21 Mart 2009, 02:20 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Muş İli Hakkında Bilgiler MUŞ ADININ KAYNAĞI Muş’un ilk ne zaman kurulduğu ve adının kaynağı kesin olarak bilinmemektedir. Muş adına dair pek çok rivayet vardır. Bir rivayete göre, Muş adı, şehre, Asurlulardan kaçarak Muş yöresine gelen İbrani kabilelerinden biri tarafından verilmiştir. Nitekim 1914 Bitlis Vilayet Salnamesinde Muş adının İbrani’ce “Sulak verimli ve otlak” anlamına gelen “Muşa” kelimesinden geldiği ileri sürülmüştür. Muşun, geçmişten günümüze yemyeşil ve sulak bir ovaya sahip olması, bu rivayetin tümüyle asılsız olmadığını, nispeten belirli bir gerçeğe dayandığını gösterir. Bir diğer rivayete göre Muş adı, İÖ. 12 yy. Ege göçlerinden sonra ilk kez Asur kaynaklarında adı geçen ve Yukarı Dicle Vadisine yerleştikleri bildirilen Muşkiler’den gelmektedir. M.Ö. II. Binin ikinci yarısında Orta Anadolu’da Hatti egemenliğine son vererek doğuya doğru genişleyen Muşkiler’in bir kolu Muş yöresine gelerek şehrin temelini atmıştır. Daha sonradan buradan Asur topraklarına girmişlerdir. Asur kaynaklarında İÖ. 12-8 yy. arasında adlarından sık sık bahsedilen Muşkiler’in İÖ. 12 yy. ilk yarısında büyük bir ordu ile Toros dağlarını aşarak güneye indikleri ve Asur’un sınır kentlerini tehdit ettikleri biliniyor. Bu dönemde Muşkiler’in bir kolu Muş kentini kurarak buraya yerleşmiş olabilirler. Muş’un kuruluşu ve adına dair diğer bir rivayet ise dini kaynaklıdır. Buna göre, Muş’un Hz.Nuh’un oğlu Yasef’in (Yusuf) torunu Muş oğullarınca kurulduğu rivayet edilmektedir. Öte yandan, Muş Arapça’da “Şeffaf, Parlak” Farsça’da ise “Nehirlerde yolcu taşıyan küçük gemi” anlamlarına gelmektedir. İlk çağda Muş'u da içine alan bölgeye “Taronitit” deniyordu. Bu bölgenin merkezi durumundaki Muşun adı da kimlik kaynaklarda “Taron” olarak geçmektedir. Aynı kelime, islam çağlarında “Taron” olarak kullanılmıştır. Kaşgarlı Mahmut’un Divan-ı Lügat-i Türk adlı eserinde yer alan deyimde Öldeçi sıçgan muş ayakı kaşır. Ölecek sıçan kedi aşağı kaşır. Buradan da Muş kedi manasına geldiği görülmektedir. Alıntıdır | |
|
21 Mart 2009, 02:21 | #2 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Muş İli Hakkında Bilgiler MUŞ’UN COĞRAFİ YAPISI İlimiz Doğu Anadolu Bölgesindedir. 39 29’ ve 38 29’ kuzey enlemleriyle 41 06’ ve 41 47’ doğu boylamlarının arasındadır. Yüzölçümü 8196 km2’dır. Türkiye yüzölçümünün yüzde 1,1’ini kaplar. Muş, doğudan Ağrının Patnos ve Tutak, Bitlis’in Ahlat ve Adilcevaz, kuzeyden Erzurum’un Karayazı, Hınıs, Tekman, Karaçoban, batıdan Bingöl’ün Karlıova ve Solhan, güneyden ise Diyarbakır’ın Kulp, Siirt’in Sason ve Bitlis’in Güroymak ve Mutki ilçeleri ile çevrilidir. Muş Güney Doğu Toros Dağlarının uzantısı olan Haçreş dağlarının önemli zirvelerinden Kurtik Dağının kuzeye bakan yamaçlarında, Çar ve Karni derelerinin aktıkları vadiler arasında kuruludur. YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ Muş yüksek ve dağlı bir yörededir. İl alanının yüzde 34,9’nü kaplayan dağlar, Güney Doğu Torosların uzantılarıdır. Bu dağlar, Alp-Himalaya kıvrım sistemiyle birlikte oluşmuş