Çevrimiçi

Öyle mi olmuş

__________________
I suffered, I learned, I changed..

 

Çevrimdışı

!

Akrep

Geldik köktenci sevgili, uçların insanı, arzusu çağlayan, şehveti kabaran Akrep burcunun ilişkiye davetine! “Gözlüğünün ardında, şapkasının altında saklanıyor, biraz da kötü bakıyor nasıl etsem de dikkatini çeksem, o Akrep’i kendime yar etsem” diyenler; yoluna serilin, “Ya al beni kalbine köle yap, ya ez geç yolunda paspas” desin! Uçları seven Akrep hemen pas vermese de içi gıcıklandı, aklı kaldı; yola devam! Gözler kararsın, şimşekler performansa eşlikte deliler gibi çaksın, “Senin için ölüyorum!” diye haykıran sevgili, Akrep’in karanlığında kendine yer açsın!

Yay

Herkesin bir derdi, sorumluluk listesi, olay anında davranmak için burnunun ucunda bekleyen öfkesi, sonu gelmez işi, gücü, projesi varken; hayatın yükünü üstünden atmış, sigortalı çalışanken vizeyi çıkarıp istifayı basmış, yüzünden gülücükler, kalbinden iyilikler saçılan özgür cismi gören Yay, neye uğradığını şaşırıp, kulaklarından kalp şeklinde baloncuklar çıkarabilir! İşte tam da hayalindeki gibi, arayıp bulamadığı hikayelerdeki kişi; Yay’a hadi dese soluğu dibinde alır, yan baksa mesaj addedip kalbini kazanır! Yay’ın müstakbel sevgilinin dudaklarından hevesle dökülecek bir çift sözcüğe ihtiyacı vardır; “Beni heyecanlandırıyorsun!”. Şimdi görürsün sen heyecanlanmayı!

Oğlak

Gözlüğü, telefonu, cüzdanı, son model arabasının anahtarı, dana gözleriyle çapta yarışan ünlü bir markanın kurumsala yakışır saati, işi gücü olursa ayak üstü yetişebilsin diye yanında taşıdığı laptop’ı, jilet gibi ütülenmiş gömleği ve kendine biraz daha ciddiyet katan siyah kemikten gözlükleri; her şey eksiksiz masanın üstünde yerini aldıysa fetih cümlesinin vakti gelmiş, süre hızla başlamıştır! Oğlak’ın kalbine giden yol, “Seninle yaşlanmak istiyorum.” cümlesinde saklı arzudan geçer! Şimdilik herkes işinin başına! Akşama yıldırım nikahı için en yakın evlendirme salonuna! Ama gelmeyene güceniriz!

Kova

Bilindik yöntemleri unutuyor, karşımızda biraz farklı, kimilerince marjinal, soğuk da denir cool da yakışır biri duruyor, unutmuyoruz! Kova değişiktir! İltifatlarla atılan yemleri yutmaz, bilindik oltalara gelmez! Onun için sıradan olmayan bir tarz, alternatif bir yol düşünmek, şaşkınlık yaratmak gerekir! Günlük yaşamın standartları arasında yuvarlanıp giden Kova, kendini şaşırtan sevgilinin davetine eşekten düşse icabet eder. “Tanıdığım kimselere benzemiyorsun” demeyi unutmayınız, Kova’nın bireysel alanına giriş vizesi bu cümlede saklıdır.

Balık

Balık’ın kalbine girmek sanıldığı kadar kolay değildir. Zira Balık, dünyada bir başına da kalsa arzu ettiği konfor alanını düşlerinde kurar, bir başkasının eliyle yıkılması imkânsız olan bu özel alanda sonsuza dek mutlu mesut yaşar! Gel gelelim ideal sevgili profiline uygun bir dünyalı, doğru hamlelerle kazanırsa Balık’ın kalbini, o zaman kıymetini bilip hayallerini desteklemeli. Soyut alanla içgüdüsel bir tanışıklığı olan, ruhun dilinden anlayan biri ancak Balık topraklarına fetih başlatabilir.


