21 Mart 2009, 00:26 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Manisa İli Hakkında Bilgiler MANİSA Anıtları [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Atatürk Anıtı (Merkez) Manisa il merkezinde Vilayetin önünde bulunan Atatürk Anıtı Heykeltıraş Hüseyin Özkan tarafından yapılmıştır. Anıt yüksek bir kaide üzerinde olup Atatürk sivil giysiler içerisinde tasvir edilmiştir. Heykelin kaidesinde gençliği ve orduyu simgeleyen figürlere yer verilmiştir. Saruhan Bey Anıtı (Merkez) Manisa Muradiye Camisinin batısındaki meydanda Saruhan Bey’in Türbesi’nin yanında heykeli bulunmaktadır. Heykel dikdörtgen mermer bir kaide üzerinde ayakta Saruhan Bey tasvir edilmiştir. Burada yerel giysileri içerisinde Saruhan Bey sağ ayağını ileri atarak yürür vaziyette olup sağ elini de göğsü üzerine kaldırmış durumdadır. Kaide üzerindeki plâkette de Saruhan Bey’in kişiliğini belirten bir yazı bulunmaktadır. Alıntıdır | |
|
21 Mart 2009, 00:27 | #2 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Manisa İli Hakkında Bilgiler MANİSA Sözlü Tarih [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Gyges Söylencesi Lidya Kalı Kandaules çok sevdiği güzel karısıyla,Sardes’teki sarayında güzel günler geçirmektedir.Ona göre karısı dünyanın en güzel kadınıdır.Askerleri arasında en yakın dostu Gyges’e sık sık karısının güzelliğinden sözeder.Ama Gyges ilgilenmez görünür.Bunun üzerine Kandaules günün birinde Gyges’e şöyle der:"karımın ne denli güzel olduğunu söylediğimde pek inanır görünmüyorsun.Kulak,göz kadar öğretemez doğruyu insana !...O halde bir de onu çırılçıplak gör..." Gyges karşı koyar ve yakarır: "Efendim ne yakışıksız bir şey istiyorsunuz benden,efendimin karısını çırılçıplak görmek olurmu? Bir kadın üstünü çıkardımı utancından da soyunmuş olur.İnsanoğlunun namus kurallarını kullanmasından buyana çok zaman geçmiştir.Bunların öğrenilmesi gerekenlerinden biri de ’yalnız senin olana bak’tır.Tüm kadınlar arasında en güzelinin sizin karınız olduğuna inanıyorum. Yalvarırım benden böyle bir suç işlememei istemeyin.".Kandaules aldırmaz o denli üsteler ki sonunda Gyges kabul etmek zorunda kalır. Gece olunca Kandaules ,Gyges’i yatak odalarına götürür,kapının ardına saklar.Bir süre sonra karısı gelir,soyunmaya başlar.Gerçekten çok güzeldir.Yatağa uzanmak için sırtını döndüğünde Gyges kapıdan çıkar,ama kadın olanları fark etmiştir.Duygularını belli etmez ama onuru yaralanmıştır. Ertesi gün Gyges’i çağırır.:"Senin için iki yol var." der.Bunlardan birini seçebilirsin.Ya Kandaules’i öldürür,beni de Lidya Krallığını da al ya da Kandaules’e hoş görünmek için gördüklerini bir daha görmemen için ölmeye hazır ol.Evet ikinizden biri ölecek,Ya benim onurumla namusumla oynayıp beni suç işlemeye iten o,ya da çıplak görmekle edep kurallarını çiğnemiş olan sen.Seçim senin." Gyges güç durumda kalmıştır.Sonunda kendi canını kurtarmak için o gece Kandules’i öldürür.Böylece krallık Heraklesoğulları soyundan ,Mermnadesler denilen Gyges’in soyuna geçer. Midas’a İlişkin Söylence Silenos şarap Tanrısı Dionysos’un yaşlı bir satyrdir.Bir gün Tanrı Frigya,lidya,dağ ve koruluklarında dolaşırken Silenos uyuya kalır.Köylüler onu bulur.Boynundaki çiçek çelenkleriyle bağlayarak Midas’a götürürler.Midas onu tanır ve on gün on gece sarayında ağırlar.Sonra da yaşlı yoldaşını ,Dionyos’a götürür.Dionyos buna öyle sevinir ki Midas’a her dileğini gerçekleştireceğini söyler.Midas her dokunduğunun altın olmasını ister.Dionyos sözünde durur,dileğini gerçekleştirir. Midas sarayına dönerken dokunduğu bir dal altın olur,yerden topladığı bir avuç çakıl altına dönüşür.Eline aldığı bir buğday başağı altın döker.