genç dağlardır. Rakım, genellikle 1250 metrenin üzerindedir. Genç ve verimli alüvyonlarla örtülü ovalar, il yüzölçümünün yüzde 27.2’sini kaplar. Murat vadisi il topraklarını doğu-batı doğrultusunda parçalamıştır. Genellikle 1500-1700 m rakımlı platolar il alanının yüzde 37.9’nu kaplar.. DAĞLAR Güneydoğu Toros Dağları’nın uzantıları Muş il alanını çevreler. Eskiden gür ormanlarla örtülü olan bu genç dağlar, zamanla çıplaklaşmıştır. Muş ilinin başlıca önemli dağları Akdoğan (Hamurpet), Şerafettin, Bilican, Bingöl, Haçreş (Karaçavuş, Çavuş), Otluk ve Yakupağa dağlarıdır. Akdoğan (Hamurpet) Dağı: Muş’un kuzeyinde yer alır. Doğrultusu kuzeydoğu-güneybatıdır. Bu doğrultudaki uzunluğu yaklaşık 30 km, genişliği ise kuzey–güney doğrultuda 10 km’dır. En yüksek zirvesinin rakımı 2879 m’dir. Muş’un önemli göllerinden olan Akdoğan (Hamurpet) Gölü bu dağın üzerindedir. Şerafettin Dağları: Muş il alanının batısını engebelendirir. Büyük bölümü Bingöl ilinde kalan bu dağlar, doğu-batı doğrultulu çok yüksek ve düzenli bir sırt görünümündedir. Bilican Dağları: Bulanık ve Liz Ovaları arasında yer alır. Doğrultusu kuzeybatı-güneydoğudur. Haçlı (Kazan, Bulanık) Gölünün kuzeybatısında balıksırtı biçiminde uzanan bu dağlar daha sonra düzenli bir biçim alır. Rakım güneye inildikçe artar. Bilican Dağları, Bulanık ilçesine doğru düzenli biçimde alçalarak uzanır. Burada Laris Tepesini oluşturduktan sonra birden kesilir. Bilican Dağlarının en yüksek zirvesi 2950 m. Rakımlı, Bilican Tepe (Ziyaret Tepe, Vangesor Tepesi) dir. Diğer önemli zirveleri Avni Kalesi Tepesi (2754 m), Şeyhtokum (2300 m), Karaburun (2500 m) ve Hasan Tepeleridir. Bingöl Dağları: Muş il alanının kuzey batısında yer alır. Bu dağların büyük bölümü Erzurum ilinde kalır. Doğu-batı doğrultusunda uzanan Bingöl dağları Muş il alanını engebelendirir. Otluk Dağları: İl alanının ikiye ayırırcasına kuzey batı güneydoğu doğrultusunda uzanır. Rakım genellikle 2000 m dolayındadır. En yüksek zirvesi ise 2155 m yüksekliğindedir. Haçreş (Karaçavuş, Çavuş) Dağları: Muş ilçe merkezinin güney-batısında kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzanır. Muş şehri bu dağların önemli zirvelerinden olan Kurtik Dağı (2645 m)’nın kuzeye bakan yamaçlarında kurulmuştur. Yakupağa Dağları: Muş il alanının güneydoğusunda uzanır. Doğrultusu doğu-batıdır. Muş-Van illeri arasında tabii bir sınır oluşturacak biçimde uzanan bu dağların önemli bölümü Van’dadır. PLATOLAR Platolar il alanının 37,9’nü oluşturur. İl alanının kuzey ve kuzeybatısında yer alan bu platolar Murat vadisinin tavanı ile bu dağların zirveleri arasında sıralanır. Az dalgalı ve kalın bir toprak tabakası ile örtülüdürler. Bol sulu ve otludurlar. Bu nedenle Muş tarımının en gelişmiş dalı hayvancılıktır. VADİLER VE OVALAR Muş ilindeki vadiler Murat Irmağı ve kollarınca açılmıştır. Bu vadilerin en önemlisi Murat Vadisidir. Muş il alanının yüzde 27,2’sini ovalar oluşturur. En önemlisi Muş, Bulanık, Malazgirt ve Liz Ovalarıdır. Murat Vadisi: İl alanının kuzey batısında başlar. Başlangıçta kuzey güney doğrultulu derin bir boğaz biçiminde olan vadi