AskMoyra

 

Çevrimdışı

Koç: Kazanmak İçin Değil Düzeltmek İçin Çabala
Mücadeleci tavrını her şeyde ortaya koyuyorsun, bunda bir sorun yok. Kazanmak istiyorsun, haklı olmak, kendi düşünceni ispatlamak, doğru bildiklerini yaymak. Fakat bu yarışın sonunda altın madalya takıyorlar da bizim mi haberimiz yok? Aslında start verdiğin anda kendine sorman gereken tek bir soru var: Haklı olmak beni mutlu edecek mi? İlişkimi düzeltecek mi? Sorunları çözecek mi? Hayır! Kazanmak belki sadece egonu tatmin edecek, fakat problemlerin hiçbirini çözmeyecek. O yüzden çıktığın bu yolda amacını değiştirmen şart. Finish’i gördüğünde galibiyetin yanında bir şeylerin değiştiğini de görmek istemez misin?



Başak: Kötüyü Değil, İyiyi Görmeye Çalış
Kişisel özelliklerden bahsettik ya, hah işte! Anlıyoruz seni de! Bazı şeyleri değiştiremezsin fakat en azından bunun için çabaladığını karşı tarafa gösterebilirsin. Yaşanılan bir olayın kötü yanlarını irdelemeyi bırak, negatif düşüncelerin sana herhangi bir yararı olmayacak. Karşıdan bakıyorsan, nehrin diğer tarafına geç. Yine mi kötü görünüyor? Amuda kalk! Çünkü imkansız diye bir şey yok. Hayat sürprizlerle dolu. İyi düşün, iyi olsun diye boşuna dememişler. İyiyi çağır! İlişkindeki problemleri çözmenin başka türlü bir yolu yok. Demedi deme!



Terazi: Benliğini Kaybetmeden İlişkini Sürdür
Biliyoruz hepsi iyi niyetinden, dünya barış elçisi karakterinden. Herhangi bir tartışmada olay büyüsün istemiyor, karşı taraf ne dediyse hepsini ağzını açmadan bir bir kabul ediyorsun. Haklı olsan da sesini çıkarmıyor, kendinden taviz veriyorsun. Peki hiç düşündün mü? Sorunları bu şekilde gerçekten çözüyor musun? Yoksa üstüne birkaç kürek toprak atıp bir sıradaki engele mi geçiyorsun? Pardon ama neden korkuyorsun? Zaten nerede nasıl konuşacağını bilen birisin. Kendine biraz güven, düşüncelerini dışa vurmaktan çekinme. Gör bak nasıl işe yarayacak, problemler bir bir çözüme kavuşacak.



Yengeç: Pasif Agresif Olma, Açıkça Anlat
Trip atmak da neyin nesi? Koskoca oldun hala neden bu çocukluk? Olmadı git kendini tuvalete kilitle! Her şey, her zaman güllük gülistanlık olacak diye bir şey yok. Sorunların üstesinden gelmeyi öğrenmelisin. Engele takıldığın yerde gidip masanın altına gizlenmemelisin. İlişkindeki pürüzleri açıkça konuşmalı, fikrini, düşüncelerini dosdoğru karşı tarafa iletmelisin. İletişim bunun adı! Sen susup durdukça, hiçbir şey çözülmüyor neticede. Aksine durum daha gergin bir hal alıyor, sonradaki sabır terazisinin dengesi şaşıyor. Açık sözlülük konusunda anlaştığımızı düşünüyoruz?



AskMoyra

 

Çevrimdışı

1- YABANKAZI (22 Aralık – 19 Ocak)

Özellikleri: Saygılı, Gelenekçi
Uğurlu taşı: Kuvars
Rengi: Beyaz
Dış görünüşleri donuk ve duygusuzdur. Fakat sıcaklık ve ilgi gösterenlere eşit derecede karşılık verirler. Geleneklerine çok bağlıdırlar ve saygıya çok önem verirler.