Çok mutludur,ama sofraya oturupta eline aldığı ekmeğin altın olduğunu Şaraba dokunduğunda bir altın külçesine dönüştüğünü görünce dileğinin korkunçluğunu anlar.Sonunda bu duruma dayanamayan Midas ,Dionyos’a giderek eski durumuna getirilmesini ister.O da Sardes’e dönerek Sart Çayı kaynağına çıkmasını , burada topraktan fışkıran sularla yıkanmasını söyler.Kral denileni yapar ve kurtulur. Dur Hasan Baba Söylencesi Yörede Hasan Baba adında bir ermiş yaşamaktadır.Saruhan Bey’i hocanın ününü duymuştur.Asker göndererek onu çağırtır.Hoca askerlerin geleceğini önceden sezer.Onları bir küçük tencere yemekle karşılayıp iyice doyurur.Atlarının önüne koyduğu bir tutam saman da tüm atlara yeter.Askerler şaşırır.Ama bir şey demezler.Hoca’yla yola koyulurlar.Hoca yayan gitmektedir.Yolda askerler bir küçük tencere yemek ve bir tutam otla kendilerini ve atlarını doyurmasının gizini öğrenmek ister.Hoca hiç ses etmez.Askerler o denli sıkıştırır ve bunaltırlar ki sonuda orada bir taşın üstüne ata biner gibi oturur ve uçmaya başlar.Askerler ardından "Dur Hasan Baba dur..."diye bağırırlar.Hoca kıbleye dönüp taşı durdurur.Askerlerin komutanı "biz senin ne olduğunu gördük,şimdi de sen bizi gör " der.Oradaki büyük bir kayayı kılıcıyla ikiye böler.Hoca da yumruğunu kayaya dayar,bastırır.Kaya hamur gibi oyulur.Komutan ellerine sarılıp bağışlamasını yalvarır.Ama hoca açıkca keramet göstermiştir.Oracıkta ölür.Öldüğü yerde Dur Hasan Baba Köyü kurulur. İnanışa göre at gibi taş ,komutanın kestiği,Hoca’nın oyduğu kaya günümüzde de yanyana durmaktadır.Hocanın bindiği taşta baldır ve topuk izi vardır. Ali Gölüne İlişkin Söylence Yörede yaşayan Ali Adlı bir çoban ağanın kızına vurulur.Kızda çobanı sevmektedir..Bey günün birinde durumu öğrenir.Çobanı çağırtır.Nurhak Dağları’nda bir kış geçirirse kızını vereceğini söyler.Çoban atını dağa sürer.Günümüzde Ali Gölü’nün çevresindeki bir mağaraay sığınır.Bir süre dayanır,ama sonra ölür.Söylenceye göre sığındığı mağaranın duvarlarında Ali’nin ölüm nedeni şöyle açıklanmaktadır. "Açlıktan ve susuzluktan değil,dağların uğultusundan öldü."İnanışa göre mağaranın önündeki oyuk taş Ali’nin atının yemliğidir.O günden sonra da mağaranın yakınındaki göle Ali gölü adı verilir. Malik Ejder’e İlişkin Söylence Söylenceye göre Maraş’ın dört teepsinde dört saahbi yatmaktadır.Bunlar Şeyh Ukkaş,Malik Ejder,Osman Dede,Sâd İbni Ebi Vakkas’tır. Malik Ejder,Malik Ejderli Tepesi’nde yatmaktadır.gömütü çok büyük ve üstü açıktır.söylenceye göre Hz.Muhammed,Malik Ejder’le Osman Dede’yi Maraş’ı almakla görevlendirir.Bunlar uzun ve zor bir yolculuktan sonra Maraş yakınlarına gelir.Bir çeşme başında uyuya kalırlar.Düşman üzerlerine gelir.Aralarında zorlu bir savaş olur.Bu iki ulu kişiyle baaş çıkamayan düşman geri çekilir. Malik Ejder tepesi