Çevrimdışı

Senden uzakta herkes bir Alem...
Anlaşılmaz işler bunlar birtanem..
Ne derse desin bizim alem..
Ben hür yaşarım güler coşarım
Bıktım senden billahi seni boşarım!
pisi pisikopatım billah yaparım sensiz olamam der senden kaçarım..


(Mahzar Alanson)
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

 

Çevrimdışı

HAZİRAN 2011 KOZMİK TÜYOLAR

23 Haziran
29 saat süren ay boşlukta döngüsü 11.25’de tamamlanacak. Ay Koç burcuna girince arzularınız ve istekleriniz canlanacak.
Güneş ve Ay, Ay’ın son çeyreklik fazında 90 derecelik bir açı ile birbirlerine bağlanıyor.
Bu demektir ki Yeniaydan beri süregelen zaman dilimindeki tüm emeklerinizin karşılığını alma zamanındasınız. Şimdi toparlanmalısınız. Mantığınız ve duygularınız arasında gel-git ler yaşayacağınız ve ikilemde kalacağınız için acele kararlar almaktan özellikle kaçınmalısınız.
Ayın çeyreklik fazlarında evren sizi dürtmeye başlar. Bu dürtü yolunuzdaki engelleri kaldırmanız ve işinize en iyi şekilde devam etmeniz içindir. Önümüzdeki Yeniaya hazırlık için bu gereklidir.
Fakat Güneş ve Ay arasındaki gerginlik, hayatın belli alanlarında çelişkilere ve ikilemlere neden olacaktır. Egonuzdan sıyrılmalısınız. İstediğinize kemen şimdi sahip olmak yerine şimdi yapmanız gereken işlerinize yönelmelisiniz.
Kendi içsel uyumunuz sağlamakta zorlanırken diğerleri ile uyum içinde olmanız beklenemez. Akılsızca risklere girerek kendinizi kanıtlamak zorunda değilsiniz.
Bugün geçmiş olayların getirdiği içsel kaygılar yüzünden huzursuz ve kısıtlanmış hissedebilirsiniz. Ebeveynlerinizle ve karşı cinsle savaş halinde olabilirsiniz. Karşınızdakini iyice dinlemeden fikirlerinizi kabul ettirmeye çalışmayın.
Etrafınızdakilere kızmak yerine doyumsuzluğunuzu kontrol etmeye çalışsanız ne iyi olur. Hiç bir emek harcamadan, “herşey benim olmalı” diyenlerdenseniz artık elinizdekilerle idare etmeyi öğrenmeli kendi başınıza bir şeyler yapabilmek için bir adım atmayı demelisiniz.
Şayet gayretli olursanız ,biraz emek harcarsanız, kendinizi işinize verirseniz ,Evrensel ödülünüz çabucak elinize ulaşacaktır.
Merkür ve Pallas arasındaki 150 derecelik kozmik enerji fikirlerinizi anlatırken zorlayabilir. Sosyal çevrenizde siyasi görüşünüze uymayan kişilerle birbirinizi görmezden gelebilirsiniz. Yada siz hiç yokmuş gibi davranan kişiler yüzünden biraz üzülebilirsiniz.
Daha önce ektiklerinizi biçiyor olmayasınız. Belki daha önce görmezden geldiğiniz kişilerin dikkatini çekmeye çalışıyorsunuz ama artık o sizi umursamıyor.
Ayın bu son çeyreklik fazında her zaman olduğu gibi içsel bir kavga var. Ve bu kavgayı alevlendiren Mars sahnede.
Ay Marsa 60 derece ile bağlanırken Güneşin Marsa bağı 30 derece.
Bu demektir ki duygularınız ve mantığınız arasındaki savaş bir iç savaş halini alıyor.
İçsel savaş ise kötüdür. Kendi içinizle savaşırken birde bakmışsınız ki karşınızdakilere de savaş açmışsınız. Bu görünüm yüksek potansiyelli duygusal güç göstergesidir. Bu yüksek enerji insana cesaret, yaşam arzusu ve yoğunlaşma gücü verir. Belki biraz cüretkârlıkla spontan davranışlarla karşınızdakini şaşırtabilirsiniz.
Aklınıza her koyduğunuzu yapmak isteyeceksiniz.
Uranüs’le kavuşan Ayın enerjisi ile yeni ve sıra dışı deneyimlere kapınızı açabilirsiniz. Bu görünüm sizi özgürlüğünüze daha düşkün bir hale sokacaktır. Sizi engellemeye kalkanlara karşı sinirli ve kırıcı davranmamalısınız. İlginç gelenek dışı insanlara doğru çekilebilirsiniz.
İlginize muhtaç kişilere karşı ilgisiz ve sevgisiz davranırsanız siz ihtiyaç halinde olduğunuzda” ellerim bom boş” şarkısını söylemek zorunda kalacaksınız.
Belki bu sıralar ben neymişim havalarında geziyorsunuz. Etrafınızda bir sürü insan sizi yalıyor, yıkıyor ve yağlıyor. Siz ise gerçekleri görmüyor kendi dünyanızda hep böyle devam edecekmiş gibi yaşıyorsunuz.
Şunu kendinize bir sorun. Şu anda yanınızda olanlar gerçekten dostunuz mu ,yoksa sizin yükselmek ve adınızı duyurmak için kullandığınız bir basamak mı?
Siz bir basamak olarak kullanıyorsanız sırtınız bu yükü ne kadar daha taşıyacak?
Her neyse… Sürpriz gelişmelerle çok sevinebilir yada ok üzülebilirsiniz. Yaratıcılığınızı diğerlerinin sıra dışı diyeceği tasarımlar ile gösterebilirsiniz.
Bugün bencillikten kaçınmalısınız. Sevgi şefkat ve empati kurabilmek hiç değilse bunu denemek bir şey kaybettirmez.
Günün kartı Devil; Bu kart sizin için yol göstericidir. Gerçek veya psikolojik bir mutsuzluk veya bağlılıktan kopmaya çalışmayı da belirtir. Çevrenizde gelişiminizi engelleyen birçok faktör olabilir. Daha başka alternatiflerin farkına vardıysanız bu sizi daha da yıpratacaktır. Artık bulunduğunuz şartları kabul etmek istemiyorsanız zincirlerinizden kurtulmak isteyeceksiniz. Şu anda belki kendinizi çok mutsuz hissediyor hatta psikolojik tedavi bile görüyor olabilirsiniz. Nede olsa zor bir geçiş dönemindesiniz. Dayanılmayacak kadar büyük acılar hissediyorsanız bu sizin kişiliğinizin gelişimi zincirlerinizin kırılıp yok olması için gereken önemli bir dönemin habercisidir.
Arzu Cengiz
AstroBenefik

 

Çevrimdışı

Alıntı:

Etkileyici ve çekici olurlar: Bu şaka değil, sosyal adaptasyonun bu sofistike şekli ile bir duygusal kopukluğu dış dünyaya çekicilik olarak kabul ettirebiliriz. Psikopatlar çekici kişilikleri ve karizmalarıyla insanları kolayca manipule edebilir. Birini kandırmak için çekicilik gereklidir ve bu yüzden listenin başında bu özellik vardır. Kısaca kendine göre bir karizması olamayan psikopat yoktur. Kendilerini dev aynasında görürler: Psikopatlar kendilerinin çok önemli bir kişi, hatta özel bir görevi olan bir kisi olduğunu düşünür. Tarih kendisini mesih zannedenlerle doludur. Kendilerine verdikleri değer enflasyonu klinik narsisizmle de benzeşir. Narsisizmin gerçekten kendini sevme ve güvenme ile alakası olmadığını biliyoruz. Tam tersi narsisizm, derin bir boşluğun ve kendini değersiz görmenin bir savuma mekanizmasıdır. Narsisistik karakter bozukluğu da psikopatlığa çevrilebilir. Çabuk sıkılıp, dikkatleri çabuk dağılır: Mutsuzluğun bir kaçış mekanizması olan bu durum bir iç çatışmanın ürünüdür. Eğer bir kişinin iç dünyası boşlukta ise, iç kaynakları bu boşluğu dolduramadığı için, dış dünyadan kendine uyarıcılar arar. Sosyal nedenler de bu duruma ekleyebilir. Yaşanan stres düzeyi gün geçtikce toplum olarak sabrımızı azaltıyor veya televizyon önünde büyüyen çocuklar hayal dünyaları ve zihin kapasiteleri kendilerini uyarma kabiliyetini kaybediyor. Her ‘maymun iştahlı’ kişi psikopat değildir ancak toplumda ‘maymun iştahlılık’ arttığı gibi psikopatlıkta artıyor ve buna şaşırmamak lazım.

Psikopatmiyim acaba?
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

__________________
Rakı geçmişe, bira şimdiye, şarap geleceğe içilir..

 

Çevrimdışı

İKİZ RUHLAR - EŞ RUHLAR

Tanrısal kaynağa geri yükselmekteyken hayatımıza giren pek çok eş ruh ile karşılaşacağız. Bunlar aile üyeleri, samimi olduğumuz insanlar olabilir. Ya da tam aksine anlaşamadığınız kişiler olabilirler. Her biri yüzleşmeniz gereken bir parçanızı size göstereceklerdir. Her biri sizin tanrısallığınızın yansımasıdır ve size genişleme ve büyüme imkanı yaratacaklardır. Bazıları ömür boyu sizinle kalacaklar veya işleri bitince gideceklerdir. Her eş ruh ruhsallık yolunda ruhunuzun yönünü tayin edici etki yapacaktır.

Benzer titreşimdeki bir grup ruha ruhsal grup denir. Bunlar birlikte enkarne olurlar ve aynı karmalar üstünde birlikte çalışırlar. Ruh grupları birbiriyle karışabilir ve son çözümde tüm insanlık bir ruh grubudur. Aile ruh grupları, kültürel gruplar ve ırklara, cinsiyetlere vs. dayalı gruplar olabilir. Enkarnasyonunuzla ilgili her şey üyesi olduğunuz gruba göre belirlenir.