2- SUSAMURU (20 Ocak – 18 Şubat)




Özellikleri: Duygusal, Yardımsever, Konuşmacı
Uğurlu taşı: Gümüş
Rengi: Gümüş
Çevresi tarafından sevilen sayılan bireylerdir. Duygusal yoğunlukları çok fazladır fakat genelde bunu gizlemeye çalışırlar. Akıllı esnek, yardımsever ve iyi yüreklidiler. Üst derecede konuşma yetenekleri vardır.




3- PUMA (19 Şubat – 20 Mart)




Özellikleri: Detaycı, Duygusal, Şifacı, Kıvrak ve güzel bir duygu yumağı
Uğurlu Taşı: Firuze
Rengi: Mavi – Yeşil




4- ALADOĞAN (21 Mart – 19 Nisan)




Özellikleri: Sadık, Cana Yakın, Uyumlu
Uğurlu Taşı: Opalin
Rengi: Sarı
İletişim güçleri yüksektir. Sıcağı ve güneşi çok severler. Çok iyi dostlardır. Enerjileri yüksektir ve çok uyumlulardır.




5- KUNDUZ (20 Nisan – 20 Mayıs)




Özellikleri: İnatçı, Mükemmeliyetçi
Uğurlu taşı: Krisokol
Rengi: Mavi
Değişikliğe karşı gelen yapıları vardır bu nedenle çok sağlam dostluklar kurabilirler. Yaptığı işin hem güzel hem de yararlı olması için çalışırlar. Değişimlerini yavaş yavaş gerçekleştirirler.





6- GEYİK (21 Mayıs – 20 Haziran)




Özellikleri: Çekici, Aşk insanı
Uğurlu taşı: Akik
Rengi: Beyaz – Yeşil
Güzelliğe çok önem verir ve bir işi benimserse olağanüstü başarılara ulaşır. İnsanları çok severler sorun ne kadar büyük olursa olsun sorun sahibini yüreklendirirler destek olurlar. Güzel manzarayı güzel yaşam alanlarını severler. Duygulu ve sezgilidirler.




7- AĞAÇKAKAN (21 Haziran – 22 Temmuz)




Özellikleri: Aile bireyi, Tartıcı
Uğurlu Taşı: Kırmızı Akik
Rengi: Pembe
Ebeveyn olarak dünyanın en sevgi dolu en iyi anne-babalarıdır. Değişiklik yapmadan önce uzun uzun düşünür ve tartarlar. Aşık olursa uzun süreli sadık ilişkiler içine girerler. Gençken güzellerdir. Yaşlanıp güzellikleri azaldığında güzellik yerini bilgeliğe bırakır.




8- MERSİNBALIĞI (23 Temmuz – 22 Ağustos)




Özellikleri: Korkulu Düşman, İyi bir dost
Uğurlu Taşı: Gröna Demir
Rengi: Kırmızı
Sezgili ve keskin görüşlülerdir. İyi bir dost korkulacak bir düşmandır. Aldatıldığına inanırsa ortalığı yıkar geçer. Bulunduğu alanda egemenlik kurmak isterler.





9- BOZAYI (23 Ağustos – 22 Eylül)




Özellikleri: Yönetici, Lider
Uğurlu Taşı: Ametist
Rengi: Erguvan
Mantık odaklı kişilerdir. Rasyonel düşünce tarzları vardır. Çok iyi bir dost ve iş arkadaşıdırlar. Etraflarındakileri de kötü alışkanlıklardan korumaya çalışırlar.





10- KARGA (23 Eylül – 23 Ekim)




Özellikleri: Özverili, Kararlı
Uğurlu Taşı: Jasper
Rengi: Kahverengi
Sevilen candan kişilerdir. Her zaman hareketli olma ve kendini değiştirebilme özellikleri vardır. Psişik yetenekleri vardır. Yeterli olgunluğa erişince kolektif yararlar için kullanırlar. Bazen çok yıkıcı bazen de yumuşak kalpli olabilirler.