sonra batıya döner. Bulanık ovasına girer. Vadi tavanı Muş ovasında genişler. Ovanın çıkışında yeniden derinleşir. Murat Vadisi Ulukaya Köyünün güneyinde il sınırlarının dışına çıkar. Muş Ovası: Türkiye’nin en büyük ovalarından biridir. Alanı yaklaşık 1650 km2’dır. Uzunluğu 80 km, genişliği ise 30 km’ yi bulur. Basamaklı bir yapı gösterir. Ovanın güneyini Haçreş Dağları çevirir. Kuzeyde ise Şerafettin Dağları ve bu sıranın uzantıları vardır. Muş ovasının doğu ucunda Nemrut Dağı yer alır. Batı ucunda ise dağlık alanlar vardır. Muş ovası 3. Jeolojik zamanın miyosen dönemi ortalarına kadar bir birikinti iken yer kabuğu hareketleri sonucu bir çöküntü alanına dönüşmüştür. Bu alan sonraki jeolojik dönemlerde yeni alüvyonlarla da örtülerek verimli bir alan durumuna gelmiştir. Bulanık Ovası : İlin doğusundadır. Yüzölçümü 525,2 km2’dır. Bu ova Murat ırmağı boyunca uzanan ince bir şerit görünümündedir. Genişliği ancak birkaç km. olan ovanın uzunluğu yaklaşık 20 km. kadardır. Bulanık ovasında genellikle tahıl ve bol miktarda koyun ve sığır yetiştirilmektedir. Liz Ovası : Bilican Dağlarının güneyinden başlar Murat Irmağına kadar uzanır. Yüzölçümü 160 km2’dır. Dalgalı bir yapı gösterir. Rakım Murat Irmağına doğru artar. Geniş kesimi mera olan Liz Ovasında tahıl, koyun ve sığır yetiştirilir. Malazgirt Ovası: Muş il alanının doğusunda yer alır. Yüzölçümü yaklaşık 450 km2’dir. Murat ırmağı ovanının kuzeybatısında geçer. Malazgirt ovası güneyde Süphan Dağı ve uzantıları ile Van Gölünden ayrılır. Yer yer bu dağlardan inen akarsularca yarılmış olan ova geniş bir bozkır görünümündedir. AKARSULAR Muş il alanı Fırat Havzası içindedir. İl topraklarını sulayan önemli akarsular Murat ile onun kolu olan Karasu’dur. Murat Irmağı: Van Gölünün kuzeyindeki Aladağ’dan doğar. Uzunluğu 600 km kadardır. Muş il sınırlarına kuzey doğudan girer. Kuzey-güney doğrultusunda bir süre akan ırmak bu sırada birkaç küçük dereyle ve doğuda da Karakaya Deresiyle birleşir. Debisi 200–300 m3’tür. Debi ırmağın kabardığı zamanlarda 2500 m3 bulur. Suyun azaldığı zamanlarda ise 50–70 m3 kadar düşer. Murat ırmağını besleyen diğer akarsular şunlardır: Badişah, Şehit, Heftreng, Körsuyu, Liz, Köşker dere ve çaylarıdır. Karasu: Güroymak’dan doğar. Muş il sınırlarına güneyde girer. Uzunluğu 68 km kadardır. Kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda akar. Başlıca kolları Daralı ovadan kaynağını alan 27 km uzunluğundaki Abdulbahar, Kazana Tepesinden doğan 35 km uzunluğundaki Kelereş ile Çar ve Karni’dir. Muş il sınırları içindeki diğer önemli akarsular şunlardır: Aynı adlı dağdan doğan Çiçekveren Deresi (13 km), Aktuzladan doğan Heronek suyu (24 km), Bilican dağından kaynağını alan Liz Suyu (32 km), Kımsoradan doğan Çılbuhur deresi (27 km) ve Hamurpet Dağından kaynağını alan Memanlı suyudur ( 24 km). GÖLLER Muş ili sınırları içinde kalan başlıca göller: Haçlı (Bulanık), Hamurpet (Akdogan), Küçük Hamurpet, Gaz (Kaz) gölleridir. Haçlı (Bulanık) Gölü: İlin güneydoğusunda Bulanık ilçesinin güneyindedir. Göl adını güneyindeki Haçlı Köyünden almıştır. Göl Bulanık adını ise suyun