Enkarnasyonlar boyu tekamül ederken ruh grubunun üyeleri, eş ruhlarla yer değiştirmeye başlar ki her yeni gelenin titreşimi bir öncekinden daha çok size benzeyecektir. Bu eş ruhların en sonuncusu kendi ruhunuzun bir parçası olacak sonsuz barış ve neşeyi fiziki dünyaya getirecektir. Bu aidiyetin ve güvenin derinden hissedildiği bir ilişki olacaktır. Bu sadece kişi kendi içinde denge ve barışı kurduğunda gerçekleşecektir. Kişi pek çok karmik dengesizliğini çözdükten sonra ancak enkarnasyonlarının sonuna doğru kendi ruh parçası ile karşılaşır. Bu “her şeyi” içeren bir ilişkidir ; eş, en iyi arkadaş, sevgili, en güvenilir dost, vs.
Çünkü enkarne olmuş iki ruh arasındaki en mükemmel dengelenme sonucu oluşur.

Ruhun son enkarnasyonunda kişi, ikiz ruhu ile karşılaşır. Bu kişinin kendi içindeki kutupluluğu bütünlemesi, ortadan kaldırması için bir fırsattır. Bütünlüğe dönüşe bir fırsat sağlamak üzere iki ruhsal enerji mıknatıs gibi birbirine çekilecektir. Her ikiz ruh çifti ilk karşılaşmalarında bütüne dönmeyi başaramayabilirler. Pek çok faktörün etkisinin yanı sıra kalan tüm karmaların aşılması ve temizlenmesi gerekir. Aslında bu temizlik ve diğer hususların başarılması tamamen, bütünlüklerine uyanmakta olan ikiz ruhların mevcut enkarnasyonlarını feda edecek kadar tanrısallıklarına ulaşmayı isteyip istemediklerine bağlıdır. Yapılan seçimlere bağlı olarak, ikiz ruhlardan birisi büyümeye ve yolunda ilerlemeye devam ederken diğeri buluştukları noktada kalabilir. Fiziki ortamda birlikte olsalar da olmasalar da ikizlerden birinin büyümesi her zaman diğerinin tekamülünü hızlandıracaktır.

Aşağıda ilişkilerin daha detaylı bir açıklaması verilmiştir.

İkiz ruhlar :

Fiziki bedenlerimizi almadan önce enerji boyutunda androjen (hem erkek hem dişi) varlıklardık. Bütünlüğü ve dengeyi kendi içimizde deneyimliyorduk. Fiziki boyuta maddeyi deneyimlemek üzere gelirken burada var olmak için kutuplaşmaya ihtiyaç duyuldu. Bu bölünme bizim içsellik ve dışsallık yönlerimizde de gerçekleşti. İçsel yönümüz dişi yarıyı ve dışsal yanımız eril yarıyı oluşturdu. Fiziksele indiğimizde iki karşıt enerji olarak var olduk, erkek ve dişi olarak. Diğer yarımız ikiz alevimiz ya da ikiz ruhumuz olarak adlandırılır. İkiz ruhunuz sizinle benzer titreşime sahiptir, görünüş olarak sadece madalyonun öbür yüzüdür.

İkiz ruhların karşılaşması çok nadiren gerçekleşir çünkü ancak fiziki enkarnasyonlarının sonuna gelen ikiz ruhlar karşılaşırlar. Dünyanın artan titreşimi her şeyi hızlandırmaktadır ve sonuç olarak şimdi eskiden hiç olmadığı kadar çok ikiz ruh karşılaşmaktadır. Aynı zamanda kişinin ikiz ruhuna Kundalini yükselişi esnasında rastlaması da mümkündür. Bu durumda, ikiz ruhların karşılaşması kundalini enerjisini güçlendirecek ve erkek ve dişi enerjilerin içsel olarak birleşmesi dışsal deneyim olarak yaşanacaktır. Bu ikiz ruhların karşılaşmasının mutlaka kundalini yükselişi ile bağlantılı olması anlamına gelmez. İkiz ruhların karşılaşması tanrısal bir karardır. Her ruh yaşaması gerektiğinde yaşayacaktır. Eğer ikiz ruhunuzun ve sizin fiziki ortamın yasakladığı bir şeyi enerji boyutunda yaşamanız gerekiyorsa, Tanrı bir yolunu bulacak ve yaşanması gereken yaşanacaktır. İkiz ruhların fiziki boyutta gerçekten karşılaşmalarından yıllar önce etherde karşılaşmaları çok rastlanan bir olaydır.

Pek çok insan eş ruh ve ikiz ruhu birbirine karıştırır. İkiz ruhun karşılaşması yarattığı çekim nedeniyle kuşku götürmez. Kişinin kalmış karmik tortuları temizlenmek üzere, tam kutupsal karşıtı tarafından yaratılan büyük enerji vakumu ile yüzeye çekilince vücutta hissedilen çok yoğun enerji akışı nedeniyle hatırlama-tanıma çok kuvvetle meydana çıkacaktır. Kişi ikiz ruha hayal edilenin ötesinde bir kuvvetle çekilir ki bu daha önce hissedilmiş hiçbir çekime benzemez. İkiz ruhların karşılaşması somon balıklarının akıntı yukarı yüzmelerine benzer bir içsel bilişi uyandırır; her şeye rağmen mutlaka yapılması gereken bir yolculuktur. İkiz ruhların karşılaşmasından doğan güç her ruhun kendi içindeki eril-dişil dengelenmesini başlatır; bu ikiz ruhların karşılaştırılmalarındaki ana sebeptir.

İkiz ruhların karşılaşması için kullanılacak en hafif sözcük “Yoğun”dur. Söz konusu olan filmlerdeki gibi bir romantizm değildir. Kişinin ikiz ruhu ile karşılaşmasının kafalardaki “Sonsuza kadar mutlu yaşadılar” senaryosu ile ilgisi yoktur. İkiz ruhların karşılaşmalarındaki ana sebep; yeniden androjen (tam ve bütün) olmak üzere yükselirken içinizdeki karşıt kutupları enerji olarak kaynaştırmaya yardımcı olmaktır.

İkiz ruh ilişkileri Evrendeki her şey ile aynı enerjik ritme sahiptir. Yani, genişler ve büzülür. İlişki içinde bu cezbedilme ve geri püskürtülme (çekim ve tiksinme) olarak deneyimlenir. Genellikle enerjiler kaynaşırken ikiz ruhlar çok yoğun bir çekim hissederler daha sonra kaynaşan enerjileri tanır ve dengelerken ise uzaklaşırlar. Bu ritim pek çok kere tekrarlanır ve her defasında büyük ruhsal kargaşalara ve hasarlara yol açar.

İkiz ruhlar genellikle benzer fiziki özellikler taşırlar, iki tutkulu aşıktan çok kardeşlere benzerler. Bağları çok derin ve fiziksel alemin ötesindedir. İkiz ruhlar karşılaşarak enerjik bütünleşmelerini yaşamak üzere enkarne olduklarında, karşıt kutuplaşmayı bütünleyebilmek için birbirlerine karşıt enerjiyi yansıtabilmek üzere mutlaka erkek ve kadın olarak enkarne olurlar. Aslında bu tüm kadın-erkek birlikteliklerinde böyledir ama ikiz ruhların ilişkileri kıyaslanmayacak ölçüde yoğun yaşanır.

İkiz ruhların fiziksel ortamda birlikte olmalarını engelleyecek bir durum olması çok yaygındır (Örneğin birisi evlidir). Bu zorluk kazara yaratılmamıştır. İkiz ruh karşılaşması kişinin tüm enerji blokajlarının kırılarak, kişinin bilincinde ilahi ve dünyevi olanın kaynaşmasına imkan sağlamak niyetiyle olur. Sonuçta kendi içinde tamamlanmış, enerji düzeyinde androjen (tam ve dengeli) kişi ortaya çıkacaktır. Bu sonuca giderken kişi inanılmaz zorluklarla karşılaşır, yoğun ve acılı teslimiyetler yaşar ve her bilgisi, inancı ve kalıbı sarsılır, yıkılır. Kaynağımıza dönüş; ne güçsüz yürekler ne de dışsal sevinçler ve dünyevi mutluluklar arayanlar için değildir.

Eğer ikiz ruhunuzla karşılaştıysanız veya karşılaştığınızı sanıyorsanız unutmamanız gereken şudur; Tanrı sizi onunla dünyevi bir “Mutlu aşk hikayesi” yaşamanız için karşılaştırmadı. Siz onunla; kendi içinizdeki bütünlüğünüzü keşfederken içsel dengenizi kurmak ve sürdürmek için karşılaştınız. Eğer ikiz ruhunuzla ilişkinizde veya diğer ilişkilerinizde zorluk yaşıyorsanız acıları ve zorlukları kabul edip tanrıya teslim olmaya devam edin. Gerçeğin ışığının içinizde parlaması için yardım isteyin, durumu ruhsal tekamülünüz için ve kendinizi tanımak için bir fırsat olarak görün. Her şey olması gerektiği zamanda , ilahi plana uygun olarak hallolacaktır. Odağınızı tanrıdan ayırmayın.

Ruh ikizinizin sizde çok derin duygular ve sevgi uyandırması doğaldır, ikiziniz sizin içinizde olduğunu bilmediğiniz noktalara dokunacak ve onları harekete geçirecektir. Bu çok karmaşık ve acı dolu olabilir, özellikle eğer ikiz ruh ilişkisine günün birinde “Mutlu aşk hikayesi”ne dönüşecek romantik bir anlam yüklemek niyetindeyseniz. Öyle değildir. Basitçe açıklamak gerekirse bu sadece tanrıya yürürken atılan bir diğer adımdır.

Eş ruhlar :

İkiz ruhlar bölündükten sonra her bir ayrılmış parça kendisini enerji olarak tamamlayacak başka bir ruhla eşleşir. Bu yeni ruh, ruh ikizleri gibi tam zıt değildir, karşı cinsin kutupsallığına sahiptir ama benzer titreşimdedir. Bunlar fiziksele gelen esas eş ruhlardır. Eş ruhlar birbirlerini dengelerler ve birbirlerine eksik olan fiziksel deneyimleri getirirler. Eş ruhlar, ikiz ruhlar gibi karşıt kutupların kaynaşması için katalizör olarak çalışmazlar tam aksine sizin kendi enerjinizi dışarıdan dengeleyen ve dinginleştiren bir oyun arkadaşıdırlar.

İşte bu, bizim insan gözüyle “Mutlu aşk hikayesi” tarifimize en çok uyan ilişki modelidir. Kolayca kurulmuş, dışsal temellere dayanmayan derin bir bağdır. Esas eş ruh çifti birbirini enerji olarak onurlandırır ve dengeler. Birisi dünyevi ve dışa dönük iken diğeri daha içsel ve ruhsaldır.

