kendinize “Matematikten şu kadar, fen bilimleri testinden bu kadar net yapmalıyım, yanlış yapmamalıyım”gibi koşullar üretmeyin. Koşul yerine ancak strateji oluşturabilirsiniz. Soru kökünü çok dikkatli okuyun. Yanlışların çoğu, soruyu iyi anlamamaktan kaynaklanır. Bazı soruların kökleri olumsuz olarak verilir. İnsan beyni genelde olumlu soru cümlelerine alışkın olduğu için bunları olumlu gibi okuyabilir ve çok rahat çözebileceğiniz halde yanlış işaretleyebilirsiniz. Bu nedenle acele etmeyin. Yanlış olduğuna kesin emin olmadıkça, ilk tahminde bulunduğunuz cevabınızı değiştirmeyin. Soruya kendi mantığınızla değil, sorunun mantığıyla yaklaşmalısınız. Özellikle sözel sorularda, tüm seçenekler doğru izlenimi uyandırabilir. Sizden ‘en doğru’yu bulmanız istenir. Bu nedenle ilk doğru gördüğünüz seçeneği işaretleyip diğerlerini okumadan bırakmayın. Kesinlikle rastgele, kafadan atma yolu ile soru cevaplamayın. Bir de kolay sorulardan şüphe ederek “Soruda kesin bir şey var’’ demeyin. Testin bir bölümünü bitirdikten sonra hemen diğer teste geçmeyin. Küçük bir süre zihninizi dinlendirin. Kağıdı kalemi bırakıp arkanıza yaslanın ve birkaç kez derin nefes alıp verin. YÜZDE 70’İNİ ÇÖZEBİLECEK DURUMDASINIZ Kendinize güvenin, inanın. Sınavdan korkmayın; çünkü korku başarıyı azaltır. YGS kişiliğinizi ya da zekânızı değil, sınava hazırlığınızı ölçecek. Lütfen bugüne kadar elde ettiğiniz başarılarınızı düşünün. Ne yapmıştınız da başarılı bir sonuç almıştınız? Geçmişte nasıl yaptıysanız, şimdi de başarabilirsiniz. Hem hatırlayın, YGS’deki 40 soruluk her bir testin sorularının yüzde 10’u çok kolay, yüzde 20’si kolay, yüzde 40’ı normal, yüzde 20’si zor, yüzde 10’u da çok zor nitelikte olacak. Çok zor yüzde 10 ile zor nitelikli yüzde 20’yi çıkarırsanız, geriye yüzde 70 kalır. Yani siz testlerdeki soruların yüzde 70’ini çözebilecek durumda sınava gireceksiniz. 40 soruluk bir testin yüzde 70’i 28 soru demek. En az 28 soruluk bölümü yapabileceğinizi düşünün. Çünkü çok zor ve zor sorular sadece her testte 12 soru civarında olacak. Kaldı ki iyi hazırlık yapmışsanız, bunlar da sizin için sorun olmayacak. Başarı için aileye de görev düşüyor Bir yıldır pek çok deneme sınavına girdiniz. Hangi testte, konuda iyisiniz, hangisinde desteğe ihtiyacınız var, öğrendiniz. Son günlerde özellikle deneme sınavı sonuçlarına göre eksik konularınızı belirleyip onlara yoğunlaşmanız yararlı olur. Konu çalışması ya da soru çözümü yoluyla tekrar yapılmalı. En önemli çalışmalardan biri de önceki yılların sorularının deneme sınavı biçiminde çözülmesi. Böylece, ÖSYM’nin soru mantığı konusunda ciddi bir son tekrar yapmış olacaksınız. YGS’deki soruları çözmek size güven de kazandırır. Sınavın en çok yanlış yapılan zaman dilimi ilk 15 dakikasıdır. Bu yüzden en güçlü olduğunuz testten başlamanız motivasyonunuz için önemli. Sınavlarda kullanılacak küçük tekniklerle başarı oranını artırmak mümkün. Özellikle turlama