19 Aralık 2015, 23:16 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Ç harfi ile başlayan deyimler ve anlamları Ç harfi ile başlayan deyimler ve anlamları Çakılıp kalmak: Bulunduğu yerde uzun süre kımıldamadan kalmak, hareketsiz durmak. Çalımına getirmek: Tasarlanan bir İş için uygun zamanı ya da duru mu bulmak. Çalımından geçilmemek : Kurumundan, büyülenmesinden yanına yaklaşılmaz olmak. Çalım satmak: Yapay davranışlarla büyüklük taslamak. (Kars. Hava atmak.) Çalıp çırpmak : Az çok demeden, eline ne geçerse çalmak. Çalmadan oynamak : Çok neşeli, keyifli bir dyrumda olmak. Çam devirmek : -1. Karşısındakini gücendirecek söz söylemek. -2. Bil gisizliğini ele verecek sözler söylemek. (Kars. Pot kırmak, gaf yap mak.) Çamur atmak (sıçratmak) (birine) : Birini kötü bir işe bulaşmış göste rip lekelemeye çalışmak, İftira etmek. (Kars. Kara çalmak, leke sür mek.) Çamura yatmak: Borcunu ödememek, verdiği sözü yerine getirme mek. Çam yarması gibi: İhyan, iri gövdeli kimse için kullanılır. Çanak tutmak (açmak) (bir şeye) : Davranışlarıyla ya da sözleriyle kendisine kötü bir söz söylenmesine, kötü davranışlarda bulunulması na yol açmak. ‘ Çanak yalamak : Dalkavukluk etmek, yaltaklanmak. Çanak yalayıcı: Yaltaklanan kimse, dalkavuk. Çan çan etmek (Ötmek) : Durmadan yüksek sesle gevezelik etmek. Çanına ot tıkamak : Birini sesini çıkaramayacak, zarar veremeyecek bîr duruma getirmek. Çantada (torbada) keklik : Elde edilmiş sayılan, elde edileceğine ke sin gözüyle bakılan (şey). Çapraza getirmek (birini) : Onu tuzağa düşürmek. Çapraza sarmak : İçinden çıkılması güç duruma gelmek. (Kars. Çar şafa dolanmak.) Çaptan düşmek : -1. Çalışma düzenini bozmuş olmak. -2. Değerin den bir şeyler yitirmek. Çarçur etmek (bir şeyi) : Elindeki parayı vb’yi gereksiz yerlere harca yıp tüketmek. Çarçur olmak : Yararsız yere harcanıp ziyan olmak. Çaresine bakmak : Bir işin, sorunun çözüm yolunu bulmak. Çarığı ters giydirmek (birine) : bk. Pabucu ters giydirmek. Çarıklı erkânıharp : Okuması yazması olmadığı halde kurnaz ya da uyanık davranan kimseler için şaka yollu kullandır. Çark etmek: Verdiği sözden ya da yapacağı İşten dönmek. (Kars. Yüz geri etmek.) Çarpık çurpuk : Çok çarpık; eğri büğrü. (Kars. Eciş bücüş.) Çarşafa dolanmak : İçinden çıkılmaz duruma gelmek. (Kars. Çapraza sarmak.) Çarşambadır çarşamba (demek): Bir konuda gereksiz yere inat (et mek). Çatal kazık : -1. Bir konuda değişik tutumları yüzünden işin yürümesi ni engelleyen yetkili kimseler. -2. Çok karışık durum. Çatık yüz (çehre, surat) : Öfkeli yüz. Çatır çatır çatlamak : Çok kıskanmak. Çat kapı: Beklenmedik bir anda. Çatlak ses : Uyumu bozan, istenmeyen söz ya da davranış. Çatlasa da patlasa da ; “Her türlü çareye başvursa da, ne kadar karşı çıkarsa çıksın.” anlamında. Çat pat: -1. Her yerde hazır ve nazır bulunan. -2. Biraz, yarım yama lak. Çaydan (denizden) geçip darede boğulmak : Bir işin yapılması sıra sında büyük engelleri aşıp tam sonuca ulaşılacağı anda önemsiz bir-neden yüzünden başarısız olmak. Çayı görmeden paçaları sıvamak : bk. Dereyi görmeden paçaları sı vamak. Çek arabanı: ‘Yıkıl, git, defol.” anlamında hakaret sözü. Çekeceği olmak (birinden, bir şeyden) : Karşılaşacağı kötü durumlar olmak. Çekidüzen vermek (üstüne başına, bir yere) : Dağınık bir yeri, üstü nü başını düzgün duruma getirmek, düzeltmek. Çekip çevirmek (bir yeri) (birini) : -1 .Bir yeri, kuruluşu düzene koy mak, iyi biçimde yönetmek. -2. Birini tutumlu, düzgün yaşayabilir du ruma getirmek. Çekip gitmek : Uzaklaşmak, sıvışmak, kaybolmak. Çekirdekten yetişme : Bir