Özet :

Tanrısallığımıza geri yükselirken, ondan uzaklaşırken yaratılmış yolu geri yürürüz ve yolda pek çok formdaki benzer enerjiyi kendimize çekeriz. Geri dönerken, nihai olarak ikiz ruhumuzla ve esas eş ruhumuzla karşılaşmadan önce pek çok eş ruh (oyun arkadaşı) ile rastlaşırız. Her kişi sonunda ruhsal büyümenin bir parçası olarak bu deneyimi yaşayacaktır.

Muhtelif seviyelerdeki eş ruhlarınızla deneyimleyerek bütüne doğru tekamül ederken pek çok ilişkinin sona ermesi doğaldır. Bunlar arkadaşlar ve hatta artık enerjisi uygun olmayan aile üyeleri olabilir. Tekamül etmiş bir ruhun karakteristik özelliklerinden biri tüm ilişkilerinde barışı yaşıyor olması ve bu barışa katkı sağlamayacak ruhlarla ilişkilerde yer almamasıdır. Bütün ilişkiler, devam eden ruhsal büyüme esnasında, tanrıya odaklanmış ve sürekli genişleyen teslimiyet içinde geçip giderler. Kişi sonuçta ruhsal (benzer enerjili ruhlarla) ilişkilerde huzur bulur. İsa bu sebeple pek çok kereler ruhsal ailenin fiziksel aileden daha önemli olduğunu vurgulamıştır.

Sizin bir kişiyi eş ruh ya da ruh ikizi diye etiketlendirmeniz önemli değildir. Önemli olan, karşınıza çıkan her ilişkiyi, mümkün olan en yüksek kapasitenizle sevme ve tanrıya adanma fırsatı olarak değerlendirmenizdir. Dünyevi ilişkilere fazla odaklanarak yan yollara sapmayın. Arzu ettiğiniz ilişki sadece siz kendi içinizde mutlu ve doygun olduğunuzda size gelecektir. Bütün eş ruhlar ve ikiz ruhlar bir tek sebep için vardırlar ve o tek sebep de her şeyin Bir olduğu, gerisinin illüzyon olduğunu size öğretmektir. Bu Birlik realitesine tekamül ettiğinizde tüm ilişkileriniz tanrının gerçek barış ve sevgisini yansıtacaktır.

 

Çevrimdışı

Aslında hemen hemen herkes on iki burç hakkında bir bilgiye sahiptir.

Tam doğum anınızda Güneşin Zodyak'a göre Koç, Boğa, İkizler, vs. gibi belirli bir burçta aldığı pozisyon, astronomlar tarafından hesaplanır. Bunun adı astrolojik takvimdir. Güneş, her yıl aynı zamanda Zodyak 'ın hemen hemen aynı burcunda yer alır. Böylece siz, fazlaca hesaba gerek kalmadan hangi burçtan olduğunuzu ve dolayısıyla yaşamınızı etkileyecek kişilik özelliklerinizin neler olduğunu önceden tahmin edebilirsiniz. Elbette bu, yazgınızı ön görmek anlamına gelmez. Birçok kişi hepsi birbirinden farklı olan insanların nasıl olup ta on iki kategoriye sokulabileceğini sorarak astrolojiye inanmazlar. Ama tıpatıp olmasa da insanların, burçlarındaki kişilik özelliklerini az ya ad çok taşıdıkları gözlenebilir. Bununla birlikte burcunuzu incelemeyi, kimi gazete ve dergilerde çıkan günlük fallarla karıştırmayın bunlar doğru gibi görünse de sizi kolaylıkla yanıltabilirler. Doğduğunuz günü, saati, vs. hesaplayarak çıkartılacak bir doğum haritası çok daha güvenilirdir. Tüm gezegenlerin doğum anınızda gökyüzündeki konumu, sizin doğum haritanızdır.


Astrologlar , hayatınızı gezegenlerin birbirine göre konumlarını etkilediğini söylerler. Burçların genelleştirilmiş kişilik özelliklerini bu verilere göre açıklarlar. İşte bu on iki kitaplık burçlar serinizde burcunuza göre karakter özelliklerinizi tanıyabilir, aşk ve evlilik hayatınızda nasıl daha mutlu, iş hayatınızda da nasıl daha başarılı olabileceğinizi eğlenerek öğrenebilirsiniz. Dostlarınızı hangi hediyelerin daha mutlu edeceğini tahmin eder. Burcunuzda doğmuş ünlüleri düşünerek hayale dalabilirsiniz. Ama yine de unutmayın,herşey bizim ellerimizdedir!

 

Çevrimdışı

Aslında herkes 12 burç özelliğine sahiptir. Herkes doğum haritasında muhakkak bu on iki burç yer alır. Fakat bu on iki burcun hangi eve yani kişinin hangi yaşam alanına düştüğünü bulmak gerekir. Ve bu evde hangi gezegenlerin konumlandığını incelemek şart. Dolayısıyla insanlar on iki burca ayrılmaz. İnsanların en büyük yanılgısı, salt güneş burcuyla kişilerin değerlendirilebileceği düşüncesidir.

 

Çevrimdışı

Astrolojik doğum haritasının çıkarılması ve yorumlanması kişiliğin iç dünyasını çözmek için bir araç sayılır. Astrolojik harita yorumu ve danışmanın haritada gördüğü size ait temel verilerin açılması bir tür terapik etki yaratmak ve sizi bütünlüğe ulaştırmak amacını taşır. Doğum haritasının gösterdiği astrolojik semboller aslında sizin kişiliğinizi ve karakterinizi tanımlar, ve yalnız size ait bir bütünlüğün tesisine destek verir. Bu bütünlüğe ve gerçek potansiyele ulaşmak elbette önemlidir. Çünkü çoğumuz toplumsal şartlandırılmaların, ailenin ve yakınlarımızın bizden taleplerine uygun bir kişilik oluşturmaya çalışarak boşuna zaman kaybeder, acı çeker ve suçluluk duyguları içinde kıvranır, dururuz.
Harita yorumu bir tür yardım amaçlar ki bunun diğer adı sizi size daha doğru tanıtmak, gereksiz yükleri taşımaktan sizi kurtarmaktır. Örnek verecek olursak şunları söyleyebiliriz. Eşinizden elinizde olmayan nedenlerle ayrılmak zorunda kalmış olabilir ve yıllarca bu kararın ezikliğini, gereksiz vicdan azabını taşımış olabilirsiniz. Yada en yakınlarınız sizden ağır, yavaş ya da tam tersi çok hızlı ve hırslı bir kişiliğiniz olduğu; çok ya da az konuştuğunuz için sık sık şikayet ediyor olabilirler ve sizde en sevdiklerinizi üzmemek için elinizden geldiğince onlara uymaya çalışırken türlü sıkıntılar içinde kalıyor olabilirsiniz çünkü doğanıza aykırı bir tutum sergilemek sizde baskı ve huzursuzluk yapıyordur. Ya da ailenizin size ölçüp biçtiği mesleğe hiç uygun olmadığınızı düşünüp bunu kimseye söyleyemiyor olabilirsiniz bunun gibi yüzlerce binlerce örnek vermek mümkündür.
Sorunlarınıza çare ararken daha doğrusu aslında kim olduğunuzu arayıp dururken ve bir terapistten diğerine koşarken kafanızın da iyice karışmış olması muhtemeldir. İşte bu noktada yapılacak en iyi şey sadece ve sadece kendimize müracaat etmektir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Doğum haritanız bu kendine başvuruyu sevgiyle karşılar ve asıl sizi size anlatır ki, herkesin bir oraya bir buraya çekiştirdiği kişi olmaktan kurtulun ve sadece kendiniz olmanın bütünlüğünü, sevincini, onurunu yaşayın. Doğum haritası gökyüzünün bize gösterdiği kişisel resmimizdir ve biz bu bütünlük içinde, kendi hedeflerimizle beraber, içimizde yer alan o sadece bize ait olan tekilliği ve kişisel gerçeklerimizi görebiliriz.
Bu kendimize yani özümüze, aslımıza uygunluk sembollerinin tümüne, kendi astrolojik haritamızda sahibiz. Astrolojik danışma almanın asıl değeri; harita bazındaki bu kişisel verilerin sizin görünen kişilik teorilerinizin ötesine uzanmasıdır. Yani daha açıkçası hiç de sandığınız kişi olmayabilirsiniz ve kendinizi doğru ifade edemediğiniz içinde sakinleştirici haplar, depresyon, iç sıkıntısı, sürekli mutsuzluk ve alkol en yakın arkadaşınız olmuş olabilir.
Her doğum haritası kendine özgü ve benzersizdir. Bu nedenle tanımlama aracı olarak astrolojik veriler zengin bir kaynak oluştururlar. Astrolojik danışma bir tür iyileşme, yenilenme sağlam, sağlıklı, doğru ve tam olma demektir. Doğum haritamız bizim görünmeyen adımızdır. Astrolojinin isteği kesinlikle, büyük kozmik tiyatrodaki rolümüzü, bize en iyi şekilde gösterebilmektir.
Danışmanınız ile kuracağınız güvene dayalı, sağlıklı iletişim ile haritanız; aynı zamanda bilinçaltı yönelmeleri ve tıkanıklıkları da göz önüne serdiğinden kişiliğinizin istek dışı yanıltıcı sapmalarını da gösterecektir.
Haritayı doğru yorumlamasını bilen bir danışman, danışanının harita aracılığıyla, kilit noktalarını hemen görme şansına sahip olduğu için kestirme yoldan gider. Terapistlerin testler ve uzun süren kişilik analizleriyle keşfetmeye uğraştıkları ruhsal yapılanmayı en yakın şekilde açıklayan başka bir yöntem de pek yoktur. Endirekt değil direkt bir metot kullanır size giden yolun haritasını hemen çıkarır.
Astrolojik harita yorumu danışman ve danışan için karşılıklı olarak bir terapi, bir aydınlanma; bir bilinçlenme, ruhsal olarak zenginleştiren dönüşümdür. Bir tazelenme, canlanma, anlam yenilenmesi demektir. Astroloji sistemi ile kendini başka göstermeye çalışanların veya karmasında önemli ve farklı özellikler olduğunu ileri sürenlerin gerçek kimlikleri hemen ortaya çıkar. Bazıları insanların görünüşünden tanımlar çıkartabilir ama, bir doğum haritasının açıklayacağı bilgiler ruhun gerisindeki gerçeklerin aynasıdır. Doğru olan, kişilerin gerçek bireysel özelliklerinin kabul edilerek, bireylerin bireyselliğini korumasına yönelik sonuçlar yaratacak biçimde davranılmasıdır.