genellikle bulanık oluşundan almıştır. Bir lav seti gölüdür. Haçlı gölü de kuzeyindeki Kızkopan volkanının yükselmesi ile oluşmuştur. Yüzölçümü 10 km2 kadardır. Gölde derinlik 7 m. aşmaz. Haçlı Gölü güneybatıdan akan Şeyhtokum Deresi ile birkaç kaynaktan beslenir. Gölün su düzeyi bütün yıl boyunca hemen, hemen aynı kalır. Kışın donduğunda göl sathında yürünebilmektedir. Gölde alabalık ve aynalısazan bulunmaktadır. Büyük Hamurpet Gölü: Varto ilçesinin kuzeybatısında Hamurpet dağlarının batısında yer alır. 2149 Rakımda ve 21 metre derinliğindedir. Yüzölçümü 1088 km2’dır. Gölün her tarafı dik kayalarla çevrilidir. Derinliği küçük göle nazaran daha az olduğundan yeşil renktedir. Kaynak ve kar suları ile beslenir. Kış aylarında donar, su seviyesi tüm yıl boyunca pek değişmez. Gölde bol miktarda aynalısazan balığı ile ördek, kaz, turna ve kunduz da bulunmaktadır. Gölün bulunduğu alan volkanik özellikler taşımaktadır. Fazla olan suyu yakınından geçen İskender çayına boşaltır. Küçük Hamurpet Gölü: Büyük Hamurpet gölünün yaklaşık 300 m kadar güneyinde ve 2173 rakımda küçük dairesel bir yapısı vardır. Gölün alanı 149 km2 dir. 47 metre derinlikte olduğundan mavi bir görünüme sahiptir. Dipten Büyük Hamurpet’e akıntısı bulunmaktadır. Gaz (Kaz) Gölü: Malazgirt ilçesine bağlı Aktuzla Bucağının yakınlarındaki bu göl Karstik bir göldür. Gölün suyu tuzlu ve acıdır. Derinliği azdır. Kenarları sazlıktır. Bu nedenle ilkbaharda burası göçmen kuşların akınına uğrar. Kaz, ördek, su tavuğu en çok rastlanılan hayvan türleridir. Alıntıdır |
|
25 Mart 2009, 20:35 | #3 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Muş İli Hakkında Bilgiler Muş'un Edebiyatımızdaki Yeri [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]Edebiyatta Muş Tabii güzellikleri ve köklü tarihine rağmen Muş'un edebiyatta yeterince işlendiği söylenemez. Cumhuriyet Dönemi'nde Muş ve çevresine görevle giden yazarlar ile Muş kökenli edebiyatçılar ve halk ozanları, eserlerinde Muş'tan söz etmişlerdir.Muş'u şiirlerinde işleyen başlıca ünlü şairler Ceyhun Atıf Kansu, Sennur Sezer, Tahsin Saraç, İsmet Özel ve Fazıl Hüsnü Dağlarca'dır. Muş kökenli şairlerin başlıcaları ise Burhan Garip Şavh, Nihat Aktaş, M. Salih San, H. Şükrü Bulakçıbaşı ve Nurettin Yıldırak (Prof. Dr.)'tır.Ceyhun Atıf Kansu, "Anadolu" adlı şiirinin ilk bölümü olan "Muş Ova-sfnda, Muş'un köklü tarihi kimliğiyle bu gününü içice anlatır.Anadolu'nun kapısı, gökyüzüne Ve bereketin kardeş ovasına açılan Selçuklu atlarıyla Yaşama umuduna bir halkın Yüzlerce yıl sonra bir gün geçersen Bak bakalım ne kalmış o şevkten Muş Ovası'nda toprak evlerde O sağlam buğdayın sevinci var mı? Bak bakalım doyuyorlar mı?Sennur Sezer, 1966 Varto Depre-mi'nden sonra yazdığı "Kara Türkü II" adlı şiirinin bir bölümünde Varto'lula-r'ın acısını paylaşır Yolumuz yokuş, gel gel varılmaz Anlaşılmaz dilimiz-kaba Küflenir acılarımız Elinize değmeyen ekmeklerce Dağ-taş Tahsin Saraç, çeşitli kitaplarında memleketini dile getirir. "Direnmeler adlı kitabında, "Yalın Acı" şiirinde Muş'tan ayrılışın hüznünü anlatır. "Sıcak Anılı Öykü" adlı şiirinde özlediği