IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  reklamver

Etiketlenen Kullanıcılar

74Beğeni(ler)

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 08 Şubat 2012, 16:42   #1
Zen
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Edebi(ha)yat





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Suskunluğun siyah okyanusundaki cam fanuslu bir dalgıç gibi yaşıyordu insan, kendisini dış dünyaya bağlayan halatın kopmuş olduğunu ve o sessiz derinlikten hiçbir zaman yukarı çekilmeyeceğini ayrımsayan bir dalgıç gibi hatta. Yapacak, duyacak, görecek hiçbir şey yoktu, her yerde ve sürekli hiçlikle çevriliydi insan, boyuttan ve zamandan tümüyle yoksun boşlukla. Bir aşağı bir yukarı yürürdü insan, düşünceleri de onunla birlikte bir aşağı bir yukarı, bir aşağı bir yukarı yürüyüp dururdu. Ama ne kadar soyut görünürlerse görünsünler, düşünceler de bir dayanak noktasına gereksinim duyarlar, yoksa kendi çevrelerinde anlamsızca dönmeye başlarlar; onlar da hiçliğe katlanamaz. İnsan sabahtan akşama kadar bir şey olmasını bekler ve hiçbir şey olmaz. Bekleyip durur insan. Hiçbir şey olmaz. İnsan bekler, bekler, bekler, şakakları zonklayana dek düşünür, düşünür, düşünür. Hiçbir şey olmaz. İnsan yalnız kalır. Yalnız. Yalnız.

Stefan Zweig - Satranç

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
Alt 08 Şubat 2012, 16:42   #2
Zen
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Edebi(ha)yat





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Bedenim beni bırakacak. Oysa ben hep o bedenin kurbanı olmuşumdur; biraz asi de olsa bir kurban işte. Biliyorum aslında birbirimizi yok edeceğiz, böylece mücadele sonunda ortaya hiçbir galip çıkmayacak. Düşüncenin sırf hasar görmemiş olmasından ötürü, tenden oluşan öteki maddeden kopabileceğini düşünmek ne hoş bir yanılsama.


Frida Kahlo

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 08 Şubat 2012, 16:45   #3
Zen
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Edebi(ha)yat





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Hiç sevdiğiniz birinin bir daha dönmemek üzere çıkıp gidişini izlediniz mi? O sabah da herhangi bir sabah gibidir. Gene kahvaltısını atlamış, aç karnına sigara içmiştir. Sinirlidir, sabahları hep olduğu gibi. Atkısını evde unutmuştur. Sanki o gün daha mı tedirgindi, yoksa sonradan düşündüğünüzde, o sabahı binlerce kez belleğinizde kurguladığınızda size mi öyle gelmişti. Bilseydiniz...Gelişi güzel bir veda yerine onu bir kez daha kucaklardınız. Kucaklar, bırakmazdınız. Dünyanın tüm bağlarıyla bağlardınız onu, tüm bağları, vaatleri, yeminleriyle. Sırf o kapıdan çıkıp gitmesin diye dünyayı durduramanız gerekse durdururdunuz. Bilseydiniz.


Aslı Erdoğan / Bir Delinin Güncesi

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 08 Şubat 2012, 16:45   #4
Zen
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Edebi(ha)yat





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Kendi hikâyemi kendime anlatmaktan, durmaksızın aklımdan geçirmekten bıktım. Artık içimde eskiyor. Dışarı vuracak sözcükleri bulamıyorum. Sizinle konusuyorum ya, bir yandan eski anılar kayıyor dilimin altından. Her şeyi içiçe, karmakarışık, yaşandığı gibi anlatmanın bir yolu bulunmadı mı? Hiç bekletmeden, dil altında eskitmeden? Sıralamalara gitmeden? Kendime tarafsızlık parantezleri koymadan?

Tomris Uyar

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 08 Şubat 2012, 16:54   #5
Zen
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Edebi(ha)yat





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Taşıdığım bavulları kaybettim. Her zaman yetimim ayrılırken şehirlerden. Biriktirdiğim tren seslerini harcadım. Otobüsler dar geliyor, uçaklar kanatsız. Limitsiz kere limitsizim.

Alkış sesleri aramıyordum. Sadece gururlu ve mağrur bir perde indirsin yüzümü istiyordum. Meğer perdelerin yüzsüzlüğüymüş bulandıran suyu. Karanfiller sarayında ölü bir kedinin üfürüğü serinletiyor sol elimi. Ben buyum işte en kuru veda, çıkılmayan yolculuk!..

Bu paragraftan geçebileceğim herhangi bir yer yok. Hoşça kal. Yezidiler gibi kötülüğünden vazgeçen bir şeytanla oyalanıyorum. Seni hatırlatan yüzü çiziyorum camlara. İkide bir emiyorum kanayan parmaklarımı. Satılık şiirler haritasında en acı sözcüğün soytarısını oynuyorum. Aptallığım neşe vermiyor, ama neden? ‘Şaşırtır insan hayatı sözcükleri ama yalnızca yanıltan sözcüklerdir hayatı.’ Otel duvarına kırmızı rujumla yazıyorum bu cümleyi. Efsunluyorum her kelimeyi.