 

Çevrimdışı

Koç Burcunun Dünyaya Geliş Amacı

Koç insanı, deneme yanılma yoluyla hem kendi hayatını, hem de salt hayatı şekillendirmek, istek ve arzuları tavır ve davranış olarak ortaya koymak için doğmuş gibidir. O özgürce davranır, hareket ve davranışlarını başkalarının onayına sunmak için bahaneler ve sebepler aramaz. Onun yüzleşmesi kendi kendisiyledir.

O bir rekabet timsalidir. Diğer insanlarla olduğu kadar hayatla da yarışmak temel amacıdır. Bu yarışta korkularla yüzleşmek çok önemlidir. Koç da korkularıyla yüzleşir. Ya ona karşı kor ya da korku haline gelmiş halde bütün gücüyle kaçar.

Rekabet veya savaş temel amaç olunca, ortada uğrunda savaşılacak bir konu vaya düşmanın varlığı gereklidir. Nasıl istiyorsa öyle yaşamak isteyen Koç için konu sıkıntısı da yoktur, düşman sıkıntısı da. Düşman bulamazsa kendi ailesine, arkadaşlarına, içinde yaşadığı topluma ya da devlete karşı savaş açabilir.

O, her insanın, korkularından kurtulma, cesaret edinme ve isteklerinin önündeki engelleri ortadan kaldırmak için mücadele etme yönüdür. Bu kıvama ulaşamamış bir Koç, kayalıklar arasında veya mağaralarda gizlenen, fırsat buldukça hedef belirlemeksizin birilerini öldürmeye çalışan kurt durumuna düşecektir.



Boğa Burcunun Dünyaya Geliş Amacı

Boğa insanı, sanki toprakla bütünleşerek huzur ve sükunu aramak için doğmuş gibidir. Konuşmak ve araştırmak ona göre değildir. O, olabildiğince hareketsiz kalarak toprağı dinlemek, doğal güzellikleri algılamak, doğanın musikisiyle ruhunu dinginleştirmek ister. Ya mutfakta, ya balık tutarken dere kenarında mırıldanır şarkıları. Ya da kuş cıvıltılarında, akarsu şırıltısında bulur sukuneti. Yahut sahnede alkışlanırken. Büyük şehirler ona göre değildir. Topraktan uzaklaşmak sinirlerini yıpratır. Ve kaçar ondan, hiç olmazsa ayda üç dört gün. Boğa, beş duyusuyla algılayabildiği şeyleri yönetir. O görmeli, dokunmalı, koklamalı, işitmeli ve tat almalıdır. O, maddi alana yönelir ve onunla bütünleşir. Düşünmek ve hayal kurmak onun için anlam ifade etmez.

Doğa ile bütünleşerek doğal hale gelmek önemlidir hiç şüphesiz. Ancak doğa ile bütünleşmenin amacı, huzuru aramak değil de doğanın sahini olmak haline gelirse, tüm güzellikler bol sıfırlı rakamlara, Boğa insanı da gayesini yitirmiş bir muhasebe memuruna dönüşecektir.



İkizler Burcunun Dünyaya Geliş Amacı

İkizler insanı, görmek, denemek, algılamak, öğrenmek, bilmek için doğmuş gibidir. Merak eder veya şüphelenir, araştırır, okur, konuşur, konuşturur, dinler, gözler, gözlemler, ancak yargıda bulunmaz. Yargılamak onun amacı dışındadır.

"Allah ne ilginç şeyler, ne güzel şeyler yaratmış..." sözünü ondan çokça duyabilirsiniz. Zira gördüğü her güzellik kendisini şaşırtır ve durmadan yenilerini aramaya sevk eder. Değişik şekillere bürünmüş yıldız kümeleri, kayaların dibinden fışkıran ırmaklar, dalında goncalaşmış gül, yaprak üzerindeki çiy damlası, uçan bir kuş, her şey onun büyülenmesine sebep olur.

Yeni şeyler görmek, kendisini şaşırtan şeylerin özelliklerini, sebeplerini ve sonuçlarını öğrenmek amacı haline gelir. Onun çerçevelenmiş sabit bir fikri de yoktur. Her gördüğü yeni şey, her öğrendiği yeni bilgi, onda yeni düşünceler oluşturur. Evreni didikle, gizli bir şey kalmasın.

Başaklar kadar kitap kurdu olmasa da, İkizlerin kendisi bir kütüphanedir. Gerektiğinde zihni, Merkür hızıyla bu kütüphanedeki bilgiler arasında dolaşır, ışık hızıyla bağlantılar kurar ve sonuca ulaşır. Herhangi bir İkizlerde bu amaç bulunmuyorsa, o yalnızca bir dedikodu kumkuması haline dönüşecektir.




Yengeç Burcunun Dünyaya Geliş Amacı

Yengecin dünyaya geliş amacı, içimizdeki doğruları, güzellikleri, yönlendiricileri keşfetmek ve bunları dış dünya ile uyumlu hale getirmektir. O, kalbinin derinliklerindeki sevgiyi yüzeye çıkarır ve tüm benliğinde hisseder. Beyninin derinliklerindeki bilinci duyumsar. O, beş duyu ile sınırlandırmaz kendini. Bedeninin ve ruhunun bütün zerreleriyle hisseder. Ve iç dünyasından edindiği sezgileriyle, duygularıyla ve bilinciyle, dış dünyanın uyumsuzluklarıyla baş etmeye çalışır.

Ancak bu mücadele o kadar da kolay değildir. Aşırı duyarlı ve duygusal iç dünyanın, acımasız ve tümüyle maddi dış dünya ile karşılaşması Yengeci kırılgan hale getirir. Bu nedenle de hayvanlar dünyasının yengecinin sert bir kabuğa bürünmesi gibi Yengeç insanı da yüzüne maskeler takar, içsel dünyasının üzerine zırhlar giyinir.

Yüzündeki sert ifade bir maskedir, beğendiği veya sevdiği birini al ve diliyle didiklemesi bir başka maskesidir. Yüksek sesle ve hızlı konuşması, duygularını saklamaya yöneliktir. İnsanlara mesafeli durması, sıklıkla evine çekilmesi, incinmemek için geliştirdiği savunma mekanizmasıdır.

Ancak Yengeç, güvenlik arayışı içinde tümüyle kabuğuna çekilirse durağan hale gelir, değişimleri algılayamayan, ilişkilerden kaçınan, duvardaki sabitleşmiş bir tuğla durumuna düşebilir. Yengeçteki annelik zırhı da bir başka tehlikedir. Erkek olsa bile, çocuklarına annelik yapmak belki anlaşılabilir ama sevgilisine veya arkadaşına anne gibi korumacı ve her işine karışıcı şekilde hareket etmek, sevdiklerinin ondan uzaklaşmasına sebep olabilir.



Aslan Burcunun Dünyaya Geliş Amacı

Aslan burcu insanı, sanki kendisini ortaya koymak için dünyaya gelmiştir. O, insanın gündüz yönüdür. Her şey apaçık ortada olmalı, gizli saklı hiç bir şey kalmamalıdır. Ne kendi içsel dünyasında, ne de dışsal dünyada. Güneş gibi tüm aydınlığını, sıcaklığını ve enerjisini ortaya kor ve tepki bekler. Verilen tepki onda yeni tepkiler meydana getirir; ister alkışlayın, ister yuhalayın.

Hani bazen içimizden geldiği gibi davranmak, aklımıza eseni yapmak isteriz ya, işte bu Aslan yönümüzdür. O, böylelikle karakterini geliştirdiğine, kendisi olduğuna inanır. Aslan insanı bir sahne oyuncusudur ama kendisini oynar. Ve üstlendiği rol yaratıcı, senaristin sınırlamalarından uzak, düş gücünü harekete geçirici olmalıdır.

O bugünü yaşamak ister, dopdolu, dipdiri, şaşaalı. Dünü unut, yarını boşver. Ancak O, yaratıcılığını ortaya koyabilmesi için alkışlanmalıdır. "En büyük benim" duygusunu verin, başaramayacağı şey kalmasın. Ancak bu aynı zamanda Aslanı bekleyen tuzaktır. Onuru gurura, gururu kibre dönüştükçe, Aslan çevresini kaybeder ve herkesin ister istemez acıdığı biri haline dönüşür.



Başak Burcunun Dünyaya Geliş Amacı

Başak insanını bu dünyadaki gayesi hem kendisini mükemmelleştirmek, hem de tüm iş ve eylemlerde kaliteyi oluşturmaktır. Titizlik, analitik düşünme tarzı, yaptığının anlamlı olmasına yoğunlaşma, geleceğe yönelik güven oluşturma gibi karakter özellikleri, mükemmele ulaşmakta, kaliteyi yakalamakta kendisine yardım eder.

Terazi gibi zor beğenen, hoşnutsuz, her şeyde kusur arayan bir yapıya sahiptir. Ömrü kusurları, yanlışları ortadan kaldırmaya çalışmakla geçer. Başak, her yanlışı ortadan kaldırışıyla birlikte yerine doğruyu koymalıdır. "Yanlış üzerine doğru bina edilemez" ama kişi bütün eforunu kusurları ortadan kaldırmaya yöneltirse, doğruyu, güzeli, mükemmeli oluşturma şevk ve zamanını kaçırabilir.

Onu, iki şey mükemmele ulaşmaktan alıkoyar; idealizm kapsamında hedef belirsizliği ve kibirlilik. Belirli bir hedefi yoksa ve alçakgönüllü davranmayıp dünyaya geliş amacına ulaşması için verilen yeteneklerle övünmeye başlarsa kısır döngüye dönüşebilir, günlük olayların ayrıntılarıyla uğraşırken boğulup kalabilir, dış dünyaya yönelttiği eleştiri kendisine yönelebilir. Bu durumda, umutsuz ve huzursuz bir kişilik ortaya çıkacaktır.



Terazi Burcunun Dünyaya Geliş Amacı

Terazinin dünyaya geliş amacı, karşıtlar dahil olmak üzere, her şeyle her şey arasında dengeyi ve uyumu sağlamak, böylelikle hem çevresinde barışı, hem de iç huzuru yakalamaktır. O, karmaşayla birlikte yaşayabilme ve bundan uyum çıkarabilme yönümüzdür. Terazi insanı, bunu gerçekleştirmek için yakın dostluklar kurar, uyuşmazlıkları ikili ilişkilerle çözmeye çalışır ve adil davranır. Bunun için de sinirlerinin çelik gibi sağlam ve altın gibi esnek olması gerekir.