11- YILAN (24 Ekim – 21 Kasım)




Özellikleri: Öğretici, İyileştirici
Uğurlu taşı: Bakır – Malahit
Rengi: Turuncu
Kendileri çok uyumlu değillerdir fakat içinde bulundukları durumu istedikleri biçime sokabilirler. İyileştirici güçleri vardır ve etraflarına bilgi aktarmayı severler. İç uyumsuzlukları var ise çok hırçın, dik kafalı eleştirici olabilirler.




12- WAPİTİ (22 Kasım – 21 Aralık)




Özellikleri: Kararlı, Adil
Uğurlu Taşı: Obsidiyen
Rengi: Siyah
Yeni bir işe duruma alışmakta güçlük çekebilirler fakat alıştıktan sonra kararlılık gösterirler. Adalet duyguları doğuştan gelmektedir. Her türlü haksızlığa karşı çıkarlar

 

Çevrimdışı

Sevgilinizle ya da eşinizle sürekli kavga mı ediyorsunuz? Sabah ayrı, akşam ayrı tartışmaya giriyor, egolarınızı mı savaştırıyorsunuz? Küçük bir meseleyle fitili ateşliyor, içinizde biriken öfkeyi atmak için konudan konuya mı atlıyorsunuz? Hırsınızın, gururunuzun gözlerinizi kör edip mutluluğunuzu elinizden aldığını, ilişkinizi bataklığa sürüklediğini, aşkınızı toprağa gömdüğünü hala göremiyor musunuz? O zaman partnerinizle aranızdaki sorunların çözümü için bu burçlara kulak vermenizi öneriyoruz!





Sorunları Tartışmadan Çözen Teraziler!
Belki yıllardır içinde biriktirdiklerin, belki anlık öfke krizlerin. E tabii hıncını kimden çıkartacaksın? En yakınındaki kişiden. Sevgilinden ya da eşinden. Bakma senin üzerinden konuştuğumuza, durumun tam tersi olması da ihtimaller arasında. Bak Terazilere, medeni hallerine! Sorunları kavgayla değil, barışla çözmelerine! Zaten olası bir kavganın bile on adım ötesinde duruyor, içine girdiğinde ise karşısındakine anlayışla yaklaşıyor. Çatışmaya girmeyip denge arıyor, köprü kurmaya çalışıyor, ilişkisini bitirmeye değil, sağlamlaştırmaya yönelik adımlar atıyor!



Pasif Agresif Davranmayan Koçlar, Kovalar, Yaylar!
Kaç yaşına geldin, hala trip atıyor, tartışma anında kendini bir köşeye mi çekiyorsun? Partnerinin çağrılarına surat asıyor, pasif agresif davranmayı mı tercih ediyorsun? Belki de “suskunluğum asaletimdendir” deyip kendi kendine kuruluyorsun. Kurulma! Kafandan senaryolar yazıp ilişkini tehlikeye atma! Bak açık sözlü Koçlara; lafını esirgemeyen Kovalara; hislerine, düşüncelerine zincir vurmayan Yaylara! Nasıl da sorunları konuşarak çözmeye çalışıyor, kendini kara kutulara kapatmadan açık seçik her şeyi konuşuyor! Feyz al biraz feyz! Sonra vurma kafanı duvarlara, taşlara!