meslekte küçük yaştan itibaren görgü ve deneyimini arttırarak ustalaşan kimse için kullanılır. Çek (çekiver) kuyruğunu: “Artık ondan hiçbir şey bekleme!” Çelişkiye düşmek : Sözleri ya da davranışları; sözleri ile davranışları birbirini tutmamak, birbiriyle çelişmek; tenakuza düşmek. Çelme atmak (takmak) (birine) (bir işe) : -1. Çelme ile onu düşür meye çalışmak. -2. İşin başarı ile sonuçlanmasını engellemek. Çene çalmak : Oradan buradan konuşmak, gevezelik etmek. Çenen tutulsun : “Konuşamaz ot” anlamına İlenme sözü. Çenesi açılmak : Durmaksızın konuşmak, gevezelik etmek. Çenesi durmamak (düşmek) : Durmadan konuşmak, gevezelik et mek. Çenesi düşük : Sürekti ve dayanılmayacak kadar çok konuşan, geve ze kimse için söylenir. Çenesi kuvvetli: Kolay ve etkili konuşan kimse için kullanılır. Çenesini açtırmak: Konuşması için uygun ortam hazırlamak, fırsat vermek. Çenesini (bıçak) açmamak : Herhangi bir nedenle, hiç konuşmamak. Çenesini kapamak (kesmek) : -1. Artık konuşturmamak. -2. Susmak. Çenesini tutmak : Konuşmamak, sır saklamak; ağzını tutmak* Çene yarıştırmak : Gevezelik etmek. Çeneye tutmak (birini) : Aralıksız konuşarak ve konuşturarak onu oyalamak. Çene yormak : Boşuna konuşmak. Çetin ceviz: -1. Yola getirilmesi, kendisine bir durum ya da düşünce nin benimsetilmesi zor olan kimse için söylenir. -’2. Başarılması ol dukça güç olan iş için söylenir. Çevir kazı yanmasın : Kırdığı potun farkına varınca sözünü çevirmeye kalkışanlara alay ya da şaka yollu söylenir. Çevre yapmak : Girişkeniigiyle pekçpk dost edinmek; muhit yapmak. Çıban başı: -1. Kurcalanırsa sonucu kötüye varma olasılığı bulunan sorun. -2. Varlığı, düşünceleri, eylemleri sûrun yaratan kimse. Çrfrt çarşısı (gibi): Çok karışık yer için söylenir. Çığır açmak : Bir alanda eski görüş, anlayış, biçim ya da yöntem yeri ne yenisini getirmek, başlatmak. Çığırından çıkmak: -1. Doğru yoldan ayrılmak. -2. Düzeltilmesi güç bir duruma girmek. Çığlık atmak (koparmak) (çığlığı basmak) : Kulakları tırmalayacak korkunç sesler çıkararak acı acı bağırmak. Çığlık çığlığa : Çığılık ata ata, bağırıp çağırarak. Çıkar yol: İnsanı güç durumlardan kurtaran davranış, başarıya ulaştı ran seçenek, çare; çözüm yolu. Çıkış yapmak: Bir tartışmada, karşıt görüşte olanları susturmak ama cıyla sert davranışta bulunmak. Çıkmaza girmek: Bir iş içinden çıkılamayacak bir duruma gelmek, (Kars. Batağa saplanmak.) Çıkmaz ayın son çarşambası: “Bilinmeyen ve bilinmeyecek olan bir zamanda, hiçbir zaman.’ anlamında şaka yollu söylenir. Çıldırmak işten (bile) değil: “Söz konusu ters, aykırı bir durum karşı sında insan delirebilir.” anlamında söylenir. Çıngar çıkarmak : Gürültü ve kavgaya yol açmak. Çırasını yakmak: Olumsuz ilişkisi ya da kötü davranışı yüzünden biri’ ni büyük bir zarar uğratmak. Çıt çıkarmamak: En küçük bir ses bile çıkarmamak. Çıt çıkmamak : En hafif bir ses bile çıkmamak. Çıtı çıkmamak : Sessiz durmak, uslu oturmak, yaramazlık etmemek. Çiçeği burnunda (çiçeği burnunda, çamuru karnında) : -1. Taze, he nüz çıkmış şey için söylenir. -2. Yeni oluşmuş, yeni yapılmış, şey için söylenir. -3. Bir konuda yeni olan kimse için söylenir. Çiçek gibi olmak: Temizlenip paklanmak, göze hoş görünen duruma gelmek. Çift çubuk : Tarım yapabilmek için gerekli üretim araç ve gereçleri. Çift dikiş : Aynı sınıfta iki yıl okuyan öğrenci. Çifte kumrular: Birbirlerinden hiç ayrılmayan, birbirlerini çok seven kimseler. (Kars. Ahbap çavuşlar, iki ahbap çavuşlar.) Çiğ çiğ yemek<(birinî): Öldürecek derecede Öfkelenmek. Çiğlik etmek : Uygunsuz, yersiz davranışta