Terazinin kefeleri, küçük dokunuşlarla hareketlenir. Oysa dengeye ulaşması için sükunet gereklidir. Sürekli hareket fakat aynı zamanda dengeleme çabası. Terazinin işi zordur. Bu yüzden her şeyi, hatta zıtları bile olduğu gibi kabul etmesi gerekir.

Terazi dengeye ulaştığında mükemmeli ve estetiği yakalamış olur. Aşırı titizliği dengeyi sağlamasını zorlaştırır. Ancak bir şekilde birbiriyle uyumsuz, birbirinin zıddı insanlardan ekip oluşturmayı bile başarabilir. Zira o, ışıkla karanlık, çirkinle güzel gibi karşıtların birbirini tamamladığına inanır. Ancak çoklukla gerçek hayatla ideal dünyayı birbirine karıştırır. Bu onun çıkmaz sokağıdır.

Bu kadar uyumsuzluğu veya zıtlığı bir araya getirmek ve bunların uyumlu hale gelmesini beklemek ve her konuda onay almak için bekler de bekler. Bu kararsızlıktır. Yüz olaydan ikisinde bu dengenin gerçekleşmesiyle avunmak, geriye kalan doksan sekiz meselede gülümseyerek dengenin kurulmasını beklemek, Terazinin kişiliğinin yok olmasıyla sonuçlanır.



Akrep Burcunun Dünyaya Geliş Amacı

Akrep insanının dünyaya geliş amacı, geçmişle, gelecekle ve çevre etkileriyle hesaplaşmak, ancak bu arada her günü ertesi gün ölecekmiş gibi yaşamaktır. Her istediğini yapmak, duygularını ve iç güdülerini gemlemeden hareket etmek, içinden geldiği gibi davranarak yaşadığını hissetmek. Aslanın aksine gösteri yapmaksızın...

İnsanın her istediğini yapması iki şeye bağlıdır: Güçlü olmak ve sınırları kabul etmemek. Akrep insanı gücü iki şeyde görür; çok para ve en tepede olmak. Bunları elde edebilecek iradeye, ne pahasına olursa olsun kararlılığına ve manyetizma gücüne yani insanları etkileme yeteneğine de sahiptir.

Gücü elde etme yolunda onu engelleyebilecek yasaları, gelenekleri ve çevre etkilerini yok etmek, yok edemiyorsa dolanmak için Mars' ın savaşçılığı ile Pluton' un yer altı dünyasıyla ilişkisi onu kamçılar. Ya o gücü elde edecek ya da ölecektir. Zaten herkes ölmüyor mu ? Ha bir gün önce, ha bir gün sonra, ne fark eder.

Akrep duygularının ve sezgilerinin derinliklerine inmeli, kendisiyle yüzleşmeli ve doğru adımları bulmalıdır. Duygusal yanını, özellikle cinsellik yönünü de doğru yorumlamalı, gösterişten kaçınmalıdır. Aksi halde ölümle savaşırken, yeraltının karanlık dehlizlerinde kaybolup gidecektir. Kaybolduğu yer, yer altı olmasa bile.



Yay Burcunun Dünyaya Geliş Amacı

Yayın dünyaya geliş amacı, maddi alemin içine sızan fakat onun ötesinde bulunan sonsuzluğu ve hayatımızdaki izdüşümlerini keşfetmektir. Niçin ve nasıl yaşıyoruz? Sadece ben veya biz değil, tüm insanlık olarak.

Bunun için Yay öncelikle gezer, seçmeden ve bir gittiği yere bir daha gitmeden. Bu gezileri sırasında İkizler gibi doğal güzellikleri değil, insanları, kültürleri, inançları ve tarihi seyreder, tanımaya çalışır. Ve konuşur, herkesle, her şeyi. Bıkmadan, usanmadan. Başak ve İkizlerdeki okuyarak öğrenme olgusu Yayda konuşmaya dönüşmüştür. Sonra da düşünür. Gezerek ve konuşarak öğrendiklerinin üzerine düşünce tarzları bina eder, önyargılardan uzak, özgürce.

Yayın yapması gereken, gezip öğrendiklerinden edindiği deneyimleri özgürce değerlendirmek ve filozofça teoriler geliştirirken gerçekliğe bağlı kalmak. Bunları dikkate almayan Yay, ya dırdırcı bir ukalaya ya da sabit fikirli bir fanatiğe dönüşecektir.



Oğlak Burcunun Dünyaya Geliş Amacı

Oğlak insanının bu dünyadaki amacı, iç yalnızlığından ve bağımsızlığından uzaklaşmadan toplumsallaşmak, kendisinin de insan olduğunu unutmadan zirveye ulaşmaktır. Bu amacını gerçekleştirmek için gerekli olan sabır, iç disiplin ve irade gücü kendisinde bulunmaktadır.

Onun yaradılışına uygun mekan yüksek dağların tepeleridir. Dünyanın hatta göklerin yükünü omzunda taşısa bile, güçlü ayakları ve kolları ile hedefe kilitlenir ve bütün gücüyle tırmanır. Ne dik yamaçlar onu yolundan alıkoyabilir, ne de ayağına batan taşlar ya da dikenler. Yoluna engel çıktığında pusuya yatmış avcı gibi bekler ve zamanı gelince yeniden harekete geçer. Bu yolda her imkanı kullanır.

Ancak onu bekleyen içsel tehlikeler, eğer gerekli önlemleri almazsa kişiliğini bozacaktır. Yükselmek için başkalarına sırtını dayaması bağımsızlığını ortadan kaldırıp dalkavuk haline getirecek, iç disiplinden uzaklaşması kendisini yalnızca başkaları üzerinde otorite kurmaya ve acımasız bir disiplin uygulamaya yöneltecek, yalnızca başkalarını gözlemesi kalbine haset tohumlarının ekilmesine ve ruhunu kemirmesine sebep olacak, zirveye ulaştığında önceki halini unutması onu astlarını ezen bir zalim haline getirecektir. Bu nedenle sıklıkla yalnızlığına çekilmeli ve hayatının muhasebesini yapmalıdır.



Kova Burcunun Dünyaya Geliş Amacı

Kovanın dünyaya geliş amacı, doğruları önceden görerek geleceği bu güne taşımak, bunu yaparken bağımsız kişi bireyselliğini ön plana alarak doğru bildiği yolda gerekirse tek başına devam etmektir.

Kova insanı için "Elli yıl sonrasını yaşar." denilir. Bu nedenle bugünün insanının farkına varamadığı gerçekleri, olayları görebilme yeteneğine sahiptir. Ancak bunu başarabilmesi için, içinden doğan ışık karşısında apışıp kalmaması ve toplumun, kuralların, formüllerin etkisinden kurtulması, olması gerektiği gibi olması gerekir.

"Baskıya diren, taviz verme, kendi yolunu seç." Kovada, bunu üstesinden gelebilecek saf akıl (deha), inatçılık ve başkalarının alaycı tavırlarına aldırmazlık gibi özellikler de bulunmaktadır.

Ancak Kovalar, sırf karşıt olmak uğruna farklılık sergilemek yanlışına ve telaşına düşebilir. Ya da gelecekteki olayları hissetmesi karşısında şaşırıp, ne olduğunu anlayamadığı için donma psikolojisi içine girerek durağan hale dönüşebilir. Toplumun ve özellikle sevdiklerinin baskısına direnemeyen ve onların kurallarıyla oynamaya başlayan Kova, yine de farklılığını ortaya koyabilmek için tuhaf davranışlar ve aykırı giyim tarzları geliştirdiğinde komedyen durumuna düşecektir.



Balık Burcunun Dünyaya Geliş Amacı

Balığın dünyaya geliş amacı, duyularının ötesine geçerek, varlıkların ve olayların ardındaki gerçekliği algılamak; algıladığı gerçekliği hayalleriyle yoğurup sanata dönüştürmektir. Dış dünyadan kopmadan ve fakat dış dünyayı tüm gerçeklik bilmeden. O, parmaklarının ucunda yükselerek bale yaparken ya da fırçasıyla tuvalin üzerine renkleri dokundururken, gerçeklik adına çevresinde ne varsa bir sis perdesi ardına atar. Kendisini izleyen seyircilerden ve görünen dünyadan bağımsızlaşarak içindeki hayal dünyasında şekillendirir.

O, asıl anlamıyla bu dünyanın değil, ölüm sonrası gerçekliğin, maddeye bulaşmamış saf bilincin insanıdır, öyle olmak zorundadır. Bunu sağlamak için sıklıkla yalnız kalmalı, gözlerini yummalı, kendisini dış dünyadan soyutlamalı ve kendi özünü dinlemelidir. Bunun ismi meditasyon da olabilir, tasavvuf yolunun rabıtası da.

Ancak Balık, saf gerçekliği ve kendi gerçekliğini bulduktan sonra, hayal alemi olarak da görse, her yalnız kalışın ardından yaşanılan dünyaya dönmelidir; sevgiyle, şefkatle, hoşgörüyle, insanları anlayarak... Zira o, insanların içindeyken bile, sonsuzluk aleminden dünyayı seyredebilme yeteneğine sahiptir.

Bunu beceremeyen Balık, ruhsal durumuyla yaşanılan hayat arasındaki çelişkileri çözemeyecek, dış dünyadan korkacak, hayallerden oluşmuş iç dünyasına çekilecek, her şeyi oluruna bırakacaktır. Ve bir müddet sonra bunalıma düşecek, alkole, uyuşturucuya, gayesiz yemeye veya sekse sığınacaktır. İşte o zaman Balık, vücut anatomisindeki organın durumuna, yani ayağa düşecektir.



Hasan Kocabaş 'ın "İnsanın Burçlar Kuşağındaki Yürüyüşü" adlı kitabından alıntıdır...