tekniği denilen, önce kolay soruların çözülmesi ve daha sonra zaman kaybettireceği düşünülen sorulara dönülmesi biçiminde ifade edilebilecek yöntem, zamanın değerlendirilmesi açısından sizin için etkili olabilir. Kendinize “Matematikten şu kadar, fen bilimleri testinden bu kadar net yapmalıyım, yanlış yapmamalıyım”gibi koşullar üretmeyin. Koşul yerine ancak strateji oluşturabilirsiniz. Soru kökünü çok dikkatli okuyun. Yanlışların çoğu, soruyu iyi anlamamaktan kaynaklanır. Bazı soruların kökleri olumsuz olarak verilir. İnsan beyni genelde olumlu soru cümlelerine alışkın olduğu için bunları olumlu gibi okuyabilir ve çok rahat çözebileceğiniz halde yanlış işaretleyebilirsiniz. Bu nedenle acele etmeyin. Yanlış olduğuna kesin emin olmadıkça, ilk tahminde bulunduğunuz cevabınızı değiştirmeyin. Soruya kendi mantığınızla değil, sorunun mantığıyla yaklaşmalısınız. Özellikle sözel sorularda, tüm seçenekler doğru izlenimi uyandırabilir. Sizden ‘en doğru’yu bulmanız istenir. Bu nedenle ilk doğru gördüğünüz seçeneği işaretleyip diğerlerini okumadan bırakmayın. Kesinlikle rastgele, kafadan atma yolu ile soru cevaplamayın. Bir de kolay sorulardan şüphe ederek “Soruda kesin bir şey var’’ demeyin. Testin bir bölümünü bitirdikten sonra hemen diğer teste geçmeyin. Küçük bir süre zihninizi dinlendirin. Kağıdı kalemi bırakıp arkanıza yaslanın ve birkaç kez derin nefes alıp verin. YÜZDE 70’İNİ ÇÖZEBİLECEK DURUMDASINIZKendinize güvenin, inanın. Sınavdan korkmayın; çünkü korku başarıyı azaltır. YGS kişiliğinizi ya da zekânızı değil, sınava hazırlığınızı ölçecek. Lütfen bugüne kadar elde ettiğiniz başarılarınızı düşünün. Ne yapmıştınız da başarılı bir sonuç almıştınız? Geçmişte nasıl yaptıysanız, şimdi de başarabilirsiniz. Hem hatırlayın, YGS’deki 40 soruluk her bir testin sorularının yüzde 10’u çok kolay, yüzde 20’si kolay, yüzde 40’ı normal, yüzde 20’si zor, yüzde 10’u da çok zor nitelikte olacak. Çok zor yüzde 10 ile zor nitelikli yüzde 20’yi çıkarırsanız, geriye yüzde 70 kalır. Yani siz testlerdeki soruların yüzde 70’ini çözebilecek durumda sınava gireceksiniz. 40 soruluk bir testin yüzde 70’i 28 soru demek. En az 28 soruluk bölümü yapabileceğinizi düşünün. Çünkü çok zor ve zor sorular sadece her testte 12 soru civarında olacak. Kaldı ki iyi hazırlık yapmışsanız, bunlar da sizin için sorun olmayacak. Başarı için aileye de görev düşüyor Bireylerin başarılı-başarısız sınıflandırmaları, alınan başarı ölçütüne göre değişebileceği gibi birçok faktörle de açıklanabilir. Öğrencinin kişisel özellikleri, başarısında önemli bir yere sahip. Zekâsının yanında, geliştirdiği alışkanlıklar başarısında önemli rol oynuyor. Öğrenciliğin ilk yıllarından itibaren ders çalışma alışkanlığı kazanması, günlük derslerini tekrar etmesi, karşılaştığı soruları çözebilmek için araştırmaya katılması, kitap okuma alışkanlığı, sosyal ve kültürel etkinliklere katılması gibi faaliyetler derslerdeki başarısını