bulunmak. Çiğneyip geçmek : Gereken ilgi ve saygıyı göstermemek. Çiğ yemedim ki karnım ağrısın : “Suç işlemedim, neden korkayım?” anlamında. Çile çekmek : Sıkıntı içinde bulunmak, sıkıntı çekmek. Çileden çıkarmak (birini): Birini densiz söz ve davranışlarıyla çok kız dırmak. (Kars. İfrit etmek.) Çileden çıkmak: Sabır ve dayanma gücünü yitirip taşkınlık göster mek; kendini kaybetmek. (Kars. İfrit olmak.) Çile doldurmak (çıkarmak): Sürekli sıkıntı ve eziyet içinde bulunma nın sona ermesini beklemek. Çilingir sofrası: Hafif mezelerle donatılmış içki sofrası. Çil yavrusu gibi dağılmak: Kotu bir durum karşısında, perişanca her biri bir yana dağılmak; kaçışmak. Çimdik atmak (basmak) (birine): Onu çimdiMemek. Çirkefe bulaşmak: Kötü sonuçlar doğurabilecek bir işe ya da şirret bi rine sataşmak. Çirkefe taş atmak (çirkefi üzerine sıçratmak); Kötülüğü dokunabile cek birinin saldırısına yol açacak bir davranışta bulunmak, söz söyle mek. Çivi gibi: -1. Sağlam yapılı, çevik (insan). -2. (Su için) Çok soğuk. Çivi kesmek : Çok üşümek. Çizmeden yukarı çıkmak : Olanaklarının elvermeyeceği bir işe karış mak, aşın gitmek Çocuk işi: Kolay ya da önemsiz iş. Çocuk oyuncağı :-1. Pek Önemli sayılmayan. -2. Kolay yapılabilecek iş için kullanılır. Çoğu gitti azı kaldı (keli gitti, dazı kaldı): “Ele alınmış olan işin bü yük bölümü, en zor, en önemli yanı tamamlandı, geriye önemsiz bir bölümü kaldı.” anlamında. Çok bilmiş: -1. Zeki, akıllı (kimse). -2. Sinsi, kurnaz, çıkarını gözeten (kimse). Çok gelmek: -1. Gereğinden fazla olmak. -2. Katlanılmaz, çekilmez ol mak. Çok görmek (bir şeyi birine): -1. Bir şeyi bir kimseden esirgemek, o şeyi ona değer bulmamak. -2. Birinin bir davranışını yadırgamak. Çok olmak : Davranışları sınmnı aşarak dayanılmaz, çekilmez duruma gelmek, usandırmak. Çoluk çocuk: -1. Bir kimsenin çocukları. -2. Bir kimsenin ailesi; eşi ve çocuklan. -3. Yaşça küçük ve deneyimsiz kimseler için alay yolu söy lenir. Çorap örmek: bk. Başına çorap örmek. Çorap söküğü gibi gitmek (gelmek): Bir kez başlayınca arkası çok kolay, kendiliğinden gelmek. Çorbada tuzu bulunmak: Yapılan işte ya da bir hizmette küçük de ol sa bir katkısı katkısı olmak, ona emeği geçmek. Çöp atlamamak: Çok titiz ve dikkatli olmak, gözünden hiçbir şey kaç mamak. Çöpe dönmek : Çok zayıflamak; çok güçsüz olmak. Çöp gibi (çöpten çelebi}: Çok zayıf, güçsüz (kimse). Çöpsüz üzüm : -1. Sorun çıkaracak pürüzleri olmayan, kârlı İş. -2. Bak mak zorunda olduğu çok yakın akrabası olmayan eş. Çubuğunu tüttürmek: Sorunsuz ve sıkıntısız bir hayat sürmek. Çukurunu kazmak: Birinin felaketine yol açacak girişimlerde bulun mak. (Kars. Tuzak kurmak.) Çulu düzeltmek (düzmek): -1. Giyimini yenilemek. -2. Paraca iyi du ruma gelmek. Çürük tahtaya basmak: İncelemeden, önlem almadan tehlikeli bir işe girişmek; aldatılmak.
__________________ #MustafaKemaLAtatürkTorunuyum..ღ ❦ {22~02~`22..∞} {09~09~`22..ღ} | |
|
Etiketler |
anlamları, başlayan, Ç, deyimler, harfi, ile, ve |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
D harfi ile başlayan deyimler ve anlamları | PySSyCaT | Atasözleri ve Deyimler | 0 | 19 Aralık 2015 23:15 |
R harfi ile başlayan deyimler ve anlamları | PySSyCaT | Atasözleri ve Deyimler | 0 | 19 Aralık 2015 22:49 |
S harfi ile başlayan deyimler ve anlamları | PySSyCaT | Atasözleri ve Deyimler | 0 | 19 Aralık 2015 22:48 |
Ş harfi ile başlayan deyimler ve anlamları | PySSyCaT | Atasözleri ve Deyimler | 0 | 19 Aralık 2015 22:46 |
T harfi ile başlayan deyimler ve anlamları | PySSyCaT | Atasözleri ve Deyimler | 0 | 19 Aralık 2015 22:44 |