Çevrimdışı

Kilo Yönetimi ve Şişmanlık Riski

Vücut yağları, cinsiyete bağlı olarak belirli bölgelere yerleşme eğilimindedir. Kadınlar ağırlıklı olarak karın, kalça, baldır, erkekler ise karın ve bel bölgesi yağlanmalası eğilimdedir.

Yaş riski: İnsanlar her yaşta obezite riski altındadır.Günümüzde özellikle Amerika’da obezite daha çok çocuk ve erişkinlerde daha çok görülmeye başlanmıştır. Bunun nedeni fast food gıdaların fazla tüketilmesi ve gelişen teknoloji ile daha az hareket edilmesidir.
Zaman içerisinde kadınlarda 45, erkeklerde 55 yaş sonrasında özellikle kemik ve kas kitlesinin azalması nedeniyle, normal ağırlığa sahip bir kişi vücut ağırlığının % 10 ve üzerinde kilo alma eğilimindedir.

Cinsiyete göre riski: Erkeklerde, BKİ (beden kitle indeksi) 50 yaş ve sonrasında artış eğilimindedir. Kadınlarda, BKİ daha erken yaşlarda artış eğilimindedir.Kadınların kilo alma eğilimde olmalarının altında bazı riskli dönemler vardır.İşte özellikle 3 yüksek riskli dönemler şunlardır:

Erken yaşta ilk adet dönemi ve başlangıcı. 2007 yılının Mart ayında yapılan bir araştırmaya göre, 9 yaş gibi erken ergenlik çağına giren genç kızlarda obeziteye rastlandı.Erken adet görmek yani kızların erken ergenliğe girmesi kilo riskini daha fazla artırır.
Gebelik sonrası, özellikle ikinci gebelik sonrası, kadınlarda kalıcı kilo yönünden yüksek risk taşır.
Son olarak, menopoz sonrası pek çok kadın kilo alır ve yağlanma başlar.
Bu yüksek risk dönemleri kadınların kilo almalarına neden olur

Ekonomik gruba göre riski:Yapılan bir araştırmaya göre Obezite daha çok alt ekonomik gruplar içerisinde yaygındır. Düşük gelirli kadınlar ve aileleri daha az meyve, sebze ve protein tüketirken, gelir düzeyi yüksek kadınlardan daha fazla kalorili gıdaları tüketmeleri nedeniyle kilo alma eğilimindedir. Ancak, artık obezite üniversite eğitiminlilerin, genç yetişkinlerin yanı sıra diğer gruplarda da artmaktadır.
Beslenme alışkanlıkları obezite riskini artırabilir
Bir dizi araştırmaların sonucu,insanlarda aşırı kilo nedenlerinin başında beslenme alışkanlıklarının olduğunu ortaya koymaktadır:

Gece-Yeme Sendromu: Ülkemizde oldukça yaygın olan gece yeme sendromu, kilo alma nedenlerinin başında gelmektedir.Hemen hemen hiç hareket edilmeyen bu zamanda alınan kaloriler kilo olarak geri döner.Uykusuzluk sorunu ve ağır stres altında olanlarda daha çok görülür.Akşam yemeğinin çok erken yenmeside nedenler arasındadır.Gece yeme sendromu aynı zamanda uyku bozuklukları, reflü, gaz,mide bağırsak hastalıklarına neden olabilir. Bu durumda stres azaltma ve gevşeme teknikleri yararlı olabilir.
Yeme Bozuklukları: Obez kişilerin yaklaşık % 30′u günde 5.000 ila 15.000 arasında kalori alan aşırı yemek yiyenlerden oluşur. Birçok uzman, aşırı karbonhidrat tüketmenin, karbonhidratlar bağımlılığına yol açan doğal bir uyuşturucu gibi olduğuna inanıyor. Ne kadar çok karbonhidrat tüketilirse, o kadar çok karbonhidrat isteğinin artacağını iddia ediyorlar.Bu nedenle, bu durumun bir “bağımlılık” olarak tedavi edilmesi gerektiğini söylüyorlar.
Diğer yeme bozuklukları ise, Bulimia ve Anoreksiya Nervoza’dır.