Karalayacağım tüm falları, vatan hainleri diye önce falcıları vurdurtacağım. İhbar edeceğim tüm kahve satıcılarını. Fincanlara patlayıcılar yerleştireceğim. Çünkü sadece bana kalanlardı özgürlüğüm. Bir zamanlar senin adındı o özgürlük. Fallarda çıkan yolculuklardın.

Boynumdaki şiir tasmasını kıracağım. Kıracağım şiirin ince bileğini. Sana da boş zarflar yollayacağım. Nusaybin’deki tüm sokaklara kimsesiz posta kutuları çakacağım. Not etmen için o sorunsuz, biricik hayatını. Eminim büyük bir gururla imzalarsın son cümleyi.

İçimde, bir diğerini eksilttiğini fark etmeden. Seni saksıda çürüyen pis kokulu papatyaların suyuna boşaltacağım. Ve lanet olsun ki bana, o suyu susuz kalmış bir yetim gibi soluksuz içeceğim.

Verdiğim bütün sözlerdi doğu. Kaybettiğim bütün savaşlardı batı. Oysa yönü olmayan tek sözdü unutulmuş olan sevgi. Bütün işim beş dakika sürer. Hafifleyecek bedenim. Kaf Dağı’nı kaybetsem de bir kuş olacağım. İki kez yetim bir kuş…

Yaralarının içinden boşalıyorum. Sevgisiz abajurları yakıyorum. Ölümlere yapma bacaklar takan ruhumu gör diye deliler gibi hayatı kusuyorum. Körlerin dilsiz ejderhası olacağım. Ateşin yaladığı avuçlarımdan alınlar akıtacağım. Dünyanın en yalancı falcısı olacağım. Bizi birbirimize düşman eden kimdi biliyor musun? Nasıl çoğaldılar ve nasıl haklı çıktılar?

Bir yetim için en zorudur yazmak. Geri dönmeyecek olanı bilirim. Senin vedan bu, o yüzden bu kadar kanlı. Benimkisi sadece bir söz…

Hoşça kal. Sonraki paragrafı bilmiyorum. Mavi, yeşil, kırmızı yılanlar kollayacak uykularımı. ‘Hayatı iyileştirecek olan yerlere dokun’ diye yalvaracağım. Ne olur şimdi beni iyileştir. Ama o, lanet olsun, onu şimdiden gören söze… Lanet olsun kabusların kapısını kıramayan ellere…

Belki bir gün hepimiz yeniden aşkla selamlaşırız. Kendi dillerimizle Şahmeranlar, Meryem Analar resmederiz. Bağlıyız birbirimize. Ama önce sen gidiyorsun. Sonra hepimiz, sonra hepimiz. Önce sen burkuyorsun sayfayı, sonra başkaları karalıyor cümleleri. Tam sen ağlayacaksın sanıyorum, bir taş yuvarlanıyor sol kolumdan yere. Başkaları ağlıyor. Korkma anne, aşk seni de öldürmedi, hatırla. Bıraktım oyun sonsuza dek sürsün. Tek tek sökeceğim dolaştığın yerlerdeki acılı yıldızları. İşim beş dakika sürer. Nasılsa bilmiyorum son paragrafı.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 08 Şubat 2012, 20:25   #6
Zen
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Edebi(ha)yat





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Gecelerim, çarpan kocaman bir yürek gibi. Gecelerim aysız; pencereden süzülen gri ışığa gözünü kırpmadan bakıyor. Gecelerim ağlıyor, yastığım nemli ve soğuk. Gecelerim beni yokluğuna itiyor; seni arıyorum, yanımdaki dev bedenini, soluğunu, kokunu arıyorum. Neredesin? Bedenim, şu sakat külçe, senin sıcaklığında bir an kendini unutmak istiyor. Gecelerim paçavraya dönmüş bir yürek. Gecelerim beni aşkla tutuşturuyor, ama senin eksikliğini çektiğini biliyor ve bu gerçek karanlıkta bir bıçak gibi parlıyor. Gecelerim sana uçabilmek, seni uykunda sarmalayıp bana getirebilmek için kanatları olsun istiyor. Ama gecelerim her türlü deliliğin yasak olduğunu ve düzensizlik yarattığını biliyor. Gecelerim senin ve benim hazza eriştiğimizi görmek için röntgencilik yapmak istiyor, ama bedenim birkaç sokağın ya da adi bir coğrafyanın bizi ayırdığını anlayamıyor...