Sevgisini Hissettiren Balıklar, Yengeçler!
Duvarlar örmeyi bırak, biraz daha yakınlaş! Belki kırılmaktan, üzülmekten korkuyor, güvende hissetmek için etrafına dikenli teller çekiyorsun. Fakat bunu dışarıdaki birine değil, en yakınındaki insana yaptığını atlıyorsun! Korkma! Sonuçta karşındaki insan zihnini okuyamıyor; sen ne verirsen, neyi gösterirsen, o da sadece görebildiği kadarıyla hakkında fikir sahibi oluyor. Belki kendini ifade edemediğin, hislerini açığa vuramadığın için sürekli yanlış anlıyor. İşte tam bu noktada, iki su grubu burcu Balık ve Yengeçlere kulak vermen gerekiyor! Olayları akışına bırakıp, duygularını sonuna kadar yaşamadan bu işler öyle kolay olmuyor!

 

Çevrimdışı

Yaz geldi, gönül yaylarınız gevşedi. Flörtler, tek gecelik date’ler, belki uzun soluklu ilişkiler… Yeşil ışığı yaktınız, kalbinizin kapılarını araladınız. Güneş kremi kokan teninizle çevredekilerin yüreğini yaktınız. Önce cool bir yakınlaşma, iki dakika sonra yelkenler fora! E ne oldu o mesafeli tavırlarınıza? Köprüyü geçene kadar mıydı her şey? Samimi olayım derken ayarı kaçırdınız, baltayı taşa sapladınız.



Daha ikinci günden günaydın mesajları, iyi geceler dilekleri, canım, cicim, aşkım, sevgilim demeçleri. Hava yeterince sıcak değil miydi? Ne gerek vardı şimdi ortalığı vıcık vıcık bir hale getirmeye. Hele ki karşınızdaki buz dağının zirvesinde takılan, cool ve mesafe kelimelerinin sözlükteki karşılığı olan bir Kova ise! Hemen söylediklerinizi geri alın, bulunduğunuz yerden koşarak uzaklaşın ya da kafanızı saklayacak karanlık bir delik bulun. Bir dakika gerçi, sizin bir yere gitmenize pek de gerek yok aslında. “Aşkım” diye hitap ettiğiniz tuhaf Kova, göz açıp kapayana kadar çoktan gitmiştir nasıl olsa.



Yapılarında var bir kere. Sevmiyorlar öyle laubaliliği, evciliği. E bir yerde haklı da değiller mi? Koca koca insanlar olmuşsunuz hala dosta düşmana “bak biz birbirimizi nasıl da seviyoruz” geyikleri, son iki senede flört ettiğiniz 465. insan olmasına rağmen, ilk defa aşık oluyormuş gibi canım, cicim sözcükleri. İlişkinizi ispatlamaya mı ihtiyacınız var? Notere gidin, sevginizi tasdik ettirin. “Ruhum, sönmeyen ateşim, güneşim, gökyüzüm, ömür törpüm, kelebeğim, aşk çiçeğim, minnoşum, pıtırcığım, diğer yarım… Oldu olacak peynirli doritos kokan çorabım, kirli sepetindeki Bugs Bunny’li donum! Bu kadar mı benimsediniz arkadaş iki günde? Yoksa herkese böyle mi davrandınız eşit şekilde?



Siz ikinci günde evlilik hayalleri kurup, kafanızdaki gelinliği tasarlamaya başlamışken, üçüncü damat adayı olarak gördüğünüz insan ortalıkta yok. Hop Whatsapp profil resmi gitmiş, Instagram hesabı kilitlenmiş. Söylediğiniz tek bir kelime karşı tarafta nasıl ters tepmiş. Neyse artık bir dahaki sefere diyelim, pembe panjurlu eviniz için size uygun bir aday dileyelim!

 

Çevrimdışı

Düşündünüz mü insanlar önceden nasıl birbirleriyle tanışıyormuş? Nerede görüşüp flört ediyormuş? Nasıl birbirini tanıma fırsatı buluyormuş? Belki arkadaş vasıtasıyla, belki de her gün aynı yoldan geçtikleri sokaklarda, köşe başlarında. Belki parklarda, sinema salonlarında. Bir sonraki adım için iş tabii ki arayı yapma konusunda bugünün Esra Erol’u gibi çalışan komşularda, annenizin altın günündeki arkadaşlarında, mahallede yaprak kımıldasa haberi olan ablalarda. Gelelim 2023yılına.



