Çevrimdışı

Betonun geri dönüşümü; kağıt, plastik, pil ve benzeri materyaller kadar ön planda olmasa da gerçekleştirilmesi ve ikincil malzemelerin ekonomiye kazandırılması son derece önemli bir geri dönüşüm çeşididir. Sebebi ise basit: İnşaatın, inşaat sektörünün ve kısaca “inşaat işine girmenin” cennete gitmek gibi görüldüğü günümüzde, aklınıza gelebilecek her türden inşaatın temel malzemesi olan beton, geri dönüştürülmediği takdirde ciddi bir israfa yol açmakta ve hammadde sarfiyatına neden olmaktadır. Yani yapılaşma ve betonlaşma sebebiyle doğanın katledildiğini, hiç gerek olmadığı halde yeşil alanların rant uğruna talan edildiği bir de buna ek olarak kullanılmış, hurda niteliğindeki betonların tekrar değerlendirilmediği düşünülürse; inşaat ve beton kökenli tüm sektörlerin çevreye verdiği olası zarar iki katına çıkmaktadır.
Dünyada biraz geç ve yeni de olsa bu durum fark edilmiştir. Pek çok ülkede betonun geri dönüştürülmesine dair uygulamalar mevcuttur. Farklı ülkelerde beton geri dönüşüm sistemlerini teşvik eden farklı stratejiler izlenmektedir. Günümüzdeki uygulama imkanlarına ve Türkiye’deki durumuna değinmeden önce “Ben beton geri dönüşümü hakkında bilgi edinmek istiyorum? İşlem basamakları ve teknik detaylar hakkında genel bir bilgi edinmem lazım? Betin geri dönüşümü nasıl olur, aşamaları nelerdir?” diyorsanız “[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]” adlı yazımızı da okuyabilirsiniz.
Şimdi gelelim Türkiye’deki beton geri dönüşüm girişimlerine, sektörün ne durumda olduğuna ve geri dönüşüme verilen değerin, teşviğin hangi seviyede bulunduğuna…






alıntı





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.







Türkiye’de beton geri dönüşümü




Sevgili okurlar… Ülkemizde geri dönüşüm projeleri ya sınai anlamda yapılan girişimlerle (kağıt ve plastik geri dönüşüm tesisleri gibi), ya yaratıcı projelerle ya da devletin teşvikleriyle mümkün olmaktadır. Bunlardan endüstriyel anlamda olanların belirli bir seviyede bulunduğunu ve devletimizin geri dönüşümcülük konusunda hiçbir zaman gereken önemi göstermediğini düşünürsek; geri dönüşümcülük konusunda en enerjik ve en dinamik kaynak yaratıcı projeler, başlatılan imza kampanyaları, vs. olmaktadır. Beton geri dönüşümünün ise ne yazık ki büyük ya da küçük bazlı hiçbir projelendirilmesi, hiçbir planı ve önemli izlenimi veren bir girişimi yoktur.
Zaten bundan da öncesinde; Türkiye’de inşaat sektörüne, inşaat sektörünün işleyişine ve sahip olduğu güce bakmak gerekir. Çok değil; 10-20 yıl öncesinde inşaat işine giren herkesin hayatı kurtulurdu ve günümüzde de hala öyle değil mi?.. İnşaat derken sadece gayrimenkul gibi çeşitler gelmesin aklınıza. AVM’ler, iş merkezleri, otoyol, havalimanı, vs. vs. bütün imar projeleri. Yoğun bir şekilde beton kullanılan işler…
Bahsettiğimiz yıllardan beri ülkemiz sürekli bir gelişim içerisinde. Hem hayatı kolaylaştırıp kalkınma sağlayan yapılar, hem de insanları barındıracak olan rezidanslar ve apartmanlar olarak… Fakat zamanla hurdaya çıkan, yani artık kullanılamayacak durumda olan betonların geri dönüştürülüp tekrardan inşaat sektöründe kullanılmasını ele aldığımız zaman ne yazık ki bu çalışma azminin tam tersi bir durumla karşı karşıya kalıyoruz. Yani Türkiye’de beton geri dönüşümü; birkaç vizyon sahibi, ileri görüşlü girişimci haricinde tam bir rezalet durumdadır. Kullanılan tonlarca betonun uygun alanlarda tekrar kullanılmasına dair ne yasal bir düzenleme mevcuttur, ne yeterli kamuoyu oluşturulmuştur, ne de geri dönüşüm projeleri üzerinde çalışan gönüllüler beton malzemesine gereken önemi vermektedir.
Sonuç olarak; beton geri dönüşümünün Türkiye’de her açıdan gelişmesi, yaygınlaşması ve normal, olağan bir uygulama olarak karşılanması için acil çalışma yapılması, ikincil hammaddenin kullanılabileceği durumlarda geri dönüştürülmüş beton kullanımının teşvik edilmesi gereklidir. Hatta Yer-Su olarak diyoruz ki; gerçekleştirdiği sayısız projeye milyar, belki de trilyon dolarlık bir işlem hacmine sahip olan inşaat sektörüne, beton geri dönüşümüne katkıda bulunmalarını zorunlu kılacak şekilde bazı zorunluluklar ve yaptırımlar getirmekte hiç de sakınca olmayacaktır. Çünkü bu; hem yapılan devasa karların çevreye ve üretime borcu ödercesine küçük bir bedel olarak görülebilir. Hem de beton geri dönüşümünün yaygınlaşmasıyla aynı destekçi inşaat kuruluşları zamanla kar elde etmeye de başlayabilir.