olumlu etkiler. Öğrencinin okul ve ev çevresi de, başarısında etkin rol oynayabilir. Okul yönetiminin, öğretmenlerin, diğer öğrencilerin, yardımcı personelin başarı üzerinde önemli etkileri olabilir. Evde huzurlu ve mutlu olması, yaratılan eğitim olanakları, ailenin sosyo-ekonomik düzeyi gibi özellikler de başarı üzerinde etkili. Ülkemizde kademeler arası geçişlerde yapılan sınavların aileler ve öğrenciler üzerinde önemli etkileri oluyor. Gelecek yaşamı belirlemeye yönelik YGS ve LYS’ler öğrenciler için yüksek riskli sınavlar olarak görülüyor. Bu tür sınavlarda öğrencilerin testleri cevaplama davranışlarına ve dolayısıyla başarılarına istenmeyen hatalar karışabiliyor. Sınav stresi ile öğrenciler bildikleri halde bazı soruları doğru cevaplayamayabiliyor. Bazen de soruyu doğru cevapladıkları halde yanlış yere kodlama yapabiliyorlar. Öğrencilerin bu olumsuzluklardan en az etkilenmelerinde ailelere ve öğretmenlere önemli görevler düşüyor. Öğrenciyi stresten uzak tutacak, sınavı amaç olmaktan çıkaracak, çeşitli deneme uygulamaları ile alışkanlık kazandıracak etkinlikler bu olumsuzlukları azaltabilir. Bazen profesyonel destek de alınabilir. Öğrencilerin her türlü başarısı üzerinde ailelerin sorumluluğu oldukça fazla. Çocuklarımız için dışarıdan destek almadan önce kendimizin neler yapabileceğini düşünmemiz gerekir. Salonunuzu önceden görün İnsanlar genellikle alışık olmadıkları ortamda rahat edemezler ve kaygı düzeyleri yükselebilir. Sınava katılacağınız ortamı önceden görmeniz, sınav salonuna girmeniz, hatta sınav olacağınız sıraya bir süre oturmanız, o havayı teneffüs etmeniz sizi rahatlatır. Üstelik bu, ulaşım konusunda da önceden bir deneyim edinme fırsatı sağlar. Sınav için şimdiden prova yapın Sınav gününü, sabah kalkıştan sonuna kadar zihinsel olarak yaşayın ki, sınavda nasıl davranacağınıza dair politikanız olsun: Kaçta uyanıp kahvaltıya kaçta oturacaksın? Evden kaçta çıkacaksın? Yanına ne alacaksın, neyi götürmeyeceksin? Salona girip sıraya oturdun. Cevap kağıtları dağıtıldı, ne yapacaksın? Soru kitapçığı önünde. Soruları hangi testten çözmeye başlayacaksın? Çözdükten sonra cevap kağıdına hangi yöntemle kodlayacaksın; birer birer mi sayfa sayfa mı? Zor bir soruyla karşılaştığında ne yapacaksın? Sınavdaki yenilikler BAŞARI SIRASI BARAJI: Tıp ve hukuktan sonra ziraat, su ürünleri ve orman fakülteleri hariç mühendisliğe 240 bin, mimarlığa ise 200 bin başarı sırası barajı geldi. TERCİH SAYISI 24’E DÜŞTÜ: Üniversite tercih sayısı 30’dan 24’e düştü. YGS’DE BARAJ YÜKSELDİ: YGS barajı 140’tan 150’ye çıktı. Önceki yıllarda 16 net yapan barajı aşarken artık 20 net yapılması gerekecek. EK PUAN KALKTI: Mesleki ve teknik liselerde okuyanlara üniversiteye girişte verilen ek puan uygulaması kalktı. Bunun ardından Yüseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, konuyla ilgili bir öneri hazırlayıp Milli Eğitim Bakanlığı’na ilettiklerini açıkladı. OLİMPİYATÇILARA