Muş'u ayrıldığı kadınla aynılaştırır. "Güneş Kavgası" adlı kitabının "Son Mavi Kuş" adlı şiirinde de doğduğu memlekete neden dönemediğini anlatmaya çalışır. Tahsin Saraç'ın "Sıcak Anılı Öykü" adlı şiiri şöyle: Ve şimdi banaBir tarçın tadındadtr artık anım Şu yaban yitikliğinde Muş'un Kara buz akşamlarında kışın Morarmış çocuk ellerinde İçilen bir sıcak çay, bir tarçınİsmet Özet, "Muş'ta Bir Güz İçin "Prelüdler" adlı sekiz bölümlü şiirinde, Muş'u bir mahpusun bakış açısıyla anlatır. Bu şiirin, güzün ve çekilen acıların sona erişini tasvir eden sekizinci bölümü şöyle: Kirpiklerinin ucundaki bulutlar Muş'ta güzün artık son kelimeleridir Yüzümde serin soluğunu duyuyorum dünyalı meleklerin Kar düşmeye başladığı tepelerimize Beyaz bir şiir için artık Tüfeğimi doğrultuyorum. Fazıl Hüsnü Dağlarca, Malazgirt Sa-vaşfnın 900.yıldönümü dolayısıyla yazdığı "Malazgirt Ululaması" adlı şiirinde Muş'un köklü tarihi ile tabiatını iç içe işler. Bu şiirin, "Murat Suyu" adlı bölümünde Anadolu"nun Türkler için bir anayurt olduğunu dile getirir: Murat suyu bakar yükselen al ovaya Kımıldar içinde uzak bir duyu Maviliğinden atar artık kurtulur kurtulmaz Korkuyu. Üzerine gecenin yansıması düşse de Yaprakların gölgesini yaşar, değişmez huyu Çeker suyunu en yeni köylerden Yeni evlenmiş bir çiftçinin açtığı kuyu Bu topraklardır işte ne güzel, Ötelerden gelmiş sürülerin doyduğu. Daha da dağ akar Selçuk atlan içtiğinden beri Murat Suyu Burhan Ga.ip Şavh, "Muş'un Kaderi" adlı şiirinde, Muş'un trajedisini dile getirir: Havası ho Suları serin, Bir şehir var uzaklarda, Ellerinde kaderin Gün görmüş Haçeş'lerin, Yeşil beyaz bir madalya gibi, Birlenir var uzaklarda, Dağların kalbi, Derdi var a dostlar. Çekilmez derdi o diyarın, Giden gelmiyor derler, Bu ne iştir ikide birde, Bir başka hal var o şehirde, Bir başka kader var havasında, Hep yanık türkülerle geçer ömür, Dağında yaylasında ovasında, Yollar boyunca bozuk düzen, Bir bitmeyen çile var yollar boyu İnsanları var o diyarın, Mütevekkil, Yeşili yeşil, günü gün değil, Nice ocaklar yıktı bu dert. Bilmemki bu yol nereye vant, Olurmu böylesine mevsim, Havada bulut yok bu ne dumandır Nihat Aktaş, "Muş'um" adlı şiirinda memleketinin maddi ve manevi güzelliklerini halk ozanlarının deyiş l, : zıyla anlatır: Buzlar çözülüyor ırmaklarından, Kalkmış uykusundan gerinir Muş'un Kan baruttur kokan sokaklarından Senin için canlar verilir Muş'um, Doğusunda Bitlis gölge eylemez, Karasu Murad'ı kimse eylemez, Aşıkları yanar yanar söylemez, Sende bir başka his belirir Muş'um Eteğinde kuzuların meleşir, Çar çayı Karasu'yla birleşir, Kerem, Aslı için burda dolaşır, Yolunda aşıklar devrilir Muş'um. Ak bağrını sapanımla sürmezsem, Alparslan'ı, Malazgirt'! bilmezsem, Her baharda gelir seni görmezsem, İnanki Nihat'ın delirir Muş'um M. Salih San, "Muş'un Kurtuluşu' adlı şiirinde Muş halkının işgale kaış; direnişini destanlaştırır. "Muş" adlı şıi rinde ise memleketinin geri kalmışlık tan bir gün mutlaka kurtulacağt inancını dile getirir. Ovası kadar engin sabırlı Haçreş'leri kadar yüksek onuıiu, Dik başlı açık sözlü, temiz kalpli