Çevrimdışı

1.*******Kendini tanımla… Nasıl birisin?

2.*******Hayattan beklentin nedir?

3.*******Aşk nedir sence?

4.*******Sen iyi bir aşık mısın?

5.*******Aşkta yaratıcı mısın?

6.*******Hayatının aşkı nasıl biri?

7.*******Şu anki aşk yaşamın seni tatmin ediyor mu?

8.*******Kendine güveniyor musun?

9.*******Aşka güveniyor musun, peki aşık olduğun kişiye?

10.***Aldattın mı? Aldatıldın mı?

11.***Sence aşk var mı?

12.***Sence mutlu aşk nasıldır?

13.***Seni bugüne kadar en çok mutlu eden aşk olayı neydi?

14.***Seni bugüne kadar en çok üzen aşk olayı neydi?

15.***Aşkı yaşamında gerçekten istiyor musun?

16.***Eski ilişkilerindeki hatalarını kabul ediyor musun?

17.***Anne ve baban ilişkilerinde mutlu muydu? Onlardan etkilendin mi?

18.***Seni birisi en çok hangi özelliklerinden dolayı sever?

19.***Sen birini gerçekten neden seversin?

20.***Kendini gerçekten seviyor musun?

Bu sorulara samimiyetle ve mutlaka yazarak cevap verin. Kendinizle yüzleşin. Öncelikle şunu asla unutmayın; kendini sevmeyen hiç kimseyi sevemez. Başkaları için yaşayarak enerjinizi yanlış kullanmayın ve kendinizi tüketmeyin. Bu boyuta kendiniz olmak için geldiniz. Eğer yaşadığınız aşklarda fazla verici ve fedakar olup karşı tarafı memnun etmeye kalkıyorsanız ve ödünler veriyorsanız, şunu bilin ki; ilişkinizde ciddi sorunlar var… Bazen karşı tarafı aşk adı altında bazı şeylere mecbur bırakırız, onları kendimize borçlandırırız. Bu aşk değildir, gerçeklerle yüzleşin.
Aşkta yani gerçek aşkta, mutluluk vardır. Acı, bağımlılık, kin, nefret, saygısızlık, aldatma, soğukluk, kandırma, riya gibi ilkel anlayışlar yoktur… Size mutluluk vermeyen bir aşk yaşamınız varsa, sizin kendinizle, geçmişinizle, ailenizle, dünyayla, evrenle belirgin sorunlarınız vardır. Çoğu kişi gerçek aşkı da aramaz aslında, elindekine aşksal anlamlar yükler ve kendini kandırır. Bunu kolay yol olarak görür ve aslında kişisel gelişimine en büyük zararı verir.*
Karma da önemli, atalardan gelen enerji mirası yani… Anne ve babanızın geçmiş yaşam enerjileri ve hatta daha eski zamanlarda yaşamış aile büyüklerinizin aşk hataları, aşk yaşamları, aşka bakış açıları, acıları, deneyimleri enerji geçişleri ile size kadar uzanır, sizi bile etkiler. Bu anlamda da enerji ve inanç olarak aşka açılmanız ve temizlenmeniz gerekir. 14 yaşımıza kadarki aile içi farkında olmadan söylenen sözler bile bazen bizleri kodlar. Türkiye’deki “bu yaştan sonra evlenilmez”, “evde kaldın”, “yaşlanan kadın aldatılır”, “erkekler aldatır”, “evlenmek artık çok zor oldu” gibi yanlış yönlendirme ve inanç sistemleri sizin ruhunuzca da kabul gördüyse arınmanız şart.
Düşünce olarak önce aşka inanın. Sizi sevecek, olduğunuz gibi kabul edecek, ruh ikizinizin varlığını bilin ve buna inanın. Aşkı aşkla ilgilenerek yaşamınıza çağırın; gül yaprakları toplayın, aşk şarkıları dinleyin, çikolata satın alın, aşk romanları okuyun, aşk filmleri izleyin yani evrenden istemeye başlayın ki evren de sizi duysun… Buna kötü giden aşk yaşamınızdaki zinciri kırmak da diyebilirsiniz. Ruhen aşka açılmak için ve çekim yasası kuralları ile aşkı çekmek için mutlaka önce kendinizi sevmeniz, sevilmeye değer bulmanız, sevgiyi hakettiğinize inanmanız, aşk istemeniz, bunları gözünüzün önüne getirebilmeniz, hayal edebilmeniz yani imgelemeniz gerekir.
Siz çok değerlisiniz, bunu yaşamınızın her anında hatırlayın. Bu sizin yaşamınız, herşey sizin için. Herşey siz isterseniz olur, istemezseniz olmaz. Kendinizi ve bugüne kadar yaşadığınız olumsuz ne varsa affedin ve vedalaşın. Kendinizi çok evin, hatta yeri geldi mi bencil olun. Bencil olmak zannedildiği gibi kötü bir şey değildir. Kendinizi sevdikçe ve sadece istediklerinizi yaptıkça herşey yoluna girmeye başlayacak, bunu şaşırarak göreceksiniz.*

__________________
Yürürken başımın yerde olması sizi rahatsız etmesin.Benim tek derdim; yere düşen edebinize takılmamak..