 

Çevrimdışı

Örnek Harita Yorumu (yagmuR'un Doğum Haritası)


Güneş Terazi Burcunda

Terazi insanı sanatkar, büyüleyici, uyumlu, geçimli, duygusal, diplomatik, parlak ve toplumculuğa meyilli birisidir. Hava karakteristikleri olarak entelektüel, canlı bir zihne sahip, düşünce alışverişine ve insan ilişkilerine meyilli olur. Öncü grubun özelliği olarak da içinde bulunduğu koşullara göre hareket etme yeteneğine sahiptir. Yönetici gezegeni Venüs astrolojide aşk ve güzellik tanrıçası olarak bilinir, aynı zamanda zevkleri, sosyal amaçları, sanatı, süs ve ziyneti yönetir. Gezegen etkileri kişide kendine düşkünlüğü ve lüks merakını oluşturur. Terazi insanını özetleyecek kelime cazibedir. On iki burcun en hoş, çekici ve dengeli olanı Terazi’dir. Yönetici gezegeni güzellik, sevgi ve sanat temsilcisi olan Venüs olduğundan, hava grubundan Terazi’de hislerin ve düşüncelerin öne çıkmasını sağlar. Boğa insanı da sevgiye meyilli fakat tutucudur. Terazi ise, daha havai ve flörtçü karakter gösterir. Konuşurken etkili olabilen, kelimelerini tatlı ve uyumlu kullanan insandır. Bu nedenle tartışmaların galibi Terazi olur. Burcun sembolü iki kefesi olan bir terazidir. Bu dengeyi ve adaleti temsil eder. Hava grubundan birinin yaşam boyu bu dengeyi koruması ender sayılabilir. Hele sert bir gezegen etkisi varsa terazinin kefelerinden birisi çökecektir.

Terazi burcu evliliği ve ortaklığı temsil ettiğinden, bu insan evliliğe de önem verecektir. Bu kişilikte vicdanın sesi çok önemlidir. Haksızlık karşısında hemen harekete geçmek ister. Düşünerek başka birine kötülük yapacak birisi değildir. Hatalarından ders alan ve başkalarının işine gerekmedikçe karışmayan karakter gösterir. Terazi kişileri rahat ve uyumlu bir yaşam istemektedir. Kavga, gürültü, patırtı ve tartışmalar yerine, dostları ile birlikte olacağı sakin bir yaşam özlemektedir. Venüs’ün etkisi sonucunda güzelliklere hayran olan Terazi insanı, güzel kokuları, müziği, lüks eşyaları, cazibeli giysileri ve konforu da arayacaktır. Terazi kişisi dostluğa büyük önem verdiğinden çevresinde beğendiği ve önem verdiği rafine insanların bulunmasını ister. Değer verdiği insanın yaralamasını ise korkunç bir düşmanlık olarak görür. Duygusal tarafı da güçlü olduğundan aşk yaşamı heyecanlıdır. Sevdiği kimseyi kendisine bağlamasını başaran yaklaşımlar gösterir. Venüs’ün verdiği gizemli etkiler aşkta başarılı olmasını sağlayacaktır. Sevdiği sürece sadık ve sevecen bir aşık olan Terazi’ler, en ufak bir hata karşısında aşkını kolayca unutabilir. Havai karakteri yüzünden başka bir dala konmayı kolayca başaracaktır.

Terazi burcu bir denge göstergesidir fakat, doğumda etkili olan sert gezegenler nedeniyle çok zıt ve itici tipler de çıkabilir. Kendine düşkün, zevk ve lüks için yaşayan bu tipler kader nereye sürüklerse oraya giderler. Terazi kişisi asla maddi birisi değildir ama, yaşamda arzuladığı güzel şeyleri elde etmek için paranın gücüne inanır. Rahat, huzurlu, konforlu ve uyumlu bir hayat sürmesi için para şarttır ve parayı kazanmasını da başaracak güce ve yeteneklere sahiptir. Terazi’ler yapılı fakat güçlü kuvvetli olmayan insanlardır. Sağlıklı görünüşlerinin aksine kolayca hastalanırlar. Soğuk algınlığından bulaşıcı hastalıklara kadar hepsine yakalanabilirler. Hasta olduklarında sessizce durmaz, alaka ve özen isterler. Hastalığını herkesin bilmesini isterler ve kötü bir hasta sayılırlar. Bu kişiler vücutlarını zorlayacak durumlardan kaçınmalı, kendilerini zorlamamalı ve aşırı yorgunluktan kaçınmalıdırlar.
(astromistik.com)

Güneş 8. Evde

Sekizinci ev, ortaklaşa kazançlar, miras, eşimizin ya da ortağımızın değer yargıları, cinsel yaşam ve ölüm konularını içerir. Bu konuların birbiriyle ortak noktası, kendimize ait olanı, bir başkasınınki ile bir araya getirerek farklı tek bir vücut haline getirmektir. Buradaki ölüm, “kendinden vazgeçmek” anlamındadır. Dolayısıyla kadersel temalar içerir. Güneş egoyu ve kişisel yaşam enerjisini temsil ettiği için bu evde zayıf düşer. Sekizinci ev, genel olarak zayıf bir evdir.

Güneş sekizinci eve geldiğinde, kendi özünden daha yüce bir tema ile bütünleşir. Güneş’i sekizinci evde olan kişiler kendilerini geliştirmek, kişisel sınırlarını aşmak, kendi bireyselliklerinden uzaklaşmak ve başka insanlarla birlikte değişime uğramak isterler. Bunu çeşitli yollarla ve farklı derecelerde gerçekleştirirler. İlişki içinde olduğu kişilerle değer yargılarının ortak yönlerini keşfetmeye çalışırlar. Başka insanların kişisel değer yargılarını değiştirmeye çalışabilirler. Eşin ya da ortağın parasını yönetiyor ya da finansal işlerle uğraşıyor olabilirler. Her konuda paylaşımlar çok önemlidir. Kendilerini, başkalarıyla bir şeyler paylaştıkları sürece mutlu ve yaşam dolu hissederler. Bu kişiler tek başlarına kaldıklarında kendilerini sınırlandırılmış hissederler ve yaşam enerjileri iyice düşer.

Sekizinci ev mistik konularla da ilgilidir. Mistik konulara eğilip, gizemli olanı keşfettikçe mutlu olurlar.


Ay Aslan Burcunda

Aslan; erkeksi, sabit bir ateş burcudur. İradeli, hırslı, kendine güvenen ve başarı için çok çalışan bir yapısı vardır. Dikkat çekmekten ve ilgi toplamaktan hoşlanırlar. Herkesten üstün olmayı ister. Lüks ve rahat bir hayat ister. Gösterişli şeylerden hoşlanır. Gösterişli kıyafet ve takılar, lüks restoran ve gece kulüplerini sever. Arabasının, evinin her şeyin en lüksü en gösterişlisi olmalıdır.

Bu kişiler dışa dönük, eğlenceli, cana yakın ve neşelidirler. Çevrelerinde hareketli ve eğlenceli kişilerin olmasından hoşlanırlar. Işıltılı, dinamik, cömert, onurlu ve genelde hükmeden tavırları vardır. Bunun yanı sıra her şeyi çevreleriyle paylaşabilirler. Derin duygularını içlerinde tutmak istemezler çünkü gizlemek doğalarında yoktur. Her şeyi göstermek, hatta büyüterek göstermeyi severler. Çekici ve pırıltılı kişilerdir. Ne zaman ne söylemesi gerektiğini iyi bilirler. Başkası ondan daha çok bildiğini gösterirse bu hiç hoşuna gitmez. Aşırı gururlu davranışlar yüzünden çok zarara uğrayabilir.

Her zaman aşık olma ihtiyacı içindedir. Fakat gururlu yapısından dolayı kendini açık edecek yaklaşımdan kaçınır. Zayıf tarafını gizler ve kimsenin bilmesini istemez. Zayıflığı asla kabul etmez. Aslanın rol kabiliyetiyle duygularını gizlemekte başarılı olabilir. İşler yolunda gitmese de dışarıya gülen bir maskeyle çıkabilir. Aşık olduğu zaman etrafını güneş gibi aydınlatır. Tutkuyla bağlandığı kişiyi çok fazla yüceltip baş tacı eder. Aynı şekilde kendisine bir kral veya kraliçe gibi davranılmasını bekler.

Dünyayı aşkın döndürdüğüne yürekten inanır. Aşık olduklarında hayatının en mutlu dönemlerini yaşarlar. Aşk yoğun ve tutkulu olmalıdır. Karşısındakinden bunu talep eder. Hayranlık ve saygı görmek, adeta tapınılmak ister. Topluluk içinde dikkat çekmekten hoşlanır.

İhtiyaç duymaktan ve hayran olunmaktan hoşlanırlar. Çok kıskanç olduklarından, sevdiği kişinin başka herhangi birine ilgisi onu çileden çıkarabilir. Genelde güneşli günleri daha fazla olur. Paranın satın alabileceği her şeyi hayatındakilere sunmayı sever.

Aileye bağlı, sadık, sevecen ve destek veren birisidir. Herkesi olduğu gibi kabul etmektense ne iş yapıp hangi konumda olduklarıyla daha fazla ilgilidir. Bu sebeple ailenin ve toplumun beklentileri doğrultusunda yaşıyor olabilirler. (astrozenith)

Ay 6. Evde

Ay'ın 6. evde bulunması günlük işlerin önemli olduğunu açıklar. Ayrıca sağlıklada yakından ilgisi vardır. Ay, burada diğer güçlerle uyumlu açılar yapıyorsa sağlık iyi olacaktır. Özellikle Güneş'le tatlı uyumlu açı çok önemlidir. Bu sağlık verir. Fakat 6. evde ağır güçlerle veya bunlardan biriyle sert açı yapıyorsa o zaman sağlık sorunları olacaktır. Bu durumda 6. eve düşen burca bakılırve bunun temsil ettiği vücut kısmı düşünülür. Yine bu burcun sebep olabileceği hastalıklar üzerinde durulur. Transit durumdaki ağır etkili yıldızlardan biri mesela, Mars, Satürn gibi bir güç 6. evdeki Ay'ın üstüne düştüğü veya onunla sert açı yaptığı zaman hastalık ortaya çıkar.