Tu;;. Muşlu. Nasıl esir edilirdi?.. Bihaber, zalim, ezeli düşman, Kahraman Türk Muşlu'ya a/ıcık h, aman Gelin, gelinliklerini, Güvey, güveyliklerini, İhtiyar, asasını aldı o zaman Hasta yatağından kalktı, kaşını çattî, İntikam hırsıyla, Düşmana son bir defa da olsa, Ders vermek amacıyla, Ele geçirdiği tüfeğini, satirini, değneğini, Kesici ve vurucu nesi varsa aldı, Kendini Muş gönüllüleri arasına katî; Vurdu... Vuruldu.. Aziz toprağına kanını akıttı Fakat koymadın, güzel Muş'um düşman elinde. Gencinin, ihtiyarının hançer belinde tüfek elinde, Girdi, ata yadigarı şirin Muş'una Mağrur düşman, az zamanda dönmüştü tavus kuşuna, Ne çıkar... Vatan kurtulmuş, Muş kurtulmuş, c zaman Her çağda Türk böyle yapmış. Muş'ta erkek giyim-kuşamı sadedir "Şal" geleneksel erkek giyiminin en önemli unsurudur. Pantolonun yerini tutan "şal", bol paçalıdır, Geniştir, şalvarı andırır. Gömlek yerine giyinen renkli ve yakasız "işlik", "şal" gibi geleneksel erkek giyiminin bir diğer önemli unsurudur. Bele kalınca dokunmuş kuşaklar dolanır. İşlik, kiiot pantolon ve çizme, gençlerin tipik giyim-kuşamıdır. Orta yaşlılarsa, lacivert kumaştan bol paçalı pantolon. yırtmaçlı ceket ve yelekten oluşan takım elbiseleri tercih ederler. Kış aylarında ak yün çoraplar giyilir. Başlıca erkek ayakkabıları iskarpin, kaloş potin, "rogan" kundura ve "şippik" (talik), kışları da mest-lastik türü ayakkabılara rastlanır. Altın ya da gümüşten büyük köstek saat, başlıca erkek takısıdır.Köylerdeki erkek giyim kuşamı, kadın giyim kuşamına benzer biçimde geleneksel özellikler gösterir. "Şal-şepik" denen elbiseler yaygındır. Gömlek yerine yakasız, renkli işlik, pantolon yerine bol paçalı "şal" ya da büzmeli, bol, ayak bileklerine kadar uzanan "tuman" denen bir tür kilot giyerler. "Agal" denen renkli pusular başlık olarak kullanılır. Kış aylarında tiftik başlıklar ve desenli çoraplar Savaşta doğmuş, savaşta büyümüş, Vatan toprağını kendine mezar yapmış, Fakat yurt kurtulmuş, Otuzdokuz yıl evvel mayısın on dördünde, yıl 1917 Alparslan'ın armağanı, Doğu'nun incisi Muş. İşte, böyle savaşarak istiladan kurtulmuş. Kızlar gelinliklerini, Erkekler yeni elbiselerini giymiş, O gün Muş, bir bayram günü yaşamış. Ölenlerin ruhu şad, Güzel Muş, abat olmuş * * * Benim güzel memleketim, Şirin yurdum Muş. Uzun zaman görmedin seni, Hasretim yüzüne. Gördüğümde tanıyamadım doğrusu, İnanamadım gözüme. Adeta, Gençleşmişsin, Güzelleşmişsin. Yolun yokuştur derlerdi, Şimdi düz olmuş. Üstüne gün doğmuş, içine ümit doğmuş. Ovan altın, Yüzün ışıl ışıl... Lokomotif sesi duymazdı kulağın, Şimdi türküler söylüyor sana, demi-ryolların. Kış-yaz açık olmuş yolun, Hamdolsun. İyi gelmiş oluyor sonun. Ovamda fabrika bacaları görmek istiyor gözüm. İki gözüm, Kulaklarım da işitmek istiyor, Geriliğin tıkanan sesini. İleri, Durmadan ileri, DEMOKRASİ dediğin budur. Hemşerim, Asla dönmeyeceğiz geri. M. Şükrü Bulakçıbaşı, hece vez-niyle yazdığı "Muş" adlı şiirinde, Muşu tasvir eder ve Şehrine olan sevgisini anlatır. M üş'un etrafında dağlan yüksek Ölmeden Kurtik'İ bir daha görsek, Kızıl Ziyaret'te soğuk su içsek, Şerefettin'de