günümüzde de kutsal sayılmakta olup bir adak yeridir. Şeyh Ukkaş’a İlişkin Söylence Şeyh Ukkaş zamanının büyük ermişlerindendir.Maraş’ın alınması için düşmanala dövüşmüş,zor durumda kalınca da "taş olun" diyerek develeri taşa çevirmiştir.Bölece düşman geri çekilmek zorunda kalmış,Şeyh Ukkaş’ta oracıkta ölmüştür.Maraş’a bir günlük uzaklıkta bulunan Şeyh Ukkaş ziyaret yerinin yakınında deveye benzer bir taş bulunmaktadır.Bu kaya ziyaretçiler tarafından rahatlıkla görülebilmektedir. Alıntıdır |
|
26 Mart 2009, 03:02 | #3 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Manisa İli Hakkında Bilgiler Manisa İli Dügün Gelenekleri [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]Düğünler, düğün sahiplerinin sosyal ve ekonomik durumlarına, yaşadıkları yöreye göre farklılıklar gösterir. Düğün gelenekleri özellikle kentsel kesimde eskiye oranla daha sadeleşmiş görünmektedir. Manisa Merkez’de kaybolmaya yüz tutmuş eski düğün gelenekleri kısaca şöyledir: Erkek tarafı kızın evine görücü gönderir. Kız görücüler tarafından beğenildiği takdirde, birkaç gün sonra erkeğin yakınlarından birkaç kişi, kız evine giderek kızı ister. Kız evinin büyükleri birkaç gün düşünme süresi ister. Kızın babası, babası yoksa evin büyüğü, bu evliliği uygun gördüğü takdirde, düşünme süresi sonunda tekrar gelen erkeğin ailesine süslü bohça ya da şase içinde kravat, çorap v.b. hediyelerle birlikte bir mendil verilir ki buna “söz mendili” denilir. Mendil verildikten sonra, oğlan evine “söz şerbeti” denilen şerbet ikram edilir ve nişan günü kararlaştırılır.Nişan gününden önce, kıza alınan çeşitli armağanlar “nişan selesi” adı verilen süslenmiş seleler içine konularak kız evine gönderilir. Bu seleler bir süre muhafaza edilerek tebrik etmeye gelenlerin görmesi sağlanır. Nişan için tespit edilen tarihte, erkek evi akraba ve yakınlarını toplayarak kız evine giderler, kendi aralarında eğlenerek nişan yüzüklerini takarlar. Nişanlılık süresi içine tekabül eden dini bayramlarda kız evi damada, oğlan evi geline giyecek türünden hediyeler alır, kurban bayramında ise kız evine gönderilen hediyelere süslenmiş bir koç ilave edilir. Eski düğünler çarşamba, perşembe, cuma veya cuma, cumartesi, pazar olmak üzere üç gün sürerdi. Düğünden önce oğlan evi, kızın çeyizlerini almak üzere araba gönderir, kızın arkadaşları veya kardeşleri çeyiz sandıklarının üzerine oturur ve oğlan evi bahşiş vermeden kalkmazlardı. Çeyiz, kızın gelin gideceği eve serilerek, isteyen bayanların evi ziyaret ederek çeyizi görmesi sağlanır, buna “çeyiz bakma” denir. Gelin gitmeden önce gelin hamamı ve düğünden önceki akşam kına gecesi yapılır. Kına gecesinde kadınlar kendi aralarında eğlenir ve kızın ellerine kına yakılır. Düğün günü oğlan evi gelini almaya geldiğinde, gelin evden çıkmadan önce babası, maddi gücüne göre kızın beline altın, gümüş ya da kırmızı kurdeleden bir kuşak takar, gelin at veya otomobil ile baba evinden alınarak, geze geze damadın evine götürülür. Damadın evine gelindiğinde, gelin içeri girerken başına buğday, leblebi, şeker veya para serpilir, orada bulunanlar tarafından toplanan buğday, para ya da şeker bereket getirmesi için muhafaza edilir. Gelin damat evinde yüzü kapalı oturur, akşam yemeğinden önce, damat gelinin duvağını açarak yüz görümlüğü adıyla anılan bir takı takardı. Yemekten sonra damat arkadaşlarıyla yatsı namazına camiye gider, namazdan çıktıktan sonra ellerinde yanan mumlarla eve dönülür ve damat sırtı yumruklanarak eve bırakılırdı. Alıntı. |