Venüs Yay Burcunda

ekim sanatına karmaşık bir yaklaşımı vardır ve bu yaklaşım kendi arketipleri içinde –gezgin öğrenci ,filozof kaşif ve antropolog –değişkendir.gezgin ve kaşif bak ben ne kadar maceracı ve kaygısızım ..herşeyi bırak ve benimle avrupaya gel der.öğrenci asırların bilgelik birikimine anlık bakışlarla sizi kışkırtır.filozof spiritüel yolunuzun ona doğru yönlendiği konusunda sizi ikna eder ..antropolog sizi nefes kesen insan tiplemeleri koleksiyonunda ilgi çekici arkadaşlar ve tanıdıklar çeyizinde vals yaparak dolaştırır..yayı tanrıların kralı kanun koyucu ve çapkın jüpiter yönetir.bu özellikler elbette venüsü yayda olan herkeste yoktur ama bunlar bu insanların deneyim macera ve çeşitlemeye olan muazzam iştahlarını ve bazen ideal ve prensiplere çelişkili bağlılıklarını gösterirler .onları asla sıkmayın onların inançlarını asla küçümsemeyin ve safarinin zevkini çıkarın ..grubuna gezginler grubu diyen olağanüstü gitarist jimi hendrix in venüsü yaydaydı.jane fonda joan baez federico fellini Venüs yaydır..
gökyüzü ortaklıkları. Aşkta macera arar, ciddi ilişkilerden kaçar. Ancak bağımsızlığını engellemeyeceğinden emin olursa yaklaşır. Bu kişi sizinle serüvenlere çıkmaktan hoşlanmalıdır. Hayatın her durumunda olduğu gibi, sevgi de ona yeni şeyler öğretebilmelidir. Birden fazla evlilik yapabilir. iyimser, umutlu, insanları harekete geçirebilen bir özellik verir. Güler yüzlü, eğlenceli, cömerttir...

Venüs 10. Evde

Bu insan hoş ve tatlı mizacı ve uyumlu tabiatı nedeniyle kariyerinde ve insanların çoğunda popüler imaj bırakacaktır. İnsanların onun için hep güzel seyleri görmek istemeleri, enerjisini kötüye kullanması durumunda miskinlik ve tembellik tablosu ile karşılaşmalarına neden olabilir. Bu kişilikte diğer insanlara sevgi ve dostça bir yaklaşım ve genel bir iyimserlik göze çarpar. Bu yerleşim topluma hitabet ve şarkıcılık alanlarında oldukça faydalıdır. Sesi ile insanları etkileyebilir ve onlara
ilham verebilir. Bu yerleşim genel olarak olumlu parasal varlık ve refaha işaret sayılır.
Venüs 10.cu evde popülerlik ve çekicilik simgesidir. Bu insanın anne imgesi sevgili, çekici fakat aynı zamanda rakip bir anne şeklindedir. İnsanlarla temas kurmakta, bunları sürdürmekte ve geliştirmekte yeteneklidir. Cana yakın, popüler, güvenilir ve sadıktır. Mesleği çerçevesinde dünyaya mutluluk ve güzellik getirmek ister. Sanatsal hırsları ve yaşamı daha güzel kılacak ticari işlere yatkınlığı vardır. İyi bir temsilcilik yeteneğine sahiptir. Hayırseverlik duygusu yüksektir. Sert etkilerde ortaya problemli alanlar çıkacaktır. Entrikacı bir tip ile karşılaşabiliriz. Çekiciliğini, diğer insanları kişisel amaçlarına doğru yöneltmek için kullanır. Egoist, hesapçı, kendi istekleri için ısrarlı ve güç peşindedir. Statü ve gücü fazla önemser.

Mars Başak Burcunda

Enerjisini pratikte uygulanabilir projelere harcayan,titiz,dikkatli, mükemmeliyetçi biridir.Titizliginin asiriligi nedeniyle çevresindekiler tarafindan cansikici bulunabilir.

Bir isin daha iyi , en az kaynak ile ve en kisa sürede nasil yapilabilecegini kesfetmekte üstüne yoktur.

Öfkelendiginde sorgulayici konusmalari ve keskin elestirileri ile sizi incitmeyi tercih eder.Ve sonra ‘bütün bunlari senin iyiligin için yapiyorum,senin daha iyi olman için çaba gösteriyorum’ diyerek kendini hakli çikartir.

Bir sevgili olarak sadik,güvenilir ve tutucudur.Sizi sik ve pahali yerlere götürmeyecek kadar hesabini bilen biridir. Bunun yerine vejeteryan lokantalarini daha saglikli ve ucuz oldugu için tercih eder.Kolay memnun olmayan,hatalari hemen farkeden titiz biridir.Dakiktir.Zamaninin bosa harcanmasindan nefret eder.Kontrollü,sefkatli ve ilgilidir.Hayatinizdaki tüm detaylara burnunu sokmak ve bilgiçlik taslamak egiliminde olabilir.

Detaylar ile ugrasilmasi gereken projeleri hayata geçirmek için en uygun kisi olabilir.

Hayallerindeki erkek kahraman;

Muhasebeci,kütüphaneci,doktor

Mars 7. Evde

gürültülü patırdılı bir evlilik!...eşine söz hakkı tanımama,çabuk kızma,kendi anlayışına uygun davranılmasını bekleme....fazla açık sözlü olma yüzünden sosyal ilişkilerde sorunla,ortak çalışmalarda anlaşmazlıklar,kavgacı ve bencil arkadaşlar,kendine zarar verme,düşünceleri ve davranışları arasında bir türli denge kuramama....

Jüpiter Terazi Burcunda

İyi ilişkiler kurmada, isabetli dostlar seçmede şanslıdır. Adil, iyi niyetli, barış ve huzurlu bir yaşamın savunucusudur. İnsanlara faydalı olmak, çeşitli alanlarda hizmet sunmak, kavgasız bir hayat ana prensibidir. İnce zevklere sahiptir. Bunları şiirsel bir dille yansıtmak ister. Sevgi ve adalet temeline dayanan dinsel bir önderdir. Aşk ve evlilikte şanslıdır. İnsanların sevgisini kaybetmemek için elinden geleni yapar. Bazı şeyleri çok abartır.

Jüpiter 8. Evde

Jüpiter kişiyi, bulunduğu evin konularıyla ilgili korur, şanslı kılar. Jüpiter sekizinci evde başka insanların parasıyla ilişkilendirilir. Sekizinci evdeki Jüpiter kişiyi başkalarının paralarıyla ilgili olarak şanslı kılar. Kişi bunlardan faydalanabilir. Bu konum finansal açıdan yarar sağlayan bir evlilik verir. İyi bir iş ortaklıkları sağlar. Miras yoluyla zenginlik verir. Jüpiter kötü açılar almadıysa, finansal yatırımlarda ve iş piyasasına atılırken alınacak risklerde kişi şanslı olur.
Jüpiter’i sekizinci evde olan insanlar için kendi sahip oldukları mülkü, inançları, değer yargılarını başkalarıyla paylaşmak ve diğer insanların sahip olduğu şeylerle kendilerininkini birleştirmek ve genişletmek çok önemlidir.
Onlar, insanlarda başkalarının fark edemeyeceği gerçek güzellikleri görürler. İnsanlar doğal olarak Jüpiter’i sekizinci evde olan açık yürekli kişilerle kaynaşır, onların yanında kendilerini huzurlu hissederler.
Jüpiter, Akrep’in doğal evinde olduğu için, ilişkiler kişisel limitlerin aşılmasının bir yolu şeklinde görülür. Cinsellik iki insanın birleşerek ayrı ayrı olduğundan daha büyük bir şeye dönüşmesi olarak algılanır. Fakat Jüpiter zor açılara sahipse kişi cinsellikte ve diğer maddi manevi paylaşımlarında zorluklar yaşayabilir.
Jüpiter’i sekizinci evde olan kişiler, gizeme, dine, felsefi konulara ve metafiziğe ilgi duyarlar. Bilinmeyeni öğrenerek hayatta kendilerine yeni kapılar açarlar. Her yeni sırrın, bilinmeyenin keşfi hayatın anlamını bir kat daha artırır. Hayata dair her konunun arkasında yatan nedenleri bilmek isterler. Bu, onlar için potansiyellerini artırmak için bir aracı gibidir.
Aretha Franklin –“The Queen of Soul” ünvanlı Şarkıcı
Aretha Franklin, Amerikan pop müziğinin devlerinden biridir. Kendi alanındaki diğer müzisyenlere göre daha çok, zenci Amerikalılara özgü dini müzik türünü kendi ruhsal yorumuyla pekiştirmiş çok başarılı bir sanatçıdır.
Franklin’in dini alandaki kökleri oldukça derindir. 1950’lerde henüz çocuk yaşlarında, kardeşleri Caroly ve Erma ile birlikte Detroit Kilisesi’nde babası Reverend C.L.Franklin’e hitaben şarkı söylemişlerdi. İlk kaset çalışmasını 14 yaşlarında dini şarkılarıyla oluşturdu.
Aretha Franklin’in 8.ev girişinde İkizler burcundaki Jüpiter’i Mars’la birleşmekte: İkizler burcu aynı zamanda kardeşleri simgeler, Mars’la birleşen Jüpiter konsantrasyonu, cesareti ve girişimciliği artırmaktadır. Jüpiter, 4.ev girişindeki Venüs’le üçgen açı oluşturmakta: 4.ev aileyi, kökleri simgeler. Venüs sanatı ve kız kardeşleri simgeler. Venüs Kova burcundadır ve yeteneğini büyük kitlelere aktarmaktadır. Jüpiter/Venüs üçgeni doğal yeteneği ve vizyonu gösterir. Balık burcundaki Merkür ile kare açısı bulunan Jüpiter, İkizler’deki yüzeyselliğini Balık’taki ruhsallığa taşımaktadır. Aynı zamanda Ay Düğümleri ile T-kare açı formasyonu bulunan Jüpiter, üzerine gitmesi gereken bir enerjiyi simgeliyor. Bu alanda mücadele etmesi gerektiğini gösteriyor.

Satürn Terazi Burcunda

Dengeli, adaletli, sanatçı ruhlu bir yapı verir. Sürekli herşeyi dengelemeğe çalışır ama pek başaramaz. Bir düzen tutturmada zorlanır. Ayağına gelen fırsatlan çabuk karar verememe yüzünden kaçırır. Son derece kibar, nazik, iyi niyetlidir. Haksızlığa uğramışlann dostudur. Yanlışları düzeltmek sanki baş görevidir. Neticeye ulaşmaya çeyrek kala başka bir konu ile ilgilenmeye başlar. Bu yüzden başarıyı yakalamak ona pek nasib olmaz. Ortaklık, evlilik gibi ilişkilerde sorunlan olur. Aradığı romantizmi bulamaz. Kavgayı sevmez ama tartışmalardan hoşlanır. Zekasını kullanmayı iyi bilir...