Tinder çıktı, mertlik bozuldu! Artık yemek siparişi gibi kriterinize, canınızın istediği tipe göre bir sürü seçenek yarım saat içinde evinizin yoluna düşer oldu. Boyu uzun olsun, kaşı gözü kara olsun, hafif yapılı ve biraz da karizması olsun. Yaş kriterini de girelim. Mesafe ayarını yapalım. Aman 10 kilometreyi aşmayalım ki iş çıkışıma yetişebilsin. Şu devirde hangi insan biriyle buluşmak için 100 adımdan fazlasını atıyor, dağları delen Ferhat’tan feyz alıyor? Yeni jenerasyon, çölleri aşan Mecnun’dan, aşkından yanıp tutuşan Kerem ile Aslı’dan bir haber yaşıyor. Herkes her şeyi tüketmek için çabalıyor. İstediğini alıp sabahı etmeden evinden göndermek için dakika sayıyor. Yaş kırka dayandığında ise akılları başlarına daha yeni yeni gelmeye başlıyor, ilk gördükleri insana üçüncü saniyede aşık olup gecenin sonunda evlilik teklifi etmeye hazırlanıyor. Sanki birkaç güne cenazesi kalkacak gibi davranıyor. Ve en kötüsü bunların hiçbirinin farkına bile varmıyor.



Gerek var mı bu kadar hızlı yaşamaya? Aynı anda yüz kişiyle konuşmaya, ellisiyle buluşmaya, yirmisiyle yatmaya. Herkesin kendi hayat tarzı tabii, orasına diyecek söz yok. Fakat dert yandığınızda sizi dinleyen tek bir kişinin bile artık size gram inancı yok. Kandırmayalım yani kendimizi. Bilin istedik. Aşk arıyorum derken onlarca insanın kollarında kaybetmeyin benliğinizi.



Skor tabelasındaki sayıyı artırmak için uğraşan sabırsız Koçlar gibi, bırakalım rekabet etmeyi. Bırakın düşüncesiz davranmayı, ben merkezli olmayı. Kendinize yapılmasından hoşlanmadığınız şeyleri başkalarına yapmayı. Derin bir nefes alın, yavaşça arkanıza yaslanın. Duygularına göre karar veren Yengeçlerden birkaç tavsiye alın, aşk hayatınızda tutarlı olmak için 40’ınıza beklemeden bir şeyler yapmaya başlayın. Bir böyle deneyin bakalım, belki hayata kafa tutmaya bu kadar gerek yoktur. İnsanları karşınıza almak yerine, yan yana yürümenin yararı çoktur.

 

Çevrimdışı

Herkeste bir hava bir tafra… “Ah ben çok duygusalım, ay ben çok hassasım” da bilmem ne. Mantığı devreden çıkarmak, en ufak şeye kırılıp alınmak, gözyaşlarını vara yoğa akıtmak ne zamandan beri marifet Allah aşkına? Duygularının esiri olup, mutsuzluk batağına saplananlar ayyuka çıkmışken hele! Anlayabilen beri gelsin. Hayatlarının rotasını mantıklarıyla yönlendiren insanların böyleleriyle empati kurabilmeleri mümkün değil. Empati kurmak şöyle dursun, yana yana gelip iki çift laf edebilmeleri için bile mucize gerekir. Kişi bile isteye içini şişirecek olur olmaz sorunlara kulak verip tadını kaçırmak istiyorsa o zaman başka! Duygusallığın meziyet değil eziyet olduğunun farkında olan 5 burç yeni yazımızda.