|
03 Nisan 2009, 02:38 | #4 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Manisa İli Hakkında Bilgiler Mesir Macununun Tarihçesi 500 yıllık geçmişe sahip mesir macununun dünyada eşine az rastlanan geleneklerden. İşte 500 yıllık Mesir Macunu geleneğinin tarihçesi! Osmanlı padişahlarından Yavuz Sultan Selim`in eşi, Kanuni Sultan Süleyman`ın annesi Ayşe Hafsa Sultan`ın iyileştirilmesi için dönemin ünlü hekimi Merkez Efendi tarafından 41 çeşit baharat karıştırılarak elde edilen mesir macunu 469 yıldır üretiliyor. Manisa`yı Mesiri Tanıtma ve Turizm Derneği Başkanı Ufuk Tanık, yaptığı açıklamada, yaklaşık 500 yıllık geçmişe sahip mesir macununun dünyada eşine az rastlanan geleneklerden olduğunu belirterek, dernek olarak bu geleneği devam ettirdiklerini kaydetti. Mesir macununun Manisa protokolü tarafından yıllarca bavul ticaretiyle yurt dışına çıkarıldığını ifade eden Tanık, geleneği sürdürmek adına elde üretim yapmaya devam ettiklerini söyledi. Tanık, ne kadar üretim yapılırsa o kadar pazara sahip olunması gerektiğini belirterek, şöyle konuştu: ``Mesir macununu yurt dışına ihraç etmek istediğimiz zaman dünyada gıda standartlarına yönelik birtakım çalışmalar var. Biz de dernek olarak bu standartlara uymak zorundayız. Mesela şimdi mesir macununu elde üretiyoruz. Bu mesir macunu Manisa`da imalathanemizde 15 kadın işçinin elinden çıkıyor. Elde yapıldığı için yapılabilecek günlük üretim bellidir. Ne yapmak lazım, çikolata ambalajlarında olduğu gibi makinede kenar kıvrımları tamamen kapanıyor. İhracata yönelik yapılacak üretimde bu teknoloji kullanılabilir. Yani mamul aynı ancak ambalajı tamamıyla daha kapalı. Avantajları da var, daha hijyenik ve sıcak havada da sızdırmaz olur. İhracat için ayrı bir üretim sistemi kurarak, bununla ilgili makine yatırımı da yapmayı düşünüyoruz. Ancak mesir geleneğinden derneğimiz hiçbir zaman vazgeçmeyecektir. Mesir macunumuzun da artık dışarıda aranan bir ürün haline geldiğini görüyoruz ve bu ürünümüzü dünyanın her yerine göndermek için belirli bir teknolojiyi de uygulamamız gerekiyor.`` Tanık, her yıl 21 Mart nevruz günü başlayan temsili karma törenini takip eden hafta sonunda düzenlenen saçım töreniyle Mesir Festivali`nde final yaptıklarını ifade etti. Derneğe ait imalathanede görevli 15 kadın işçi tarafından mesir macununun imal edildiğini kaydeden Tanık, mesirin kadınlar tarafından kaynatılmasından kesimine ve paketlenmesine kadar elde yapıldığını, teknoloji kullanılmadan aslına sadık olarak üretildiğini söyledi. Bu geleneği bozmadan sürdürmek istediklerini bildiren Tanık, şunları kaydetti: ``Saçım dışında piyasaya satışa çıkan ambalajlar, güne uygun şekilde paketlenerek tüketiciye ulaştırılıyor. En büyük özelliğimiz bu geleneği yaşatmak ve bu inanışı sürdürmektir. Derneğimizin kuruluş amacı da budur. Bu olayı ticari olarak düşünmüyoruz. Ticaret ikinci planda yer alıyor. Yıl içinde piyasada satılan mesir macunlarından elde edilen gelirlerin tamamını da Mesir Şenlikleri başta olmak üzere Manisa`nın tanıtımında kullanıyoruz.