Satürn 8. Evde

Bu insan tutumlu, idareli ve yoğun çalışan bir işçidir. Kendine disiplin uygulayan biridir ve güçlü disiplin onun parasal güvence düşüncesi nedeniyle sosyal ve seks yaşamını etkiler veya yoksun bırakır. Bu arzusunu ruhsal büyüme arayışına çevirmek ve başka insanlarla ilişkilerde büyümek en doğru seçimdir. Tüm dünyayı kazanmak uğruna insanın ruhundan vazgeçmesi değer mi diye düşünmelidir. Bu kişilikte keza gücü ve seksi kötüye kullanma meyli olabilir. Geçmişten gelen derin bir incinme duygusunu hissetmesi mümkündür. Kısıtlamalar, engeller ve problemler ortaya miraslar, birinin cinsel yaşamı, vergiler veya sigorta nedeniyle çıkabilir. Seks tutumları bazı zorlukları ortaya çıkartabilir.Güçlü seks tabiatı dizginlenme gerektirebilir.

Satürn 8.ci evde ölüm korkusu ve bağnaz insan simgesidir. Bu insanın ölüm görüşü "ölüm acı bir gerçek ve sonuçta aşıkar bir kesinliktir" şeklindedir. Amacı ise, ölüm korkusunu yenmek ve duygusal denge geliştirmek olacaktır. Bilinçsiz ölüm korkusu yüzünden kendisini bir türlü rahat hissedemez. Derin duygulardan ve bunaltıcı, kontrol edilemez cinsel deneyimlerden ve başarısızlıktan korkar. Sürekli kendini denetleyen, ilgisiz, soğuk, gergin, çekingen, sert, doyumsuz ve beceriksiz olabilir. Duygusal açıdan soğuk, iktidarsız veya frijittir. Açıklanması zor fenomenlerden ve büyülü güçlerden korkar. Yaşamın anlamı konusunda krize
girmekten korkar. Yaşlılıkta fakirlikten ve kontrolünü yitirmekten korkar. Bu kişiliğin saplantısı mükemmel aşık olmaktır. Cinsellikte
aktif oyuncudur. Fiziksel açıdan kusursuzdur ancak, duygusal düzeyde kapalıdır. Takıntılı erotik fikirlere sahiptir. Çok eşlilik gibi uygulamalar çekici gözükebilir. Daha önce kaçındığı ve kışkırtıcı bulduğu tabu alanları ile zorunlu olarak yüzleşir.

Uranüs Akrep Burcunda

En aşırı derecede duygusalsın, senin duygusal parçanı saklamaya yönelebilirsin.
Duygularını gösterdiğin yolda geleneksel olmayan biri olabilirsin. Sen hem de temel olarak dönüştürüyor olabilen şiddetli ve ani değişiklikleri yapabilirsin. Sen, kendini derinine keşfetmek ve kendini ortaya çıkarmak için değiştirebilirsin ve bu tutkulu duygular, bu beceriyle diğerlerine yardım edebilirsin. Aklınızı iyi kontrol edebilirsin o tıbbi araştırmalarda yeni araştırma alanları açabilir, yenileme ve ıslahat arayışında olabilirsin

Uranüs 9. Evde

Her konuda aykırı görüş sahibidir. Devamlı çağın ilerisindedir. Filozof olma kapasitesi vardır. Yaratıcı, akılcıdır. Çok yüksek ve ilerici duşünce verir ama uygulanması mümkün olmayabilir.Uzun seyahatler yapar. Bunların amacı genellikle araştırma içindir. Bisikletle veya yürüyerek dünyayı dolaşmak, yeni dünyalar keşfetmek amacı ile herkesin düşünmediği farklı yerlere gitmek gibi, başkalarına çılgınlık gibi gelebilecek, maceracılık tutkusu verir.

Neptün Yay Burcunda

Neptün Yay burcunda 1806-1820 yılları arasında ve en yakın zamanda 1970-1984 yılları arasında bulunuyordu. Yay iyimserdir ancak Neptün yanlış değerlendirmeleri ortaya çıkarır. 1800 lerde Neptünün Yay burcunda olduğu dönemde Napolyon felaketle sonuçlanan Rusya fethini yönetti. Amerika'da Andrew Joansan 1812 de New Orleans'da barışın iki hafta önce ilan edildiğini bilmeden bir savaşı kazandı. Yay eğitim ve öğretimi yönetirken Neptün yoksul bırakılanları yönetir. 1808 de Louise Braille körler için okuma sistemini buldu.
Filozof görüşlü, dini inançları olan, bunlan savunan kişilerdir. İyimserlik, fedakarlık yönleri güçlü, olağanüstü şeylere inarır, hayalleri gerçek gibi kabul ederler. Altıncı hisleri şaşırtıcıdır. Bedensel ve zihinsel güç veren sporları yaparlar. Yeni şeyler hissetmek, bulmak mutlu eder...

Neptün 10. Evde

İş konularında aksilikler, aradığını bulamama, arzu ettiğine asla ulaşamama gibi durumlar yaşanır. Yapılan iş genellikle arzu edilen iş değildir. Bu yüzden çalışma hayatı sıkıcı olur... Şaşırtıcı, aldatıcı çeşitli etkilerle, yolunda giden işler aniden karışıverir. Yetenekleri ortaya çıkarabilmede genellikle çok zorlanılır. lyi etkiler varsa hayalini gerçekleştirerek ün ve başarı getirir. ıÜüNeptün'ü 10.evde olan kişiler, kariyeriyle ilgili olarak karmaşa ve belirsizlikler yaşayabilirler. Bu kişilerin belli bir kariyerde karar kılmaları güç olacaktır. Hayatlarında ne yapmak istediklerine, hangi doğrultuda hareket etmek istediklerine karar veremiyor olabilirler. Hayattaki gerçek amaçları ve doğru kariyeri bulmaları zaman alabilir. Buna ancak belli bir yaştan sonra ulaşabilirler. Bu sebeple kariyer yaşamlarında sıkça değişiklik yapabilirler.
Toplum tarafından tanınan kişilikleri, gerçekte kim olduklarını tam olarak yansıtmaz. Ulaşabileceklerinden daha fazlasını amaçlarlar ya da yaptıkları işle ilgili, toplumun onlara hak ettiklerini vermediğini düşünürler. Bu konum kişinin kariyeri sayesinde topluma servis verebileceğini gösterir. Kişi seçtiği konuyla ilgili kendini kaybolmuş hissedebilir. Seçtiği kariyerle ilgili fedakarlık yapmak ya da bundan vazgeçmek zorunda kalabilir. Bu konum, kariyerin başkalarına hizmet etmekle ilgili bir iş olabileceğini gösterir. Toplumsal alanda kendilerini vererek çalışmaları gerekebilir. Din konusunda bir mesleğe yönelebilecekleri gibi, başkalarına hizmet edebilecekleri servis sektöründe bir iş, hemşirelik, hasta bakıcılık ya da ruhsal konularda topluma fayda sağlayacak bir iş yapabilirler. Bu konuma sahip kişi ruhsal deneyimlerinin toplum tarafından fark edilmesini ister. Kendini, mesleği ve toplumda göstermek istediği alan sayesinde bulabilir. Toplum tarafından tanınan kişiliği ile gerçek kimliği çok farklıdır. Özellikle Neptün Yükselen burç derecesi ile kare açı içindeyse bu daha da belirgin olacaktır ve bunu ancak kişi kendisi fark edebilir. Kendi kimliği ile yaptığı iş ve meslek arasında uyumsuzluklar olabilir. Kişinin hayat amacına ulaşırken, kendini akıntıya bırakması gerekebilir. Akıntı onu gitmesi gereken yere götürecektir. Bu da doğal olarak belirli bir süre alır ve meslek hayatına başladığı işini zaman içerisinde uygun olmadığı için birkaç kere değiştirmesine neden olabilir. Din, sanat, yaratıcılık gerektiren, ruhsal ve mistik konularda çalışmak kişiyi daha çok mutlu edecektir.
Bu konum, kişinin ebeveynlerinden birisini – özellikle anneyi- fazlaca idealize ettiğini gösterebilir. Anneyi mükemmel bir kişi olarak görür fakat bu gerçek değildir. Bu konum yine ebeveynlerin toplumsal alanda Neptün karakteriyle tanınan kişiler olabileceğini de gösterir. Özellikle anne Neptün karakterli; dağınık, karmaşık biri ya da bir sanatçı olabilir. Kişi annesi için kendi hayatından ve isteklerinden vazgeçebilir ve kendini onun için feda edebilir. Hayatı boyunca onu memnun etmek için çalışır.

Pluto Terazi Burcunda

Plüton bu burçta “Sev” komutu verir. Aşk hayatı özgürlük kazanır. Adil bir yaşam çabaları doğar. Hak, hukuk, adalet konularında gelişmeler olur. İnsan hakları ve insana verilen değer artar. Sanat, müzik gibi alanlarda estetik güzellikler doğar. Müziğe ilgi artar. Evlilik, beraberlik, ortaklıklar değer kazanır. Bunların devamına ve muhafazasına önem verilir. Bu neslin çocukları eşitlik için çabalayıp bunu yaymaya çalışacak, dengeyi kurmak için terazinin bir kefesinden diğerine koşacaklardır.

Pluto 8. Evde

Muhtemelen, bazı psişik yetenekleri verir, veya bilinmeyende çok en az derin bir ilgide. Zekice bir iş içgüdüsü ve mükemmel araştırma becerisi, vardır. güçlü iç dönüşümler yapma konusunda kişi güçlüdür. Psişik meselelerde yetenekli olabilir güçlü bir iyileştirme yeteneğine sahip olabilir. Güçlü iyileştirme yeteneklerin var. Kendi gücünü ve yeteneğini saklamış olabilir veya bunlardan habersiz olabilir ama başkalarının yeteneklerini bulma konusunda hisleri kuvvetlidir başkaları kendindeki bu yeteneklerden habersiz dahi olsa kişi bunları fark eder ve bunu ortaya çıkarır.kriz anında çok kuvvetlidir bu anlarda fiziksel ve duygusal güce sahiptir.

 

Çevrimdışı

perius'um ne kadar hoş bir surpriz oldu..tesekkur ederim yuregine saglık,keyifle okudum..
Gezegen etkileri kişide kendine düşkünlüğü ve lüks merakını oluşturur. Terazi insanını özetleyecek kelime cazibedir. On iki burcun en hoş, çekici ve dengeli olanı Terazi’dir. Yönetici gezegeni güzellik, sevgi ve sanat temsilcisi olan Venüs olduğundan, hava grubundan Terazi’de hislerin ve düşüncelerin öne çıkmasını sağlar. Boğa insanı da sevgiye meyilli fakat tutucudur. Terazi ise, daha havai ve flörtçü karakter gösterir. Konuşurken etkili olabilen, kelimelerini tatlı ve uyumlu kullanan insandır. Bu nedenle tartışmaların galibi Terazi olur...