peynir yesek ne olur. Dağlardan inipte geldim şehire, Ovasında yolum varır nehire, Karasu, Murat hayat verir şehire Irmağına kurban olsak ne çıkar. Kale mahallesi şehirden yüksek, Ölmeden parkında bir daha gezsek, Ramazanda topun sesini duysak, Atasına kurban olsak ne çıkar. Muratpaşa mahallesinde sürüler, Köpekleri sürülerle yürürler, Kantereden oduncular gelirler, Karnesine kurban olsak ne çıkar. Dere Mahallesi'nde Çar çayı akar Güzeller burada çamaşır yıkar, Bir gün olur heyelan burayı yıkar, Milletine kurban olsak ne çıkar. Diğer mahalleleri, Kültür, Minare, Unutulanları atın kenara, Burada vardı cami minare, Camisine kurban olsak ne çıkar. Davuluyla, zurnasıyla, sazıyla, Oyun oynar erkeğiyle, kızıyla Hüner yapar cilvesiyle, nazıyla, Folklörüne kurban olsak ne çıkar. Koçeri'den, Zeyne'sine oynar oyunu, Gösterirler kadınları erkekleri boyunu, Sen YEMEN'e sor Muşlu'nun soyunu, Ecdadına kurban olsak ne çıkar. Prof. Dr. Nurettin Yıldırak, "Burası Muş'tur" adlı şiirinde, Muş'un trajik kaderini dile getirir: Havada bulut yok, yerde kar, Bin yıldır bekledik gelmedi bahar, Kentin üstüne dökülen keder, Bin yıl önceki hüzünle bakar. Sonbaharda havaya çöker duman, Kuşanır beyaz giysileri tüm sıradağlar, Yiğit bekçileri gibi bu yörelerin, Kuşa kurda vermezler aman. Baharda kımıldar toprak, yeşerir meşe, İpince dereleri süsler menekşe, Sarmaşık canlanır, güller pür neşe, Yürekte bir tutku kardeşe, eşe. Bir özlem, bir sevgi, bir aşk ateşi, Anamdan, babamdan, eşimden yüce Yaban ellere terkedilen Muş, Yüreğim sana yönelir bekler güneşi Muşlu halk ozanlarına antolojilerde pek rastlanmamaktadır. Hayatını Muş'ta sürdürmüş Bitlisli Müştak Baba, Giresun'un Bildor Köyü'nden olup Malazgirt'in Balkaya Köyü'ne yerleşen Hacı İbrahim Ejder ile Aşık Kerem, Muş ve çevresinin halk şiirini etkilemiş olan ozanlardır.Muş, asıl "Havada Bulut Yok" adlı Yemen Ağıtı ile ölümsüzleşmiştir. Anonim olan bu ağıtın sözlerinde, Muş halkının değme şairlere taş çıkaran duyarlılığı zirveye çıkmıştır. Aşık Kerem: Muş ve çevresinde en sevilen aşıktır. Aşık Kerem, 'Aslı'nın dolaştığı yerleri gezip bir ağaç gölgesine oturarak seyrettiği Muş Ovası'nı şöyle dile getirir: Açıldı lâleler güller Güzel gider Muş Ovası Güzeller kol kola vermiş& Akar gider Muş Ovası Karasu akar boyunca Murat suyu gider ince Dolaşır gider boyunca Şen olası Muş Ovası Yaz gelince çayır çimen Güz gelince çöker duman Aşıkları eder figan Yanar gider Muş Ovası Muş Ovası Muş Ovası Garip aşıklar yuvası Edebiyatın Diğer Dallarında Muş Katip Çelebi, "Cihannuma" adi; seyahatnamesinde Muş'u şöyle anlatır: Cennete dönmüş bu ağaçlık yerle , Eteklerinden akan sularsa kevsoı cm bi, Şenlendirir gönülleri, sükûnet! ve güzel kokusuyla, Ve yıkanır toprakları bu suîaıfa kirden, dertlerden, Her sene yeşerir Seyhanlar, o /urnrui yerlerde, Ve her yer nazlı, her yer mmc! :udi güzel, Kuşların otlağıdır o ülke Dost olmuş orada aslanlarla kuşlar Sarı sularla yıkanmış sanki topraklan Zaferane boyanmış, o topraklar sao-ki Halil Aytekin, "Doğu'da Kıtlık Vaıüı adlı seyahat, inceleme ve röportaj Kitabında, Doğu Anadolu'nun yapısın! aktarır. Bu