Mantığın Yolundan Ayrılmayan İkizler

İkizler, eğlence insanı, neşe insanı. İşi olmaz öyle iç boğan duygusallıklarla. Kararsızlıklarının ya da değişkenliklerinin günah keçisi de duygusal yanları aslında. Didişir durur, mantığıyla. Bir yol ayrımına geldiğinde saatlerce kararsızlıktan kıvransa da en nihayetinde seçeceği yol mantığının eksenindedir. Duygularına teslim olması ya da duyguları yoğun insanlarla uzun süreli birliktelikleri görülmüş şey değil.

Duygusallığı Fark Ettiği An Topuklayan Yay

Bir insanın yanında Yay varsa, depresyona girebilmesi mümkün değil. Garantisi bizden! Onlar her daim enerjik, her daim eğlenceli. Sohbetlerinde modlarını düşürecek her şey ise direkt konu dışı. İşte mutluluklarının gizli sırrı! Hislerine gereğinden fazla önem verenlerle, şakaya gelemeyenlerle ya da sürekli dertlerinden bahsedenlerle işleri olmaz. Duygusallığı üst seviyede insanlara rast geldiğinde hiç gecikmeden topuklaması bundan.

Mantığını Kılavuz Belleyen Başak

Başakların hayatlarında griye yer yok. Her şey ya siyah ya da beyaz. Bir sorunu mu var? Kimseye dert yanmadan gider doğrudan çözümünü arar. Elinden bir şey gelmediği durumlarla mı karşı karşıya? Üzülmek yerine yoluna bakar mutlaka. Bu kadar basit! İnsanlar, bir sorunla karşılaşır karşılaşmaz ne diye ağlayıp sızlanmaya başlıyor, anlayabilene aşk olsun! Mantığını kılavuz belleyenlerin de zaten öyle kolay kolay üzüldüğü görülmüş şey değil.

Duygusallığı Tolere Edemeyen Kova

Süslü laflara ya da uzun açıklamalara gerek yok. Açık ve net. Kovalar, doğrudan doğruya mantık insanı! O yüzden arkalarından anlayışsız deniyor, soğuk nevale diye lakaplar takılıyor. Niyeymiş, insanların duygularıyla empati kuramıyormuşmuş… 2020 yılında hâlâ bunları mı konuşuyoruz ya. Aşalım bunları. Lütfen ama!

Duygusallıktan Fersah Fersah Uzak Oğlak

Oğlakların ciddiyetleri doğuştan. Ne gereksiz duygusallıkların ne de lüzumsuz yakınlıkların hayatlarında yeri var. Zira verdikleri her kararın, attıkları her adımın arkasında yüzde yüz güven duydukları mantıkları var. Karşısındaki en sevdiği insan bile olsa aksi bir durumu onaylamaz. İnsanın içini bunaltan sorunların ya da olur olmaz yerde dökülmeye başlayan göz yaşlarının ondan fersah fersah ötede durmasında fayda var.




AskMoyra

 

Çevrimdışı

12. İKİZLER
FBI raporuna göre en tehlikesiz burç ikizler olarak belirlenmiş.

11. KOVA
İkinci en masum burç Kova.

10. ASLAN
Ne kadar kükreselerde nihayetinde onlar da kedi. Üçüncü sıradalar.

9. TERAZİ
Aslan ve Kovaya göre suça daha meyilli bir burç Terazi.

8. BAŞAK
Başak burçları cinayetten çok hırsızlık ve dolandırıcılık suçuna meyilli. Ortalama psikopatlıkta.

7. BALIK
En tehlikeli 7. burç ise Balık. ünlü seri katiller bu burcun mensubu.

6. OĞLAK
En çok insan öldüren seri katil Oğlak burcundan çıkma. Listenin 6. sırasında yer alıyor.

5. KOÇ
Öfkeleri saman alevi gibi olan bu burçlar suçlarını anlık olarak işliyor. Kızgın oldukları anlarda bir süre yalnız bırakın onları.