`` Bu yıl kutlanacak 469. Mesir Festivali`nin yerel seçimlere denk gelmesi ve seçim yasakları nedeniyle yeteri kadar coşkulu olmayacağını düşündüklerini ve festival tarihini ertelediklerini bildiren Tanık, sadece karma töreninin yapıldığını, festivalin ise 20-26 Nisanda yapılacağını söyledi. ``MESİR MACUNUNUN BAŞKA ŞEKLİ OLMAMALI`` Bu yıl yenilik olarak mesir lokumu ürettiklerini söyleyen Tanık, lokumu otantik olarak ahşap ambalajda sunduklarını belirtti. Mesir lokumunun mesir macunuyla özdeşleştiğini, şekil olarak da üretimde sakınca görmediklerini kaydeden Tanık, mesir lokumunun içine mesir macununda yer alan baharatları koyduklarını söyledi. Bu baharatları kullanarak şeker veya içecek de yapılabileceğini ancak bunun geleneğe gölge düşürebileceğini savunan Tanık, şöyle konuştu: ``Macunu geleneğinde eskiden olduğu gibi sunarak çok iyi anlatmamız gerekiyor. Ama macunun çeşitlendirilmesinde birtakım yenilikler düşünülebilir. Eskiden sadece çubuk şeklinde saçım mesiri yapılıyordu, oysa şimdi küçük boyda ve kavanozda kaşıkla bal kıvamında yiyebileceğiniz şekliyle de üretiyoruz. Tüketimini kolaylaştırmak amacıyla tüpünü yapıyoruz. Ancak bu ürün çeşitlerimizin hepsi kendi tekniği ve geleneği içerisinde yapılıyor. Dernek olarak mesiri çok fazla şekil ve ürün çeşidi olarak üretmek istemiyoruz.`` MESİR MACUNUNUN TARİHÇESİ 1522 yılında Yavuz Sultan Selim`in eşi, Kanuni Sultan Süleyman`ın annesi Ayşe Hafsa Sultan hastalanınca, dönemin ünlü hekimi Merkez Efendi, 41 çeşit baharatı karıştırarak elde ettiği ürünü Sultan`a yedirdi. Bir süre sonra iyileşen Ayşe Hafsa Sultan, bu macunun her yıl aynı dönemde üretilerek halka saçılmasını buyurdu. Bunun üzerine her yıl nevruz günü 41 çeşit baharat karılarak hazırlanan mesir macunu, Manisa`daki Sultan Camisi`nin kubbe ve minarelerinden halka saçılıyor. Minare ve kubbelerden saçılan ve şifalı olduğuna inanılan mesir macununu kapabilmek için Türkiye`nin çeşitli illerinden Manisa`ya gelerek Sultan Meydanı`nda toplananlar ilginç görüntüler oluşturuyor. 41 ÇEŞİT BAHARAT 469 yıldır içeriği bozulmadan hazırlanan mesir macununun içinde şu baharatlar bulunuyor: Tarçın, karabiber, yeni bahar, karanfil, çörek otu, hardal tohumu, anason, kişniş, zencefil, tarçın çiçeği, zerdeçal, Hindistan cevizi, rezene, kebabiye, sinameki, sarı halile, vanilya, darıfülfül, kakule, havlıcan, zulumba, hıyarşembe, safran, iksir, kimyon, galanga, çam sakızı, mirsafi, meyan balı, şamlı şaşlı, limon kabuğu, kremtartar, zağfiran, udülkahır, çöpçini, eskir, tiryak, ravend, limon tuzu, tekemercini tohumu, günbalı. Alıntı. |
|
Etiketler |
bilgiler, hakkinda, hakkında, ili, manisa, İli |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Wolfteam Hakkında Bilgiler. | ArsenLupen | Online Oyunlar | 0 | 09 Ocak 2016 17:28 |
Manisa Genel Bilgiler | Ecrin | Ege Bölgesi | 0 | 17 Eylül 2011 11:13 |
Diyarbakır İli Hakkında Bilgiler | YapraK | Güneydoğu Anadolu Bölgesi | 5 | 09 Eylül 2009 00:40 |
Muş İli Hakkında Bilgiler | YapraK | Doğu Anadolu Bölgesi | 3 | 03 Nisan 2009 01:38 |
Van İli Hakkında Bilgiler | YapraK | Doğu Anadolu Bölgesi | 4 | 03 Nisan 2009 01:35 |