Frida Kahlo / Aşk ve Acı

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 08 Şubat 2012, 20:26   #7
Zen
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Edebi(ha)yat





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Günün birinde, kendinizi boşluğun yaylım ateşinde, görüntüler biçiminde yağan mermiler ortasında bulursunuz. Kollarınızla başınızı korursunuz. Tuhaf, önemsiz, gereksizsinizdir, tüm yenilenler gibi. Güç bela edindiğiniz bir çift kanat, bir duvardan ötekine çarpa çarpa kırılmıştır; kim bilir hangi rüzgara kapılmış kendi deneyiminizin merkezinden çok uzağa savrulmuşsunuzdur. Bir zamanlarki ‘ben’inizin, soluk bir tıpkıbasımına dönüşmüşsünüzdür. Çığlık atarsınız, üzerinizdeki çığ, yalnızca dışarının seslerini taşır. Yorgun bir bakışla tararsınız dünyayı, uçsuz bucaksızlığına bunca acıyı nasıl sığdıracağınızı bulamazsınız. Kutsallığı bildirilmiş Söz’e çok fazla inanmışsınızdır belki, oysa karşınızdaki yüzün acımasızlığına çarpıp ölü sinekler gibi dökülür cümleleriniz, döküldükçe birer yalana dönüşür. Kim bilir hangi açlıkla tüketilmiş, hangi doygunlukla bir kenara itilmişsinizdir… Ancak damla damla, öldürmeyecek dozlarda sızmasına izin vereceğiniz gerçek, evrensel haksızlıkla giriştiğiniz suç ortaklığıdır. Hayatın aleyhine açtığınız davada, tek bir tanık yoktur ki masumiyetinizi savunsun.


Aslı Erdoğan / Bir Yolculuk Ne Zaman Biter

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 08 Şubat 2012, 22:47   #8
Zen
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Edebi(ha)yat





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


“Her bir dakikamın elli dokuz saniyesi”, diye söylendim sokaklarda, “acıya ya da… acı fikrine vakfedilmiş. Keşke bir taş olabilseydim! ‘Yürek’ : Bütün azapların kökeni… Nesneye imreniyorum… maddenin ve donukluğun lütfuna… Küçük bir sineğin gelgiti bana kıyamet bir iş gibi görünüyor. Kendinden çıkmak günah işlemektir. Rüzgar, havanın çılgınlığı! Müzik, sessizliğin çılgınlığı! Bu dünya hayatın önünde pes ederek hiçliğe karşı kusur işlemiştir… Hareketten ve rüyalarımdan istifa ediyorum. Namevcudiyet! Tek zaferim sen olacaksın… ‘Arzu’, sözlüklerden ve ruhlardan hepten silinsin! Yarınların başdöndürücü şakası önünde geriliyorum. Ve bazı ümitlerimi hala muhafaza etsem dahi, ümit etme melekemi hepten kaybettim”.

E.M. Cioran

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 08 Şubat 2012, 22:47   #9
Zen
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Edebi(ha)yat





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


“Şimdi aramızda noksan olan şeyin ne olduğunu biliyorum.” dedi. “Bu eksiklik sana değil, bana ait. Bende inanmak noksanmış. Beni bu kadar çok sevdiğine bir türlü inanmadığım için sana aşık olmadığımı zannediyormuşum. Bunu şimdi anlıyorum. Demek ki, insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar. Ama şimdi inanıyorum. Sen beni inandırdın. Seni seviyorum. Deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum. Seni istiyorum. İçimde müthiş bir arzu var. Bir iyi olsam!”


Sabahattin Ali - Kürk Mantolu Madonna

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 08 Şubat 2012, 22:48   #10
Zen
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Edebi(ha)yat





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Bedenini yok etmek ve yeniden yaratmak. Yitirdiklerini yeniden yitirmek. Unutmak. Müzikte yok olmak. Korkuyla terlemek, düşünmekten vazgeçmek, bir an bile gözünü ayıramadan, sabit bakışlarla duvarlara bakmak, artık geri gelmeyen bir ezgiyi boş yere beklemek. Bedenini parçalara ayırmaya devam etmek. Hiçbir şey ummamak, hiçbir şey beklememek. Bir taş, bir ağaç, bir toz zerresi olmayı öğrenmek. Acıyı kaslarında, karnında duyumsamak, dünyayı rahminde taşımak. Kırılan tırnaklarla çizmek. Kendi ellerinle konuşmak. Ölmek. Olmak.

Aslı Erdoğan / Aynanın Dibine Yolculuk

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
edebihayat


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Muhabbet Edebi Zen İslamiyet 0 12 Aralık 2012 16:24
Edebi Sevgi-Li gapex Aşk ve Sevgi Köşesi 0 07 Aralık 2011 16:39
Muş Edebi Örnekler Sim Doğu Anadolu Bölgesi 0 21 Ağustos 2011 03:47
Edebi Sanatlar Ruj Edebi Sanatlar 0 16 Aralık 2010 05:24
Namazın Edebi Lady İslamiyet 0 21 Eylül 2010 14:09