4. Boğa
Öfkesini yoğun olarak yaşayan bu burç listemizin 4. sırasında. Gelelim en tehlikeli 3 burca.

3. YAY
Ted Bundy, Stalin, Pablo Escobar gibi ünlü katilleri olan bu burç listemizin 3. sırasında.

2. AKREP
Sadistçe işlenmiş bir çok cinayetin kahramanları Akrepler listemizin 2. sırasında.

1. YENGEÇ
Genellikle kıskançlık nedeniyle cinayetler işliyorlar. Ruh halleri çok değişken olan Yengeçler listemizin 1. sırasını alarak en tehlikeli burç oluyorlar.

 

Çevrimdışı

Koç: Bu aralar biraz alıngan olmanızdan kaynaklı yalnızsınız. Çevrenizde ki herkes sizden uzaklaşıyor.
Size uygun en doğru şarkı, bizce Zuhal Olcaydan "Yalnızlığım, yaşamak zorunda olduğum beraberliğimsin..."

Boğa: Pek söze gerek yok aslında, gitmeniz gerek geçicide olsa uzaklaşmanız gerek. Bu mecburi ayrılık sevgilinizle uzun mesafeler koyacaksada siz ona bizce bir nostaljı yapın ve Tanju Okandan "Gözünde yaşlarla bana el sallama..." parçasını uygun gördük.

İkizler: Ehh sizin bu karmaşık ruh haliniz pek şaşırtmadı bizi. Şıpsevdisiniz bu gün çiçek der yarın kelebeği seversiniz. Bizce en güzeli size biçilmiş kaftan Nazan Öncelde "Aşık değilim olabilirim.. yüzde elli sevebilirim.."

Yengeç: Ahh en duygusal burcumuz evine bağlı sağdık aşk perisi, prensi modundaki yegane burç yıldızımız. Sen en güzeli kendine durmadan MFÖ den "sarı Laleleri" uygun gör. Şahsen biz çok uygun gördük...

Aslan: Ehh bu kadar naz yaparsan aşık usanır ve gider. Ama sana yakışmaz ardından kötü konuşmak. Bak Sezen Aksu ne de güzel söylemiş "Bahtiyar ol gözüm yok, mevlam verir sabrını Bu hesap böyle bitsin Helal ettim hakkımı..."

Başak: Yok bu kadar ince eleyip sık dokumak iyi değil. Ehh malum yaz geldi. Bu kısmetde kaçmaz hani. Bu yaz yoksa Ege'den "anla beni yaz aşkım" şarkısını söyleyip duracaksın haberin olsun.

Terazi: Terazi aşk'a konsntre olsan birazda o ikizler seni dahada beklemez bu kadar kaprisede gelemez. Bu gidişle seninde şarkın "gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar yeryüzünde sizin kadar yalnızım" olacak haberin olsun

Akrep: Ehh canım akrepcim bu kadar niyetini belli etmeden işe koyulsan Emre Altuğ'da söndüremez senin ateşini : "Sıcak çok sıcak sıcak daha da sıcak olacak"

Yay: Ve yaptın yapacağını gene aldattın ehh afferim seni kutluyorum sayın yay!.. Ama bak Rafet el roman sana ışık olsunda koş bi "Beni affedermisin" de...

Oğlak: Yeni bir ilişkinin sinyallerini sende aldın. Eee gezegenler bu ay hep Aslana çalışacak değil ya. Sende de bol şans var vallahi. Hem sende bol kısmet var. Sertap erenerden "Kendime yeni bir ben lazım" senin şarkın..

Kova: Ohooo kaçtı tren kaybettin o aşkı olsun üzülme seni hala deli gibi seviyor. Ama çok gururlusun, sen öyle san dönmeye yüzün yok. Şimdi Sezen aksudan dinle bakalım "şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler" diye. Yaa senide ancak o paklar.

Balık: Eyvah! eyvah! yine ümit verdin yine ektin onu. Seni çok çok kınıyoruz. Ehh onunda sabrı bir yere kadar kaçar gider. Sen yinede Yaşardan " Beş dakika bekle git" söylersin