DA YOK: YÖK, ulusal yarışmalarda madalya kazanan ve uluslararası olimpiyatlara katılıp derece alamayan öğrencilere bir kereye özgü verilen ek katsayıyı kaldırdı. Uluslararası olimpiyatlarda madalya alanlara sağlanan sınavsız yerleşme hakkı ise devam ediyor. SINAV ANI - Kitapçığa göz atın. Bu size vakit kaybettirmeyeceği gibi, kitapçığa hakim olmanızı ve heyecanınızın azalmasını da sağlar. Muhtemel değişiklikleri görmenize ve kitapçıkta eksik sayfa, baskı hatası gibi şeyler varsa en baştan düzeltmenize yardımcı olur. - Soruları yanıtlamaya en iyi bildiğiniz bölümden başlayın. Böylece sınava biraz daha rahat başlayabilirsiniz. - Soruları çok iyi okuyun. Tüm yanıtları gözden geçirin. “Bu soru çok uzun, yapmayayım” diye okumamazlık etmeyin. Uzun sorulardan korkmayın çünkü bu tür sorular iyi açıklanmıştır; “Uzun soru”, “zor soru” demek değildir. - Çözemeyeceğiniz soruların da olabileceğini unutmayın ve bu tür sorularla karşılaştığınızda, güvensizlik duygusuna kapılmadan bir sonrakine geçin. - Aynı test grubu içinde, zor ve kolay soruların aynı puan değerinde olduğunu hatırlayıp, sorularla inatlaşmayın. - Deneme sınavlarında izlediğiniz test sırasını değiştirme riskine kesinlikle girmeyin. - Sınav aynı zamanda bilgiyi kullanma hızınızı ölçer. Zamana karşı yarıştığınızı da unutmayın ve zamanınızı iyi kullanın. - Bir soruda belirli bir süre geçtiği halde çözüme ulaşamazsanız bırakın. - Hiçbir fikriniz yoksa cevap vermeyin. - Cevabınızı değiştirdiğinizde önceki işaretinizi iyi silin. Optik okuyucu iyi silinmemiş cevabı da okuyabilir. - Bütün seçenekleri okumadan doğru yanıtı işaretlemeyin. - Dikkatiniz dağıldığı anda her şeyi bırakıp derin nefesle rahatlayın. - Sınavdan erken çıkmayın, sürenizi sonuna kadar kullanın. - Adayların ilk 120 dakika ve son 15 dakika içinde sınav salonunu terk etmesinin, sınav sırasında kısa bir süre için bile olsa (tuvalete gitmek dâhil) salondan çıkmasının yasak olduğunu unutmayın. BUNLARA DİKKAT Sınavınızın geçersiz sayılmaması için, bunlara mutlaka uyun. - Sınav esnasında konuşmayın, kopya çekmeyin veya vermeyin. - Salondaki görevlilere soru sormayın. - Müsvedde kâğıdı kullanmayın veya soru ve cevapları başka bir kâğıda asla yazmayın. - Kalem, silgi gibi alışverişlerde bulunmayın. - Süre bittiği halde soruları okumaya ve cevap kâğıdında işaretleme yapmaya devam etmeyin. - Sınav düzenini bozacak davranışlarda bulunmayın.
__________________ Kendiniz olun başkaları zaten var. | |
|
Etiketler |
sınav, ygs, Üniversite |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Cannes için geri sayım başladı | PassioN | Kültür ve Sanat | 0 | 17 Nisan 2012 20:33 |
Kıyamet için geri sayım başladı! | Lucifer | Haber Arşivi | 3 | 22 Aralık 2011 22:52 |
4G için geri sayım başladı! | DaDaS | Bilim Dünyasından Son Haberler | 0 | 10 Aralık 2011 19:25 |
Nokia N96 için geri sayım başladı | »Dєηiz« | Cep Telefonlar | 1 | 21 Temmuz 2009 00:34 |