Bulimia; Halk arasında ‘Manken Hastalığı’ olarak bilinen bulimia, yeme güdüsünü engelleyemeyen ve sık aralıklarla tıkabasa yedikten sonra yaşanan tiksinme,iğrenme,kilo alma korkusuyla yediklerinden kurtulmadır. En bilinen yöntem ağıza parmak sokarak kusmadır.Müshil ve idrar söktürücü ilaç kullanımı da kullanılan yöntemler arasındadır.
Anoreksiya Nervoza ise,normal düzeyde olan kilosunu reddeden zihinsel bir hastalıktır. Anoreksiya genellikle ergenlik döneminde, nadiren de erişkin çağında başlar; yemek yememek, çok az uyumak, buna rağmen çok aktif olmak şeklinde görülmektedir.Kişinin normal kilosunu kabul etmemesi, kilo almaktan ve şişmanlamaktan aşırı korku duyması ve beden algısında bozukluk (kendini çok yağlı ve şişman olarak görmesi gibi) gözlenmesi, bu psikolojik hastalığın belirtileri arasındadır.
Her ikisi de ciddi sağlık problemlerini beraberinde getirir. Anoreksiya nervoza yaşamı tehdit edici olabilir.Tedavisi zor olan vakalarda hayati tehlike söz konusudur.
Bu kişilerin tedavileri, uzmanlarca kombine bir yaklaşımla, davranışsal terapi ve antidepresanlar ile yapılabilir.
Ölçüsüzce yemek: Özellikle festival, tatil, yılbaşı,doğum günü gibi özel günlerde pek çok kişi aşırı yemek tüketir.Bu çok masum bir durum gibi gözükse bile aşırı yeme sendromuna yakalanmanın ve obezitenin nedenleri arasında görülmektedir.
Atıştırmalar: Ana öğünleri atlamak yada çok azaltmak ancak yanı sıra abur cubur olarak adlandırılan ambalajlı yiyeceklerin bolcana tüketilmesi. Bilindiği gibi bu ambalajlı gıdalar yani cips, bisküvi, kek ya da çok yağlı hazır çerezler birer kalori bombası gibidirler. Bu tür gıdaları tüketenler özellikle ana öğünleri atlayanlar, sık sık açlık atakları yaşarlar ve bu atakları gidermek için yine ambalajlı gıdaları tüketme yoluna giderler.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.




Özel Risk Grupları

Az hareket edenler: Ofis çalışanları, sürücüler ve az haretet eden insanlar obezite için yüksek risk altındadır.
Sigarayı bırakanlar: “Sigarayı bırakanlar kilo alır” şeklinde yaygın bir kanı vardır. Bir açıdan doğru sayılabilir.Çünkü alınan Nikotin metabolik hızı artırır.Ancak sigarada bulunan zararlı maddelerin vücutta yol açtığı tahribat unutulmamalıdır.Sigarayı bırakma, fazla yeme ihtiyacı doğurabilir.Bu durum, sigaranın yerini her hangi bir şey ile doldurma isteğidir. Çoğu kişi bu durumu düşük kalorili meyve ve sebze tüketerek kilo kontrolünü sağlamaktadır. Unutmayın, kilo kontrolü için sigara içmek geçerli bir neden değildir.Ayrıca özellikle belirtelim ki; şimdiye kadar obezite tedavilerinde ya da kilo kontrolü ve diyet uygulamalarında sigara verildiği görülmemiştir.

Vardiyalı çalışanlar: Yeni yapılan bir araştırma sonucunda görüldü ki; geç saatlerde vardiya alan bireyler (16:00-00:00 ve 00:00 – 08:00 arası) gün içinde düzensiz yemek yedikleri, yemekten çok kısa bir süre sonra uyumaları veya az hareket etmeleri nedeniyle daha fazla kilo alma riski taşımakta.
Engelli insanlar: Obezitenin, fiziksel veya zihinsel engelli insanlarda görülme oranı, ortalaman daha yüksektir. Özellikle bacaklar gibi vücudun alt bölümünde özürlü olanlarda çok daha fazla risk vardır.
Kronik ruhsal hastalıkları olan insanlar. Kişide, kronik bir ruhsal hastalık varsa büyük olasılıkla obezite ve şeker hastalığı için yüksek risk altındadır. Ayrıca, kronik ruhsal hastalıkların tedavisinde kullanılan pek çok ilaç, kiloya neden olabilmekte ve diyabet riskini artırmaktadır.
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]