kitabın "İşte Doğu" acjiı seyahat notunda Muş istasyon'uruia şahit olduğu bir olayı anlatırken Doğu'nun şıhlık düzenine ve yo;e halkının bilinç düzeyine temas ede?Muhtar Körükçü, "Teber Oğlu Ömer" adlı hikayesinde Muş"un katlı tabiatının yol açtığı acı bir olayı anlatır.Firuzan, "Münip Bey'in Günlüğü" adlı hikayesinde, İstanbullu bir memurun hatıra defterinden Muş'un monoton kış günlerini dile getirir.Mustafa Balel, ise "Horozlu Ayna' adlı hikayesinde dayı-yeğen iki Muş'luyu anlatır. Alıntı. |
|
03 Nisan 2009, 01:38 | #4 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Muş İli Hakkında Bilgiler Muş un işgalden kurtarılışı 1914’de 1. Dünya savaşlarında Osmanlı Ordusu’nun Kafkas seferi büyük hezimetle sonuçlandı. Rus orduları Doğu Anadolu’yu işgal etmeğe başladı. 1915 yılında Ruslar Eleşkirt ve Pasinler üzerinden Malazgirt’e doğru ilerlediler. Bundan cesaret alan Ermeniler Rus işgalini kolaylaştırmak için Muş Varto ve Bulanık’ta Müslüman köylerine baskınlar düzenlemeğe başladılar. Rusların desteklediği ermeni katliamlarından korkan halk Elazığ ve Diyarbakır tarafına kaçmağa başladı. 1915 yılının Şubat ayında Varto, 1916 yılında da Muş Rus ordusunun eline geçti. Rus ordusu içerisinde gönüllü askerlik yapan Ermeniler asırlar boyu beraber yaşadıkları Muş halkını katletmeğe başladılar. 1916 yılında Diyarbakır 16. Kolordu Komutanlığına Çanakkale’de başarı kazanmış olan Mustafa Kemal Paşa atanınca buradaki çatışmaların seyri değişti. Kısa zamanda toparlanmağa başlayan 2. Ordunun 16. Kolordusuna ait 8 tümen Muş çevresinde toplanmış, gönüllülerle 3 Ağustosta saldırıya geçti ve Kurtik dağları üzerinden Muş şehrine girdi. Rus birlikleri kontrolleri altındaki köylerde katliam yaparak geri çekildiler. Ne var ki Ruslar yeni birliklerin katılmasıyla yeniden saldırdılar ve Muş’a girdiler. Ama Rus işgali fazla uzun sürmedi. Türk ordusu 1917 yılının bahar aylarında karşı saldırıya geçerek 30 Nisan günü şehri Ruslardan geri almağa muvaffak oldu. 18 Ağustos 1917 de yapılan ateşkes antlaşmasına göre Ruslar Doğu Anadolu’dan çekildiler. Ruslar çekilirken ordunun ağırlıklarını Ermenilere bırakarak onları Türk’lere karşı harekete geçirmeğe çalıştılar.1. Dünya savaşının galipleri Mondros Mütarekesi Wilson prensipleri ve Sevr antlaşmasında açıkça görüldüğü gibi Doğuda Ermenilere devlet kurdurtmağa çalıştılar. Ermeniler de bu toprakları ele geçirmek özellikle Wilson prensiplerindeki maddeye göre bölgede çoğunluğu elde etmek için katliamlara giriştiler. Muş ve çevresi de bu katliamlara maruz kaldı. Alıntı. |
|
Etiketler |
bilgiler, hakkinda, hakkında, ili, mus, muş, İli |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Limonen Hakkında Bilgiler | Zen | Sağlık Köşesi | 0 | 15 Haziran 2014 19:13 |
Afyonkarahisar İli Hakkında Bilgiler | YapraK | Ege Bölgesi | 4 | 20 Haziran 2009 11:40 |
Tokat İli Hakkında Bilgiler | YapraK | Karadeniz Bölgesi | 3 | 03 Nisan 2009 03:26 |
Van İli Hakkında Bilgiler | YapraK | Doğu Anadolu Bölgesi | 4 | 03 Nisan 2009 01:35 |
Kırıkkale İli Hakkında Bilgiler | YapraK | İç Anadolu Bölgesi | 3 | 03 Nisan 2009 00:07 |